Masal balkondaki masaya nefis bir kahvaltı hazırlamakla meşgul. Neri salonda geniş koltuğa bacaklarını ayırarak yayılmış:
-''Oh beee! Dünya varmış, şu para denen nesne oldukça faydalı!'' diye adeta bağırıyor. Masal, onun bu hallerine gülerek karşılık veriyor, tekrar mutfağa gidiyor, elinde bir tepsi ile geri dönüyor ve konuşuyor onunla:
-''Bir daha sana alışveriş yaptırmayacağım! Tuhaf tuhaf şeyler almışsın.''
-''Alış kızım, onlar pahalı ve kaliteli şeyler.''
-''Hee kırk yıllık beyaz peynirimiz dururken bu ne böyle? Peynire benziyor sanki ama benzemiyor da!''
-''Çok dar düşünüyorsun arkadaşım, yeniliklere açık olmalısın! Hem artık paramız var!''
-''Var da nereye kadar? Bence dikkatli harcamalıyız.''
-''Amannn boş ver, üç günlük dünya!'' diyor aynı iyimserlikle Neri.
-''Haydi her şey hazır, balkona gel!'' diyen Masal balkona çıkıyor. Evin salonu kadar geniş bir yer burası. Birbirine oldukça uzak köşelerin her birine kocaman saksılarda bitkiler yerleştirilmiş, suni bir bahçe havası ortamı verilen bu alana uygun bir koltuk takımı ile masa yerleştirilmiş. Neri, az sonra görünüyor kapıda.
-''Üzerine düzgün bir şey giymeyecek misin?'' diye soruyor Masal ona.
-''Ne varmış üzerimdekilerde?''
-''Bir parça iç çamaşırı gibi.''
-''Olsun! İkimizden başka kim var burada? Hem zaten farkındaysan pek giyinmeye vakit bulamıyoruz aha ha ha!''
-''Edepsiz şey seni! '' karşılığını veriyor arkadaşına ve gülümsüyor. Neri, kıtlıktan çıkmış gibi saldırıyor tabaklara. Masal ona garip bir şefkat duygusu ile bakıyor. Aklının uzak bir yerlerinden daha önce yaşadıkları acı olayları geçiyor ama belli etmiyor arkadaşına.
Neri:
-'' Açım aç!''
-''Seninkinde yemek yok muydu?''
-''Vardı da daha tam rahat değilim yanında, şimdiki gibi yayıla yayıla yiyemiyorum.''
Masal, dünü hatırlıyor. Adam, yemek yemesini dahi bekleyemeden odasına çıkarmıştı kendini ama sonraki ziyafet enfesti. Özellikle de her şeyin ayağına hazır gelmesinden hoşlanmıştı genç kadın.
-''Ne düşünüyorsun kız? Dün nasıl geçti?''
-''Dün benimle farklı bir yerde buluştu, harika bir yerdi!''
-'' Güzel güzel!'' diyen Neri ağzındaki kocaman lokmayı yutmaya çalışıyor.
-''Kızım yavaş ol be! Önünden kaçıran yok!''
-''Bak şu nefis bir şey! Neydi adı? stra ...sitre...aman ne bileyim işte öyle bir şey! Mutlaka yemelisin!'' diyen Neri önündeki küçük bir tabakta bulunan turuncu renkli sos gibi bir şeyi işaret ediyor Masal'a. Masal, bir an tutamıyor kendini, kocaman bir kahkaha atıyor.
-''Şu an ne kadar görgüsüz göründüğümüzün farkında mısın?''
Neri:
-''Çok da umrumda! Ben zordayken kim vardı yanımda? Sadece sen! Sen de yabancım değilsin. Kime rol yapayım kibarmışım gibi? Zaten dün gece o yüzden aç kaldım!'' diyor ve epeyce büyük bir ekmek dilimine az önce pek beğendiği sos benzeri şeyden sürüyor.
-''Sen de haklısın!'' diyen Masal'ın üzerinde garip bir durgunluk var.
-''Hasta mısın?'' diye soruyor Neri.
-''Yooo!''
-''Neden öyle durgunsun öyleyse?''
Genç kadın, biraz duraklayarak:
-''Bugün benim doğum günüm. İkimizin de kimsesi yok ya, insan istemeden biraz duygusallaşıyor işte.''
-'' Sahiii! Ben varım kız! Bana bak bugün sen gidecek misin seninkinin yanına?''
-''Evet, dün yarın gece de beraber olalım dedi.''
-''Bak şöyle yapalım. Akşama daha çok. Bugün bir pasta keselim, hani şu önceden pahalı diye alamadıklarımızdan. Sonra da ikimizin boş olduğu bir gece dışarı çıkalım eğlenmeye.''
Masal, boynunu büküyor yerinde ama arkadaşına karşı çıkmıyor.
Neri:
-''İkimiz de yirmi olduk bu sene, bize güzellikler getirir umarım.''
-''Umarım.'' diyen Masal'ın pek umudu yok gibi bundan. Şimdiki durumları bile sağlam değil. Adamlar bir anda kendilerinden bıkabilirler veya yaşları ileri olduğu için ansızın hık diye gidebilirler gibi gibi. Zaten neyin garantisi var ki!
-''Manzaramız da pek güzel, tüm gün şurada otursam sıkılmam!'' diyor Neri.
-''Seninki nasıldı dün?''
-''İyiii! Hep olduğu gibi nazik ve sevecen.''
-''Bazen çok korkuyorum.''
-''Neden?''
-''Bu kadar varlığa sahip adamların güçleri de çok olur. İsteseler bizi bir anda bir köşeye atabilirler.''
-''Neden atsınlar bizi? Tuhaf tuhaf konuşuyorsun yine! Dünü anlat bakayım bana!''
Masal:
-''Dün beni daha önce benzerlerini sadece filmlerde görüğümüz bir mekana götürdüler, malikane gibi bir şey. Büyük dış kapıdan giriyorsun ama bitmiyor. Bahçesinde de bir iki km gidiyorsun.''
-''Harika!''
-''Neyse içeri vardık, beni yan tarafta başka bir geniş bahçeye aldılar. Kocaman bir havuz vardı, beraber havuza girdik, adam beni biraz elledi, okşadı falan. Sonra odasına çıkardı. Bir dolap dolusu o giydiğimiz değişik kıyafetlerden vardı, Sonra bir de kamçı, zincir gibi şeyler. Tedirgin olmadım desem yalan.''
-''İnsanların paraları çoğaldıkça farklı zevkler ararlar. Bu tercih meselesi, ona kalmış. Biz, bizden isteneni yapar, paramızı alır , işimize bakarız. Çok sorgulamayacaksın bazı şeyler, saygı duymalısın.''
-''Tamam da aklıma başka bir şey geldi.''
-''Ne?''
-'' Oldu da adam ölçüyü kaçırdı diyelim. Bana veya sana bir zarar geldi. Bizi arayacak kimsemiz yok, kim vurduya gideriz!''
-''Aha ha ha ! Onlar tanınmış insanlar, böyle bir riske girmezler. En fazla bizden bıkarlarsa bize yol verirler. Zaten sen öyle bir şey olursa, yani senden bıkarsa bir daha adamın yanına bile yaklaşamazsın.''
-''Ne bileyim izlediğimiz korku filmleri geliyor aklıma. Onların hepsi gerçeklerden yola çıkarak kurgulanıyor. Mesela adam cani olabilir, sadist olabilir ve olayı da ört pas eder!''
-''Sus kız, aklımı karıştırma, olmaz öyle şey! Seninki nasıl davranıyor sana?''
-''İyi. Yavrum, kızım diyor her yerimi elliyor ama şimdiye dek bir zorlamasını görmedim.''
-''Görmezsin de! Benimki de öyle! Sana bir şey söyleyeyim, ben onu sevmeye başladım.''
-''Neee, nasıl?!''
-''Her istediğimi yapıyor, bana karşı çok sevecen, anlayışlı, en önemlisi beni dinliyor, ilgi gösteriyor bana.''
-''Yani aşık mı oldun adama?''
-''Tam olarak öyle değil ama bana iyi davrandıkça ona bağlanıyorum ve onu seviyorum, beni kurtaran bir kahraman gibi onu seviyorum.''
-''Değişik! Ben sadece bir görev yapıyor havasındayım, sanki işte mesaide gibiyim.''
