Kubbe 2

1119 Words
Nihayet bayan ester in dersi bitmişti. Ders boyu bana daha fazla soru sormadı. Buna biraz şaşırsam da önceden neden derslerini ektiğimi hatırladım. Gereksizdi ve sıkıcıydı. Herkes sınıftan teker teker çıkarken "Şimdi öğle arası olmalı" bazı öğrenciler birlikte gidiyorlardı. Çoğu ilk günden arkadaş olmuşlardı. Ve birlikte gitmişlerdi. Bende çantamı düzenleyip sınıftan dışarı çıktım. Yemekhane en üst kattaydı, yavaş yavaş merdivenlerden çıktım. Merdivenlerden çıkarken hep kenarlara asılan resimlere baktığım aklıma geldi. Dünya sıralamasında olan yükselenler ilham kaynağı olsunlar diye konuşmuşlardı. Resimlere teker teker bakarken duraksadım. Benim resmim o da ordaydı altına ölüm tarihim ve kubbe nin gelmiş geçmiş en iyi öğrencisi yazısı not düşülmüştü. "Belki de bir ara kendi cenazeme uğrarım." Kim bilir. Yemekhaneye vardığımda sıra olmasından korkuyordum ki hiç sıra yoktu saşırdım Yemekhane bizden üst sınıflar ile aynı ortamda olduğumuz yerlerden biriydi bu yüzden kalabalık olurdu. Genelde sakin olsa da üst sınıflar kendilerinden bir art sınıfı ezmeye bayılırdı bunu da yapabildikleri en güzel yer yemekhaneydi. "zamanında bana da çok yapıldı ardından bende çok yaptım şimdi dejavu gibi hissediyorum " diye düşündüm. Kimseye gözükmeden yemeğimi aldım ve boş bir köşeye geçip oturdum, sesizce yemeğimi yemeğe başliyıcaktım ki aniden başımın arkasından biri tuttu ve kafamı yemeğe bastırdı. Yüzüm tamanen et yemeğine gömüldü. Sonra arkamdaki kişi sırtımdan tuttu ve oturduğum sıradan kaldırıp yere fırlattı. Yemekhanedeki bütün gözler artık üstümüzdeydi. Şansıma küfrettim, "cidden mi daha ilk günümde daha ne kadar dikkat çekebilirdim". Beni yere atan kel uzun boylu çocuk konuşmaya başladı. -siz birinci sınıflar yerinizi bilmelisiniz bu masa bizim yerimiz bir daha yaparsan seni doğduğuna pişman ederim .. Falan filan bu konuşmayı o kadar çok dinlemiştim ki klasik zorba sözleri gibi gelmişti. "en azından biraz özgün ol" diye iç geçirdim Her ne kadar yemekhane de mana kullanımı yasak olsa da şu an kavga etmemin bana faydadan çok zararı olucağını biliyordum. Sadece sessizce uzaklaşmalıydım. Öyle de yaptım yavaşça ayağa kalktım başımla hafifçe selamladım ve arkamı döndüm. "sadece, hiçbir problem istemiyorum tamam mı salın beni." Yavaşça uzaklaşırken bir el omzumdan yakaladı. -bizi anladığını düşünmüyoruz çocuk dedi bir hata yaptın düzgünce özür dilemelisin "içimden onlara küfretmek geldi şanslarını çok zorluyorlardı" "hadi vayne dedim şurdan bir an önce kurtulalım" Arkamı dönüp -özür di.. Tam o anda birinin yumruğu karmına girmişti, en az 1 metre uçtuktan sonra yere düştüm. Bu zayıf vücuda lanet ederken bulmuştum kendimi, bütün vücudum acı içinde kıvranıyordu bunu yapan kafamı yemeğe bastıran çocuktu. " özür diliyiceksen yere diz çöküp dilemelisin ilk yıl. "diyip bağırmaya başladı " Tamam bende alt sınıflarla uğraşmıştım". "Hatta her gün sinir ettiğim bir alt yıla bile sahiptim."ama bu kadarı fazlaydı. Yüzümde kocaman bir gülümseme belirdi." İyi bunu sen istedin lanet olası" Koca adamın yanındakilerden biri -Adamım o bize güldü sen nasıl 2. Sınıfların kralı Boa'ya gülersin diyip arkadaşlarını gazlıyordu. " Bugün size temiz bir ders vericeğim abilerim" Adının Boa olduğunu öğrendiğim çocuk bana doğru yaklaşıyordu. Sağ kolu geriye doğru gitti yüzüme hedef alıcaktı. Yemekhanede mana kullanırsam ceza yerdim ki bu baya canımı sıkardı. Tabi kullandığım manayı dedektörler saptayabilirse ceza yerdim. Sonuçta mananın iki farklı kullanımı vardı iç ve dış şeklinde. Dış mana kendi mananı atmosferdeki mana ile birleştirdiğin bir kullanım şekliydi bir ateş topu oluşturup fırlatmak yada yerden bir taş kaldırıp tekmelemek dış manaya örnekti. İç mana ise yalnızca çekirdeğindeki manayı kullanıp vücudundaki kasları geliştirdiğin şekliydi ki bunu kullanmak inanılmaz derece ustalık ve mana üzerinde anlayış gerektiriyordu. Zehri vücudumdan atmak için kullandığım mana tipi bir iç manaydı. Dışarıya mana sızmadığı için saptanamazdı. Kubbe de bile son sınıf dersi olarak işlenirdi ve yapabilen öğrenci sayısı bir elin parmağını geçmezdi. Kel çocuğun yumruğu yola çıkmıştı. iç mana yeşil çekirdeğimin kaldıramayacağı kadar komplexti. Bu yüzden kırmızı çekirdeğime odaklandım. Çekirdekteki mana vücuduma akarken zaman yavaşladı. artık yumruğu daha kolay görüyordum, hafif sola çekilerek yumruktan kaçındım sol elimle dengesini kaybeden çocuğu tuttum ardından kendime doğru çektim, onun momentumunu kendi manamla birleştirdim ve karnının ortasına temiz bir vuruş yaptım. Manam çekirdeğimin içine tekrardan girerken zaman tekrardan hızlanmaya başladı. Her şey anlık olmuştu göz açıp kapatana kadar geçen sürede tek gördüğüm iri yarı çocuğun en az 2 metre havaya uçtuğu ve az önce oturduğum boş masaya düşme sesiydi. Artık yemekhanedeki bütün bakışlar acıma yerine artık şaşkınlıkla doluydu. Boa dedikleri çocuğun arkadaşları dillerini yutmuştu, "ilk defa yemekhaneyi bu kadar sessiz buluyordum" diye kendi kendime iç geçirdim ama artık gitme vaktiydi. Eğer öğretmenlerden biri bu durumu görse mana kullanmam hakkında kanıt bulamasa da üst sınıfları dövdüğüm için cezalandırılırdım. Hemen bana bakan şaşkın bakışlar altında arkamı dönüp yemekhane den çıktım. * * * Eleine in gözünden ; Yemekhaneye gelip yemeklerimizi alıp boş bir yere oturmuştuk yanımda gün içinde tanıştığım arkadaşlarım vardı Sonuçta 1. Sınıftık yeni yeni tanışıyorduk ve birbirimizle konuşucağımız çok şeyimiz vardı Kendi hayat hikayelerimizi anlatıyorduk ailelerimiz ve kubbe ye gelmeden önce gittiğimiz okullar odak noktasıydı. Bu konuşmalar devam ederken yemekhanede bi anda sessizlik oldu Sorna birden birisi bağırmaya başladı -siz 1. Sınıflar yerinizi bilmeli.. Senin kaynağı iri yarı uzun kel bir çocuktu Yanımdaki sofia isimli kız kısık sesle bu 2-2 sınıfında Boa ve onun tayfası dedi babam ve onun babası aynı loncada çalışıyor ordan biliyorum . Babam onun hakkında gelecek vaat ettiğini söylemişti Sorna Boa denen çocuğun bağırdığı yerde biri ayağa kalktı "Bu" dedim" bayan ester in dersine girmeyen çocuktu" neydi adı "mmm ha evet vayne" onunla ilk ayaküstü koridorda tanışmıştı. Kubbeye gelip bu kadar sorumsuz birini ilk defa gördüğüm için gülmeme hakim olamamıştım daha sınıfını bile bilmiyordu. Şimdi de 2. Sınıflar ona zorbalık yapıcaklardı. Ama vayne ayağa kalkınca en ufak sinirlenme belirtisi göstermemişti sadece hafifçe başını sallayıp arkasını dönüp uzaklaşıcaktı tabi ki onu bırakırlarsa boa nın çetesinden biri vayne in omzundan tutup birşeyler söylemeye başladı uzakta olduklarından tam duyulmuyordu ama vayne bunun üstüne arkasını döndü tam o anda boa nın yumruğu ile tekrardan yere yığıldı Yanımdaki arkadaşım sofia ayağa kalkıp "bu kadarı da fazla onu durdurucam" dedi Bence de bu kadarı fazlaydı üst sınıfların alt sınıflara bazı işler yaptırdığı kubbede yazılı olmayan bir kuraldı yönetim de bir sınıra kadar izin veriyordu Sorna gözlerim tekrardan yerden kalkan vayne e odaklandı gülüyor muydu o bunun tahrik etmek olduğunu bilmiyor muydu yoksa kafayı mı yedi diye düşündüm Tam o anda Boa tekrardan vayne e yumruk attı o anda vayne in havaya uçmasını beklerken gözlerimi kapattım açtığımda ise hiç ummadığım bir şey yaşandı boa havada süzülüyordu ardından boş bir masanın üzerine düştü. Şaşkındım bu nasıl olmuştu sadece gözümü 1 sn liğine kapatıp açmıştım ve durum tersine dönmüştü. Şaşkın olan tek ben değildim suifon da benim gibiydi yemekhanede herkes acımasız bir zorbalık izlemeyi beklerken tam tersini yaşamışlardı Ben şaşkınlığımı attığımda vayne yemekhaneden çoktan tüymüştü Ne yapmıştı o yemekhanede mana kullanmanın yasak olduğunu bilmiyor mu bu yüzden okuldan kovulabilirdi Ama sonra alarm dedektörlerinin hiçbiri çalışmamıştı Sofia bana döndü şaşkın bir şekilde o çocuk dedi mana kullanmadı ama boa yı yenebildi sende gördün mü eleine? Cevap veremedim sadece başımı saklayabildim Bu çocuk vayne kimdi o?
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD