4- ~HAYAL~

704 Words
Tutsak insan pasif kaldıkça birileri tarafından hep yönetilecektir? ________________________? "Ölene kadar benim emrim altında senin için bir hapishane görevini üstlenen evim de Ben Ali Altınsoy'un yanında benim bir tutsağım olarak yaşayacaksın!" "Böyle bir teklifi kabul etmiyorum. Burdan gitmek istiyorum asla kalmayacağım. Beni zorla burada tutamazsın." "Sana düşünceni sormadım. Ben ne söylediysem öyle olacak" "Asla kalmam burada, gideceğim. Gidiyorum da!" Arkamı dönüp kapının kolunu tuttuğum an da kolumdan tuttup, sırtımı sertçe kapıya yasladı. "Tekrar söylemeyeceğim! Sen artık benim tutsağım oldun. Kaçışın yok artık. Burada yaşayıp bir hizmetli gibi işlerimi görecek, bana asla karşı gelmeyeceksin! Çünkü ters tarafımı görmek istemezsin. 'Hayır, bu dediklerini yapmayacağım gitmek istiyorum.' diyorsan bu evden sadece cesedin çıkabilir. Seçim senin yaşamak mı? ölmek mi? Kararını verip aşağı in!" Ben söyledikleri karşısında kendime gelemezken o ise beni kapı kenarından yana ittirip kapıyı açarak dışarı çıkmıştı. Olayın heycanı içerisinde nefes almakta zorlanıyordum. Bir süre derin derin nefesler alarak kendime gelmeye çalıştım. Güçten yoksun olan bedenimi destek almak istercesine sırtımı duvara yasladım. Ama bu bile beni ayakta tutabilecek güçte değildi. Yavaşça duvara sürtünüp yere oturdum. Dizlerimi kendime çekip kollarımı bacaklarıma sardım. "Dayanamıyorum kalbim acıyor. Öyle ki kalbime keskin bıçak darbeleri atılıyormuş gibi. Tüm bu olanlar bedenime çok fazla gelmiş, omuzlarım hızla çökmüştü. Bu hayatı zor yaşarken şimdi de bu berbat hayatıma, bir de hapis hayatı mı eklenmişti yani! Nasıl bir günah işlemiş olabilirim ki beni böyle cezalandırıyorsun Tanrım? Ben hiç mutlu olamayacak mıyım? Bataklığa saplanmış olan bu hayatım daha ne kadar dibe batacak? Tam 'daha kötüsü olamaz' derken omuzlarıma daha da büyük bir yük yüklenmesinden yoruldum. "Baba, sana bu hayatı doyasıya yaşayacağım. Dünyanın en mutlu, en huzurlu insanı olacağım demiştim. Olmadım baba, olamadım. Sen gittikten sonra benden çok şey gitti. Elimden umutlarım, hayallerim, huzurum, sevincim de gitti baba. Şimdi benden geriye bir özgürlüğüm kalmıştı. Onu da bu adam ellerimden almak istiyordu. Bu hayatta, bi kendinden aciz ruhum bir de bedenim kaldı. Yaşamak için bir sebebim bile kalmadı. Aldılar elimden! Yanınıza gelebilir miyim baba? Annem ve sen beni çok özlemişsinizdir. Biliyor musun? ben sizi çok özledim. Sizinle olmak istiyorum. Babacım... "Baba..." Babam karşımdaydı. Yerde bağdaş kurarak oturmuş, annemin ölümü üzerine beyaz olduğunu hatırladığım saçları şimdiyse kömür gibi karaydı. Beyaz gömleği, siyah pantolunu ve Zeytin gibi simsiyah olan gözleri buğulanmış, beni izliyordu. "Efsun'um, güzel kızım." Elini kaldırıp başımı okşadı. "Seni çok özledim, güzel kızım." Elini saçlarımdan usulca indirip yanağımda ki gözyaşımı baş parmağıyla sildi. Hasret giderirmişçesine yüzüme bakıyordu. Onu çok özlemiştim. Şimdi ise karşımdaydı. Benim babam ölmüştü. Şimdi nasıl olur da karşımda olurdu? "Bu bir hayaldi." Çok özlediğim için hayalini görüyordum. Hayali bile güzeldi. Hiç gitmesin istedim. Hep yanımda kalsın istedim. Ama bu mümkün olamayacak kadar hayaldi. "Baba gerçek değilsin dimi? Sen bir hayalsin" Babam 'evet' dercesine usulca başını eğip kaldırdı. "Olsun baba, hayaline bile muhtacım senin. Baba... Efsun'nun sözünü tutamadı. Hiç mutlu değil. Benimle gurur duyacağın bir mesleğim bile olmadı. Seni kaybedince elimde hiçbir şey kalmadı. hayatım alt üst oldu, baba. Şimdi ise daha berbat oldu. Baba Bir bedenim kalmıştı. Onu da kaybediyorum. Bugün annem'in ve senin yanına geleceğim. Mutlu olursunuz dimi?" "Gelme Efsun, daha çok gençsin. Önünde çok uzun bir zaman, hayallerin, umudun var Efsun. Ben seni yaşaman için büyüttüm, Efsun." "Ama baba yaşamama izin verilmiyor. Hayallerime karşı duvar örüyorlar. Biliyor musun? Sadece bedenim değil, ruhum da yoruldu." "Efsun. hayat belirsiz ve tahmin edilemezdir. İşte bu yüzden yaşamaya değerdir. Yaşamanı istiyorum Efsun. Ne olursa olsun asla pes etme!" Babamın bedeni giderek kayboluyor, beni tekrar bu dünya da bir başıma bırakıyordu. "Gitme baba, dur gitme, benide al. Babaaa..." Elimi uzattım ama görünmez oldu. Babamın bi hayali vardı elimde, onu da kaybettim. Yine bir başıma kalakalmıştım. Hangi tarafı seçecektim. Babamın dinlemeyip hayatıma son mu vermeliyim? ya da bu evde, bütün hayatım boyunca tutsak olarak mı yaşamalıyım? Kararımı verdim. Duvara tutunup ayağa kalktım. Kapıyı açıp kasvetli bir havası olan koridora girdim. Merdivenlerin başında durup içime derin bir nefes alıp merdivenlerden aşağıya inmeye başladım. Merdiven sonuna ulaştığımda siyah L koltukta, geriye doğru yaslanıp ayaklarını üst üste atmış, ensesi bana dönük oturmuş. Ali'yi gördüm. Onun olduğu tarafa omuzlarımı dikleştirerek yürüyüp önünde durdum. Bu benim hayatım. Hayatımın sonuna kadar güçlü görünüp güçlü olmalıydım. Ali'nin bakışları camların ardındaki ağaçlarla dolu bahçeden bana döndüğünde, ayağı kalkıp aramızda bir adımlık mesafe bırakarak karşımda durdu. Mavilikleri gözlerimdeyken ona kararımı açıkladım; "Teklifini kabul ediyorum." Ben Estella
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD