3. Bölüm

1984 Words
Ben Ayla Tekin. Birkaç gün önce ne olduğunu anlamadan evlendim ve Ayla Karaca oldum.Her neyse... Yine kocamın müdür olduğu şirkette çalışmaya devam ediyorum. Ama tabi ki etrafımızdaki kimse bunu bilmiyor. "Acele et yoksa yer bulamayacağız." "Geliyoruuum!" Yemekhaneden kızlarla dönerken Aybars ile karşılaştık. Tüm kızların gözü ondaydı. Görünüşe göre bayan çalışanlar arasında çok ünlü ama ben evlenmeden önce neye benzediğini bile bilmiyordum. Ama cidden takım elbisesi ile göz kamaştırıyordu. "Aaaa bu müdür! Normalde buralara gelmez." Tam yanından geçerken "Ah sahi kıyafetlerini ve postalarını odana koydum." diye seslenmemle birden beni kolumdan çekip boş bir odaya katması saniyeler içinde olmuştu. Ellerini sertçe iki yanıma koyup yaklaştı. Çok sinirli duruyordu. "Dur biraz ne yapıyorsun" "Sırrımızı açığa çıkaracak şeyler söyleme!" "Ne sırrı?" "Evliliğimizi! Yoksa çoktan boşboğazlık edip söyledin mi?" "Etmedim, etmedim! Ama neden?" "Bir de soruyor musun? Eğer insanlar senin gibi biriyle takıldığımı öğrenirlerse değerim düşer. Sık sık ekonomi dergilerinde seksi ve bekar şirket başkanı olarak çıkarım ve şirketin imajı için çok önemli. Eğer sırrımız ortaya çıkarsa gerçekten hisselerimizin değeri düşer." "Eğer sırrımızı ortaya çıkartırsam ne olurdu?" "Kovulurdun! Yani sırrımızı koru." Onu öldürmek istiyorum. Seksi ve bekar başkan mı? Sen sadece kirli bir odada yaşayan pis adamın tekisin! Asıl herkese bunu anlatmak istiyorum. İşten eve döndüğümde tabi ki beni bir çöp yığını bekliyordu. Bu kadar kısa sürede nasıl böyle kirletebiliyor? Çöp ev diye belediyeye mi haber versem acaba? Yerdeki teneke kutulardan birine tekme attım. Banane temizlemeyeceğim. Çöplüğünde öl. Off ama önceki gün beni mafyaların elinden kurtardı. İtiraf etmek istemesem de o zaman çok havalıydı. Ama benimle hep alay ediyor canımı çok yakıyor. Kararımı verdiğimi düşünüyordum ama ikinci defa düşününce bu evlilik yanlış. Saçma sapan düşüncelere dalmışken kendimi temizliği bitirmiş buldum. "Yine ne istiyorsun? Eğer beni bu kadar çok çağırırsan millet şüphelenecek." dedim sinirle. "Bunun farkında olmana sevindim. Bugün seni biriyle tanıştırmak için çağırdım." "Bugünden itibaren Müdür Bey'in özel sekreteriyim. Adım Sevda Tanyel. Nasılsınız Ayla Karaca Hanım." "Nasıl olur?" "Görünüşe göre direkt büyükba- başkan tarafından bize göz kulak olması için yollanmış. Yani şirkette sırrımızı bilen tek kişi o. Bundan sonra şirkette bir sıkıntı çıkarsa kendisinden yardım isteyebilirsin." Gülümseyerek "Evet, lütfen bana bırakın. Sizinle tanıştığıma memnun oldum bayan Karaca." "Ben de memnun oldum." "Aylaaa! Acele et yoksa yer bulamayacağız." Ah canım kankalarım keşke tek sıkıntımız bu olsa. Merve ile Aslı her zamanki dedikodularına başlamışlardı bile. Bu sefer ki konu beni ilgilendiriyordu. Ama istemsizce suratımı astım. "Şu kadın müdüre yapıştı sanki. Bugünden itibaren müdürün kişisel sekreteriymiş diye duydum." dedi Merve üzgün bir şekilde. Duyanda onun kocası sanırdı. "Sekreter bürosundan kızlara sordum ama onu hiçbiri tanımıyormuş. Çok güzel bir kadın. Müdüre de daha azı yakışmaz zaten." dedi araştırmacı yazar Aslı hanım. Evet gerçekten manken gibi bir kadındı. Dahası çok da sosyal biri gibi duruyor. Bunu itiraf etmekten nefret ediyorum ama ikisi gerçekten birbirlerine yakışıyorlardı. Birden ben sessiz kalınca Merve bana döndü. "Şu güzel sekreteri sen görmedin mi?" "Üzgünüm ama görmedim." Ah nasıl da yalancı olmuştum birileri sayesinde. Daha biraz önce tanıştığım kadını şimdi tanımamazlıktan geliyordum. "Off! Bir şeyi de bil." Her neyse, eğer gerçekleri öğrenirlerse verecekleri tepkileri ve olacakları hayal bile etmek istemiyorum. O yüzden aynen böyle devam etmeliyim. Koridorda dosyaları taşırken birden yanıma sekreter hanım geldi. İyice yanıma yaklaşarak: "Bir dakikanızı alabilir miyim?" dedi. Beni çok şaşırttı. Neden buraya geldi ki? "Tabi ki, buyurun." "Lütfen bu dosyaları yöneticinize verin. Ayrıca müdür beyden mesaj var. Bu gece normalden daha geç geleceğini söyledi." "Hmm işleri yüzünden mi? Siz de onunla birlikte mi olacaksınız?" Bu cümleme anında pişman oldum. "Evet bir iş yemeği. Ortasına kadar yanında olurum." "Anladım. Çok teşekkür ederim." Yanımdan giderken bir kez daha güzelliğine hayran kaldım. Öğlen yemeğinden sonra lavaboda "Bayan Karaca" diye gelen ses ile irkildim. Cidden artık bu sekreter ile karşılaşmak beni geriyordu. "Lütfen bana öyle hitap etmeyin." Zaten uyarıyı yemiştim. Bir daha bu mesele yüzünden başımı ağrıtmak istemiyordum. "Sorun yok. Şu an bizden başka kimse yok. Gerçekten sadece müdürün söylediği şeyleri yapıyorsunuz değil mi?" dedi gülümseyerek. "Evet genel olarak." "Eğer bu yüzden bir problem varsa bana söylemelisiniz. Size yardım etmek benim işim sonuçta.Ah sahi müdür tertip düzen konusunda hiç iyi değil değil mi? Odası darmadağın olmalı. Temizlemek içi- " " Ah pardon benim acelem vardı." dedim ve hızla uzaklaştım. Çok üzgündüm. Neyi vardı bu sekreter bozuntusunun? Bunu bilenin sadece ben olduğumu düşünmüştüm ama odasının dağınık olduğunu da nereden biliyor? "Ayla Hanım! Beni bekleyin." diye sekreter arkamdan çağırıp koşmaya başladı. "Çantanızı unuttunuz, buyurun." dedi ve bana uzattı. "Ah teşekkür ederim." Aslında sanırım biraz haksızlık ediyorum çok iyi biri. Sonraki günlerde de neredeyse her gün beni görmeye geldi. Fark edilmemek için de hep farklı yerlerde ansızın karşıma çıkıyordu. Sanki korumam gibiydi ama neden? Bunu Aybars ile konuşmaya karar verdim. Gece yarısına kadar bekledim. Sonunda kapı tıkırdadı. Hemen suratımı asıp yanına gittim. " Hoşgeldin." "Hoşbulduk da ne oldu? Normalde bu vakitte çoktan uyumuş olurdun." dedi. Bir yandan da ayakkabısını çıkarttı. "Konuşmamız gereken bir şey var. Şu sekreter kadın neden her gün beni görmeye geliyor? Sanki nöbet tutuyor. Çok rahatsız oluyorum. Lütfen bunun hakkında bir şeyler yap!" Sinirliydim ama sakin konuşmaya çalıştım. "Kadın dedem ne derse onu yapıyor. Bunun hakkında bir şey bilmiyorum. Bir şeyde yapamam anladın mı?" Konuşurken de bir yandan çantasını, ceketini ortalığa atıyordu dağınık, pis adam. "Neden?" Sonuçta artık onun yanında çalıştığına göre onu dinlemeliydi. "Onun üstü ben değilim doğrudan başkan." "Eğer bu konuda bir şey yapmazsan herkese evlilikten bahsedeceğim." Artık çok sinirliydim. İş yerinde nefes alamıyordum ve hiç yardımcı da olmak istemiyordu. Ama sinirliliğimi ona da bulaştırmam saniyelerimi aldı. Birden bağırmaya başladı. "Ne! Beni tehdit mi ediyorsun? "Ne olmuş? İlk tehdit eden sen değilmiydin." İlk koca dayağımı da yememek için odama doğru kaçmaya başladım. Bir yandan da içimden gelenleri bağırıyordum "Kovucaksan kov durma! Eğer şirketin çalışanı olmazsam şirketin imajından bana ne?!" "Ah şu kadın..." Ertesi gün direk çalıştığım bölüme geleceğini düşünmezdim. Tüm kızlar ilk defa bizi gözlemlemek bahanesi ile geldiği için çok şaşkındılar. Sırrı açıklayacağımdan bu kadar çok mu korkuyor? Birden bana öldürücü bir bakış attı. Sonra da güzel sekreteri ile uzaklaştılar. İkisini böyle görmek beni yine düşündürdü. Ah galiba değerim düşer demesinin sebebini anladım. Çünkü yanında o kadın var onunla övünebilir. Bana gelince... Bugün mesaiye kalmıştım. Neden bu kadar canım sıkkın hissediyordum. Dalgınlığım yüzünden bir çok hata yapıp hem azar işittim. Hem de yeniden yapmak zorunda kaldım. "Yeteeer! Daha fazla çalışmak istemiyorum! Acıktııııım! Hepsi onun suçu evet hepsi onun suçu!" diye dosyalara vurmaya başladım. "Kimmiş o suçlu olan?" Off buraya bile gelmiş zalim. Kim olacak senden başka. "Beni ikna etmeyi mi deneyeceksin? Endişelenmene gerek yok kimseye bir şey söylemeyeceğim. Ama benimle tatlı dille konuşmanın faydası yok." Hızlı hızlı yürüyüp yine kaçmaya çalıştım. "Bu şekilde konuşma. Hey! bekle. Sırrımızın açığa çıkmasını istemememin asıl nedeni seni-" Kapıyı açmaya çalışıyordum ama açılmıyordu. Telaşlanıp zorladım. "Ne oldu?" "Açılmıyor. Kapı açılmıyor. Sen mi kilitledin?" "Tabi ki hayır niye öyle bir şey yapayım." "O zaman neden açılmıyor?" "Muhtemelen güvenlik bir hata yapıp kilitlemiştir. Sorun yok. Dışarıdan birisini arasak yeter." Telefonunu çıkardı tam ararken şarjı bitti ve kapandı. "Telefonunu işe gitmeden neden şarj etmiyorsun? İnanamıyorum koskoca şirket müdürünün şarjı biter miymiş? Suratını düşürdü. "Görünüşe göre senin de telefonun yanında değil." Birden ışıklar söndü her yer kapkaranlık oldu. "Hayır ışıkları açın! Hayır hayır korkuyorum!" Cidden karanlıktan aşırı korkuyordum. Titreyip ağlamaya başladım. Birden yanımda bir sıcaklık hissettim. Bana sıkı sıkı sarılmaya başladı. "Niktofobin mi var?" Titrediğimin farkına varınca sustu. Sakinleşmem için usul usul saçlarımı okşadı. Ben de korkumdan dolayı onun koca bedenine sıkı sıkı sarıldım. Kalp atışının ritimlerini duymak beni sakinleştirdi. Kızgın olsam da, canım sıkkın olsa da acaba neden bu kadar sakinleşmiş hissediyordum. Kendime gelince Aybars'tan uzaklaştım. Ama yine de ceketinin ucundan bir elimle tutuyordum. Sonra mızmızlanıp ağlamaya başladım. "Çok açım. Üşüyorum. Çok karanlık." "Ağlamanın bir faydası yok." dedi buz gibi sesiyle. "Nasıl bu kadar rahatsın? Ne yapacağız? Ya sabaha kadar burada kalırsak? Sabaha kadar seninle yalnız kalmak istemiyorum." "Beni tutmayı bırak o zaman." "Bırakmak da istemiyorum!" "Merak etme Sevda uzun süre benden haber alamazsa beni aramaya başlar." Tabi ya güzel sekreterin Sevda... "Bana bayan Karaca olarak hitap etmemesini söyleyebilir misin?" "Neden?" "Sekreterin sana benden daha çok yakışıyor. Bana o şekilde hitap edince sanki alay ediyormuş gibi hissediyorum." Ortam karanlık olunca nedense tüm hissettiklerimi ona açmak istedim. Belki de fazla korkunun yan etkileriydi. "Yani sen kıskanıyor musun?" dedi tüm şaşırmışlığıyla. Ah be adam böyle denilir mi? Çok utandım. Yanaklarımın yandığını hissediyordum. "Nereden çıkarıyorsun? Ben kıskanç değilim!" "Evet sen de haklısın. Sonuçta güzel bir kadın." Sesi keyfi yerinde çıkıyordu. "Onu demiyorum. Kızgınım! Evliliğimizi kimse bilmesin utanç verici diyorsun. Kocasından bunu duyan her kadın kızar!!" Hızlıca kafamı göğsüne doğru çekti. "Demek karım olduğunun farkındasın şimdi" diyerek gülüyordu. "Konuyu değiştirme lütfen!" Göğsü sıcacıktı ve kokusu sakinleşmemi sağlıyordu. Çok utansam da biraz hoşuma gittiğini inkar edemezdim. "Şşşşt! Biraz sessiz dur. Her gün böyle yalnız kalamıyoruz." Hala onun hakkında hiçbir şey bilmiyorum. Ama bildiğim tek şey kesinlikle ondan nefret etmediğim. Düşüncelere dalmışken başımda hissettiğim öpücüğün etkisiyle hemen korkup geri çekildim. "Ah bir kadınla bu şekilde yan yana olalı uzun zaman oldu... Ben de düşünmeden ..." Nefesim kesildi. "Uzun zaman mı? Önceden söylediğin o şeylerin gerçekten öyle olduğunu düşünmüyordum. Sadıklığını koruma konusunda." Karanlıktan dolayı göremesem de nefesinin sıcaklığını yüzümde hissediyordum. Çok yakındı. "Emin değilim, sen ne düşünüyorsun?" "Imm bence sorun yok. Benim için bu kadar ileri gitmene gerek yok. Evlilikten önce bir kız arkadaşın filan olmalı." dememle birlikte sıcacık dudaklarını dudaklarımda hissetmem bir oldu. Yumuşacık dudakları içimi ısıttı. Hiçbir tepki veremedim. Yavaşça dudaklarını geri çekti. "Bana karşı dürüst ol. Böyle sana uymayan şeyler söyleme. Dediğim gibi boyun eğmeyi bilmiyorsun." Burnunu kulağıma doğru sürttü. "B boyun eğmek derken" diye titreyen sesimle hala soru sormaya çalışıyordum. "Hiçbir şey anlamadığını söylüyorum." diyerek boynumu öpmeye başladı. Zorla omzundan itmeye çalıştım. "Dur! Dinle!" dememle yavaşça doğruldu. "Henüz hiçbir şey yapmayacağım. Ama vakti geldiğinde merhamet göstermem." dedi sert fısıltı gibi sesiyle.Birden cebinden telefon sesi yükseldi."Sevda arıyor vakit doldu sanırım"dedi ve telefonu cevapladı."Evet benim. Kapalı kaldım.Evet, lütfen.Tamam görüşürüz." Şoka girdim. Sinirimden konuşamadım ama sağolsun o gerekli açıklamaları akıl edip dillendirdi. "Az önce şarjı biten kişisel telefonumdu. Şimdi kullandığım ise iş telefonum." "Sana inanamıyorum sana aç olduğumu söylemedim mi? Üşüdüğümü de. Ve hala işlerim de bitmedi!" "İşten çıkınca sana bir şeyler ısmarlarım. Birlikte daha fazla zaman geçirmeliyiz karı koca olarak." diyerek gülümsedi. "Anlamıyorum. Ben sadece evlenmek zorunda kaldığın biri değil miyim? Kimsenin bilmesini de istemiyorsun." "Aslında " Birden Sevda kapıyı açıp içeriye girdi. Işıklar yandı. "Eyvah! Bir şeyleri mi böldüm yoksa?" dedi telaşla. "Üzgünüm senin de vaktini aldım." deyip hızlıca ayağa kalktı. "Ah gerçekten! Azıcık dışarı çıkıyorum dedin ve bir daha senden haber alamadım." "Bu arada bu kız seni kıskanıyor sanırım. Ona gerçekleri söyleyebilir misin?" Ayyy bu adam cidden beni sürekli sinir ediyor. Bu laf şimdi burada böyle çat diye söylenir mi? "Kıskanmıyorum dedim!!" "Ah ben çoktan söylediğinizi sanıyordum. Benim söylemem garip kaçabilir ama söyleyeyim o zaman. Bu yıl 55 oldum." dedi Sevda utanarak. "Nasıl bir şaka bu böyle? " İnanması çok zordu. En fazla otuz duran bu yüzle cidden şok oldum. "İnanmayabilirsin ama gerçek. Daha önceki başkanın sekreteri olarak çalışırken Aybars minnacıktı. Şimdi kocaman oldu ama hala benim gözümde büyümedi." dedi tatlı bir şekilde gülümseyerek. Minnacık demek. Ama hala bir şeyi anlamadım. İş telefonu açıktı. Bu da demek oluyor ki.... "Gerçeği söylüyorsak bir şey daha söyleyeyim. Sana göz kulak olmam için beni görevlendiren başkan değil Aybars'tı." Kapıya doğru giden Aybars birden "Sevda!" diye bağırdı. "Niye böyle bir şey için yalan söylüyorsun ki? Cidden hiç büyümedin." Çok sinirlendim."Sen! Daha ne kadar yalan söyleyeceksin bana? Bir de başkanı suçluyorsun inanamıyorum sana! Niye böyle yalan söylüyorsun korkak! Sana yakışıyor mu? " Kulaklarını parmağıyla tıkadı. "Eğer beni bu kadar susturmak istiyorsan kovabilirsin!" Kolumdan tutup sesini yükseltti "Kapa çeneni! Bana ait olanı korumamın neresi yanlış? "Ne zaman sana ait olmuşum ben?" Sanki ben ona ait olacak bir malım eşyayım. "Kapa çeneni! Kağıt üzerinde de olsa, ne olursa olsun bana aitsin! Git ve işine dön şimdi! Yemek de ısmarlamayacağım!" "Söylemene gerek yok! Gidiyorum zaten işimin başına!" Korkunç, pislik adam... "Evet işine dön! O kadar para veriyoruz mesaidesin diye" Sevda'da iki gence bakıp görünüşe göre ikisi de birbirinden farklı diye efkarlandı. Ben de en sonunda evlilik hakkında kimseye bir şey söylememeye karar verdim...
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD