Not; Kusursuz Kaos kitabı, mafyanın zoraki gelininin devam kitabı olarak yazılıyor. Mafyanın Zoraki Gelini- Farah Savran 1. Bölüm başlığından itibaren okuyabilirsiniz.
DİKKAT +18 SAHNELER İÇERİR. 🔞🔞
Bir can kurtardığını sanmıştı…Ama aslında kendi özgürlüğünü elleriyle teslim etti.👑 O, ölümün kıyısından kurtardığı adamın şimdi zoraki gelini.👠 Bir mafya tarafından sahiplenildi.🔫 Kaçamadı. Direndi. Sonra… boyun eğdi.Ama boyun eğmek, teslim olmak mıydı?Yoksa kalbinin bile bile esir düşmesi mi?“Seni kurtardığım o gece, aslında kendimi sana zincirledim.”
+18 SAHNELER AÇIKÇA İÇERİR.🔞🔞
ÖNCELİKLE BU KİTAP KLASİK ZORAKİ EVLİLİK SONRASI AŞKA DÖNÜŞEN DEĞİL, DAHA ÇOK EVLENDİĞİ ADAMDAN KURTULMAK İSTEYEN BİR KADININ HİKÂYESİ...
Aynı yüze sahip iki kadın... Biri İstanbul'un parlak ışıkları altında, teknoloji devlerinin arasında yükselen bir yazılım mühendisi: İdil Soykan. Diğeri ise karanlığın, sessizliğin ve mafyanın gölgesinde kaybolmuş bir kadın: Maya. Hayatın iki zıt ucunda yaşayan bu iki kadının yolu, bir ormanın sessizliğinde kesişiyor. Ama birinin nefesi, diğerinin son nefesine karışıyor.
"Durun... lütfen yardım edin, ormanın içinde yaralı bir kadın var."
Yardım etmesi gerekiyordu, yoksa kadın ölebilirdi. Bana benzemesi şuan umurumda değildi. Adamın gözündeki şoku görebiliyordum, kim olsa gecenin bir yarısı arabasının önüne atlayıp yaralı biri var dese ben de şoka girerdim. Yavaşça kapıyı açtı, bileğimi kavrayıp tuttu ve "sen... ben seni öldürmüştüm." Şimdi şoka girme sırası bendeydi.
İki kadın. Aynı yüz.
Biri toprağın altında... Diğeri Mirza Karahan'ın hedefinde.
"Sen artık bana aitsin." Sözleri beynimde yankılanıp duruyordu. Ağzımı açıp tek bir kelime edemiyordum.
Elleri hoyratça kalçamı sıkarken ağzımdan kısık bir inleme döküldü.
Siktir ne yapıyorum ben?
"B-bu çok yanlış..." derken sesim titriyordu.
"Kağıt üzerinde de olsa ben evliyim."
Ama söylediklerimi duymuyordu.
Dudaklarını göğüs çatalıma bastırdığında hissettiğim sıcak dudaklarla bedenim adeta titredi.
Ama garip olansa ben de istiyordum.
Biz bu duruma nasıl gelmiştik?!
Zorunlu bir tayin.
Unutulmak istenen bir geçmiş.
Ve nefret ettiği üniformalarla yeniden yüzleşmek zorunda kalan genç bir kadın…
Büge Demirağ, hayatı boyunca kaçtığı dağlara geri dönmek zorunda kalınca, geçmişin gölgeleri yeniden canlanır.
Ama bu kez yalnız değildir…
Ve bu dağda sadece anılar değil, gerçek savaşlar da vardır.
Pars Timur,
O, sınırda doğmuş bir askerdi.
Dağlara gözünü açtı, susarak büyüdü.
Sevmek lükstü onun için. Güvenmek, neredeyse ihanetti.
İtaat etmediği tek şey, kalbinde bir türlü susturamadığı sesti.
Pars Yüzbaşı, kaybettiklerini görevle unuttu.
Kendi hikâyesini silip, başkalarının hayatını kurtarmaya adadı.
Ve bu iki insan en olmadık zamanda yolları kesişir...
🎭 İki farklı isim, iki farklı hayat...🔥 Ve küllerinden doğmayı ant içmiş bir kadın.Nisan Erdemir, iç mimarlık öğrencisi, kızıl saçlarıyla hayat kadar tutkulu bir kadın. Hayalini kurduğu bir hayat, düğününden bir hafta önce bir yalanla yerle bir olur. Aşık olduğu adam Emir, aslında Kerem'dir... ve evlidir. Geride sadece bir yüzük değil, sahte bir kimlik, yıkılmış hayaller ve paramparça bir kalp kalır. Ama Nisan ağlamaz.İstanbul'a gitmeye karar verdiğinde bir kadının nasıl küllerinden doğduğunu gösterecektir. Fakat planladığı intikam, ona hiç tahmin etmediği bir Kapı açacaktır.Kerem'in amcası Atlas Karaca. Karanlık, etkileyici ve sessiz fırtınalarıyla Nisan'ın dünyasını yeninden sarsacak bir adam. Nisan, bir yandan kalbinde açılan yaraları sarmaya çalışırken, diğer yandan kaderin ikinci bir şans mı, yoksa yeni bir kâbus mu sunduğunu sorgulamak zorunda kalır. Bu roman; ihaneti, intikamı ve en çok da bir kadının küllerinden yeniden doğuşunu anlatıyor.