5. Bölüm

1546 Words
"Hey! Ne yapıyorsun?" Kapıdan girer girmez yine ne kadar da kibar konuşuyordu canım kocam! "Aa! Bugün erken gelmişsin. Sormak zorunda mısın? Gördüğün gibi spor yapıyorum." Pilates topum ve matım ile Pamela Reif videosu eşliğinde ritim tutturmuş spor yapıyordum. "Ama neden? Hiç böyle bir şey yaparken seni görmemiştim." "Lisedeki bir arkadaşımın düğününe davetliyim. Davetliler arasında kaybetmek istemediğim biri var." "Kaybetmek istemediğin derken?" Koltuğa oturmuş bana tip tip bakıyordu. "Üzgünüm o konulara hiç girmeyelim. Şu anda çok yoğunum." dedim belimi inceltme hareketlerini yaparken. "Uğraşmamı istemiyorsan kısaca anlat." dedi videomu durdurarak. Gerçekten bazen çocuk gibi oluyordu. Geçmiş olayları kısaca istemeyerek de olsam anlattım. "Anladım yani sana ikili oynayan biri vardı ve dahası seni reddetmişti." "Kız arkadaşı da gelecek. Yani anlıyorum kız benden daha güzeldi ama öyle bile olsa ona şu an ne kadar şişmanladığımı göstermeyeceğim." dedim ter içinde sporumu yaparken. "Ne kadar aptalca." dedi yanıma yaklaşarak. "Kadınların nasıl düşündüğünü anlayamazsın!" dedim sinirle. "Anlamak isteyen de yok zaten. Neyse elinden geleni yap. Ah! Ama..." dedi ve birden göğsümü tutarak "85 beden falan olmalısın göğüslerini daha da küçültme. Ayrıca kalça kemiklerinin yapıştığını görmeyi de istemem. Geçmişte bir modelle çıkmışlığım olmuştu ve hiç hoş gözükmüyordu." dedi ve uzaklaştı. "Senin ne istediğinden bana ne be adam?" Ne çok isteğin varmış senin de! Geberesice Aybars. Benim popüler olmayan ve zavallı bir kız olduğumu düşünüyor olmalısın. Sadece izle. Bir kaç hafta içinde mükemmel vücut hatlarımı göreceksin. İşte o zaman ağlayıp özür dileyebilirsin! Ama tabii ki diyeti ve sporu sağlığım için yapıyorum. Onunla hiç alakası yok. Düğün vakti gelmişti. Zümrüt yeşili, kalın askılı, drapeli, derin bir yırtmacı olan elbisem dalgalı kumral saçlarıma çok yakışmıştı. Güzel gözlerimi belirginleştiren dumanlı bir makyaj yaptım. Saçlarımı ise dağınık topuz yaptım. İşte bu! Aklıma koyduğumu yaparım. İçimden bana bak ve hayran kal Aybars diyerek salona girdim. Ama ortalık tamamen sessizlikti. Biraz hayal kırıklığına uğradım. Aklıma yeni geliyordu. Dün başka bir yerde kalmak zorunda olduğunu söyleyip gitmişti oysa. Bu hale gelmek için çok çaba sarfettim ama o bunu göremeyecekti. O yüzden kalbim nedense bir kez daha hüzünlendi. Sanki yazık oldu. Düğün Halley oteldeydi. Gerçekten çok tatlı görünüyorlardı. Gelinlik nasıl da böyle her kadına yakışan evrensel bir kıyafetti. Eskiden ara ara ben de düşünürdüm; bir gün nikah yüzüğümü takmayı, gelinlik giymeyi... Ama şimdi bu adamla bunları yapmayı hayal bile edemiyorum. Lise yıllarımdan arkadaşlarım gelip ne kadar güzelleştiğim hakkında bana övgüler yağdırırken arkadan gelen kişi ile çok şaşırdım. Olamaz o çocuğun kız arkadaşı şimdi çok kilo almış ve olgunlaşmıştı. Lisedeki halinden eser yoktu. Şu an aslında ne kadar da saçma davrandığımı anladım. Geçmiş geçmişte kalmıştı. Üniversite yıllarında evlenip çocuğu olduğu için kilo almıştı. Ama yüzündeki gülümseme ışıl ışıldı. Gülümseyerek yanıma geldi. "Selam Ayla! Uzun zaman oldu, nasılsın?" "Selam Dilan ben de iyiyim. Sen de harika görünüyorsun." dedim gülümserek. Kızlar ona soru sormaya başladılar. "Yani çoktan bir anne mi oldun! Bu muhteşem!" "Evet ilki üniversitedeyken olduğu için okulu yarım bırakmak zorunda kaldım. Doğumdan sonra da çok kilo aldım ve böyle oldum." "Kocan bunun hakkında bir şey söylüyor mu?" "Hayal kırıklığına uğradığını söyledi ama bu onun için elimden geleni yaptığımın kanıtı olduğu için, sorun yok." dedi Dilan yanakları kızararak. "Aaaay! Birileri sevgili kocasını çok seviyormuş." deyip gülüştü kızlar. Yanımıza "Merhaba kızlaaar!" diye Emre yaklaştı. Günün asıl elemanı da gelmişti. İkimiz de buradaydık. Hiç garip hissetmiyor muydu? "Nasılsın Ayla?" dedi Emre yanıma gelerek. "Uzun zaman oldu. Benden ne istiyorsun?" Yüzüne bile bakmak istemiyordum. "Hadi ama hala altı yıl önceki olaylar için kin mi besliyorsun?" "Ne alakası var?" Dur biraz. Her zaman böyle ucuz görünümlü biri miydi? Yoksa onu Aybars ile mi kıyaslıyorum? "Şu an ne yapıyorsun?" diye hala yüz vermememe rağmen soru sormaya devam etti. "Bir ofis çalışanıyım." "Baksana, neden biraz yalnız konuşmuyoruz?" Biraz beraber ilerledik. "Dilan da burada onunla konuşmayacak mısın?" "Ne! Ama o çoktan evlenmiş yani... Ama cidden seni orada tanıyamadım.Gerçekten çok şaşırdım! Çok güzel olmuşsun. Keşke eskiden seni seçseymişim. Böyle güzelleşeceğini bilseydim." "Teşekkür ederim." dedim dilimin ucuyla. Tabi güzel olacağım o kadar çabaladım "Dilan çok adi biriymiş. Üniversiteye başladığı gibi yeni birini buldu.Ne sünepe bir kız. Ama hala buna gülebiliyor." Ne diyor bu adam? Bunları nasıl bana söyleyebiliyor? Pislik herif! "Bu arada şu an erkek arkadaşın var mı Ayla?" "Ne?" Ne diyor böyle aniden? Ne yapıyorum ben? Tüm bu şeyleri bunun gibi birine güzel gözükmek için mi yaptım? Ne kadar aptalca! Aybars bunu mu kastetmişti? Birden telefonum çalmaya başladı. "Ah üzgünüm telefonum çalıyor." deyip çantamdan telefonumu çıkardım. Aybars'ın ismini görmemle şaşırdım. Hemen yanıtladım. "Efendim?" "Benim. Şu an neredesin?" "Hala oteldeyim." "Onu kastetmiyorum. Otelin neresindensin?" "Bahçede pastanın ilerisinde." "Anladım. Şimdi geliyorum." Geliyorum mu? Ne dedi öyle? "Erkek arkadaşın mı?" dedi Emre merakla. "Hayır o erkek arkadaşım değil. Şu an biriyle çıkmıyorum." Yalan söylemiyorum. Aybars erkek arkadaşım değil. "Gerçekten mi? O zaman ..." dedi heyecanla ve nefesi boğazında kaldı. Çünkü aramıza "Aylaa!" diye bir adet Aybars daldı."Benim işim bitti seni almaya geldim." Olamaz! Gerçekten de buraya gelmiş. "Sabahtan beri buraya yakın bir yerde toplantım vardı. Ne tesadüf değil mi? Ben de şaşırdım." Emre şaşkınlıkla bize bakıyordu. "Ayla az önce bir erkek arkadaşım yok demiştin. O zaman bu da kim?" "Ah!" Ne demeliyim hiçbir fikrim yok. "Merhaba. Siz karımın eski sınıf arkadaşı olmalısınız." Ne? Ne? Ne? Sırrımızın ortaya çıkmasını istemediğini söylememiş miydin? Şimdi bu da ne? Arkadan gelen sesleri duyuyordum "Onun bile evlendiğine inanamıyorum." Neyim vardı acaba benim. Fazlam vardı eksiğim yoktu. Tabi borçlarımı saymazsak. "Neden hiç duymadık? Son günlerde gizlice evlenmek moda mı oldu?" "Off kocası çok yakışıklı!" "Hadi yeni çifti tebrik et sonra eve gidelim." İkisini yalnız bırakıp ilerledim. Aybars, Emre'yi dik dik aşağıdan yukarıya süzdü. "Teşekkür ederim. Bugün karıma eşlik ettiniz." deyip gülümsedi. "Ah lafı olmaz." diyen Emre tırsmıştı. Birden yanıma Dilan geldi. "Ayla! Senin de evlendiğini hiç düşünmezdim. Kocan çok iyi biri gibi gözüküyor. Neden bu kadar güzelleştiğini şimdi anladım." dedi ve gülümsedi. "Teşekkür ederim." dedim ve zorla ben de gülümsedim. Güzel olmamın nedeni o değildi ki. Kendimi çok kötü hissediyorum. Aybars ile sessizce arabada ilerlemeye başladık. "Neyin var? Hiç sesin çıkmıyor. Planın başarıya ulaşmadı mı? Şu konuştuğun adamdı değil mi? Hiçbir şeyi ciddiye almayan bir tipe benziyordu. Senin tipin gibi değildi." "Aybars neden bugün oraya geldin? Yaptığım şeyle alay ediyordun. Planın başarıya ulaşmasını bırak, aksine yenilen taraf benim. Eski kız arkadaşı da evlenmiş ve çoktan iki çocuğu olmuş. Doğum yüzünden eskiye göre şişman. Eğer sadece dış görünüşe bakan biriysen ben daha güzel biri olabilirim ama onun etrafına yaydığı mutluluğu görebiliyordum. Ona baktığımda yaptığım şeyin gerçekten değersiz ve anlamsız olduğunu anladım." dedim ve gözyaşları usulca gözlerimden akmaya başladı. Aybars' a bunları neden anlattığım hakkında da hiçbir fikrim yoktu. Belki içim o kadar dolmuştu ki taşmasına izin vermiştim. Arabayı birden sağa çekti. "Hey! Buraya dön!" elleri yüzümü buldu. "Ne? Bana tekrar aptal mı diyeceksin?" dememle dudaklarını hissetmem bir oldu.Şoka girdim. Ellerimi nereye koymalıyım? "Neden aniden öpüyorsun?" diye birden patladım. "Neden işler buraya doğru gelmiyor muydu zaten? Seni rahatlatmamı istiyor gibi duruyordun." "Önceki gün şirkette de aynısını yaptın.Hala onun bile anlamını bilmiyorum! Eğer yapacaksan uygun bir şekilde.." "Anladım." dedi ve emniyet kemerini çözüp üzerime abandı. "Anladım. Tekrar yapacağım. Bu sefer uygun bir şekilde Ayla." dedi ve yumuşakça yine öpmeye başladı. Bu sefer ben de gözlerimi kapattım. Gerçekten Aybars'ın dediği gibi rahatlamak için harika bir yöntemdi. Zihnimde dert tasa kalmamış aklım fikrim onun sıcaklığı olmuştu. Acemiydim. Onun yaptıklarını yapmaya çalışıyordum.Birden dilini içeriye koydu. Çok heyecanlandım. Belki kalbimin sesini duyuyordur. Hayır bu kadar derine... Durması için kafamı çevirmeye çalıştım. "Ne oldu? Niye dönüyorsun?" Nefes nefese yüzüne bakıyordum. Konuşacak hal mi kaldı be adam! "Vaay demek böyle de bakabiliyorsun." üzerimdeki kıyafetleri çekiştirmeye başladı. "Dur! Bu elbise pahalı" "Bir seferde bu kadarı iyi ama beni kabul etmeye başla." "Ben seni kabul ediyorum." dedim ve dudaklarına bu sefer ben yapıştım. Daha önce hiç böyle öpülmemiştim. Nazik mi ya da kaba mı bilmiyorum ama bu adam benim kocam. Ellerini göğüslerimde hissetmemle gözlerimi açtım. "Göğüslerin düşündüğüm gibi küçülmemiş. Aferin." "Neden bana sormadan bana dokunuyorsun?" diye bağırdım. "Seni övüyorum. Göğüslerine dokundum diye bu kadar yaygara çıkarmak zorunda mısın? Zaten oturuş şeklinden dolayı başından beri her şeyi gösteriyordun." "Hayır, bu benim isteğim dışındaydı. Dahası ben o şekilde oturmuyordum ki!" "Burada daha fazla park edemeyiz, arabayı çalıştırıyorum. Her neyse, seni düzgün bir şekilde öptüm, yani şikayet edecek bir şey yok değil mi?" İşler nasıl bu hale geldi? Hemen burada başka şeyler de yapacağımızı düşünmüştüm. Bekle bir dakika. Az önce böyle bitmesine üzüldüm mü? Hiç direnmedim de. Tamamen onun merhametine kalmıştım. Gerçekten öyle mi düşünüyordum? Sonuna kadar gitseydik sorun olmaz mıydı? Bu konuda iyi mi hissederdim? Aaaah ! Ne düşünüyorum ben böyle? Kendime gelmeliyim, kendime! "Aslında bunu benim için yapmadın, benim için giyinmedin de. Yani seni övmeyi düşünmüyordum. Ama bugün gerçekten çok güzelsin. Yani kendinle gurur duymalısın." "Teşekkür ederim." Şimdilik bunu sır olarak tutacağım. Önceki tepkim onu sevdiğim için miydi, henüz bilmiyorum. Ayrıca onun beni sevip sevmediğini de henüz bilmiyorum ama eğer aynı şey tekrar olursa belki de onu reddetmem. Değişmek istediğime eminim. Bazı şeylerin şu an olduğu gibi olsun istemiyorum. "Ah! Bu arada sana sormak istediğim bir şey var." " Nedir?" "Veri toplama odasında bahsettiğin şu 'zaman' derken neyi kastettin?" "Senin kadın olmak istediğin zamanı." dedi kısık bir sesle. "Ne? Ne dedin sen? Karşında kanlı canlı bir kadınım! Nereden bakarsan bak ben bir kadınım! Bunca zamandır sence neydim? Bana ne olarak bakıyordun?" diye çıkıştım. "Aldık başa belayı!" dedi bıkkınca. "Daha önce anladığını düşünmüştüm ama görünüşe göre.." "Dur! Bana düzgün bir cevap ver!" Demek beni bir kadın olarak görmüyormuş. Bu kadarı da çok fazla!!!
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD