Bölüm 3: Temizlikçi

1017 Words
05...: Ben söyledikten sonra giyinik fotoğraf atmanız tesadüf olamaz diye düşünüyorum. (10.40) Çevrimiçi... Yazıyor... Giray Kaya: Sana da günaydın ve evet tesadüf. Sırıttım. Dolaba kendimi yasladığımda eğilerek yere oturdum. Ah şuan Giray Kaya ile mesajlaşıyordum. Bana yazıyordu. Tamam kim olduğumu bilmiyordu ama bana yazıyordu sonuçta. Ondan günaydın mesajı alıyordum. Bunu şirkette ki kaç kız isterdi şuan ama ben yaşıyordum. 05...: Günaydın Giray Bey. :) Kusura bakmayın böyle selamsız sabahsız hemen daldım konuşmaya ama ne yapayım bana özel olduğunu düşünüp heyecanlandım. Bence ben dedim diye attınız ama itiraf etmek istemiyorsunuz. Olsun sorun değil. (10.43) 05...: Fikirlerime bu kadar önem veriyorsanız ezogelin çorbasını daha az çıkartır mısınız? Sevmemekten öte nefret ediyorum da. Giray Kaya: Yeme o zaman. Sana özel liste mi değiştireceğiz? Ah cilveleşmenin başka bir türüydü bence bu. Olduğum yerde saçma sapan hallere bürünüp ağzımın kulaklarıma çıkması bunu göstermiyor muydu? Çevrimiçi.... Yazıyor... Ay bir mesajdan sonra ikincisini kendi isteğiyle yazıyordu resmen. Kalbim duracak sandım. Giray Kaya: Senin şuan çalışıyor olman gerekmiyor mu? Mesai saatlerindeyiz. Hı hı gerekiyor. Kafamı aşağı yukarı salladım beni görüyormuş gibi mimiklerimide kullanıyordum. 05...: Azcık kaytarmış olabilirim. Bunu patrona söylemekte biraz tuhaf oldu ama. :) Giray Kaya: Seni bulduğumda işine son vereceğimi biliyorsun değil mi? 05...: Giray Bey beni bulamayacaksınız. Lütfen böyle tatsız konuları konuşmayalım. Güne sizin güzel fotoğrafınızla başlamışken böyle sıkıcı bir konuyu düşünerek devam etmek istemiyorum. Görüldü... 05..: Giray Bey bu fotoğrafınıza düştüm. Günün kaç saatini spora harcıyorsunuz bilmiyorum ama değdigi kesin. O kitabın olduğu yere kafamı koyup sizi izlemek isterdim. Belki daha fazlası... Dudaklarımı ısırarak hafif bir tebessümle tekrar gönderdiğim fotoğrafa baktığımda biraz daha yakınlaştırdım. Çok yakışıklı değil mi? Görüldü... Off çok sık görüldü atmaya başladı. Hoşlanmıyordum bu durumdan. 05...: Giray Bey? Yazıyor... Giray Kaya: Ayla sen misin? Gözlerimi kıstım istemsizce. Sekreterinden bahsediyordu şuan. Oda mı böyle iştahla bakıyordu ona? Hem onun şansı daha yüksekti bu kadar yakınken. 05...: Size karşı ilgimi belirtince aklınıza sekreterinizin gelmesi de düşündürücü. Onu farkedip yüz vermemiş olmanız ise sevindirici. Yazıyor... Giray Kaya: Senin derdin ne? Zam falan istiyorsan muhasebeyle görüşebilirsin. Böyle oyunlara gerek yok. Para mı? Tabii oda önemli hatta baya önemli bir konuydu ama benim derdim para değildi ki. 05...: Bir derdim yok Giray bey. Paranız için yanınızda bulunan kadınlar kadar düşük karaktere sahip biri değilim. Sadece sizinle konuşmak mutlu ediyor beni. Gün içinde beni tanımasanız bile aklınızının bir yerinden bir an bile olsa beni geçiriyor olmanız bana inanılmaz bir haz veriyor. "Karaca." Diye açılan kapıyla irkilerek telefonu hemen cebime soktum. Sude gelmişti. Bu şirkette en sevdiğim kişiydi sanırım. Olduğu gibi, doğal, kimsenin arkasından iş çevirmeyen bir karaktere sahipti. Onu görünce rahat bir nefes vererek tekrar geri yaslandım. "Hadi gel artık, temizlememiz gereken bir sürü yer var. Kızlar söylenmeye başladı. Oyalamaya çalıştım, karnı ağrıyor dinlensin falan dedim ama bizimde ağrıyor biz yatıyor muyuz gibi şeyler söylemeye başladılar. Sonra şikayet ederler falan işinden olma durduk yere. Zaten zor geçiniyorsun." Maalesef her vatandaş gibi bende zor geçiniyordum. Bir sürü banka borcu, taksitler, faturalar, okulada harcama yapmam gerekiyordu. Kendime ayıracak param bile kalmıyordu. Cebimden çıkarttığım telefona baktım önce. Giray Kaya: Yanıma gel. Odamda seni bekliyorum. Acı dolu bir sırıtış belirdi yüzümde. Ben temizlikçi o patron. Elinden destek alıp ayağa kalkarken bu sefer ben ona görüldü atıp bıraktım. Odasına girecektim evet ama Karaca olarak değil, olması gerektiği gibi temizlikçi olarak. Giray Kaya'nın Anlatımından... Kim ulan bu amına kodumun kızı? Tamam kadın olduğundan emindim artık ama kim bu kim? Cidden bu durum sinirimi bozuyordu artık. Hayır lanet olsun ki patron Giray'a yazıyordu yani ağzına sıçıp itiraf da ettiremiyordum. Kendi kendime küfür ederek telefonu masanın üzerine attım. Yanıma çağırmıştım. Adamlarımı bu işin içine sokabilirdim. Ama legal Giray bir ihale için hazırlanırken illegal Giray kimliğinin meydana çıkmaması için katamıyordu. Gerçi enerjimi ve zamanımı bu kadını bulmaya yönlendiremezdim. Nasıl olsa üç beş güne hevesi geçer beni rahat bırakırdı. Kadın olduğuna emin olduğumdan beri öldürmeyi de düşünmüyordum zaten. Yakışıklıydım, gençtim ve zengindim. Söylediğine göre de benim şirketimde çalışıyordu yani ilgisini çekmem normaldi. Bu sebeple biraz daha alttan alabilirdim. En azından tüm gözler üzerimdeyken. Şu Nasuh olayından beri herkes daha temkinliydi. Nasuh'un adamlarından birinin yüzümü görmüş olma olasılığı ortada dönüyordu ve bu durum benim için iki tarafıda tehlikeye atmaktı. Kim olduğunu bilmiyordum. Bu sebeple Semih ve diğerleri adamı ararken ben sessizce köşemde doğru anı bekliyordum. Nasıl olsa Nasuh iti bir şekilde karşıma çıkacaktı. Çıkarken şerefsiz adamını da getirecekti. Ellerimi başımın arasına alarak sıktım. Yorulmuştum. Biraz dinlenmeye ihtiyacım vardı ama dinlenemezdim. Bir saat sonra burada bir toplantıya girecek akşam kurul toplantısına gidecektim. Yani cidden dinlenmek dışında her şey için vaktim vardı. Odamın kapısı tıklatıldığında gel dememin ardından içeri iki kadın girdi. Temizlik görevlileriydi. İkisi de alttan bakışlarla bana bakarken toparlandım. İkisini de daha önce gördüğümü hatırlamıyordum. Kısa süre içinde değişen elemanlardan olmalılardı. Etrafı temizlemeye başlamadan önce sarışın kadın bana baktı. "Efendim biz başlayabilir miyiz temizliğe?" Sadece kafamı salladım. "Lütfen," Dedikten sonra ekledim. "Siz diğer köşeden başlayın ben toplantıya kadar bir süre dosya inceleyeceğim." İkisi de sessizce onay verirken bakışlarım sarışının yanında ki kadına kaydı. Kestane tonu saçları ve düzgün bir fiziği vardı. Bana mesaj atan kadın olup olmayacağını sorguladım bir an. Eğer bana mesaj atan kadın bu kadınsa kesinlikle onu öldürmezdim. Farklı planlarım ikimizinde daha çok işine gelirdi ki bu planlarda bir nevi ölüm riski barındırıyordu. Bakışlarım salınan kalçalarına kaydı. Zayıftı ama zayıf olmasına rağmen dolgun hatları vardı. Sonra ne yaptığımı fark ederek. Dişlerimi sıkıp önüme döndüm. Kesinlikle bu hatun bana kafayı yedirecekti. Karanlık işlere giriş sebebim dahi bilinmezlikten nefret etmemken bu kadın inadına yapar gibi daha çok bilinmeze sürüklemişti beni. Bakışlarım bir kere daha bileğimde ki Rolex'e kaydı. Eğer düşlediğim kadar ateşliyse sanırım bu yaptıklarının bedelini Rolex'i kanıyla süslemek olarak ödetmektense Rolex'i başka sıvılarıyla süslemek olarak ödetmeyi tercih etmeliydim. Dişlerimi daha da sıktım. Amına koduğumun işleri yüzünden uzun zamandır yalnızdım ve bu saçma sapan düşünmeme neden oluyor olmalıydı. İçimden söylenirken kadın kalçalarını sallayarak önümden geçtiğinde hızla yerimden kalktım. Elimde ki dosyayı aldım. "Size kolay gelsin." Diyerek odadan çıkarken duyduğum son cümleler şunlar olmuştu. "Karaca, biz bir şey mi yaptık?" Bu sarışının sesiydi. "Bilmiyorum ama sanmıyorum da toplatısı vardı ya onun için çıkmıştır." Bu da kestane renkli saçlara sahip olan Karaca'nın. Sırıttım. Sonra durdum ve somurttum. Kesinlike en kısa sürede biriyle yatmam lazımdı.
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD