05...: Giray Bey size fotoğrafımı göndermeye karar verdim. Ben sizi bu kadar iyi tanıyorken sizin beni hiç görmemiş olmanız adil değil.
Eskimiş kanepede uzanmış, tüplü televizyonda cızırtılı bir şekilde müzik dinliyordum. Teyzem işte olduğu için ev tamamen boştu. Ortalık dağınık olduğu için gelince biraz hatta baya bir tartışmaya girecektik biliyorum ama işten çıkıp eve gelince yorgun düşüyordum. 7 katlı bir binanın bir sürü odası vardı ve 5 tane temizlik görevlisiydik. Haliyle çok fazla iş düşüyordu hepimize. Bazen temizlediğimiz yerlere tekrar dönüyorduk.
Çevrimiçi... Yazıyor...
Tüm yorgunluğu unutturan bir görüntü. Eğleniyordum fazlasıyla ve bu beni mutlu ediyordu.
Giray Kaya: Bencede kesinlikle. Gönder bekliyorum.
Ya şapşal. Çok tatlısın.
Bacak bacak üstüne atıp koltuğun üstüne koydum ayaklarımı. Biraz daha yan dönersem kafam koltuktan sarkacaktı.
05...: Siz şuan toplantıdasınız diye biliyorum ben. Toplantıda bana mı yazıyorsunuz? Çok ilgisiniz teşekkür ederim. :)
Yazıyor...
Giray Kaya: Bu ne ki? Bulunca özel olarak ilgileneceğim.
Allah'ım o farklı anlamda söylesede ben öylece kalpli gözlerle bakıyordum ekrana. Resmen iş toplantısında benimle mesajlaşıyordu.
Yazıyor...
Giray Kaya: Hadi gönder!
O ünlem hiç olmadı ama sizi kırmayacağım Giray beyciğim. Galerime girip bir kaç fotoğrafın içinden en uygun olanı seçtim.
05...: *Yüzü görünmeyen arkası dönük şapkalı kadın resmi*
Yazıyor...
Giray Kaya: Offf.. Gerçekten canımı sıkmaya başladın.
Kendi kendime kıkırdadım. Artık onun üzerinde duygu değişimlerine sebep oluyordum. Mutlu oldum. Yada biraz fazla pollyannaydım ama olsun.
05..: Beğenmediniz mi? Halbuki özene bezene seçtim galerimden.
Çevrimiçi... Yazıyor...
Giray Kaya: Hiç değilse saç rengini öğrenmiş oldum. Araştırmam gereken kadın sayısı azaldı.
05...: Bu arada söylemeyi unuttum fotoğraf iki yıl öncesine ait. Saçlarımı o süre içinde boyattım.
Sabrını sınıyordum.
Çevrimiçi... Yazıyor...
Giray Kaya: İnsan böyle saçma bir fotoğrafı neden iki yıldır galeresinde tutar?
Bugünler için. Bak fena mı oldu? Ayrıca bence gayet hoş bir fotoğraf. Dağınık sehpanın üzerinde ki çubuk krakerlerden bir kaç tane ağzıma attım. Ev fazla havasızdı sanki nefesim daraldı.
05...: Şapkamı seviyorum o yüzden. Bu şapkayla tek güzel fotoğrafım bu. Beğendiniz mi?
Giray Kaya: Ya ne demezsin çok beğendim!!
Ünlemini sevdiğim...
05...: Bende çok beğeniyorum. Pazardan aldım. Pazar kültürünüz var mı? Hiç pazara gittiniz mi?
Giray Kaya: Tabii her hafta sabah erkenden gidip taze sebze meyve alıyorum. Marketler içinde halk günlerini takip ediyorum.
Dalga geçiyordu ama bunları biliyor olması bile şaşırtmıştı beni.
05...: Ne güzel. Belki bir gün bir halk gününde karşılaşırız.
Çevrimiçi... Yazıyor...
Giray Kaya: Görüşmemiz için karşılaşmamız gerekmez. Odama gel demiştim bugün.
05...: Karşınıza çıkmayağımı söylemiştim Giray bey. Böyle daha güzel. Hemde daha rahat. Bu arada beni neden engellemiyorsunuz?
Çevrimiçi... Yazıyor....
Giray Kaya: Tercih meselesi. Ayrıca şirket içinde seni arıyorlar. Yakalanman an meselesi.
05...: Tercihinizi benimle konuşmaktan yana kullandığınız için kendimi özel hissediyorum. Teşekkür ederim. Bulabilirseler eğer ben buradayım. Bekliyorum.
Görüldü...
Boş olan profil resminde aniden kendi fotoğrafı belirdi. Beni eklemişti, rehberine kaydetmişti. Kalbimi boğazımda hissettim ve profil fotoğrafına yakından bakmak istedim.
Giray Kaya'nın Anlatımından...
Beni kandırmıştı. Resmini atacağını söylemişti ve bana eski bir resim atmıştı yine de bunun da iyi bir yanı vardı. Resim gerçekti ve o resimdeki bir kadındı. Artık kaşımda ki kişinin bir kadın olduğu su götürmez bir gerçekti. Hatları fazla belli olmuyordu ama arkadan da olsa gördüğüm kadarıyla güzel bir kadındı.
Kafayı yedim.
Bu artık kesin ve net bir şeydi.
Derin bir nefes alıp karşımda durmadan bir şeyler anlatan adama odaklanmaya çalıştım. Bu adam alt tarafı bir yurt projesi anlatıyordu ve aralıksız iki buçuk saattir konuşuyordu. Hayır ne vardı bu siktiğimin yurdunda da iki buçuk saattir anlat anlat bitiremiyordu?
"... Özel yüzme havuzlarının planı da..." Ananın amı ama yani! Adam havuz derinliğini üstten bilgi olarak bile vermenin gereksiz aşamasını teğet geçmiş bildiğin havuz taşlarına kadar anlatmaya başlamıştı. İnşallah bunları karo karo anlatmaz yoksa o yurt projesini inşa ettiğim ilk anda o karoları bu adamın götüne sokardım ben.
"Karolar..." Dediği anda kafamı öyle bir hızla kaldırdım ki adam bir anlık durdu. Şükür sonunda bir saniye de olsa sustu. "Bir şey mi oldu Giray Bey?" Demesiyle kafamı olumlu anlamda salladım. "Evet Haldun Bey." Dediğimde yüzüme anlamsızca baktı.
"Projeye bayıldım." Dedim elimde ki dosyayı kenara koyarken, "Kesinlikle her bir detayı büyüleyici." Dedikten sonra dosyayı bir kere daha açtım. Kullanılacak malzeme miktarını hızlı bir kontrolden geçirdikten sonra yeterli olsa da arttırılmasını not olarak ekleyerek devam ettim. "Biz yurt projenize kesinlikle ortak oluyoruz." Dedikten sonra ayağa kalktım. "İnanın bana havuz karolarını ve kalan her şeyi de dinlemek için can atsam da acil bir işim daha var." Dedikten sonra elimi uzattım.
"Kusura bakmayın lütfen." Projeyi kabul ettiğimi duyduğu anda şaşkınlık üzerinden gittiği gibi uzattığım eli sıktı. "Teşekkürler Giray Bey inanın pişman olmayacaksınız." Dediğinde kafamı salladım. "Eminim." Dedikten sonra ekledim. "Sadece yapı mazlemelerinin kullanımının arttırılmasını talep ediyorum ki bu artış için size ekstra hibe sağlayacağım." Dediğimde adam hızla dosyayı açtı.
"Yeterli yazılmamış mı?" Dediğinde kafamı hayır anlamında salladım. "Hayır yeterli ama deprem bölgesindeyiz. Daha sonra pişman olmamak için cebimizden çıkan ekstra birkaç kuruşun lafına gerek yok. Dediğim gibi ben eklenecek ekstra tonları yazdım. Bunun için hibe de sağlayacağım. Bu yüzden siz pazar araştırması yaparken kaliteye dikkat edin yalnızca. Hibe sağlamlığında sınırınız yok." Adam şaşkınlıkla yüzüme baktı. Tamam adam öldürüyordum ama öldürdüğüm hiçbir adam mazlum değildi. Ben masum insanlara dokunmazdım.
"Giray Bey," Dediği zaman yüzünden aslında olması gerekenei öveceğini anlayıp hızla kolumda ki saate baktım. "Tekrar hayırlı uğurlu olsun sözleşmeyi yarın sabah asistanım Ayla Hanım'a ulaştırırsanız ıslak imzalı şekilde bende imzalayarak size geri iletimini sağlatacağım. Şimdi acilen çıkmak zorundayım." Dediğimde adam hevesla kafasını salladı. Son kez el sıkışıp ekstra bir şey söylemesine izin vermeden kendimi odadan dışarı attım.
Bu sırada telefonum titredi.
Semih: Abi Nasuh, İlhami Abi'yle görüşme ayarlamış.
Semih: Öğrendiğim anda İlhami Abi'nin yanıan gidip durumu izah ettim.
Semih: Benden Nasuh'a tek kuruş yardım yok sen gelmeseydin de Fatih durumu analtmıştı zaten.
Semih: Giray olduğu gibi devam etsin.
Semih: Ben ve adamlarım daima arkasındayız dedi.
Semih: Bende istedikleri zaman sizin emrinizle desteğe hazır olduğumuzu belirtip çıktım.
İşte şimdi keyfim yerine gelmişti.
Nasuh'un son çırpınışları da yıkılmak üzereydi. İşler artık benden yanaydı. Hızlıca mesajları bir kere daha kontrol ettikten sonra geri cevap yazdım.
Mesaj: Vincent'te Nasuh'a özel bir alan yapın Semih.
Mesaj: Yanına üç tane çakal bağlayın.
Mesaj: Çakalları tam doymayacak şekilde besleyin.
Mesaj: Nasul geldiği zamansa günde üç öğün et verin.
Mesaj: Ve diyin ki; Giray Abi ölümünü seçmen için sana iki seçenek verdi.
Mesaj: Ya açlıktan öl ya da Çakal yemi ol da öl.
Mesaj: Karar senin dedi, diyin.