bc

Zamanın Bekçileri (Arya)

book_age18+
14
FOLLOW
1K
READ
adventure
revenge
dark
family
time-travel
system
fated
kickass heroine
drama
tragedy
serious
kicking
mystery
scary
campus
city
pack
another world
secrets
superpower
love at the first sight
surrender
like
intro-logo
Blurb

Zamanın akışı bir sır gibi korunmaktadır. Her çağda, zamanı korumakla görevli olan gizli bir topluluk vardır: Zamanın Bekçileri. Onlar, geçmişi, bugünü ve geleceği dengede tutan, zamanı bozmaya çalışan karanlık güçlere karşı savaşan kadim bir topluluktur.

Ana karakterimiz Arya, sıradan bir lise öğrencisiyken bir gece rüyasında tanımadığı bir adamdan garip bir saat alır. Uyandığında saat gerçekten kolundadır. Bu saat, onu beklenmedik bir kaderin içine sürükler. Arya, aslında kayıp bir zaman bekçisinin soyundan gelmektedir. Zamanın bir yerinde bir şey kırılmıştır ve bu kırık, gerçekliği parçalamak üzeredir. Arya, geçmişin sırlarını çözmek, zamanı korumak ve kendini keşfetmek zorundadır.

chap-preview
Free preview
uyandırılış
Not: Zaman sadepce saatlerden ibaret değildir. Onun altında yatan bir düzen vardır ve bu düzen üç zaman katmanına ayrılmıştır: 🕰️ Zaman Katmanları: Gerçek Zaman: Bizim yaşadığımız dünya. Bekçiler burada gizli yaşar. Gölge Zaman: Zamanın yaraları burada belirir. Hatalı zamanlar burada sıkışır. Burada karanlık yaratıklar yaşar. Unutulmuş Zaman: Artık kimsenin hatırlamadığı çağlar. Buraya sadece en güçlü Bekçiler girebilir. Kayıp Bekçilerin ruhları burada dolaşır. Saat 03:00’tü. Arya derin bir uykudaydı, ama zihni bir girdabın içindeymiş gibi çalkalanıyordu. Rüyasında sislerle kaplı bir vadideydi. Gökyüzü kapkaraydı, rüzgâr uğulduyor ama hiçbir yaprak kıpırdamıyordu. Sislerin arasından çıkan uzun boylu, garip giysiler giymiş yaşlı bir adam, gözlerinde binlerce yılın bilgeliğiyle ona doğru eğildi. Avuçlarının içinde antika bir cep saati tutuyordu. Saatin üzeri işlemelerle kaplıydı; altın ve gümüşün birbirine dolandığı eski bir sembol, göz alıcı bir ışıkla parlıyordu. Adam, Arya'nın bileğini tutup saati yavaşça taktı. > “Zaman geldi,” dedi adamın tok ve yankılı sesi. “Sen artık sadece bir öğrenci değilsin, Arya. Zaman seni seçti.” Arya bu sözlerle irkildi. Gözleri bir anda açıldı. Yatağının içinde doğruldu, alnı ter içindeydi, kalbi göğsünü delip çıkacak gibiydi. Karanlık odada gözlerini tavana dikti. Uyandığı hâlde rüya zihninde canlıydı. Adamın yüzü, saatin ağırlığı, ve o sözler... sanki gerçekti. Göz kapaklarını birkaç kez kırpıştırdı, sonra yavaşça başını eğdi. Bileğine baktığında gözlerine inanamadı. > Saat... hâlâ oradaydı. Rüyasında taktığı antika cep saati, gerçekten kolundaydı. İçini tarifsiz bir ürperti kapladı. Saat, tıpkı rüyasındaki gibi işlemeli, ağır ve eskiydi. Camı pusluydu, yelkovanı kıpırdamıyordu. Çalışmıyordu... ama asıl garip olan başka bir şeydi. Arya saati çevirdi, arka kapağındaki yazıya göz attı. Tozla kaplıydı önce, ama parmaklarıyla silince yazı parladı. Harfler sanki ışıkla yazılmıştı: > “Bekçi uyandı.” Yatağından kalktı, odanın sessizliğinde yürüdü. Pencerenin önüne geldiğinde perdeleri araladı. Dışarısı sessizdi. Her şey olağan görünüyordu. Ama içinde hiçbir şey olağan değildi artık. Saatin ışığı bileğinde soluk soluk yanarken, dijital saatine göz attı: 03:33 Rakamlar gözlerine delici bir kesinlikle işlenmiş gibiydi. Zihni bin parçaya bölünmüş gibiydi. Rüyada mıydı hâlâ? Yoksa gerçek, rüyadan daha da tuhaf mıydı? Göğsünde büyüyen o ağırlık, garip bir çekime dönüşüyordu. Sanki bir şey... onu çağırıyordu. İçinde bir ses fısıldıyordu: > “Başladı.” Arya, o an anlamasa da, bir dönüm noktasının içindeydi. O gece yalnızca bir rüya görmemişti. Bir sırra uyanmıştı. Ve bu sır, zamanı değiştirecek bir savaşı başlatacaktı. Rehber: Not: Dünya dört ana bölgeden oluşur ve her bölge bir Zaman Taşı'nı korur: 1. Kronis Diyarı – Gerçek Zaman’ın kalbi, Bekçiler’in merkezi. 2. Nokturn Vadisi – Gölge Zaman’a açılan kapı burada. Karanlık varlıklar dolaşır. 3. Ebed Ormanı – Zamanın sabit olmadığı, geçmişin ve geleceğin iç içe geçtiği bir bölge. 4. Araf Kulesi – Unutulmuş Zaman’ın girişi burada. Buraya giden geri dönemez denir. > Sabah olduğunda Arya’nın zihni hâlâ bulanıktı. Güneş, perdelerin arasından odasına sızıyor, gece yaşadığı şeyleri sanki sıradan bir rüya gibi göstermeye çalışıyordu. Ama o saatin hâlâ kolunda duruyor oluşu, her şeyi değiştiriyordu. Kahvaltı bile etmeden dışarı çıktı. Hava garip şekilde sessizdi. Sokakta yürürken kalbinin altında bir çekim hissediyordu, adımlarını nereye götürdüğünü bilmeden atıyordu. Ve bir anda… Zaman dondu. Kuşlar havada asılı kaldı. Arabalar hareketsizdi. İnsanlar tek karede dondurulmuş gibiydi. Arya panikledi, nefes alamaz gibi oldu. Ama sonra biri konuştu: — “Korkma. Sadece zamanı biraz yavaşlattım.” Arya arkasını döndü. Uzun boylu, koyu gri ceketli, gözleri gümüş gibi parlayan bir adam ona doğru yürüyordu. — “Ben Eron. Babanın dostuyum. Ve senin rehberinim.” Arya bir adım geriledi. — “Babam mı? O öldü. Sen de kimsin? Zamanı nasıl durdurdun sen?” Eron hafifçe başını salladı. — “Hayır, Arya. Baban ölmedi. Sadece… zamanın dışında kaldı. Ve sen, onun bıraktığı en önemli emanetsin.” Arya’nın gözleri doldu. — “O saate ne oldu? Bu gerçek mi?” Eron yavaşça Arya’nın kolundaki antika saate dokundu. Saate dokunduğu anda zaman tekrar akmaya başladı, ama Eron’la Arya’nın çevresinde bir küre oluşmuş gibiydi, dış dünya sessizliğe gömülmüştü. — “Bu saat, bir anahtar. Tüm zaman boyutlarına geçit açan nadir eşyadan biri. Ve sadece kan bağı taşıyan bir Bekçi onu kullanabilir. Tıpkı senin gibi.” Arya sessizdi. Rüya değilse, bu delilikti. — “Bekçi mi? Neyi bekliyorum ben?” Eron’un sesi daha da ciddileşti. — “Zamanı, Arya. Geçmişi, geleceği, şimdiyi... Hepsini. Zamanın yapısı kırılıyor. Ve bunu durdurabilecek tek kişi sensin. Kanında onun gücü var.” Arya başını iki yana salladı. — “Hayır… ben sadece sıradan biriyim.” Eron gözlerinin içine baktı. — “Hayır Arya. Sen sıradan değilsin. Zaman seni seçti. Şimdi ya kaçarsın... Ya da zamanı savunursun.” Arya’nın içindeki korku, yerini garip bir kararlılığa bırakıyordu. Bu bir delilik gibi görünse de… bir parçası doğru olduğunu hissediyordu. — “Ne yapmam gerekiyor?” Eron hafifçe gülümsedi. — “İlk görevine başlayacağız. İlk Zaman Taşı seni bekliyor. Ama önce... geçmişine gitmemiz gerek.” Geçmişe Yolculuk: Not: 💎 ZAMAN TAŞLARI VE GÖREVLERİ 1. Koz Taşı (Kronis Diyarı) Görev: Arya, ilk defa zaman yolculuğu yapar ve kendi doğumunu gözetler. Tehlike: Geçmişini değiştirme isteği. 2. Vadi Taşı (Nokturn Vadisi) Görev: Gölge Zaman'da kaybolmuş olan babasının hafızasını bulmak. Tehlike: Zaman Canavarları. 3. Ebed Taşı (Ebed Ormanı) Görev: Zamanlar arası geçit açmak. Tehlike: Kendi gelecek versiyonuyla karşılaşmak. 4. Araf Taşı (Araf Kulesi) Görev: Annesinin ruhunu kurtarmak. Tehlike: Zamanın çöküşü ve Zerem’le son yüzleşme. Arya’nın zihni hâlâ saatin ağırlığıyla doluydu. Eron, onu Kronis Tapınağı’nın altındaki gizli odaya götürdüğünde zamanın yüzü değişmiş gibiydi. Taş duvarların arasındaki hava ağırdı; sanki her adım, eski bir hatırayı uyandırıyordu. Odanın ortasında eski bir masa, üzerinde ise ışıldayan yuvarlak bir taş vardı. Taş, içten gelen bir nabız gibi atıyordu. > — “Bu, ilk Zaman Taşı,” dedi Eron. — “Onu kullanarak bir zaman yarığı açabiliriz. Ama dikkatli olmalısın Arya… Gideceğin geçmişte dokunduğun her şey, geleceğini değiştirebilir.” Arya yutkundu. — “Nereye gideceğim?” Eron gözlerini kaçırmadı. — “Kendi çocukluğuna. Ama sadece izleyeceksin. Müdahale etmek yok.” – Arya başını salladı " tamam " dedi ve taşı eline aldı... Arya taşı ellerinin arasına aldığında soğuk bir ürperti vücudunu sardı. Taş, ona bir nabız gibi tepki veriyor, düşüncelerini okuyor gibiydi. Gözleri kapanmadan önce tek duyduğu şey, Eron’un fısıltısıydı: > — “Sadece gözle. Ne olursa olsun... sakın değiştirme geçmişi.” Bir anda rüzgâr gibi bir güç etrafını sardı. Gözleri kapalıydı ama ayaklarının altındaki toprak değişmişti. Açtığında, kendini eski bir bahçede buldu. Yağmurdan sonra ıslanmış toprak kokusu burnuna geldi. Kuş sesleri... çocuk kahkahaları... Ve sonra… Kendini gördü. Küçük bir kız çocuğu. Dört, belki beş yaşındaydı. Kızıl saçları iki yandan örülmüş, çamura bata çıka koşturuyordu. Onu uzaktan izleyen bir adam vardı. Genç, güçlü görünümlü… ama gözlerinde bitmek bilmeyen bir yorgunluk. Elinde eski bir kitap tutuyordu. Arya'nın babasıydı. Arya gözyaşlarını tutamadı. > — “Baba...” Ama sesini duyan olmadı. Rüzgâr sesini yutmuştu. O sadece bir gözlemciydi artık. Babasının küçük Arya’ya dönüp gülümsediğini gördü. Sonra cebinden bir şey çıkardı… > Bir saat. Aynı saat. O an Arya'nın nefesi kesildi. Bu saatin kaynağı babasıydı. Ve onu korumak için kızından bile saklamıştı. Tam o sırada, uzaktan gelen bir kadın sesi duyuldu. > “Zaman uyanıyor. Saklamaya devam edemeyiz, Eron haklıydı...” Arya irkildi. Bu ses... > Annesinin sesiydi. Ama annesi öldü sanıyordu. Hatta kimse hakkında konuşmazdı. Şimdi ise karşısında, genç ve sağlıklıydı. Ama yüzünde korku vardı. Babası başını eğdi. — “Zaman bekçileri onu alacak. O bizimle kalırsa, ikimiz de yok oluruz. Ama o zamanı koruyabilir…” O an Arya, bir sırra daha tanık oldu. Annesi Arya’ya yaklaştı, küçük elini tuttu. Başını eğdi ve fısıldadı: > — “Zaman seni koruyacak, kızım… Ama bir gün… sen zamanı koruyacaksın.” Ve o an… Bir şey oldu. Gökyüzü çatladı. Zaman kıvrıldı. Bir fısıltı, taşın bittiğini haber verdi. Arya geçmişten koparılırken bir tek şeyi hatırlıyordu: > Annesi yaşıyordu. Ve onu bırakmak zorunda kalmışlardı.

editor-pick
Dreame-Editor's pick

bc

Sessiz Çığlık

read
9.9K
bc

Askerin Gelincik Çiçeği

read
33.0K
bc

Kod adı :Buz

read
6.1K
bc

AŞKIN KÜLLERİ [ YENİDEN DOĞMAK ]

read
7.4K
bc

İNFAZ

read
4.8K
bc

Geyna-Layon'un Fısıltısı

read
1.3K
bc

Kader Çıkmazı

read
4.6K

Scan code to download app

download_iosApp Store
google icon
Google Play
Facebook