Sevgili okurlarım, Asil ile Safir kitabında Sitare kitabındaki Duygu ve Alp'in hikayesini okuyacağız. Bakalım bizim iki inatçı keçimiz bu yolda neler yaşamış hep birlikte okuyup görelim🥰 Bölümler Sitare bittikten sonra düzene binecektir. Şimdiden hepinize keyifli okumalar diliyorum ❣️🌸🍃
Kızıltepe’nin tozlu sokaklarında, iki insanın kaderleri birbirine düğümlenir. Astsubay Başçavuş Erdem Karaca, disiplinin ve görev bilincinin sembolü. Şule Cansever ise inancı ve merhametiyle halkın kalbinde yer etmiş bir Kur'an kursu hocası… İkisinin yolları, hayatla ölüm arasında ince bir çizgide kesişir. Bir çocuğun kurtarılması, sadece bir görev değil, iki yabancının kalplerinde derin izler bırakacak bir dönüm noktası olur. Bu karşılaşma, sessiz bir ittifakla başlayıp kaderin yazısını ilmek ilmek işleyen bir başlangıca dönüşür.
Bahçedeki bankın boş olduğunu görünce o tarafa geçip arkadaşımı beklemeye koyuldum. Duygu gelene kadar yeni başlayacağım romana göz atmaya karar verdim. Birkaç sayfa okuduktan sonra içinden bir kağıt çıktı.
‘’Ne zaman koydum acaba bunu ben aldığımdan beri kapağını bile açmadım hayret’’
Nerden çıktın karşıma böyle Sitâre?
Efsaneler dökülüyor gülüşlerinden
Kirpiklerin yüreğime batıyor.
Telaşlı bir kalabalığın ortasındaAyaküstü konuşuyoruzNedim'in nigehbân nergisleri gibi
Üstümüzde bütün nazarlar.
Çok utanıyorum Sitâre….(Dilaver Cebeci/ Sitare)