Elif, Karadeniz’in hırçın dalgaları kadar gururlu, kendi kurallarına sıkı sıkıya bağlı bir genç kadındır. Bora ise Ankara’nın soğuk gri sokaklarında büyümüş, sakin görünen ama fırtınayı içinde taşıyan biridir. Üniversitede başlayan küçük bir tartışma, ikisinin de hayatında görünmez bir düğüm atar. Yanlış anlamalar, kırılmış gururlar ve yarım kalmış cümleler… Her biri, Elif ile Bora’yı birbirinden uzaklaştırsa da kader, onların yollarını yeniden ve yeniden kesiştirmekten vazgeçmez. Aşk, bazen bir bakışla başlar… Ama gerçeği öğrenmek, bir ömrü alabilir.

Korsan ve Kraliçe Gerçek kimliğini saklayabilirsin… Kalbini asla. Meltem, gündüzleri sıradan bir lise son sınıf öğrencisi… Ama geceleri “Ana Kraliçe” adıyla dark web’in en zeki ve en gizemli hacker’ı. Kimse onun kim olduğunu bilmiyor, öyle de kalmalı. Altan ise genç bir rehber öğretmen maskesi altında yaşayan, geçmişi sırlarla dolu bir bilgisayar korsanı. Adalet için savaşan, ama kendi yöntemleriyle. Bir gün yolları kesiştiğinde, Meltem yanlışlıkla Altan’ın gizli forumuna düşer. Onu uyarması gerekirken, ikisinin de hayatı geri dönüşü olmayan bir şekilde değişir. Artık ikisini bekleyen sadece bir sır savaşı değil; aynı zamanda kalplerinin en kırılgan noktalarını keşfedecekleri bir yakınlaşmadır. Tek bir hata, her şeyi ortaya çıkarabilir. Tek bir güven, kalpleri birleştirebilir.

“Geç kalmak bazen kayıp, bazen ikinci bir şanstır…” Mert, babasının hastalığıyla yüzleşirken hayatını sorgularken bulur kendini. O an, hiç beklemediği bir yerde Müge çıkar karşısına. Sessizliğiyle konuşan, yaralarıyla güçlü duran bir kadın. Bir yabancı gibi girer hayatına, ama yabancı gibi kalmaz. Çünkü bazı karşılaşmaların kaderle yazıldığına inanırsın. Ve o zaman sorarsın kendine: Kalbine geç mi kaldın, yoksa tam vaktinde mi yetiştin?