4

1740 Words
Jungkook'un anlatımından... Otel çalışanlarının garip bakışlarına aldırmadan sinirli adımlarla asansöre ilerledim. Sakin olmam gerekiyordu fakat asla mümkün değildi. Kız tam bir manyaktı! Asansöre bindiğimde hemen arkamdan bir beden asansöre binmiş ve dikkatim ona katmıştı. Jimin, beni görür görmez gözleri kocaman açılırken göz devirerek düğmeye bastım. "Hava çok sıcak ama kıyafetlerle de suya girmese miydin?" Anlamaz gözlerle bedenimi süzdüğünde sinirle soludum. "Keyfimden girmedim, düştüm." O an aklıma geldiğinde sinirle gözlerimi yumdum. Nasıl bir şans vardı ben de lan? "Nasıl yani ya?" Jimin, merakla bana bakarken ellerini göğsünde birleştirip sırtını asansör kabininin duvarına yaslamıştı. Elimdeki ceketi kendimden uzaklaştırırken bıkkın bir nefes daha bıraktım. Sırılsıklam olmuştum ve her yerimden su akıyordu. Jimin'i yanıtsız bıraktığımda o pes etmemiş ve gözleri merakla kısılmıştı. "Sen, kadınla görüşmeye gidecektin?" Belli belirsiz kafamı sallayıp onu onayladığımda asansörü inletecek bir kahkaha attı ve sert bakışlarımın odağı oldu. "Seni suya mı attı?" Hala gülüyordu ve biraz daha gülmeye devam ederse tüm sinirimi ondan çıkaracaktım. "Beni en azından kapıya atmıştı. Sanırım benim şansım daha yüksekmiş." Hala gülmeye devam ederken açılan asansör kapısından çıkıp odama doğru ilerlemeye devam ettim fakat Jimin peşimi bırakmıyordu. "Bir şey söyleyeyim mi? Boku yedik biz o kız seni bile bu hale getirdiyse asla satmaz orayı." Böyle bir ihtimal yoktu, o oteli alacaktım çünkü başka şansım yoktu. Koskoca projeyi ufacık bir butik otel için iptal edemezdim. Bir yıl boyunca sadece bu proje üzerine çalışmıştım ve orası hariç tüm bölgeyi satın almıştım. Bu ciddi bir zarar demekti ve ben asla böyle bir şeye müsade etmezdim. Bir yolunu illaki bulacaktım. "İşinden artırmasaydım belki bir şansım olurdu." Mırıldanarak konuştuğumda Jimin'in meraklı bakışları yüzümde dolandı. "Tur rehberi olan var ya o işte otelin sahibi." Jimin'in gözleri şaşkınlıkla açılırken kafamla umutsuzca onu onaylayıp kartı kapıya okuttum ve odama girdim. "Siktir. Sanki kız çok normalmiş gibi bir de bu mu oldu yani?" İşte bu yüzden şansımı sikmek istiyordum. Dünyanın en manyak ve inatçı kadını beni bulmak zorunda mıydı? Üstelik bir de öncesinde böyle bir olay olmak zorunda mıydı? Zaten oteli satmak istemiyorken bir de üzerine bunun olması iyice olayları kontrolden çıkarmıştı. "İyi de kız neden tur rehberliği yapıyormuş ki?" Jimin, koltuklardan birine oturduğunda yatak odası kısmına doğru ilerledim. "Bilmiyorum." Dolaptan temiz bir takım çıkarıp banyoya ilerledim. Kızın oteli vardı ve gördüğüm kadarı ile otel doluydu. Tek başına bir otel idare etmek onun için zaten zor iken neden rehberlik yapıyordu anlamamıştım. Belki de otelden gelen para ona yetmiyordu ya da sadece zevk için yapıyor bile olabilirdi. Derin bir nefes alıp üzerimdekileri çıkarıp kirli sepetine atıp duşa girdim. Kızı biraz araştırıp zayıf noktalarını bulmam gerekiyordu. Bugün oraya gidiş amacım kızla flört edip kanına girmekti fakat öncesinde olan şeylerden sonra bu pek mümkün olmamıştı ama yine de sakin davranmıştım. Kızla flört ederek bu işi çözemeyeceğime göre başka yöntemler bulup bu işi çözmem gerekiyordu. Bir sıkıntısı olmalıydı. Ek iş yaptığına göre maddi sıkıntısı olabilirdi, belki bir borcu vardı. Arkadaşlarını çevresindeki herkesi iyi araştırıp ona göre bir plan yapmam gerekiyordu. Hızlı bir duş aldıktan sonra takım elbisemi giyip salon kısmına geçtim. "Toptancı ile konuştum otele mal vermesin diye ama kabul etmedi. Hatta eğer verirse bizim mal almayacağımızı bile söyledim. Adamın umurunda olmadı. Yardımcısı olumlu konuştu ama adamdan yana umudum yok." Jimin'in yaptığı açıklama ile suratımı buruşturup kol düğmelerimi ilikledim. "Küçük yer manevi değerler falan işte." Çok saçmaydı. Bizim aldığımız malın onda birini bile almıyordu o kız. Daha fazla para kazanma şansı varken hiçbir şey karşılığında bunu geri tepiyordu.  Bazen insanları anlamakta zorluk çekiyordum. "Aynen öyle. Ne yapmayı düşünüyorsun?" Gömleğimin yakasını düzeltip omuz silktim. "Önce şu kızı iyice bir araştıralım. Hakkında ne var ne yok öğrenelim. Mümkünse her şeyi, onun bile kendisi ile ilgili bilmediği şeyleri. Ondan sonra bakarız." "İlkelerin ne olacak? Nerede dürüst ve şeffaf ticaret?" Jimin, alayla konuştuğunda aynanın karşısına geçip saçlarımı düzelttim ve alayla güldüm. "O karşımda inatçı bir manyak olmadan önceydi." "Güzel ama değil mi?" Kafamı belli belirsiz sallayıp tekrar Jimin'e döndüm. "Güzel ama güzelliği hiçbir şey ifade etmiyor.  Çok beğendiysen biraz yürü kıza, belki işimize yarar." Jimin, anında kafasını iki yana sallayarak ayağa kalktı. "Güzel ama tipim değil ve asla o kızla işim olmaz." Kapıya doğru ilerlerken arkasından gülümsedim. Kız gerçekten tam bir manyaktı ve bulaşmak istememesi normaldi. Ben de mümkün olduğu kadar uzak durmak istiyordum. "Taehyung aradı sen duştayken." Kapıdan çıkarken bakışlarım Jimin'e döndü. Taehyung, şu an yat gezisindeydi ve aldığım duyumlara göre havalar bozana kadar karaya ayak basmayı düşünmüyordu. "Sıkılmış. Buradayız diye buraya gelmiş. Bir süre takılırım dedi." Anladığımı belirtir şekilde kafamı salladım. "Yatı marinada akşam bizi bekliyor, parti verecekmiş." "Ne ara parti verecek kadar insanla tanışmış buradan?" Asansöre doğru ilerlerken sorduğum soru ile Jimin gülümsedi. Aslında bu soruyu sormam bile hataydı çünkü Taehyung on dakika içinde bir parti düzenleyebilir ve bir sürü insan çağırabilirdi. İnsanları tanıyıp tanımaması önemli değildi. Onun için önemli olan tek şey eğlenceydi. Üçümüz çocukluğumuzdan beri yakın arkadaştık. Ben tam bir işkoliktim, Jimin de az buçuk bana benziyordu ama Taehyung bizden çok farklıydı. İş hayatı ile alakası yoktu, baba parası yiyordu ve tam bir eğlence adamıydı. Tamam biz de eğlenmeyi seviyorduk fakat iş saatinde iş, eğlence saatinde eğlence olması gerektiğini savunuyordum. Hayatta her şeyin yeri farklıydı. ... Taehyung'un yatdaki partiye gelmiştik fakat kendimi asla partiye veremiyordum. Yanımdaki güzel kadınlar bile dikkatimi çekmiyordu çünkü kafamın içi gereksiz şeylerle doluydu. Normalde asla böyle olmazdı. Eğlenirken asla iş düşünmezdim ama şu an düşünmeden duramıyordum. Koskoca bir proje çöp olabilirdi. Milyon dolarlık yatırım küçücük bir otel için batabilirdi. Sıkıntıyla alnımı ovalayıp elimdeki bardaktan bir yudum aldım. "Bu yat niye açılmadı hala?" Bakışlarım direkt olarak Taehyung'u bulduğunda gülümseyerek bakışlarını etrafta gezdirdi. "Bir arkadaşımı bekliyorum." "Ne zamandır arkadaşın?" Jimin, dalga geçerek konuştuğunda Taehyung omuz silkti. "Yani öğleden beri falan." Gülümseyerek kafamı iki yana salladığımda yanımdaki kadın elini omuzuma koyup cilveli bir şekilde gülümsedi. "Canın sıkkın gibi?" Kafamı belli belirsiz salladım ama sesli bir cevap veremedim. "Ortamdan sıkıldıysan, açılmadan kaçabiliriz?" Kafamı anında iki yana salladım ve zoraki bir şekilde gülümsedim. Mekanla alakalı sıkıntım yoktu ve şu an kimseyle başbaşa kalmak istemiyordum. "Ah geldi." Taehyung, hızla yanımızdan ayrılırken bakışlarım gittiği yöne kaydı ve gördüm tanıdık yüz ile kaşlarım çatıldı. "Hassiktir!" Jimin, vermek istediğim tepkiyi verdiğinde ben hala karşımdaki kıza bakıyordum. Taehyung'un misafiri inatçı manyak mıydı? Taehyung, direkt olarak Young'ın yanındaki kıza gidip sarıldığında esas misafirin o olduğunu anladım. "Rica ediyorum arıza çıkarma. Bu kız bizi gecenin bir yarısı suya atar." Jimin, kulağıma eğilip fısıldayarak konuştuğunda umursamazca omuz silktim. Arıza çıkaran ben değildim ki? Bize doğru yaklaşırken bakışları olduğum tarafa döndü ve kaşları şaşkınla havalandı. Üzerinde beyaz, ince askılı, mini bir tulum vardı. Ayağında hasır sandaletler vardı. Çok sade ama bir o kadar da güzel görünüyordu. Açık kahve saçlarını dalgalandırmıştı ve çok hafif bir makyaj yapmıştı. Ben tepeden tırnağa onu incelerken o hala şaşkınlıkla bana bakıyordu. Aslında çok güzel kadındı ama keşke biraz daha uysal olsaydı. "Tanıştırayım. Arkadaşlarım Jungkook ve Jimin." Taehyung, bizi eliyle gösterdiğinde Young ellerini göğsünde birleştirip göz devirdi. "Chin Sun ve Young." Eliyle kızları gösterdiğinde Chin Sun, elini uzatıp elimi sıktı fakat zoraki olduğu çok belliydi. "Bir sorun mu var?" Taehyung, gözlerini kısarak Young'a baktığında göz devirdim. Kız bana öyle bir bakıyordu ki gören herkes öldürmek istediğini anlardı. "Var mı?" Dudaklarını büzerek alayla güldü. "Benim değil ama senin büyük bir sorunun var." Taehyung'un kaşları şaşkınlıkla havalandığında bıkkın bir nefes verip arkama yaslandım ve bacak bacak üzerine attım. Şimdi yine hakaretlerini sıralamaya başlayacaktı. "Ultra ahlaksız, şerefsiz, anlayışı kıt bir arkadaşın var. Sana zarar verebilir kurtul bence." Taehyung'un kaşları mümkünmüş gibi daha çok havalandı ve bakışları Jimin ile benim aramda gidip gelirken Jimin işaret parmağı ile beni gösterdi. "Ondan bahsediyor." Taehyung'un bakışları beni bulduğunda bıkmış ifadem eşliğinde kafamı aşağı yukarı salladım. "Sorun ne?" Taehyung'a her şeyi en baştan anlatabileceğimi asla sanmıyordum ama bu kız onu yapardı. Arada laf sokup hakaret ederdi ama yapardı. O yüzden sessiz kaldım. "Sorun mu ne?" Alayla gülüp işaret parmağı ile beni gösterdi. "Senin bu arkadaşın var ya önce beni tur şirketinden kovdurdu üstelik sadece işimi yaptığım halde.  Sonra otelimi elimden almak için türlü pislikler yapmaya kalktı ve asla vazgeçmiyor." "Müşterilerinle flört ediyordun. İş etiğine aykırı." Umursamaz bir şekilde konuştuğumda kızın gözleri kocaman açıldı ve bana doğru yaklaştı. "Seninle mi flört ediyordum. Yoklukta mısın sen?" Alayla gülüp bakışlarımı etrafta gezdirdim ve güzel kadınlara bakıp tekrar ona döndüm. "Sence yoklukta mıyım? Ayrıca benden bahsetmiyorum." Tekrar üzerime doğru geldiğinde hiç kıpırdamadım. Tepeden üzerime atlayacak bir kaplan gibi bakıyordu ve Jimin biraz korkmuş olacak ki oturduğu yerde kayarak bizden biraz uzaklaşmıştı. "Kiminle flört ettim be ben? İşimi yaptım sadece. Senin ortakların yavşaksa orasını ben bilemem." Kaşlarım çatılırken bıkkın bir nefes verdim. "Düzgün konuş." Elini beline koyduğunda gözlerimi yumup derin bir nefes aldım. Kavga modunu tam anlamıyla açmış oluyordu. "Niye ben senin ortaklarınla flört ediyorum ama onlar bana yavşayınca olmuyor mu? Senin o yavşak ortağın bana durmadan soru sordu ve numaramı istedi. Bir bakıma taciz edildim ama olay çığrından çıkmadığı için şikayetçi olmadım. Sen bir de gelip beni mi suçluyorsun?"   Söylediği şey ile kaşlarım çatıldı. O gerizekalı herif cidden kızı rahatsız etmiş olabilir miydi? Bakıldığı zaman ikisi de gülüşüyordu ve herhangi bir memnuniyetsizlik sezmemiştim. Ama kızın açısından bakarsak sorun çıkarmamak adına sessiz kalmış olması olasıydı. "Sana haksız olduğunu söylemiştim." Jimin, ne ara bana yaklaşmıştı bilmiyorum ama kulağıma fısıldayarak konuştuğunda göz devirdim. Bu kız beni çapa ile kovalamış tekmeler atmış ve en sonunda da havuza atmıştı. Jimin'i ise sadece kolundan tutup kapıya koymuştu ama benden çok  jimin korkuyordu kızdan. "Tamam." Ellerimi havaya kaldırıp derin bir nefes aldım. "Ben zaten uzlaşmak konuşmak için kapısına kadar gittim ama kendisi uzlaşmacı değil. Ne yapabilirim?" "Hadi be oradan! Sen benim kim olduğumu bilmeden geldin otele. Benimle kibar kibar konuşup oteli alacağını sandın." Evet tam olarak öyle olmuştu ama bu durumu daha ne kadar tartışacaktık. Hayır yani benim bu kızla tartışmam değil anlaşmam gerekiyordu ama şu şartlar altında çok zordu. Öleceğini bilse oteli satmazmış gibi bir havası vardı ve bu beni daha çok korkutuyordu. Onu daha çok inat ettirmek yerine zoraki bir şekilde gülümsedim ve bir cevap vermedim. Ne dersem diyeyim üzerime atlayacak gibi duruyordu. "Tamam neyse." Taehyung, araya girdiğinde yat hareket ederek marinadan ayrılmaya başlamıştı. "Magazinciler kıyıdan bizi izliyor. Bunu daha sakin bir zamanda konuşursunuz." Young'ın bakışları önce kıyıya gitti ardından alayla gülerek kafasını iki yana salladı. "Bir magazin eksikti zaten." Çantasını önümdeki masaya bıraktığında ne yapacağını merakla izliyordum. Önümdeki alçak masa ile benim oturduğum aradan geçerken kaşlarım şaşkınlıkla havalandı. Hemen yanıma oturup bacak bacak üzerine attığında bakışlarım hala üzerindeydi. Önümdeki bardağı alıp dudaklarına yaslarken dikkatle onu izliyordum ve yüzündeki sinsi gülümseme bana hoşuma gitmeyecek şeyler olacağını haber veriyordu. Hangi günahın bedeliydi bu kız? Vote  Young'dan korkan bir adet kedi ajsjdkd Parti boy Taehyung abdjckd Taehyung'cuğum yatınla bir tur atabilir miyim? .
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD