“Konuştuğumdan farklı yazıyor, düşündüğümden farklı konuşuyor, düşünmem gerektiğinden farklı düşünüyorum; ve bunlar böylece derin bir karanlığa doğru devam ediyor.” | Franz Kafka
Doğunun küçük bir kasabasında, ailesi tarafından töreye sıkı sıkıya bağlı bir şekilde büyütülen Elvan, köyde yaşanan trajik bir olay sonrası büyük bir iç çatışma yaşar. Bir yanda çocukluğundan beri öğretilen kurallar, diğer yanda vicdanı ve kalbi arasında sıkışır. Elvan, aile şerefini “temizlemesi” beklenen kişi olarak seçilmiştir ama o, susturulanların sesi olmayı seçer.
“Taş döşeli bir sokak. Her yer sisli. Adım attıkça ayaklarım çıplak, soğuk zemini hissediyorum. Lambalar titrek.Issız ve tenha sokakta adım attıkça ürperiyorum. Ama biri var.
Beni izliyor.
Gözleri karanlığın içinden geçiyor, sanki beni tanıyor.
Ama ben onu tanımıyorum.
Henüz.”
Kalemi elinden bırakırken bir an tereddüt etti. Son cümleyi silip yeniden yazdı:
“Ama tanıyacak gibiyim.”