Genç kız alnına değen dudaklarla kaskatı kesildi.Bu öpücükte neydi?
Mirzanın kendine fısıldadığı sözcükler de neydi?Kendini bir rüyada hissetti.Genç adamın kokusundan sarhoş oldu.İtmeliydi onu hatta tokatlamalıydı.Fakat yapamıyordu.Daha önce hiçbir erkeğin dudakları değmemişti tenine bu adam ilkiydi.Daha nice ilki olacağı gibi...
Mirza genç kızın kendinden geçişini büyük bir tebessümle izliyordu.Kollarında tir tir titriyorudu Ahu gözlüsü.Belliydi ilk defa bir erkek tarafından öpülüyordu.Kendiside ilk defa bir kadının tenine değdirmişti dudaklarını.
Ahu gözlerini usulca açarak mirzaya döndü.Dudaklarının arasında 1 nefeslik mesafe vardı.
"Yapma"
"Neyi yapmayayım Ahu"
diyen mirzayla duydukları ayak sesleriyle birbirinden uzaklaştılar.Genç kız kendilerine doğru gelen berfin ve Süleyman ağanın kızı narinle kıpkırmızı kesilmişti.
Mirza ağa ahudan istemeye istemeye ayrılmıştı.Bu yüzden Sinirleri iyice gerilmişti.Kendilerine doğru gelen berfin ve narinle genç kızın kıpkırmızı kesildiğini hisseden mirza tebessüm etti.
"Hoşgelmişsen Mirza ağa"
diyen berfinle birlikte Ahu tuttuğu nefesini verdi.
"Hoşbulduk"
diyen Mirza hızla oradan ayrıldı.Berfin ahunun kıpkırmızı kesilme sebebini düşünürken bu sebebi tahmin eden narin iğrenerek ahuya bakıyordu.
Genç kız daha fazla ayakta duramayacağını hissederek kendini lavaboya attı.Fakat gördükleriyle şok geçirdi.Yüzü kırmızının değişik bir tonunu almış gözlerindeki yeşilleri koyulaşmıştı.Avuçlarına suyu dolduran genç kız yüzünü yıkamaya koyuldu.Aynaya dönen genç kız
"Allahım yardım et"
diyerek mırıldandı.
Narin Mirza ağanın şadoğlu konağında olduğunu öğrenince yalvar yakar babasıyla birlikte gelmişti.Fakat geldiğinden beri Mirza ağa yüzüne bakmıyordu.Üstelik bu da yetmezmiş gibi Ahu denen kadınla konuşurken görmüştü onu.Ahu ve mirzanın arasındaki etkileşimi
Çok önceden fark eden narin bir şey yapması gerektiğini fark ettiğinin farkına vardı.
Mirza ağa karşısında annesiyle konuşan Ahu gözlü kadına bir kez daha vuruldu.Gözlerinden belliydi çok sevmişti annesini.Mirza Ahu gözlüsünün yüzündeki pembeliğe bayılmıştı.Genç kızın yüzündeki kırmızılık yerini çok şeker bir pembeliğe bırakmıştı.
Ahu üzerindeki gözlerden heyecanlanmıştı.Sultan hanımım konuşmasıyla ona döndü.
"Değil mi Ahu kızım"
"Efendim"
diyen kızla mirza parmaklarını ağzına bastırarak çaktırmadan güldü.Sultan hanım ahuya dönerek
"Baklava ve Züngül tatlısı zor bir tatlıdır diyorum devran ve Mirza benden isteyip duruyorlar Fakat artık yaşım geçti.Gençliğimde olsam yapardım sen yapabiliyormusun?"
diyen Sultan hanımla ortam bir sessizliğe gömüldü.Narin fırsatı kaçırmamak adına sinsice sırıtarak konuşmaya başladı.
"Sultan teyzecim Ahu nereden bilsin yemek yapmayı o istanbullarda el bebek gül bebek büyümüş besbelli,hem okuyan kadından bir hayır gelmez"
diyerek cahilliğini konuşturan narinle ortamdaki gerginlik artmıştı.
Ahu abuk sabuk konuşan bu kızı ilk gördüğü günden ne mal olduğunu anlamıştı.Sultan hanımın ellerini tutan ahu
"En iyi yaptığımız tatlıdır annemle beraber özellikle baklava yapmaya bayılırım.Annem bana genellikle Türk mutfağından yemekler öğretti.Dfkat yabancı mutfaklardaki yemeklerinde yaparım.Dilerseniz yarın akşam sizi ve ailenizi evimizde ağırlamaktan şeref duyarız.Yemekleri bizzat ellerimle hazırlayacağım."
diyerek cümleye noktayı koymuştu.Narin böyle bir hamle beklemediğinden ne diyeceğini şaşırmıştı.Mirza ise minik kadınına bir kez daha hayran kalmıştı.Sultan hanım karşısındaki kıza gururla baktı ve eşi Hasan beye dönerek gözleriyle onay aldı.
"Öncelikle siz değil Sultan teyze de kızım."
"Peki sultan teyze"
diyen genç kız sabırsızlıkla
"Geliyorsunuz değil mi?"
dedi.Sultan hanım tebessümle
"Elbette"
dedi.Ahu büyük bir Sevinç'le Sultan hanıma sarılınca bütün gözlerin odak noktası olmuştu.En çok ta karşısındaki derin maviliklerin.
İstanbul (1 Gün Sonra)
Meryem titreyen elleriyle kıyafetlerini çıkarttı.Beyaz dizlerinin bir karış altındaki yarım kollu elbiseyi ve ayakkabılarına giyerek aşağı indi.
Ömer bey merdivenlerin başında beyazlar İçindeki Meryem'i görür görmez adeta tutulmuştu.Ürkek adımlarla kendisine yaklaşan meryemin titreyen ellerini usulca tuttu.
"Sakin ol herşey iyi olacak Meryem hadi şimdi havaalanına gidelim."
diyen adamla başını sallayan kadın havaalanına doğru yol aldı.Neyle karşılacağına bilmeyen kadın için bugün yeni bir başlangıç olacaktı.
Ulusoy Konağı
Ahu sabahtan beri mutfaktaydı.Mutfakta çalışan kadınların hiçbiri hanımağanın bu kadar becerikli olabileceğini düşünmemişlerdi.Herkes büyük bir hayretle ahuyu izliyordu.
Genç kız İçindeki heyecanı bir türlü yok edemiyordu.Mirza yaptığı yemekleri tadacaktı ve bu onu çok heyecanlandırıyordu.Bunları düşünmeyi keserek önündeki işe geri dönen genç kız açtığı ince yufkalarla baklavayı döşeyip fırına attı.Sultan hanım mirzanın baklavaya varıldığını söylemişti.Bu yüzden özenerek yapıyordu baklavayı.
Genç kız hiçkimseden yardım almayarak yaptığı yemeklere saatler sonunda keyifle baktı.Kibbe,soğan kebabı,kaburga dolması,sembusek,bol yeşillikli salatalar,çeşitli mezeler ve son olarak baklava ve züngül tatlısı.
Şaşkınca hanımlarına bakan çalışanlar şehirli kızdan bu kadarını beklemiyorlardı.
Ahu eserlerine gülümseyerek baktı.Fakat çok yorulmuştu.Saate bakan genç kız saatin 7 olmasıyla şok geçirdi.Üzerindeki eşofmanlardan kurtulması gerekti artık.Mirzanın kendisini böyle görmesini istemiyordu.Genç kız düşündükleriyle kendisine kızdı.
Odaya gelen ahu siyah tişörtünü ve kahverengi deri eteğini giyerek krem rengi topuklu ayakkabılarını ayağına geçirdi.
Aynaya dönen genç kız kendi güzeliyle tebessüm etti.Maşayla saçlarına büyük dalgalar ceren Ahu sürmelerini çekti.Bileklikleriyle kombinini tamamlayarak ellerini kavuşturdu.
Aşağı inen genç kız salonda tüm yakışıklılığıyla oturan babasına sarıldı.
"Çok çalışmışsın bugün kızım niye kendini bu kadar yoruyorsun."
"Ben herşeyi zevkle yaptım babacım sen bunları düşünme"
diyen genç kız babasına sarılırken duyduğu sesle kafasını kaldırdı.
"Kıskanıyorum ama miniğim"
"Yaaaa gel abicim sanada sarılayım"
diyen genç kız iki adama birden sarıldı.Aşağı inen rojin Rojda babaanne ve Mehmet dedeyle yüzü düşen Ahu rojinin burda olmasına bozulmuştu.
Kapıdaki adamlarla dikilen kadir tanımadığı 4 arabayı konağa yaklaşırken görüp içeri koştu.
İçeri giren adamla kaşları çatılan boran ağa
"Hayrola Kadir niye nefes nefese kalmışsan"
"Ağam 4 arabaya yaklaşıyor,tanımıyoruz"
dedi.Kaşlarını çatan Bora'n ağa
"Adamlara haber et içeri alsınlar"
"Ağam emin misin?"
diyen adamla kaşlarını çatan Bora'n ağa
"Sana ne diyorsam onu yap!"
diyerek arkasını döndü.Meraklı gözlerle kendisine bakan aile üyelerine
" Belli ki misafirler misafir geri
çevrilmez"
diyerek kapıdan çıktı.Kapının önüne gelen Boran ağa içeri giren arabalara kaşları çatık bir şekilde bakıyordu.
Meryem konaktan içeri girerken yaşadıkları bir bir gözlerinin önünden geçiyordu.Arabayı kullanan Ömer'e bakarken kafasını çevirmesiyle gözlerinin dolmasını engelleyemedi.Bir zamanlar sevdiği aşık olduğu adam tüm haşmetiyle konağın önünden dikiliyordu.Meryem yıllardır hiç yaşlanmayan adama tebessümle baktı.Fakat aklına gelenlerle kaşlarını çattı.Kendini aldatan bir adamı sevemezdi.Sadece çocukları için burdaydı.Artık eski meryem yoktu.Buradan çocuklarını alıp gidecekti.
Arabanın durmasıyla Ömer'e bakan meryem kapıya çıkan aile üyeleriyle arabadan inmesi gerektiğini fark etti.
Bütün herkes konağının önüne dikilmişti.Arabalardan inen korumalar gardını alıp gelecek emirleri bekliyordu.Çalışanlar kendi arlarında fısıldaşırken ahu kalbini tuttu.Hissediyordu birşey olacaktı.
Boran ağa karşısındaki arabaya kaşlarını çatarak baktı.Kimdi bunlar? Niye inmiyorlardı aşağı?
Açılan arabanın kapısıyla aşağı inen Meryem bütün seslerin kesilmesini sağlamıştı.
Boran ağa karşısında gördüğü karısıyla çatılan kaşlarını gevşetti.Ahu yanındaki abisine tutunurken rojin korkulu gözlerle Bora'n ağaya bakıyordu.Bu nasıl olur diye düşünen adamın sesi bir buz kütlesi kadar soğuktu.
"Meryem"
Meryem isminin söylenmesiyle dolan gözlerini kırpıştırdı.Beline sarılan kolla ömerin gözlerine baktı.
Boran ağa karşısındaki görüntü ve yaşadığı şokla kimseyi umursamadan Meryem'e doğru yürümeye başladı.Hızla sevdiği kadını ömerin kollarından alan adam ellerini kadının beline sararak başını boynuna gömdü.
İçeriyle giren Hancıoğlu ailesi gördükleriyle şaşkına dönerken mirzanın gözleri karşısındaki dolu gözlerle kesişti.Ahu kafasındaki karmaşık sorular ve dolu gözleriyle titreyerek annesi ve babasına yaklaşmaya başladı.
Birazdan yaşanacak hesaplaşmalar herkesçe merak konusuyken ahu gözünden düşen yaş tanesiyle dizlerinin üstüne çöktü.
Hiçbir sır sonsuza kadar saklı kalmaz.İnsan bu hayatta ne ektiyse onu biçer.Ödemesi gereken bedel ne ise öder ve en sonunda sonsuz mutluluğuna kavuşur.Şimdi konuşma sırası kaderdeydi...