4. Bölüm

1541 Words
Günaydıııın. Kocaman esneyerek uyandım. Hafta sonu olduğu için rahat ve uzun bir uyku çektim. Çiçekli pijamalarımla uyuşuk hareketlerle salona doğru ilerledim. Pekala bugün ne yapsam? Tabi ki salonda üstü çıplak belinde havlu olan bir Aybars beklemiyordum. Birden çığlığı bastım ve arkamı döndüm. "Neydi o şey sabahın köründe?" dedim sinirle. "Benim çıplaklığıma yakışmayan sözler. Ayrıca sabahın körü dediğin saat on oluyor."dedi bay çok bilmiş. "Neden bugün evdesin? Evliliğimizden beri hiç sabahları evde olmazdın." dedim şaşkınlığımla. "Bugün ilk defa boşum." dedi umursamazlıkla. Göz ucuyla baktığımda üzerini giyindiğini ve gazete okuduğunu gördüm. Demek bu devirde de hala gazete okuyanlar varmış. "Neee yani tüm gün evde mi olacaksın?" dedim hayal kırıklığım ile. "Ne varmış? Kendi evimde duramaz mıyım? dedi sinirle. "Öyle demek istemedim. Ama..." Aslında kızlar bugün alışverişe çağırmışlardı. Onları geri çevirmek de istemiyorum. Evli olsak bile evde hiç vakit geçirmedik. İkimizde ilk defa evde beraberiz. Ne yapmam gerekiyor? Aslına alışverişe çıkmak istiyorum. "Peki sen evde misin bütün gün?" "Aslında alışverişe çıkmak çıkmak istiyorum ama şu anda hiç param yok. Buraya taşındıktan sonra " lafımı tamamlatmadan atladı "Tamamdır alışverişe çıkalım o zaman." "Ne?" Yine beni şok ediyordu. Ne işi olurdu alışverişte? "Vakit öldürmeye."dedi tüm ciddiyetiyle. İkimizde hazırlanmış Konak sokaklarında gezmeye başlamıştık. "Bunca zamandır İzmir'de yaşıyorum ama neredeyse hiç buralara gelmemiştim." dedi tüm şaşkınlığıyla. Tabi gelmezsin biz gibi alt sınıfın takıldığı Kemeraltı'na. Ne kadar uğraşsam da başımdan savamamıştım ve durum vahimdi. Karşıda sepette indirimde gördüğüm rengarenk elbiselerin yanına heyecanla gittim. Bir güzel karıştırmaya başladım. Yanıma sokuldu. "Sanırım şu taraftakiler daha güzel." dedi ciddiyetle. "Bu senin işin değil! Karışma bana!" dedim sinirle sesimi yükselterek. "Benim işim." "Neden senin işinmiş?" "Çünkü ben senin kocanım." "Kocam olman tercihlerime karışacağın anlamına gelmez." dedim. Birden çiçekli tatlı bir elbiseyi üzerime tuttu. "Ah buna ne dersin? Gördün mü nasıl yakıştı? Tamam o zaman bunu senin için alıyorum. Başka bir şeye ihtiyacın var mı?" Kalbim endişeli bir şekilde atmaya başladı. Zevklerimiz pek de farklı değil. Ya da daha doğrusu bu bana endişe verip daha çok korkutuyor. "Gerek yok." "Ne?" "Benim için almana gerek yok dedim. İstemiyorum. Hem bana alman için hiç bir neden yok." dedim ve hızla ilerledim. Önden ilerlerken o da arkamdan geliyordu. İlerde bizim kızları görmemle çok şaşırdım. Ama tabi ya burası bizim alışveriş için ortak noktamızdı. "Aaa bu bizim Ayla değil mi?" Hızlıca yanıma geldiler. "Ne oldu? Yapacak bir işim olduğu için gelemiycem dememiş miydin?" "Ahh evet öyle dedim ama..." Ne diyeceğimi bilemedim. "Hmm yoksa biriyle mi geldin kız? " deyip kıkırdadılar. Olamaz bunu ikiside bu kadar müdüre hayranken öğrenmelerine izin veremem. Arkamı döndüm sırtı neyse ki bize dönük olan Aybars'ın kolundan çekip hızlıca koşmaya başladım. "Ne oluyor?" "Şirketten arkadaşlar burada koş! Senin büyük hayranların." Hızıma ayak uydurup o da hızlıca koşmaya başladı. Ama işin kötü yanı kızlar da bizi takip ediyorlardı. "Dur biraz Aylaa! Yanında bir erkek mi var? Dalga mı geçiyorsun?" "Erkek arkadaşı kesin. Bizden sakladığına inanamıyorum." Arkamı döndüğümde neredeyse bize yetiştiklerini gördüğümde şok oldum. "Off niye bizden kaçıyor? O adamın yüzüne bakmadan vazgeçemem!" Yorgunluktan ağlayacak duruma geldim. "Neden bizi yakalamaya çalışıyorlar. Bi yürüyün gidin! Meraklı melehatlar." Aybars aniden kolumu tutup beni bir otele çekti. Merve ve Aslı birden kaybettikleri ikili ile üzülüp şirkette Ayla'ya gününü göstermeyi kafalarına koydular. Evlilikten beri başıma gelmeyen şey kalmadı. Bu işin bu şekilde olmaması gerektiğini düşünmeden edemiyorum. Bugünün de bu şekilde olmaması gerekiyordu. Otele girdiğimizde nefes nefese kaldığımı gören Aybars "İyi misin" diye sordu. "İyiyim" deyip hemen elimi elinden çektim. "Şimdilik burada vakit geçirelim." deyince çoktan bir otel odasına girdiğimizi farkettim. "Burada ne işimiz var? Niye beni buraya getirdin? Ben çıkıyorum!" "Diğer her yerde bizi bulurlar. Bana göre hava hoş. Ama hala dışarıda olabilirler. Merak etme. Sana henüz bir şey yapmayacağım demiştim değil mi? deyip gülümsedi. Evet zamanı geldiğinde demişti de o da ne demek. Geçen gün söylediği sözleri de anlamlandıramadım. O öpücüğün de anlamını bilmiyorum. Bunları düşünürken dilim damağım kurudu. Minik sepetten bir poşeti kaldırıp baktım "Bu bir poşet çay mı?" "O bir prezervatif. Çay burada." dedi ve gülmeye başladı. Ahhh atın beni Ege Denizi'ne. Niye hep kendimi utandırıyordum? Niye? "Gülme be! Kimse ana karnında öğrenmedi bunları. Televizyon filan izle sen ben çay yaparken." dedim ve elimdeki kumandaya bastım. Basmaz olaydım. Koca ekranda porno videosu açıldı. Ahh ahh diye sesler çıkarken elimden kumandayı düşürdüm. Öküz Aybars ise artık yarılarak gülüyordu. "Bu ne bee! Kapa şunu kapa! Gülme de kapaaaa! Bu kadar yeter! Oda servisini arayacağım. Süper kalın arttırıcı mı bu ne?" "Oda servisi burada. Hahaha!" Artık anırarak gülüyordu. "Ben eve gidiyorum yeter. Burada sapıkça şeylerden başka bir şey yok." "Dur dur sakin ol. Beraber playstationda oynayabiliriz. Kapışalım mı?" "Alırım aklını!" dedim ve gülümsedim. Kazanabilirim! Kazanacağım! Desem de hep kaybettim. Sonra da karaoke mikrofonunu da görünce yeniden mutlu oldum. Kesin güzel şarkı söyleyemiyordur diye düşünüp "Hadi şimdi de bunda kapışalım" dedim. Hiç hayır demedi ve birden içinden bir Tarkan çıktı. Ben şok ben iptal. Tam puan almasıyla ağzım açık kaldı. Sonra o şarkı seçti. Bir düetti. Ben neden bu adamla bir aşk şarkısı söylüyorum? "Sesin kötüyse alay edecektim ama güzel söyledin." dedi hafif gülümseyerek. "Övüyor musun hakaret mi ediyorsun anlamıyorum!" dedim tüm üzüntümle. "Nasıl istersen öyle kabul et. Aa! Bir oyun daha varmış." Saatlerce beraber oynayıp eğlendik. Bu kadar eğlenceli olacağını hiç düşünmemiştim. Yorulunca en son kendimizi yatağın üzerine attık. "Sonunda yine ben kazandım."dedi bay kendini beğenmiş. "Tüm hileleri bilince kazanmak kolay oluyor tabi." Kendimi asla ezdirtmem. Herkes yerini bilecek. Zaferini gölgelemeye çalışıyordum. "Neden bana karşı kazanmayı bu kadar çok istiyorsun?" "Hmm aslında özel bir nedeni yok." "Daha önce başka biriyle çıkmamış olamazsın değil mi?" Neden böyle sorular sorup beni utandırıyordu. Yanağımın kızardığını görmemesi için yan tarafa döndüm. "Tabi ki daha önce başkalarıyla çıktığım oldu." "Ama bazı nedenlerden dolayı hiç son adıma ulaşamadın hatta hiç öpüşmedin değil mi?" "Neden aniden böyle şeyler soruyorsun?" dedim kızarak. Önceki gün seni öptüğümde çok paniklemiştin. Bu sabah ki tepkinden sonra da daha önce hiç bir erkeği çıplak görmediğini söyleyebilirim. Niye daha önce hiç sevişmedin?" "Bu seni ilgilendirmez. Neden böyle bir şey soruyorsun?"dedim ve kalkmak için hareketlendim. "Nasıl bir kadınla evlendiğimi bilmek istiyorum." diyerek beni kolumdan tutup üstüne çekti. Tamamen üzerinde uzanır halde olduğum için çok utanıp kızardım. Çok mu sıcak olmuştu ne? "Ah bana bir şey yapmayacağını söylememiş miydin?" "Yapmayacağım. Zaten ona vaktimiz yok."dedi ama bu pozisyonumuz da çok yanlıştı. Ona tamamen yapışmamak için iki taraftan sıkıca kollarımı yatağa dayıyordum.Onun kolları ise sıkı sıkı belimdeydi. "Daha önceki erkekleri bilsen ne fark eder? Seninle ilgisi yok ki." "Çok şey fark eder. Çünkü gelecekte senin hakkında daha önce hiçbir erkeğin bilmediği şeyleri bulabilirim. Ama şu an sadece neden benim karımın popüler olmadığını merak ediyorum. Onun için üzülüyorum." Yandan aldığım yastığı kafasına bastırdım. Evet en temizi yastık ile boğup temizinden bu sapık adamdan kurtulmaktı. "Kadın baksana bana! Bu iki oluyor!" Hiç arkama bakmadan hızlıca ilerledim. "Ben eve gidiyorum! Beni çok kızdırdın." "Nasıl gideceksin peki?" "Metroyla!" deyip kapıyı yüzüne çarptım. Arkamda çok vahşisin karıcım diyen bir adet koca bırakarak... Lanet herif! Her zaman, her zaman beni sinir ediyor. Evet popüler değillim. Ne olacak? Aşk tecrübem normalden az olduğu için üzgünüm! Neden mi sana bu kadar kazanmak istiyorum? Çünkü zavallı hissediyorum. İsteğim dışı evlendim. Onun ne kadar mükemmel biri olduğunun bir önemi yok. Ama eğer sırf onun bu mükemmelliği yüzünden kalbim çarparak ve sonunda aşık olursam çok zavallıca olmaz mı? Eğlenceli olduğunu düşünürken yanılıyordum. Akıntıyla beraber sürükleniyordum. Telefonumun çalması ile zihnimin derinliklerinden çıktım. Kayıtlı olmayan bir numara arıyordu. Yanlış numara mı acaba? "Alo benim. Ne yapıyorsun? Çantanı unuttun. Kartın ya da paran da yok yanında sanırım. Nasıl gitmeyi düşünüyorsun eve?" "Kapa çeneni yürüyerek gitmeye karar vermiştim zaten." Evet, o kadar yolu yürüyerek yarına sağ salim çıkarım inşaallah. "Saçmalama nerdesin? Ah burdasın demek. Buldum seni." Kafamı çevirdiğimde hemen arkamdaydı. Onu yüzüne bakmak istemiyorum. "Nereden biliyorsun telefon numaramı?" yavaşça arkadan kafama vurdu. "Tabii ki karım olduğundan beri biliyorum. Herhangi bir şey olursa diye kaydetmiştim." Birden yüzüme ayıcıklı çok tatlı bir telefon süsü uzattı. "Az önce senin için aldım. Seni kızdırmama karşılık özür olarak kabul et. Araba uzakta kaldı. Biraz yürüyeceğiz." Sanırım bu evliliğe hep pesimistçe ben baktım. O ise başından beri hep bardağın dolu tarafını görüyordu. "Hey, benimle evlenmekten hiç pişman olmadın mı? Hiç daha güzel, daha zeki, daha iyi kişilikli biriyle evlenmeyi düşünmedin mi?" "Hayır, asla. Şu an arada sırada kızsam bile oldukça eğlenceli. Hiç oturup evlilik hakkında düşünmedim. Ne oldu seninle evlendiğim için mutlu hissetmemi mi istiyorsun?" "Telefon numaranı kaydediyorum." Aybars hakkında daha fazla şey bilmeliyim. Onun hakkında daha fazla şey bilmek istiyorum. Kendime karşı biraz daha dürüst olacağım. "Bugün oldukça eğlenceliydi." dedim gülümseyerek. "Öyle mi?" deyip bana derin derin baktı. Sonunda eve gelmiş duş almış ve yatağımın üzerinde dergi karıştırıyordum. Telefonumdan bildirim sesi geldi. Alıp baktığımda Aybars'tan olduğunu gördüğümde çok şaşırdım. Mesajda bugün ben de güzel vakit geçirdim iyi geceler yazıyordu. Cidden şu adam yan odadan bile beni utandırıp kızartmayı başarabiliyordu. Sayesinde gece düzgün uyuyamadım. "Aylaaa! Dünkü yaptığın neydi acaba?" Çoktan Aslı ve Merve'nin sorgusu başlamıştı. Dün heyecanla ben nasıl bu vampirleri unutmuştum. "Kim o adam? Konuşur musun yoksa biz mi konuşturalım?" Alnımdan terler boşandı. "Uzak bi köyde yaşayan kuzenim geldi. Bende ona etrafı gezerken eşlik ediyordum sadece. Ama kuzenim şişko pis ve kötü kokuyor. Tamamen asosyal. İkinize göstermeye utandım hahaha" diye anında bir yalan attım ama sekreterin de bunları duyup Aybars'a anlatıp arkamdan küfür yiyeceğimi bilmeden. "Ne gerçekten mi? Bu kadar mı? O kadar kötü müydü ya ? Ama yine de öyle kaçmamalıydın." "Haklısınız. Özür dilerim."
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD