Burcu ( Leyla)
Eve geldiğimiz andan itibaren odaya kapatmıştım. Yengem sayısız laf çarpmıştı otelde kalmamiza.
Odada babamın dizinin dibinde saklanirken ise tekrar bagirislarini işittim.
" Ne diyorsun sen, baştan çıkarttı seni değil mi,mecbur birakti?"
Otelde oglu ile yatıp onu evliliğe mahkum ettigimi ima ediyordu. Oysa direndim, ona olmayacağımizi anlatmaya çalıştım hep
En sonunda yenildim. Hislerime yenildim. Kendimi bir babamın bir de onu yanında güvende hissettim. Hayatımla oynayacagim bir kumarla ona güvenmeyi seçtim
Onun nasil bir adam olduğunu göre göre, bile bile kabul ettim. Aşkıma güven dedi bana, güvendim.
Babam yanıma oturmuş başımı yerden kaldırmayan halime dayanamayıp cenemden tutup kaldırmıştı başımı
" ohoooo sen daha ne gördün, cehennemin kapısını 10 saniye açık unutmuşlar o sırada yengen içeriden kacmis" deyip goz yaşımı sildi nasırlı parmakları ile.
Dudagim burusmus ard arda dökerken göz yaşımı beni göğsüne çekti
" Sana bir sır vereyim mi, yeğenlerin çoğu böyledir. Kaynanalarin da. Seninki hem yengem hem kaynanan olacak, çifte kavuracak seni tabi sen buna izin verirsen"
Dirayetli olmamı, uzulmememi tavsiye ediyordu
" otelde girdi değil mi koynuna" diye bağırarak içeri daldığında başımı babamın göğsüne daha da saklayıp bakislarimi herkesten kacirmistim
" kalk çabuk, kalk kanıtla bana arı duru oldugunu"
Ne demek o? Kolumdan tutup cekerke " anne sakin! " diye bağırıp önüme geçerken Cesur " Neden korkuyorsunuz madem cekinecek bir şeyi yok, gider baktırıriz"
Neye? neye baktıracak?
" yalan mi söylüyorsunuz gercek mi görürüz.Kalk doktora gidiyoruz" dediğinde göğsüne sindigim babamın ayağa fırlayıp " kendine gel yenge, sen kimsin benim kızımın namusuna dil uzatiyorsun" bagirisi ile koltuğun üstünde hıçkırarak ağlamaya başlamıştım
Bunlar ne ki Leyla, sen çok daha kötüsünü yaşayacaksın.
" Ne o, neden korkuyorsunuz siz?"
" aklını mi kacirdin anne, neden korkacagim"
Parmağını cekyata kapanmış bana sallayarak uzatıp
" Belli oldu celmissin oğlumun aklını artık neler yaptıysan, siz iyi bilirsiniz anan öğretmiştir "
" yenge!" babamın sesi yankilanmisti odada , bir an sustu. tehditkar sesi yumusamis ama aynı yakicilikla devam etti
" anlaşıldı, evleneceksiniz o da belli oldu. O gün anlayacağız o otelde ne bok yediğini. O çarşaf kiz oğlan kiz izi ile gelmesin görürsün sen"
" benim kızımdan da namusundan da şüphem yok"
Ellerine sarildigim bas ucumda önüme dikilmiş duran hasta babamın eline sarılmış ağlıyordum ki büyük beyin sesini duyduk
" Ne bu rezalet, sesiniz halakada yankilaniyor"
Bagiriyordu ama tüm sınırı karisinaydi. Bakislari ondan bana dönerken yumusamis, acırcasına bakıyordu babama titreyerek sarılmış bana.
" Cesur al nisanlini götür, gezin tozun biraz akşama isteme var alışveriş yapıp eksiğimizi alin"
Yuzume güven verircesine gülümsedi. Cesur koluma girmiş beni annesinin yanından götürürken kanadına saklandım adeta.
İlk defa bir erkeğin şiddetinden değil bir kadının şiddetinden saklaniyordum.
" korkma guzelim, sana söz veriyorum bu yaptığını odetecegim"
Benim ise aklımda hep aynı şey... düğün gecesi benden istediği kanıt, babamın kizimin namusuna güveniyorum diye feryadı.
Konağın avlusuna çıktığımda herkes bana acıyarak bakiyordu. Evin hizmetlilerinden utanıp başımı sakliyordum. Bir kafa ne kadar egilebilirlerse o kadar egdim.
Gözümü sımsıkı kapattım. Cesurun teklifine evet derken nasıl gerçeğe kapattiysam şimdi de yüzüme çarpan hakikate kapatıyordum
Bir an yüzüne baktım beni arabanın kapısını acip içine girmem için bekleyen adamin. Yapma ne olur, sen de o annenin oğlu olma. Yanıltma beni, güvendim sana
Boynuna sarıldım. Kapıyı tutmuş binmemi beklerken boynuna sarılıp aglamamla elleri bedenime dolandi
" Söz veriyorum, sana bir daha asla böyle davranmayacak. Şerefim üzerine söz veriyorum ne olursa olsun sana bır daha bunu yapamayacak"
Serhat
Sonunda geldi mesaj. Tüm gece bir kadının hayali ile sevişelir mi, sevistim. Otelde kalan Fransızi götürürken bile aklımda hep o vardı.
Heycandan ellerim titreyerek aradım yatakta çıplak yatan kizi uyandirmaktan çekinmeden
" Alo buyurun"
Senin sesini soluğunu sikeyim.
" Hatırladın mi beni?"
Sesi açıldı şerefsizin, gülü yarıldı
" ay hatırlamaz mıyım beyim, buyur emret bonkör pasam"
Hatırlarsın tabi got herif, hatırlarsın. Beni hatirlamasan da kizi hastaneye götürmek için benden aldığın parayı hatırlarsın.
Kiz gebe kaldı, çocuğu aldırmam lazım deyip aldığın parayı da!
" Bana yine biri lazım, akşam İstanbul'da olurum evime yolla"
Heycanla kımıldadı
" ay yerli mi olsun yabancı mi, al mi mor mu? nasıl istersen paşam. Sarışın mi esmer mi? kurban olsun sana kizlarim"
Ne sarışını, ne esmeri... yataktaki kız uyanmış banyoya giderken ben koltukta kurularak elimi aletime attim
" kizili istiyorum, aynı kizi yolla"
Ses soluk kesildi...
" ay olur tabi, elimde bir kizillar var... İskoç bile var"
" Geçen seneki Kızılı istiyorum, benden gebe kalmıştı da hani çocuk aldıracagim bir ay çalışmaz deyip eşek yükü ile para aldın ya, o kizili"
Ne var, neden böyle ikilemde bu...
" paşam o kizil yandı bitti kül oldu "
O ne demek, birine mi vermiş, kime verdi ise iki katını veririm. Koltukta dogrulup sinirden telefonu, dişimi sıkarak konuştum
" Kime gönderdiysen çağır, benim olacak. Ne kadar fiyat biciyorsan da biç tamamen benim olacak satın aliyorum"
Ne bunun derdi, şimdiye sevinç çığlığı atması gerekmez miydi ?
" ah beyim olsa dükkan senin, senin o kizil mefta... oldu. "
Alay mi ediyor lan bu?
" Bana bak yalaninı sıktırme bana doğru düzgün anlat"
Panikle savunmaya gecti
" yalanım varsa iki gözüm önüme aksın, haberlerde de çıktı. cesedi ormanda cali dibinde bulunmuş, dün ifadeye gittim. Bir müşteriye yollamıştım... öyle işte.."
Koltukta çöktüm adeta. Ölmüş mu? Allah kahretsin... elimdeki telefonu odaya firlattigimda kız korkak sıçramış söyleniyordu
" siktir git lan sen de"
Kıyafetlerini eline tutuşturup kapı dışarı ettim. Kahretsin, kahretsin... Allah kahretsin neden daha önce aramadım, neden?