5 bölüm.

1015 Words
Silitsia, Rodrigo’nun söylediklerini düşünerek başını salladı. Artık, gücünü bulma ve kehanetin gerçekliğini anlama yolunda ne yapması gerektiğine dair bir yol haritası oluşturmuştu. Hem Rodrigo’nun hem de Andres’in desteğiyle, bu belirsiz ve korkutucu yolculukta bir adım daha atmaya hazırdı. Rodrigo ve Andres, tapınakta uzak bir köşeye çekildiler. Rodrigo, gözleriyle bir işaret yaparak Andres’i sessiz bir şekilde konuşmak için yanına çağırdı. "Ne istiyorsun, Rodrigo?" diye sordu Andres. "Lütfen, bana kısaca Rigo de," dedi Rodrigo, içten bir şekilde. "Dostlarım bana öyle der." "Pekala, Rigo. Sorun ne?" dedi Andres. "Bence Silitsia’nın güçlerini ortaya çıkarmak için ona yardım etmeliyiz," dedi Rodrigo, endişeyle. "Güçlerini bulması gerekiyor ve bu süreçte ona nasıl destek olacağımızı anlamamız lazım." "Peki, bunu nasıl yapacağız?" diye sordu Andres. "Bir şekilde çıkacaklarına eminim," dedi Rodrigo. "Mesela, en korktuğu bir anda ya da tehlikede, bu onun gücünü tetikleyebilir ve ortaya çıkmasını sağlar." "Ne yani, Silitsia’yı tehlikeye mi atmamız lazım? Sen çıldırdın mı?" dedi Andres, şaşkınlıkla. "Sadece bir düşün, Andres," dedi Rodrigo. "Ya işe yararsa?" "Sen delirmişsin bu..." dedi Andres, öfkeli bir şekilde. "Bu çok riskli ve tehlikeli bir fikir. Silitsia’nın hayatını tehlikeye atamayız." Tam bu sırada, bir saldırı gerçekleşti. Vampirler tapınağı basmıştı. İçeriye giren karanlık figürler, hızla etrafı sarmıştı. Rodrigo ve Andres, hızla Silitsia’nın yanına koştular ve sırt sırta vererek etrafı çevreleyen vampirlere karşı savunmaya geçtiler. "Yani bunlar gün ışığında dışarı çıkamıyor diye bir şey duymuştum," dedi Rodrigo, bir vampirin üzerine zıplayarak dövüşürken. "Ama sanki burada hava bulutlu ve sisli." "Birileri büyüyle onlara yardım ediyor," dedi Silitsia, hüzünle. "Akrabalarım gerçekten beni yok etmek istiyorlar." Silitsia, yaşanan bu olayların ağırlığı altında eziliyordu ve paniklemeye başlamıştı. Hangi tarafa döneceğini bilemez haldeydi. "Sakin ol, Silitsia," dedi Andres, onun yanına yaklaşarak. "Sana yardım edeceğiz. Şu an kontrolü kaybetmemelisin." Rodrigo ve Andres, Silitsia’nın yanına gelirken, onun panik içinde olduğunu fark ettiler. "Andres, bir şeyler ters gidiyor," dedi Rodrigo. "Silitsia’ya ne oluyor?" "Silitsia, iyi misin?" diye sordu Andres, kaygıyla. "Andres, sanırım o şey," dedi Silitsia, zayıf bir sesle. Rodrigo ve Andres, az önceki konuşmalarını hatırladılar. Silitsia’nın güçlerinin ortaya çıkma zamanı belki de bu an olabilirdi. Ama bu, aynı zamanda büyük bir risk taşıyordu. Rodrigo ve Andres, Silitsia’nın panik hâlini yatıştırmak için her şeyi göze alarak, vampirlere karşı savunmalarını sürdürdüler. Rodrigo ve Andres, tapınakta vampirlerle çetin bir dövüş içindeyken, Felix cesurca Silitsia'nın arkasına geçip onu korumaya çalışıyordu. Vampirlerin saldırıları gittikçe yoğunlaşıyordu ve felaketin eşiğindeydiler. Silitsia, bir anda bedeninde bir değişiklik hissetti. Gözleri simsiyah oldu ve dudaklarından sessizce büyü sözleri çıkmaya başladı. Bu değişim, hem Rodrigo'nun hem de Andres'in dikkatini çekti. "Neler oluyor, Andres?" diye sordu Rodrigo, Silitsia'nın garip hâlini fark ederek. Silitsia, gözlerini kapalı tutarak ellerini yukarı kaldırdı. Büyü sözleri daha yüksek sesle dökülmeye başladı ve etrafında beyaz elektrikli dumanlar belirmeye başladı. Bu dumanlar hızla onun etrafında dönmeye başladı, parlak ve kuvvetli bir enerji yayılıyordu. Aniden Silitsia, dizlerinin üzerine düşerek yere çömeldi. Elektrikli bulutlar hızla etrafa yayıldı, adeta bir fırtına gibi tapınakta dolaşarak her yeri sardı. Vampirler, bu muazzam enerjinin etkisiyle hızla yok oldular. Tüm vampirler toza dönüştü ve tozlar rüzgarla savruldu. Rodrigo ve Andres, bu güçlü enerjinin etkisiyle yere yığıldı. Baş ağrısıyla ve çevrelerindeki kaosun etkisiyle zor durumda kaldılar. Yavaşça yerden kalktıklarında, Silitsia'nın etrafında artık sadece sessizlik ve toz tabakası kalmıştı. Felix, Silitsia’nın yanına gidip onu dikkatlice kontrol etti. Silitsia'nın gözleri, enerjinin etkisiyle yeniden normale dönmeye başlamıştı ama hâlâ yorgun ve bitkin görünüyordu. "Silitsia, iyi misin?" diye sordu Andres, yorgun ama endişeli bir şekilde. Silitsia, zayıf bir şekilde başını kaldırarak, "Evet, sanırım... Güçlerim..." dedi. "Ne olduğunu anlamıyorum ama... Her şey aniden oldu." Rodrigo, hafifçe toparlanarak, "Demek ki kehanet doğruymuş," dedi. "Güçlerin ortaya çıktı ve büyük bir tehlikeyi yok ettin. Bu, senin Kanita olabileceğini gösteriyor olabilir." Silitsia, olup biteni anlamaya çalışarak derin bir nefes aldı. Güçlerinin bu denli güçlü ve yıkıcı olduğunu görmek, onu hem şaşırtmış hem de korkutmuştu. "Ama bu gücü nasıl kontrol edeceğim?" diye sordu. "Bunu zamanla öğreneceksin," dedi Rodrigo. "Şimdi önemli olan, bu gücü nasıl kullanabileceğimiz ve daha fazla tehlikeye karşı nasıl hazırlıklı olacağımız." Andres, Silitsia’nın yanında durarak, "Sakin olmalısın," dedi. "Bu, senin gücünle ilgili ilk deneyimin olabilir. Bu gücü kontrol etmeyi öğrenmelisin ve bunun için destek alabilirsin." Felix, Silitsia’nın yanından ayrılmayarak onun iyileşmesini bekliyor ve etrafı dikkatlice gözlüyor, bir tehlike daha olabileceği ihtimaline karşı tetikte duruyordu Silitsia, enerjinin etkisiyle titreyerek, "Bunu nasıl yaptım?" diye sordu. Andres, "Daha önce böyle bir şey oldu mu?" diye sordu, Silitsia’nın deneyimini anlamaya çalışarak. Silitsia, kafasını sallayarak, "Hayır, daha önce böyle bir şey yaşamadım," dedi. Rodrigo, elektrikli dumanın etkisiyle dikilmiş olan saçlarını düzeltirken, "Tamam, demek ki güçlerini kontrol etmeyi öğrenmen gerekiyor," dedi. "Bu, başlangıç değil, sadece bir ilk adım. Güçlerin zorlu anlarda ortaya çıkıyor, bu yüzden istediğin zaman ortaya çıkmalarını öğrenmelisin." "Şimdi buradan çıkmalıyız," diye devam etti Rodrigo. "Bu dalga tüm krallık tarafından hissedilmiş olabilir ve daha fazla adam gelecektir." ,,Sen Felix’in üzerine bin, Silitsia’yı ben taşırım."dedi Andres Andres hemen görkemli kanatlarını açtı ve Silitsia’yı nazikçe kucakladı. Silitsia, Andres’in güçlü kollarında kendini güven içinde buldu. Andres, yavaşça gökyüzüne yükseldi. Felix, Rodrigo'yu sırtına alarak onlara eşlik etmek üzere yanlarına geldi. Gün boyunca uçarak, konaklamak için güvenli bir yer aradılar. Uçarken, Andres ve Rodrigo arasındaki sessizlik, yaşanan olayların ciddiyetini yansıtıyordu. Silitsia, yüksekten aşağıdaki manzarayı izlerken, güçlerinin ve kehanetin getirdiği sorumluluğun ağırlığını hissediyordu.Günün sonunda, güvenli bir yer buldular. Andres yavaşça iniş yaptı ve Silitsia’yı dikkatlice yere bıraktı. Rodrigo, çevreyi kontrol ederek, herhangi bir tehlike olup olmadığını gözlemledi. "Burada kalmalıyız," dedi Rodrigo. "Güvenli bir yer bulduğumuzu düşünüyorum ama dikkatli olmalıyız. Daha fazla tehlike olabilir." Silitsia, yorgun ama umut dolu bir şekilde, "Güçlerimi nasıl kontrol edeceğimi öğrenmeliyim. Bu, sadece bir başlangıç." dedi. Andres ve Rodrigo, Silitsia’nın yanına oturarak dinlenmeye başladılar. Bu arada, Felix çevreyi dikkatlice gözlemliyor ve grubu korumak için tetikte duruyordu. Birden, bir ok hızla Rodrigo’nun yaslandığı ağacı saplandı. Rodrigo, okun tüylerinin geçtiği yeri fark ederek hızla kalktı. Önlerinde, güzel bir orman perisi belirdi. "Ormanımda ne işiniz var?" diye sordu, sert bir tonla. Andres hemen elindeki büyüyle bir silah oluşturdu ve Silitsia’nın önüne geçti, koruma için hazır durumdaydı. "Merhaba güzel leydim," dedi Rodrigo, yavaşça yerden kalkarak. "Biz kötü insanlar değiliz, yani..." Derken, Rodrigo arkasına dönüp sustu. Orman perisi onlara dikkatlice baktı ve "Bir kanatlı kaplan, büyü yeteneği olan bir şövalye, bir orman perisi ve... duraksadı. Sende kimsin?" diye sordu, Silitsia’ya bakarak.
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD