bc

KANİTA ,,Kanatsız prenses -Paramparça"

book_age18+
26
FOLLOW
1K
READ
adventure
dark
love-triangle
family
fated
shifter
princess
stepfather
heir/heiress
drama
tragedy
bxg
kicking
loser
vampire
campus
mythology
pack
magical world
high-tech world
another world
rejected
superpower
war
musclebear
ancient
bodyguard
like
intro-logo
Blurb

1 bölümSon krallar Onir’de şöyleydi..- Erit Krallığı’nın hükümdarı Artis ve eşi Beni, kızları Silitsia ile birlikte.- İris Krallığı’nın hükümdarı Setis ve eşi İlis, oğulları Valeri ile birlikte.- İrad Krallığı’nın hükümdarı Aris ve eşi Kia, oğulları Naris ile birlikte.Her biri, krallıklarını güzellikle ve itidal ile yönetiyordu. Ancak, zamanının dolmasıyla birlikte, bu krallar da Galadi Diyarına gitmeye ve yerlerini varislerine bırakmaya hazırlanıyorlardı. Öte yandan, kısır amca ve halaları, yani Emilia ,Merit ve Osit, kralların yanında baş danışman rolünü üstlenmişti. Bu deneyimli danışmanlar, krallıklara rehberlik ederek geçiş döneminde dengeyi sağlamayı hedefliyorlardı. Her şey yolunda giderken, Erit Krallığı yeni varisini müjdelemek için İris ve İrad krallıklarını çağırdı. Aynı zamanda büyük büyükbabaları Siriian ve büyük büyükanneleri Silita’yı derin meditasyonlarından uyandırmaları için haber gönderildi.O gün krallıklar toplandı ve yeni Erit varisini kutlamak ve ona yeteneklerini sunmak için oradaydılar. Artis ve eşi Beni’nin ilk doğan kızları Silitsia, doğmuştu. Ancak doğum haberinin ardından herkes şoka uğramıştı; Silitsia, kanatsız bir bebek olarak dünyaya gelmişti. Bu öngörülemezdi ve kabul edilemezdi. Her ırkın bir sembolü olan kanatlar ve renkler, soylarını ileriye taşıyacak varisinin sembolüydü.Artis’in kuzenleri Setis ve Aris, bu olayı hemen konsey toplantısında tartışmaya aldılar. Nasıl olurdu da bir varis kanatsız doğabilirdi? Artis’in karısını ihanetle suçladılar, kanatsızlardan biriyle birlikte olduğunu öne sürdüler. Ancak bu doğru değildi; çünkü büyük büyük büyükanneleri Silita gerçekleri görebiliyordu. Silitsia, onlardan biri gibi görünmüyordu ama kanatsız doğması, gelecekte karşılarına çıkacak olan bir kehanetin habercisiydi.Yıllar geçti, varisler büyüdü ve 16 yaşına geldiğinde, krallıklar tekrar bir araya geldi. Her varis 16 yaşına geldiğinde, ona bir yetenek bağış edilirdi; her ırkın kendi elementini kullanma yeteneği. Fakat o gün işler bir kez daha ters gitti…Ve ne yazık ki, bu geleneksel geçiş töreni, her zamanki gibi huzur içinde geçmeyecek gibi görünüyordu. Beklentiler yüksek, endişeler ise derindi. Silitsia'nın ne tür bir yetenek alacağı ve bu yeteneğin krallıklar üzerinde ne gibi etkiler yaratacağı büyük bir merak konusuydu.Bu özel günün, tüm krallıkların kaderini değiştirecek olaylarla dolu olacağı kimse tarafından tahmin edilemezdi...biri dışında Zandu , ölümsüz kâhin adının ve soyunun ilk ve sonuncusu..Salonun ortasında, Kahin Zandu, her krallığın varislerini teker teker davet ederek yeteneklerini bağışlamaya başladı. Törenin başlangıcı, büyük bir heyecan ve merakla karşılandı. İrad Krallığı’nın varisi Naris Aris Onirian, “Sen doğuştan hakkın olan hava elementini kontrol etme gücünü alıyorsun.”Naris, derin bir saygıyla diz çöküp eğildi ve yeni yeteneği için teşekkür etti. Havanın hafif esintisi, salonun içine yayıldı. İris Krallığı’nın varisi ,Valeri Setis Onirian, “Sen doğuştan hakkın olan toprak ve su elementlerini kontrol etme gücünü alıyorsun.”Valeri de aynı şekilde diz çöküp eğildi ve yeteneği için teşekkür etti. Su ve toprağın birleşimi, salonu huzur içinde sarmaladı.Erit Krallığı’nın varisi Silitsia Artis Onirian,“Sen…”Ancak Zandu, birden sözünü kesti. Başını havaya kaldırdı, gözleri simsiyah oldu ve aniden bir kehanet dudaklarının arasından döküldü:-“İlk doğan ve sizden olan, görünüşü başka, yeteneği farklı olacak. O, sizin ırklarınızı birleştirecek ve hepinizin üzerindeegemenlik kuracak. Dört elementi de yönetecek. Hepiniz onun önünde diz çökeceksiniz.”-Salon bir anda sessizliğe büründü. Herkes ayakta, öfke ve şaşkınlık dolu bakışlarla doluydu. Krallıkların temsilcileri, Zandu’nun kehanetini anlamış görünmüyordu; bu, çok büyük ve kabul edilemez bir değişim önerisiydi.Silitsia, aniden kendini kaotik bir ortamda buldu. Korku ve belirsizlik içinde, hemen anne ve babasının yanına koştu. Ne olduğunu anlamaya çalıştı, ancak olan bitenlerin boyutu karşısında şoke olmuştu.Artis’in kuzeni Aris, öfkeyle Silitsia’ya doğru ilerledi ve ona saldırmak istedi. Ancak, kanatsız muhafızlar hemen harekete geçerek Aris’i engelledi. Muhafızların güçlü ve sarsılmaz duruşu, Aris’in öfkesini dindiremedi.Salon, öfke ve endişe içinde bir kaos ortamına dönüştü. Her krallığın liderleri, yeni durumu ve Zandu’nun kehanetini sorgularken, Silitsia ve ailesi, karşılarına çıkacak olan bu belirsiz geleceğe nasıl hazırlanmaları gerektiğini düşünmeye başladılar.Bu yeni durum, her krallığın dengelerini sarsmış ve tüm geleceği belirsiz kılmıştı. Silitsia'nın yetenekleri, tüm krallıkların kaderini yeniden yazacak ve büyük bir mücadeleye yol açacaktı...Kâhin durmadı .. Zandu (Başını eğerek fısıldar) "Zaman geldi, prenses Silitsia... Kanatların yok ama kaderin kanatlarınkinden daha ağır. Artık burası senin için güvenli değil. Karanlık seni arıyor, ve burada kalırsan seni bulacak. Kaçışın başlamalı..."

chap-preview
Free preview
1 bölüm
Son krallar Onir’de şöyleydi.. - Erit Krallığı’nın hükümdarı Artis ve eşi Beni, kızları Silitsia ile birlikte. - İris Krallığı’nın hükümdarı Setis ve eşi İlis, oğulları Valeri ile birlikte. - İrad Krallığı’nın hükümdarı Aris ve eşi Kia, oğulları Naris ile birlikte. Her biri, krallıklarını güzellikle ve itidal ile yönetiyordu. Ancak, zamanının dolmasıyla birlikte, bu krallar da Galadi Diyarına gitmeye ve yerlerini varislerine bırakmaya hazırlanıyorlardı. Öte yandan, kısır amca ve halaları, yani Emilia ,Merit ve Osit, kralların yanında baş danışman rolünü üstlenmişti. Bu deneyimli danışmanlar, krallıklara rehberlik ederek geçiş döneminde dengeyi sağlamayı hedefliyorlardı. Her şey yolunda giderken, Erit Krallığı yeni varisini müjdelemek için İris ve İrad krallıklarını çağırdı. Aynı zamanda büyük büyükbabaları Siriian ve büyük büyükanneleri Silita’yı derin meditasyonlarından uyandırmaları için haber gönderildi. O gün krallıklar toplandı ve yeni Erit varisini kutlamak ve ona yeteneklerini sunmak için oradaydılar. Artis ve eşi Beni’nin ilk doğan kızları Silitsia, doğmuştu. Ancak doğum haberinin ardından herkes şoka uğramıştı; Silitsia, kanatsız bir bebek olarak dünyaya gelmişti. Bu öngörülemezdi ve kabul edilemezdi. Her ırkın bir sembolü olan kanatlar ve renkler, soylarını ileriye taşıyacak varisinin sembolüydü. Artis’in kuzenleri Setis ve Aris, bu olayı hemen konsey toplantısında tartışmaya aldılar. Nasıl olurdu da bir varis kanatsız doğabilirdi? Artis’in karısını ihanetle suçladılar, kanatsızlardan biriyle birlikte olduğunu öne sürdüler. Ancak bu doğru değildi; çünkü büyük büyük büyükanneleri Silita gerçekleri görebiliyordu. Silitsia, onlardan biri gibi görünmüyordu ama kanatsız doğması, gelecekte karşılarına çıkacak olan bir kehanetin habercisiydi. Yıllar geçti, varisler büyüdü ve 16 yaşına geldiğinde, krallıklar tekrar bir araya geldi. Her varis 16 yaşına geldiğinde, ona bir yetenek bağış edilirdi; her ırkın kendi elementini kullanma yeteneği. Fakat o gün işler bir kez daha ters gitti… Ve ne yazık ki, bu geleneksel geçiş töreni, her zamanki gibi huzur içinde geçmeyecek gibi görünüyordu. Beklentiler yüksek, endişeler ise derindi. Silitsia'nın ne tür bir yetenek alacağı ve bu yeteneğin krallıklar üzerinde ne gibi etkiler yaratacağı büyük bir merak konusuydu. Bu özel günün, tüm krallıkların kaderini değiştirecek olaylarla dolu olacağı kimse tarafından tahmin edilemezdi...biri dışında Zandu , ölümsüz kâhin adının ve soyunun ilk ve sonuncusu.. Salonun ortasında, Kahin Zandu, her krallığın varislerini teker teker davet ederek yeteneklerini bağışlamaya başladı. Törenin başlangıcı, büyük bir heyecan ve merakla karşılandı. İrad Krallığı’nın varisi Naris Aris Onirian, “Sen doğuştan hakkın olan hava elementini kontrol etme gücünü alıyorsun.” Naris, derin bir saygıyla diz çöküp eğildi ve yeni yeteneği için teşekkür etti. Havanın hafif esintisi, salonun içine yayıldı. İris Krallığı’nın varisi ,Valeri Setis Onirian, “Sen doğuştan hakkın olan toprak ve su elementlerini kontrol etme gücünü alıyorsun.” Valeri de aynı şekilde diz çöküp eğildi ve yeteneği için teşekkür etti. Su ve toprağın birleşimi, salonu huzur içinde sarmaladı. Erit Krallığı’nın varisi Silitsia Artis Onirian,“Sen…” Ancak Zandu, birden sözünü kesti. Başını havaya kaldırdı, gözleri simsiyah oldu ve aniden bir kehanet dudaklarının arasından döküldü: -“İlk doğan ve sizden olan, görünüşü başka, yeteneği farklı olacak. O, sizin ırklarınızı birleştirecek ve hepinizin üzerinde egemenlik kuracak. Dört elementi de yönetecek. Hepiniz onun önünde diz çökeceksiniz.”- Salon bir anda sessizliğe büründü. Herkes ayakta, öfke ve şaşkınlık dolu bakışlarla doluydu. Krallıkların temsilcileri, Zandu’nun kehanetini anlamış görünmüyordu; bu, çok büyük ve kabul edilemez bir değişim önerisiydi. Silitsia, aniden kendini kaotik bir ortamda buldu. Korku ve belirsizlik içinde, hemen anne ve babasının yanına koştu. Ne olduğunu anlamaya çalıştı, ancak olan bitenlerin boyutu karşısında şoke olmuştu. Artis’in kuzeni Aris, öfkeyle Silitsia’ya doğru ilerledi ve ona saldırmak istedi. Ancak, kanatsız muhafızlar hemen harekete geçerek Aris’i engelledi. Muhafızların güçlü ve sarsılmaz duruşu, Aris’in öfkesini dindiremedi. Salon, öfke ve endişe içinde bir kaos ortamına dönüştü. Her krallığın liderleri, yeni durumu ve Zandu’nun kehanetini sorgularken, Silitsia ve ailesi, karşılarına çıkacak olan bu belirsiz geleceğe nasıl hazırlanmaları gerektiğini düşünmeye başladılar.Bu yeni durum, her krallığın dengelerini sarsmış ve tüm geleceği belirsiz kılmıştı. Silitsia'nın yetenekleri, tüm krallıkların kaderini yeniden yazacak ve büyük bir mücadeleye yol açacaktı... Kâhin durmadı .. Zandu (Başını eğerek fısıldar) "Zaman geldi, prenses Silitsia... Kanatların yok ama kaderin kanatlarınkinden daha ağır. Artık burası senin için güvenli değil. Karanlık seni arıyor, ve burada kalırsan seni bulacak. Kaçışın başlamalı..." Beni (Endişeyle kocasına fısıldar) "Artis, Zandu haklı. Onu burada tutamayız. İris Krallığı'nın tehlikeleri büyüyor, artık burada güvende değil." Artis(Bakışlarını krallığın meydanındaki kalabalığa çevirir, sesini alçaltır) "Beni, kuzenlerini ve akrabaları sakinleştirmeye çalışacağım. Zaman kazanmalıyız. Sen onu gizli geçitten geçir. Onun güvende olduğundan emin olmalısın." Silitsia(Babasına bakarak fısıldar) "Ama baba, bu benim evim... Buradan nereye gideceğiz? Neler oluyor?" Beni(Silitsia’nın ellerini sıkıca tutar, gözlerinde kararlılık) "Şimdi soru sorma zamanı değil, sevgilim. Seni korumamız gerek. Buradan güvenli bir şekilde uzaklaşmalısın. Zamanla her şeyi öğreneceksin." Artis(Bir an kızının yüzüne bakar, iç çekerek) "Seni burada tutmak kalbimi paramparça ediyor, Silitsia. Ama annene güven. Ben burada, her şeyin yoluna gireceğinden emin olacağım." Silitsia(Sessizce başını sallar, gözleri dolu) "Söz ver baba, geri döneceğim." Artis(Gözlerinde derin bir üzüntüyle) "Sana söz veriyorum, Silitsia. Ama şimdi git." Beni(Aceleyle Silitsia'yı gizli geçide yönlendirir, geçidin duvarlarını yoklayarak gizli kapıyı açar) "Bu yoldan gideceğiz. Sessiz ol ve adımlarına dikkat et." Silitsia(Geçide adım atarken son bir kez annesine bakar) "Peki ya siz? Siz burada kalacaksınız…" Beni(Gülümsemeye çalışır, ama gerginliği belli olur) "Biz güvendeyiz, merak etme. Ama senin gitmen şart. Şimdi hareket etmeliyiz, zaman daralıyor." Beni, kızını geçitten geçirirken karanlık bir köşede bir siluetin hareket ettiğini fark etti. Bir an duraksadı ve ardından sessizce oraya doğru yaklaştı. Karşısında genç bir adam duruyordu, yüzündeki tereddüt ve saygıyla ona bakıyordu. Beni adamı baştan aşağı süzdü, gözleri keskin bir merakla parladı. "Genç adam, bana adını bağışla," dedi yumuşak ama otoriter bir sesle. "Ben Andres Demirkılıç, kraliçem," dedi adam başını eğerek. "Benim soyumdan gelenler, yüzyıllardır sizin aileniz için kılıç yaparlar." Beni bir an duraksamadan Andres’in bir elini tuttu, diğer elini de genç adamın göğsüne koydu. Gözleri bir anda bembeyaz oldu, sanki tüm ruhuyla başka bir âleme bağlanmış gibi derin bir büyü fısıldamaya başladı. Andres’in içinde bir ürperti hissetti, bedenine yayılan garip bir enerji vardı. Beni’nin sesi, etrafı bir tılsımla doldururken genç adamın yüreği hızla atmaya başladı. Beni’nin büyüsü sona erdiğinde, elini Andres’in göğsünden çekti. Derin bir nefes alarak gözlerini eski haline döndürdü ve ona kararlı bir bakışla baktı. "Sana ölümsüzlüğü bağışlıyorum," dedi Beni sakin bir tonla. "Kızımın gittiği yoldan gideceksin, onun içtiği sudan içecek, yediği yemekten yiyeceksin. Onun acılarını paylaşacak, sevincine sevineceksin. O kendini bulduğunda, onu bana sağ salim geri getireceksin." Andres, duydukları karşısında şok olmuştu. Sözlerin ağırlığı omuzlarına binerken, bedeninde bir değişim hissetmeye başladı. Vücudu titredi ve birden sırtında büyük, görkemli iki siyah kanat belirdi. Gözleri bir anda zümrüt yeşiliyle parladı, etrafına keskin bir ışık yayıyordu. Elini açtığında, bir an için hiçbir şey yokken parmaklarının arasında aniden bir kılıç belirdi. Kılıç, hayal gücünde canlandırdığı şekliyle, mükemmel ve güçlüydü. "Bu... Bu nasıl mümkün olabilir?" diye fısıldadı Andres şaşkınlıkla. Kanatlarını hissetmek, gücünü kontrol edebilmek ona inanılmaz geliyordu. Beni, hafif bir gülümsemeyle Andres’e baktı. "Artık sıradan bir kanatsız değilsin, Andres. Şimdi bir görev taşıyorsun, ve kızımın kaderine tanıklık edeceksin. Onu koru, ona eşlik et. Zamanı geldiğinde, onu bana geri getireceksin."

editor-pick
Dreame-Editor's pick

bc

30 Days to Freedom: Abandoned Luna is Secret Shadow King

read
308.8K
bc

Too Late for Regret

read
279.1K
bc

Just One Kiss, before divorcing me

read
1.6M
bc

Alpha's Regret: the Luna is Secret Heiress!

read
1.2M
bc

The Warrior's Broken Mate

read
136.7K
bc

The Lost Pack

read
384.5K
bc

Revenge, served in a black dress

read
145.6K

Scan code to download app

download_iosApp Store
google icon
Google Play
Facebook