Kaçış
Leyla
Seni çok sevdim ile başlar bir çok hikaye... burada, her kadın bir erkeğin ihaneti ile kirlenmistir. Burcu da öyle. Tıpkı benim gibi...
Elmacık kemigimdeki morlugu kapattığım fondötenle gülümsedim ona. İkimizi de müşteri istemişti.
" Yapamıyorum... Ben... Ben karar verdim, kaçacağım abla"
Gözlerim kocaman acilmis kalbime tam o an hem bir umut hem de korku düşmüştü.
" Burcu saçmalama, Selma'nin başına gelenleri nasıl unutursun"
Unutmadı ama gözlerinde görüyorum olum bile daha makul bir seçenekti onun için
" yapma Leyla, yaşıyor muyuz ki biz?"
Aynada kendime baktım, yaşıyor muyuz?
" Babam beni korur" Elleri ellerimi tutmuş akıl almaz çılgınlığına bir destek ariyordu " sen de gel... kaçalım Leyla... "
Yüzümdeki morluklar, bedenimdeki izler... aynada gördüğüm hayali hayatı çalınmış kadın gitti yerine 11 yaşındaki Leyla geldi.
Umutla bakıyordu, Burcu'yu umutla dinliyordu.
" Babamı görsen, hep sevdi beni... cok büyük bir ailenin üyesi. Annem beni ondan kaçırmasa ben şimdi bu halde olur muydum? Ona hiç bir şey söylemeyeceğim. Başını önüne eğmeyeceğim. Beni yurt dışından gelmiş sanacak... kimse bulamaz bizi orada Leyla... Hadi gidelim kuzum... "
Elini uzattı... morluk içindeki bileklerine baktım.
" En kötü ne olur Leyla, olur müyüz?"
Birkaç ay önce psikopat bir adamın altından çıkartmışlardi Burcu'yu. Ölümüne darbe almış, günlerce yoğun bakımda kalmıştı.
Aynada baktım yüzüme uzun uzun... Var mi cesaretin Leyla?
Olay Gecesi
Cok kanaması var, o kadar çok ki... Bir cali dibine saklanabildik sonunda. Elini ısırıyordu acı inlemeleri duyulmasin diye, bense tutmuş nefesimi peşimizdeki adilerin def olup gitmesi için Allaha dua ediyordum
" Ne yapacağız? Adamı vurduğumuzu da gördüler?" diye nefes nefese yanındaki diğer katile sordu
" Ara pezevenklerini dönünce sıksın ikisinin de kafalarına, ne kadarsa öderiz"
Göz göze geldik Burcu ile. Gozumden yaşlar süzülürken sarıldım, teselli etmeye çalışarak. Nihayet uzaklastilar
" Oldurecekler bizi Leyla"
Gözünden tane tane akitti. " Leyla öldürecekler, ikimizi de öldürecekler"
3 GUN SONRA DINLENME TESİSİ
Nevsehir'e az kaldı. İçimde bir korku var... hem de öyle bir korku ki!
Ya anlarlarsa, benim Burcu olmadigimi ? " Beni en son 6 yaşında gördü " dedi, ikimizde turuncu saçlı , beyaz tenli , yeşil gözlüyüz ama iste korkuyorum
Eylül ayı olmasına rağmen öyle soğuktu ki, üstümdeki ince hırka ile dişim soğuktan kilitleniyordu
Sırada sıcak bır çay içip otobüse binip bir an önce Sayginlar Konagina gidip Burcu'nun babasini bulmak vardi. Ah Burcu, keske keske senin yerine ben...
Tamam, sakin ol Leyla. Artık Leyla öldü, ormanda ölüsü bulunan kız Leyla.. Sen Burcu'sun senin bir şansın var. Hayatını temize çekebileceğin, kendine yeni bir hayat kurabilecegin bir şans.
" Bayan az çekil de biz de bir şeyler alak"
Arkami döndüğümde iki tane orta boylara esmer kaba saba adam vardı.
" Alin, benden izin mi istiyorsunuz?"
" Yav senden ne izni isteyeceğiz az cekil diyoruz"
Kolumdan iterek sırada önüme geçerken " Ne yapıyorsun ya, ben daha çayımı almadım ?" diye feryadı koparmistim. Aferin Leyla aynen böyle hiç dikkat çekmiyorsun koca tesiste bagirirken
Öfke ile soluyarak üstüme doğru adimlayip " Bağa bak asabımı bozma az ötede bekle alacağın bir çay kaç saattir seni bekliyoruz"
Bozuk para cüzdanımda parayı denklestirme cabama atıfta bulunuyordu ki kolumdan itmesi ile bozuk para cüzdanım da yere düştü.
Paralar etrafa sacilirken bir tanesi yuvarlandı, yuvarlandı ve parlak bir siyah deri erkek ayakkabısının önünde durdu.
Eğilmiş bozuk paralarımı toplarken kaba saba adam soylenmeye devam ediyordu
" Hale bak yav, kac saat oldu ha?"
Sinirden gozumde yaşlar birikmiş , eğilip yerdeki metal beş lirayı alan erkek eli ile bakışımı yukarı kaldırdım
Uzun boylu esmer, kışlık pardusolu, derin bakışlı bir adamdı. Sert ve derin bir duruşu vardi.Bes liraya bakıyordu parmaklarinin arasında çevirerek.
Doğrulup elimi uzattım
" Tesekkur ederim"
Gözünü kısıp beni inceledi. Saçıma, tırnaklarıma, her detaya dikkat ederek. Neye bu kadar dikkati bakiyorsun be adam ?
Beş lirayı elime bırakırken öndeki iki hanzoya seslendi
" Hanımefendinin ödemesini de yapin"
Ne münasebet. Arkasını dönmüş giderken " sağol ama gerek yok...var benim param"
Hi var var... Dua et kadınlar prostat olmuyor, çiş tutma rekoru kirdin. Dinlenme tesisinin yakınında petrol olmasa çatlayacaktin Leyla
Arkasina bakmadan çekip gitti ve siyah pahali bir jeepe bindi camdan bana bakmaya devam ederek. Bak bak bakışa bak!... aptal Leyla bir de yeni hayata başlayacaksın? erkek olmayan bir gezegene yerlesirsen belki şansın olur
İki hanzo yanımdan omzuma carparak giderken kasada duran gorevli " almayacak misiniz?" dediğinde dönüp baktığımda tezgahta tost ve çay gördüm. Hem de büyük bardak.
Nasil da açım... " şey, parasi.. Ne kadar?"
" Cesur bey'in ikrami"
Kimin? Of... Hadi Leyla al... al ye... gurur yapacak yer degil. Otobüste ikram edilen kekle duruyorsun Leyla, açsın Leyla. Bas dönmem, sızlayan karnım gururumu bir köşeye bırakmama neden olmuştu.
Aldım... otobüste sıcacık koltuğa geçip ayila bayıla yedim. Karnı doyunca nasıl da uykusu geliyor insanın. Gözümü açtığımda otobüs otogara giriş yapmisti.
Eee şimdi ne yapacaksın? Elimde bir adres... Bir de isim... Cemal Öder...
Saygınlar Konağı... herhalde tarihi bir yer, kime sorsan gösterir dediklerinden.
Ya istemezse, Burcu ister dedi...Babam beni çok severdi dedi. Utandığı için yanına gidememisti ama hep planiydi. Bir gün kaçıp babasına gidecekti.
Simdi onun yapamadığını ben yapıyordum.
" Pardon, bakar mısınız lütfen?"
Adam uzaylıya bakar gibi baktı " yav tamam bakarız ne yalvarıyorusun?"
Nasil? Ya sabir ya sabır...
" Ben Sayginlar konağıni ariyorum" Ve derin bir sessizlik.
" Hele sen ne yapacaksın Saygınlar konaginda de bakalim, neden arıyorsun?"
Soyuna kibrit suyu dökeceğim, sana ne be adam! Of... tamam sakin ol Leyla, gülümse ve kibar ol
" Ben Cemal Öder in kızıyım da onu..."
" Sen Cemal'in kizi misin?"
Gorunen o ki sadece konak değil Cemal bey de önemli birisi. Sesin geldiği yöne döndüğümde az önceki indiğim otobüsün şoförü olduğunu fark etmiştim
" evet ben onun kızıyım..."
Cok yalan söyledim , hiç birisinde böyle canim acımadı. Hiç kolay olmayacak sen olmak Burcu.
"Yav sen Burcu musun? Yav kocaman olmuşsun ha!"
Sarıldı, bir adam bana sarıldı. Ben korku içinde titrerken ilk defa cinsel olmayan bir arzu ile sarıldı bir erkek bana
" Ben... Ben evet...Burcuyum"
" Hele ver anahtarı babasına goturem bizim kizi"
Oyle bir gülüş var ki yüzünde, beni daha önce hiç kimse görünce böyle gülmemişti. Öyle bir tavrı var ki...
" siz?"
" He vallahi haklisin diyorsun bu kim? Ben Ökkeş amcan... ha bu tobilde az gezmedin ha!"
Omzuna vurarak işaret ediyordu. Burcu anlatırdı, Ökkeş amca uçak olurdu,beni omzuna alır koşardı diye... o muymus?
" Hele bak hatırladı, nasıl da doldu o yeşiller, hiç değişmemişsin ha"
Yine sardi kanadının altına. Gozumden yaş dökülürken bir an ben bile Burcu olduğumu düşündüm , inandım... Sanki Ökkeş amca beni gezdirmisti omzunda çocukken
Yol boyu bir sürü anı anlattı... geceleri Burcu'dan dinlediğim bir sürü anıyi
E tabi o biraz daha farklı hatırlıyor , küçücük çocukmuş sonuçta normal. Soğuğa inat sonunda yol bitmiş, her yeri dökülen arabadan inmistim.
Koluma girip " Nihayet geldik bak" deyip kocaman kapisi olan bir duvarın önünde durduk. Kapı önünde elleri silahlı adamları gormemle korku ile geri adım attığımda " yav korkma kızım onlar bizim çocuklar zarar gelmez ha" diyerek koluma girdiğinde gözümü bir an olsun çekmemiştim silahlardan
" Hayırdır abi, misafirdir?"
Bana bakıyorlar dikkatle. Sanki her dikkatli bakış yalanımı yakalayacak bir açık arıyordu yüzünde
Bana sen yalancısın, sen bizim kızımız değilsin diye bağırıyorlardi
" Hele ac, sizle çene calamam"
Koca kapı söylenmeleri eşliğinde açılırken önümde adeta eski bir devrin kapısı açıldı.
Koca tastan bir yapı,taş merdivenler işlemeli tas korkuluklar...
" Hele yürü kizim"
Babam burada mi çalışıyor?
Amca oğulları ile aynı evde kaliyor demişti Burcu... İçeri girdiğimde gözüm her detaya şaşkın sakin bakarken rengarenk elbiseli kadınların da gözü benim kısa elbisemle hirkamdaydi.
Ben onlara nasıl şaşkınlıkla bakıyordum onlar da bana öyle şaşkın bakıyordu
" Bu kimdir Ökkeş?"
Ahşap bir kamelyanin altında oturan işlemeli kıyafetli yaşlı ,sert duruşlu kadının sesi ile taş yapıyı incelemeyi birakmis, Ökkeş amcanın sırtımdaki eli ile beni iterek yanına götürdüğü kadının adeta huzuruna çıkartılmıştım
" Vallahi ölecek hastanin ayağına gelirmis ya ilacıdır ha o ilaçi. Burcudur, Cemal'in kizi"
Herkesin gözü bana dönmüş aralarında fısıltilar yükselmeye başlamıştı.
Neden bu kadar homurdaniyorlar?
" Deme!"
Demesin mi? Neden...
" vallahi kalbi nasıl temizse gardasimin duası kabul oldu"
Ne oluyor bir de ben anlasam. " Demek Cemal'in kizi ha"
Herkes ayağa kalkmıştı, yanıma dek geldi kalın sesli herkesi tek bir sözü ile ayağa diken yaşlı adam. Elini uzatmış" op bakalim" diyerek önümde tutuyor, Ökkeş amca ise kası gozu ile işaret ediyordu elini opmemi
Adamın şişman, kocaman yüzükle, tesbih kavramış elini öptüm.
" Hos geldin kızım "
Neden herkesin yüzünde bir tuhaf ifade var
" Tam zamanında geldin!"
Ne için tam zamanı? Neden herkes bana altında yüzlerce anlam içeren bakislar atıyor ki?