-''Zamanla her şey sana normal gelmeye başlar, tasa etme.''
-''Kamçı, zincir gibi şeyler de normal mi?''
-''Onlar sadece ufak detaylar. Heyecanı arttırır, fanteziyi güçlendirir. Hiççç yadırgama.''
-''Sizde de var mı öyle şeyler?''
-''Var. Az önce dediğim gibi kişisel tercih, o kadar! ''
-''Hmmmm'' diye düşünen Masal hala kendi tedirginliğinde. Neri:
-''Ver fincanını da çaylarımızı tazeleyeyim, şu günün tadını çıkaralım!'' diyor ve ayağa kalkıyor. Bir an dikkatle gözünün takıldığı yere bakıyor. Karşıya park etmiş lüks bir araç bu. Daha iyi görebilmek için Neri gözlerini kısıyor hafifçe, Aracın kapısı açılıyor, gençten bir erkek iniyor.
-''Aaaaaa!''
-''Ne oldu?''
-''Kız bu seninki değil mi?'' diye bağırıyor. Masal'ın bakışları patronu arıyor ama göremiyor.
-''Kim benimki ya? Patron mu?''
-''Yok kız genç olanı, ufak patron!''
-''Ayyy Neri yeter ama! Açıkça söylesene kim?''
Neri bir sır veriri gibi Masal'a eğiliyor:
-''Buğra kız Buğra!''
-''Yine mi? Bu adam neden durmadan benim çevremde beliriyor? Haydi sen içeri, ben şöyle biraz geri çekileyim, bizi görmesin!''
Neri, gülerek içeri geçiyor. Masal, kendini belli etmeden Buğra'nın ne yana gittiğini, ne yaptığını görmeye çalışıyor. Buğra, karşı sıradaki ultra lüks villalardan birine giriyor. Onlar şu an oturdukları yere göre oldukça üst sınıf. Masal, izlemeye devam ediyor onu. Genç adam, villaların sonundaki ufak, ofis gibi bir yer uğruyor, sonra araca geri dönüyor ve araç bu villalardan birine giriyor. Masal, sakın buralarda bir yerde oturuyor olmasın bu adam diye irkiliyor yerinde ama içinden bir ses bunun olamayacağını söylüyor çünkü Buğra'nnı tarzına bakılırsa dün gittiği malikane gibi bir yerde yaşaması daha mümkün. Acaba bir sevgilisi mi var? Belki o da sevgilisine o villayı kiralamıştır. Aracın bahçede ilerlediğini görse de ne olduğunu anlayamıyor. Araç bahçedeki ağaçların arasında kayboluyor. Sağa sola eğilip görmeye çalışsa da olmuyor.
-''Ne oldu kız? Bana de söyle!'' diyerek elindeki çay fincanlarını masaya bırakıyor ve Masal'dan çok daha heyecanlı görünüyor. Masal, arkasına yaslanıyor.
-''Şu yolun bitimindeki küçük ofis gibi bir yer var ya, önce oraya girdi, elinde yanlış görmediysem zarf gibi bir şeyle çıktı hemen, sonra araca binip tam şu çaprazımıza düşen villaya girdi.
-'' Allah Allah niye orada acaba?''Acaba sevgilisi mi orada?''
-''Ben de aynı şeyi düşündüm ama boş ver bize ne!''
-''Haaa ondan eğilip baykuş gibi gözlüyordun adamı!''
-''Abart, iyice abart! Şu adamla benim aramda bir ilişki kurmaya çalışmaktan vazgeç lütfen Neri!''
-''Öyle bir çabam yok ama her nedense bu adam hep senin çevrende olmaya başladı, bana ilginç geliyor.''
-''Yapma Neri lütfen!''
-''Aha seninki çıkıyor! Demek ki sevgilisi değil orada yaşayan ya da yaşayanlar her kimse! Sevgilisi olsa bu kadar çabuk çıkmazdı!''
-''Neri önüne dön lütfen, dikkat çekiyorsun!''
-''Kız buraya bakıyor kız!'' diye adeta haykırıyor Neri.
-''İstersen bir tane de işaret fişeği at tamam olsun! Bakma oraya artık, dön!''
Neri, öyle kaptırmış ki kendini Masal'ı duymuyor. Bir an Masal gözlerine inanamıyor çünkü Neri el sallıyor.
-''Ne yapıyorsunnnn!'' diyen Masal öfkeli. Neri ona saf saf cevap veriyor:
-''Buğra bana el salladı, tanıdı beni, ben de ona karşılık veriyorum! Ne var bunda?''
-''Yeminle ikinizin zeka seviyesi aynı, ondan kanınız ısındı birbirinize! Yürü içeri giriyoruz, çabuk!''
-''Daha neler!Keyif yapıyorum burada, sen istiyorsan gir içeri!''
-''Bak bu adamı başımıza bela etme! Adam zaten laftan anlamıyor, uğraştırma beni!''
-''Öyle deme kız, bak ne tatlı, şirin şirin gülüyor!''
-''Al da evde besle o zaman! Hey Allahım yarabbim az akıl ver ne olur!'' diyen Masal salona geçiyor. İçeriden Neri'nin konuşmasını duyuyor, Buğra ile mi konuşuyor bu yoksa?! Genç kadın kulak kabartıyor bu konuşmaya.
Neri:
-''Aman efendim sizi buralarda görmek ne hoş!'' derken sanki normal bir ev kadını havasında.
-''Evet çok hoş! Aklıma gelmezdi burada sizi göreceğim.'' diyen Buğra bir anda büyük bir sevincin içine düşüyor.
-''Bir gün bize de bekleriz!'' diyen Neri, Masal'ın yüzünün sinirden morarmasına neden oluyor ama şimdilik farkında değil. Buğra da kibarlıktan kırıla döküle karşılık veriyor ona:
-''Çok isterim, uygun bir günde rahatsız ederim sizi!'' diyor ve Masal başka bir kokuya düşüyor. Bu şaşkın arkadaşı şimdi çağırmasın adamı eve! Neyse adam yoluna gidiyor. Bir iki dakikanın arkasından Masal, Neri'yi kolundan tutup tüm gücüyle çekiyor içeri ve adeta koltuğa savuruyor.
-''Kızım sen saf mısın, aptal mısın? Ben adam yakamdan düşsün diyorum, sen onu eve davet ediyorsun. La yaptığımız iş belli! Sen neden böyle şeyler yapıyorsun benim canım arkadaşım?''
-''Aman ne bileyim ben üff! Adettendir diye kibarca karşılık verdim işte. Ne olmuş?''
-''Şimdi diyeceğim sana ne olduğunu! Bak Neri, beni şimdi çok iyi dinle. Şu hayatta ailem diye kabul edip sevdiğim tek kişisin ama lütfen, senden rica ediyorum benim işlerime karışma bir daha!'' diye bağırıyor Masal ve odasına geçiyor. Neri, koltuğa ilişip boş boş bakınıyor, hala ne yaptığını anlamış değil. Fakat Masal'ı daha önce hiç bu kadar öfkeli görmemişti. Bir süre yerinden kıpırdamıyor ama içi rahat değil. Masal'ın odasının kapısını çalıyor, içeriden ses gelmiyor, Neri kendi kendine konuşmaya başlıyor onun kapısının önünde:
-''İnan kötü bit niyetim yoktu. Sen de benim tek yakınımsın. Neden sana zarar vereyim? Beni fark etti, ben de sadece karşılık verdim olması gerektiği gibi. Hem ne bileyim, ben ikinizi birbirinize çok yakıştırıyorum!'' diyor son cümlesinin ardından kopuyor fırtına. Masal, içeriden bağırıyor:
-''Sus daha konuşma! Yakışıyormuşuz falan! Kızım biz o...u gibi bir şeyiz! Adam bunu elbet bir gün öğrenir, sen hala romantik komedi izler gibi saçmalıyorsun! Haydi git, beni yalnız bırak!''
Neri, ona karşılık vermiyor, onun haklı olduğunun da farkında. Yapması gerekeni yapıyor, onu sinirinin geçmesi için yalnız bırakıyor. Balkona çıkıyor tekrar, Buğra çoktan gitmiş ama Masal'ın sözleri bir kor parçası gibi oturuyor içine. Hayattan istediklerinin bir kısmını almışlardı ama bazı şeyler için de tüm haklarını kaybetmişlerdi.
-''