7.

1334 Words
Maraz; Pamir'in yanında yatarken aklıma Algı'nın burada yatarken ki görüntüsü sızmıştı. Pamir'e sıkıca sarılması, ona 'bebeğim' demesi, ninni okuması, saçlarını okşaması... Bugün olanlar ise çocukların fikrini uygulamaya geçirmek isteyip istemememi sorgulamamı sağlamıştı. Selen'in verdiği ters cevaplar, Pamir'in titreyen dudağı, Algı'nın ona sarılması, elbisenin üzerine döktüğü sütten sonra bile gülümsemesi, 'öz anne'sinin tiksinmesine rağmen, Algı'nın Pamir'in elinden yediği yarısını Pamir'in yediği ve salyalı kurabiyeyi yerken yüzünü bile buruşturmaması, işte bunlardı fikrimi değiştiren şeyler. Algı, Pamir'in aradığı anne modeliydi. İhtiyacı olan sevgiyi Algı'nın ona kat be kat daha fazlasını vereceğine emin olmuştum artık. Tanımıyordum. Tanırdım. Pamir'in hareketlenmesiyle düşüncelerimden ayrılıp başını okşadım. "Baba?" "Aslanım." "Neden buyadaşın? Ne şaman geldin?" "Sen uyuyordun geldiğimde. Oğlumla uyumak istedim bugün." kıkırdadı. "Yarın amcanlarla denize gideceğiz." "Yaşaşın!" boynuma sarıldıktan sonra geri çekildi. "Baba şenden biy şey işteyebiliy miyim? Algı da gelşin mi bişimle?" "İşi vardır belki. Müsait değildir." "Şoyalım mı?" "Pamir lütfen?" "Baba Algı da gelşin, ne oluy?" "Aslanım müsait değildir. Yarın tatil. Belki dinlenmek ister. Hem amcanlarla-" gözlerini kırpıştırarak baktı. "Lütfen? Çok iştiyoyum. Hem Algıyla yüşeriş. Şen yoyulmaşşın?" ellerimi pes eder şekilde yukarı kaldırdım. "Bugün gidip sorarsın. Ama gelmek istemezse zorlamak yok." yatakta zıplamaya başladığında son dediklerimi duyduğundan şüpheliydim ama aldırmadım. Oğlumu kucağıma çekip başını öptüm. Öğlene doğru yatakta tembellik yapmıştık. Ardından Pamir güzelce giyinip Algı'ya gitmişti. O sırada çalan telefonumu alıp kimin aradığına baktım. Annem mi? Bir şey mi olmuştu?" "Sultanım? Bir şey mi oldu?" "Aşk olsun, paşam. Seni sadece bir şey olduğunda mı arıyorum? Öyle bir anne miyim ben?" "Tabi ki değilsin, sultanım! Nasılsın?" "İyiyim paşam. Torunumu özledim. Yarın gelin de hasret gidereyim." "Anne yarın olmaz." "Niye olmaz? Randevun mu var? Kız mı?" "Randevum yok, yarın Pamir'e söz verdim. Bizimkilerle denize gideceğiz." "Ee biz de gelelim o zaman paşam. Ben diğerlerinin annelerine haber veririm. Hepbirlikte toplanıp gideriz. Baban olacak hayırsızın işleri var. Gidemiyoruz bu sene tatile." "Anne ama olmaz." "Niye olmaz paşacığım?" komşularımız da gelecek diyemem herhalde "Hakan'ın sevgilisi de gelecek." "He anladım paşacığım ben senin derdini. Kızlar olacak o yüzden istemiyorsun bizi. Ne o? Utanıyor musun annenden?" "Utanmak ne sultanım! Ben sana kurban olurum. Gel sultanım. Senden ne olacak." "Yok, ben istenmediğim yere gelmem." "Kim istemiyor seni? Ben senin yollarına güller dökerim. Yarın sabah erkenden Ağva'ya gelin." "Tamam paşacığım. Siz sakını bir şey hazırlamayın. Biz yaparız her şeyi. Kaç kişi olacak? Ona göre hazırlanalım?" "12 kişi siz, 5 kişi biz, 4 kişi onlar. 21 kişiyiz sultanım." "Tamam paşam." "Anne bir de şey..." "Ne paşacığım?" "Yarın bana paşa deme, lütfen." "Sen sevmiyorsun değil mi beni artık?" "Ya sultanım o nasıl söz? Ben seni çok seviyorum." "Yalancı." "Yalanım varsa gözüm aksın." "Hii! Tövbe de. Çabuk tövbe de. Öyle denir mi deli oğlan?" "Barıştık mı?" "Ben sana küs kalabilir miyim paşam? Barıştık tabi çok öpüyorum. Torunumun yanaklarını öp benim için." "Öperim anneciğim. Haydi babama selam söyle." Kapıdan içeri giren Pamir'le ona baktım. "Ne oldu? Kabul etti mi?" "Algı evde yoktu. Şiyin abla bakayız dedi." "Üzülme. Hem bak onlar gelmezse babaannen ve deden geliyor. Gökay amcanın, Hakan amcanın, Deniz amcanın anne babası geliyor, babaannen geliyor, deden geliyor. Halan geliyor." gülümsedi. "Algı da gelşin." yanına gidip kucağıma aldım. "Sen Algı'yı çok mu sevdin?" "Hı hı. Baba?" "Efendim aslanım?" "Algı annem olşun mu?" Algı; Hastalarım bugün için bittiğinde gerinerek koltuğumdan kalktım. Yarın tüm gün boyunca uyuyacaktım. Buna ihtiyacım vardı. Taksiye binip adresi verdikten sonra yorgunlukla koltukta mayıştım. Pijamalarımla salona inip bir şeyler atıştırmaya başladığımda bahçe kapısı çaldı. Kalkıp kimin geldiğine bakmak istemiyordum. "Kapı açık gel." Maraz içeri girdiğinde koltuktan zıpladım. "N-neden geldin?" ayaklarının dibindeki Pamir'i gösterdi. Bakışlarım oraya kaydığında gülümseyerek kollarımı açtım. "Pamir, hoş geldin bebeğim. Nasılsın?" kıkırdadı. "Hoş buldum. İyiyim. Şen naşılşın?" "Ben de iyiyim. Hangi rüzgar attı seni buraya?" koltuğa oturdum. Ayakta dikilen Maraz'a döndüm. "Otursana?" tekli koltuğa oturdu. "Algı yayın benimle yüşmeye geliy mişin?" uyuma hayallerim suya düşerken "Gelirim tabi." "Pamir, babacığım bir şey unutmadın mı?" "Babam, amcamlay ve babaannemle dedem de geliyoy." "Pamir çok isterdim ama ben rahat edemem orada. Hem başka zaman başbaşa gideriz." Maraz'a baktığımda bana bakmıyordu. "Ama Algı lütfen? Ben yayın gelmeni çok istiyoyum. Kumdan kale yapacaktım şana." "Pamir başka zamana erteleyelim bu işi. Ha? Ne dersin?" kucağımdan atladı. "Şen de annem gibişin!" kucağımdan atladığı gibi giderken Maraz'a baktım. "Üstüne gitmek istemiyorum. Ona bunu uygun bir dille anlatır mısın?" kafasını salladı. "İyi geceler." evden çıktığında omuzlarım düşmüştü. Gözde "Pamir mi burada?" "Az önce gitti." "Sana ne oldu?" "Pamir, yarın denize gideceklermiş beni, yani bizi de çağırdı ama başkaları da olacakmış. O yüzden reddetmek zorunda kaldım." "Ee gidelim. Hem sen üzülmezsin, hem de Pamir." "Bana 'sen de annem gibiymişsin' dedi." omzumu sıvazladı. "Eğer gitmek isteyip başkaları olduğu için gitmiyorsan onlardan uzak bir yerde otururuz?" "Bilmiyorum." "Ben kızlara haber veriyorum. Sonra yemek hazırlıyoruz." derin bir nefes aldığımda Gözde çoktan kapıları yumruklamaya başlamıştı. Mutfakta 4 kız yemek yapmaya çalışıyorduk. Gözde fırındaki keki ve böreğini kontrol ederken Bahar yaptığı biber dolmasının tadına bakıyordu. "Ya sanki tuzsuz?" çatalın ucuyla ağzıma soktuğunda "Ah! Yandım!" ağzımdakileri Bahar'ın eline tükürdüm. "İğrençsin!" kıkırdayıp yanağını öptüm. Yaprak sarmaya devam ederken bu sefer üfleyip ağzıma verdi. "I-ı çok güzel tuzu ama biraz acı at... Ya da atma! Pamir var şimdi. Yiyemez yavrucak." elindeki pul biberi bıraktı. Şirin yaptığı poğaçaları fırından çıkarmış hayran bir şekilde bakıyordu. "Ben bu işi biliyorum ya!" gülerek Gözde'ye sarıldığında "Çok çirkin duruyor!" "Sensin çirkin!" onlar kendi aralarında kavga ederken limonları dilim yapıp tencereye dizdim. Kapağını kapatıp altını yaktığımda herkes işine geri dönmüştü. "Saat gece yarısını geçiyor. Kaçta kalkacağız?" "Bilmem 6-7 gibi olabilir." "Çok erken değil mi ya? Şimdiden çok uykum var." kızlarla kıkırdadıktan sonra "Neyse haydi çantaları hazırlayalım. Sonra da yemekleri kaplara koyarız." herkes odasına dağıldığında sırt çantamı alıp içine bol bol yedek kıyafet koydum. Güneş kremlerimi ve yağlarımı koyup cüzdan ve diğer eşyalarımı yerleştirdikten sonra birkaç kez daha kontrol ettim. Ardından ocaktaki dolmalar aklıma geldiğinde koşarak aşağı indim. Bahar ocağın altını kapatmış. Bir tane tırtıklamış yiyordu. "Nasıl olmuş?" sıçradı. Gülerek yanına gidip bir tane de ben tırtıkladım. "Efsane olmuş. Bunu şimdi yesem de sen tekrar sarsan?" "Avucunu yala canım." diğer kızlar da gelince herkes yaptıklarını kaplara koymuş ve bez çantalara yerleştirmişti. Bunlar da hazır olunca hepimiz yorgun bir şekilde odalara çekilmiş, ardından derin bir uykuya dalmıştık. Sabah alarmın sesiyle uyandığımda sıçradım. Saate baktığımda 6.40'tı. Çığlık atarak kızları uyandırmaya çalışmıştım. Bir yandan da üzerime beyaz dantelli yaz elbisemi geçiriyordum. Altıma bikinimi giymediğimi fark ettiğimde çıkarıp bikinimi giyindim. Siyah beyaz şeritli olanı giyip elbiseyi üzerime geçirdiğimde sandaletlerimi giyinip hazırladığım çantayı ve telefonumu alıp aşağı indim. Kızlar giyinmiş ve hazır bir şekilde beklerken şapka almadığımı fark edip koşarak şapka alıp geldim. Eşyaları dışarı çıkarırken yan evin önündeki hareketlilikle geç kalmadığımızı anlamıştım. Eşyaları arabaya yerleştirdikten sonra arabayla yan evin önünde durdum. Aşağı indiğimizde Maraz şaşkınca "Geliyor musunuz?" "Evet. Pamir'i üzmek istemedik." "Teşekkürler. Ama Pamir uyuyor." "Sürpriz olur ona. Ne zaman çıkacaksınız?" "Aslında buçukta çıkmamız gerekiyordu ama Hakan beyi uyandıramadık." Hakan'a baktığımda Gözdeyle flörtleşiyordu. "Hakan sana bir şey söylemem gerek." "Yine ne yaptın?" "Anneme sevgilinle geleceğini ağzımdan kaçırdım." "Biz sevgili değiliz ki!" Gözde karşı çıktığında Hakan kaşlarını çattı "Gözde neyiz biz o zaman? Kardeş mi, arkadaş mı yoksa kuzen mi?" "Bacanağız Hakan. Bilemedin." alayla söylediği sözlerden sonra Hakan Gözde'nin ensesini yakalayıp dudaklarını öpmeye başladığında gülerek kafamı çevirdim. Maraz'la gözgöze geldiğimizde hızla gözlerimi kaçırdım. Gökay'ın "Yedin kızın ağzını lan!" diye bağırmasıyla kıkırdadığımda Bahar arkadan "Gözde bas tokadı annem!" "Sen neden provoke ediyorsun? Ama bir konu da haklısın. Olan var, olmayan var, hiç siftah yapmamış var." "Gökay seni öldürürüm!" arabadan ineceği sırada Şirin onu tutup kendi çıktı. Gözde'yi kendine çekip arabaya soktu. Deniz gülerek "Aha! İyi bir çocuk olup Şirine'yi gördüm." "O şirinler aptal!" "Ne yapayım ben erkekleri, ben Şirine'yi görsem yeter." "Sapık!" Hakan ve Gözde birbirlerine bakıyordu. Hakan'ın yanından geçerken "Kapat ağzını sinek kaçacak!" eliyle kapattığında gülerek şoför koltuğuna oturdum. Marazlar da arabaya bindiğinde 2 saat sürecek yolculuğa başlamıştık. Yol boyunca cam kenarında olan Bahar'a Gökay laf atmıştı. Camda uzanıp camına tıklamaları çıldırtan şey olmuştu Bahar'ı. Ardından o da camını açıp bağırmaya ve küfür etmeye başlamıştı. İleride yapılan çevirmede polis bizi durdurup ceza yazmıştı ve neredeyse ehliyetimi alacaktı. Zar zor ikna edip yola devam ederken Bahar kulaklığını ve uyku gözlüğünü takmış duruyordu. Ceza yemeden önce yapsaydı bunu ne olurdu?
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD