Bilincim yerine geldiğinde son olan şeyler beynime doluşmuştu ve her şeyin birer rüya olmasını dilemiştim. Gözlerimi açtığımda ne ile karşılaşacağımı bilmemek korkutuyordu ve gözlerimi açmamak hatta o anda orada ölmek istemiştim. Bu kadar şeyi taşıyamama ihtimali içimin buz kesilmesine yetmişti. O sırada elimde bir el hissettim. Ağabeyimin olduğunu düşündüğüm el daha sonrasında saçlarımı bulmuştu, yatağın bir tarafın çökmesi ile yanımdaki vücudun kokusu burnuma dolmuştu. Kokuyu almam ile bedenimin gerilmesi bir olmuştu. Çünkü bu ağabeyimin kokusu değildi. Korku bedenimi ele geçirmişti. Saçımda dolaşan elin yanağıma inmesi ile kalbimin yerinden çıkacak gibi atmaya başlamıştı. Kim olduğunu tahmin ediyordum. Beni sevdiğini iddia eden ve hayatımızın ortasına bomba gibi düşen, bilinmeyen notların sahibi olmalıydı.
Dün gece sweetimin cebinde bulduğum not anlam kazanmıştı. Yakında görüşeceğimizi ve ondan kaçamayacağımı, ailemin gerçeklerini öğrendikten sonra onunla gideceğime inandığını yazdığı bir nottu. Sadece lafta olduğunu düşündüğüm iki hafta da gelen tüm notlar aklıma geliyordu.
Bu resmen psikopatlıktı ve şu an o psikopat odama kadar girebilmişti.
Peki ağabeyim, babam onlar neredeydi? Onlara bir şey yapmış olması mümkün müydü? Benim yüzümden onlara bir şey olma ihtimali beni bitirmeye yetmişti felç geçirmiş gibiydim. Bağırmak istesem de cesaret edemiyordum. Kitlenmiş gibiydim, sadece göz yaşlarım akıyordu.
Köpek gibi korkuyordum. Aynı şeyleri yaşamaktan, başıma gelebileceklerden ve en önemlisi de artık içinde bulunduğum bu savaşta karşılaşacağım şeyleri kaldıramamaktan. Bu sırada dudaklarından çıkan nefesin yanağıma değmesi ile kendimi sıkmaktan bir damla göz yaşı daha yanağıma doğru yol aldı. Kulağıma doğru yaklaşıp
“Merak etme sana zarar vermeyeceğim canım. Ben de böyle olsun istemezdim o zorladı beni. Sakın kimseye burada olduğumdan bahsetme yoksa canını acıtmak zorunda kalırım. Ha bu arada unutmadan banyoda bornozunun cebinde senin için bir şey var. Unutmaman için bugünü geçmişi ve izini. Benim sorunum senle değil yanlış anlama annenin benden aldıklarının intikamı henüz bitmedi sadece o kadar. Burada ki senin suçun ise güzel olmaktı. Sadece intikam isterken neden hem intikamımı hem de senin gibi kanatsız bir meleği de almıyorum dedim. Haklıyım ama değil mi? Çok güzelsin Lina ve emin ol bu güzelliğini yıllardır herkes gördüğü için seni cezalandıracağım Bundan emin olabilirsin.” Demişti. Sonlara doğru elleri saçıma geri çıkıp acıtmaya başlamıştı. Bir daha yanağımda nefesini hissetmemle kafamı çekip çığlık atmam bir olmuştu. Lanet olsun bunu neden daha önceden yapmamıştım? Beynim durmuş gibiydi. Çığlığım ile birlikte yüzüme inen sert tokat canımı çok acıtmıştı. Hala korkudan gözümü açamıyordum.
“Bu yaptığına çok pişman olacaksın Lina hem de çok. Şimdi gidiyorum emin ol çok uzun sürmeyecek ayrılığımız. Geri geleceğim ve bir daha ki karşılaşmamız da bu kadar nazik olmayacağım sana karşı.” demişti.
Ardından balkon kapısının sesi ile oradan kaçtığını anlamıştım. Kapının ardına kadar büyük bir gürültü ile açılması ile göz yaşlarım artarda akmaya başlamıştı. Yatakta cenin pozisyonunu almıştım. Gözlerimi açtığımda endişeli bir şekilde ağabeyim ve babam odama girmiş ne olduğunu anlamaya çalışır bir halleri vardı. Benim ise tek diyebildiğim balkona bakarak “O buradaydı.” olmuştu.
Babamın endişeli ve sinirli bir ses tonu ile ağabeyime “Ben korumaları ve bahçeyi kolaçan edeceğim, sen kardeşini sakinleştir, hazır olduğunda konuşmamız gerekenler var.” dediğini duymuştum. Az önce yaşadığım şeyin yeni farkına varıyordum. Farkındalığım oluştukça ağlamam da gittikçe şiddetleniyordu. Hala nefesi yanımda gibiydi midem bulanmaya başlamıştı ağzıma gelen sıvı ile banyoya koştum. Midemdeki her şeyi boşalttıktan sonra kapıyı yumruklayan abime kendimin bile inanmadığı bir ses ile sadece iyiyim diyebildim. Aynaya baktığımda bitik durumda olan kendimle karşılaştım. Nasıl da bir haftada bu hale gelebilmiştim. İntikam ile kafayı bozmuş bir psikopat hayatımızı resmen mahvetmişti. Ağabeyim iyiyim dememi umursamamış olmalı ki kapıyı kırmakla tehdit ediyordu. Onun bu hali beni bir nebze de olsa güldürdü. Olan o kadar şeyden sonra yine ağabeyim vardı yanımda. Belki de olacak şeylerden sonra da sadece ağabeyim kalacaktı yanımda.
Banyodan çıkar çıkmaz ağabeyim yanıma gelip hemen beni kolları ile sarmalamıştı, güvende hissettiğim tek yerde olmanın huzuru ile sakinlemeye çalışmıştım.
“Buradayım meleğim bak ağabeyin yanında. Sakin ol bakalım. Sakin ol ve güzelce anlat bakalım ne oldu, kim buradaydı? demişti. Bir yandan ağlamamı durdurmaya çalışıp bir yandan da yeniden titremeye başlayan vücudumu kontrol etmeye çalışarak “O ağabey. Notları veren kişi, tehdit etti beni. Dokundu abi saçıma, elime, yanağıma. İntikam dedi. Korkuyorum, çok korkuyorum.” demiştim. Kendimi kaybetmiştim. Cümle kurmak işkence gibi geliyordu, kelimeleri toplayamıyordum. Sanki yaşadıklarım birer hayal gibi gelmeye başlamıştı.
“Nasıl olur Lina kabus görmüş olabilir misin? Kim o kadar korumayı geçecek, hadi geçti diyelim kim ben evdeyken buna cesaret edebilir. Emin misin rüya görmediğine meleğim?” demişti.
“Hayır ağabey eminim? Yemin ederim ki buradaydı. Korkudan kitlendim gözümü açamadım. Hem bak bornozumun cebine bir şey bıraktığını söyledi. Bana inanmıyorsan oraya bak.” demiştim.
Bunun ardından hızlıca banyoya gitmiş ve birkaç kapak sesi ardından devrilme ve bağırma sesi duymuştum. Bu da her ne gördüyse hayra alamet olmadığını kesinleştirmişti. Merakım gittikçe artıyordu. Bu psikopat ne koymuştu ki ağabeyim bu kadar delirmişti. Korkum gittikçe yükseliyordu. Titreyen sesimle “Ağabey ne oluyor? Lütfen gel korkuyorum.” demiştim.
Cevapsız ve sessizliğin hâkim olduğu bana saatlerce gibi gelen ama aslında birkaç dakika sonra elinde birkaç fotoğraf ile ağabeyim içeri girmişti. Elinde ki fotoğrafları gördüğümde ise bunları yaşayacağıma hiç doğmamayı dilemiştim. Geçmişimden kaçtıkça, geçmişim peşimi bırakmıyordu. Artık çok yorulmuştum bu durumdan. Her şeyin bugün çözülmesi gerektiği, yıllardır üstünü kapayıp kaçtığım şeyler yüzünden daha büyük bir bedel ödemem gerektiği gerçeği ile yüzleşmem canımı acıtmıştı.