Birbirlerine takılan kızlar kısa süre sonra evlerine varmış hazırlanmak üzere kapanmışlardı odalarına. Ne kadar da zordu gitmek istenmediğin bir yere gitmek için hazırlanmak.
''Gül ne yaptın hazırlandın mı?'' diye bir odadan diğer odaya seslendi Ahu.
''Evet canım, son bir iki dokunuş kaldı. Sen?'' aynı şekilde yüksek sesle öbür odadan seslenerek karşılık verdi Gül.
''Geliyorum yanına o zaman.''
''Gel canım gel.''
Ahu çekine çekine arkadaşının odasının kapısını araladı. Ayna karşısında oturan kızı görünce yüzüne hafif bir tebessüm oturdu.
''Gözlerime inanmıyorum ne kadar da güzel olmuşsun.''
Gül ise onu görür görmez kaşlarını çattı kollarını da göğsünde kavuşturarak ''yaa demek öyle ? Peki sen niye bu haldesin hala, açıklamak için iki saniyen var geç kalıyoruz hemen hazırlanman gerek'' dedi.
''Ay Gül, ağabeyin o kadar da süslenme dedi sen ne yapmışsın kendine böyle?''
Gül bu numaralara gelecek bir kız değildi. Laf kalabalığı yaparak onu kandırabileceğini sanmak saçmalık olurdu.
Gül, ''Ahu, bu şaka mı? kalk odana git giyin ya da benim dolaba gireriz, benim seçtiklerimi giymek zorunda kalırsın! hemen!'' diyerek büyük bir ciddiyetle kararını bilirdi arkadaşına.
''Tamam ya sen karışma ben hal ederim. Sadece tanımadığım bir adamın magazinsel olaylarında benim ne işim var onu anlamıyorum.''
‘’Biraz daha abartmak ister misin? Ağabeyim istedi sende kabul ettin kabul et’’
‘’Devran istiyor diye neden gitmem gerekiyor acaba hanım efendi?’’
‘’Ahu!’’
‘’Tamam. Kırmak istemedim onu.’’
Bu kaçınılmaz sonu yaşayacaktı illa, kurtulmak mümkün değil diye düşündü. Ahu, ayaklarını yerden sürüye sürüye odasına girip kapısını örttü. Belli bir süre sesi çıkmayan arkadaşına seslenen Gül;
''Ahu ağabeyim geldi! Seni soruyor.''
Ahu yerinden sıçrayarak arkadaşının sesine taraf koştu heyecanla, kapı ya da zil sesi duymamıştı ama olsun!
‘’Hani nerede? Niye geldin Devran?’’
Karşısında sinsice sırıtan arkadaşına bakınca anladı şaka olduğunu ama çok geçti. Balık zokayı yutmuştu.
''Sen çok kötüsün ama!''
''Ne yapayım odadan çıkacağın yoktu. Şimdi hazır olduğuna göre çıkalım.'' Kendisine kötü bakan gözleri görmezden gelen Gül, ''hımm anladım seni! Tamam tamam Devran beye atacağım fotoğraflarını unutmadım'' dedi.
Gözleri büyüyen Ahu, arkadaşının sırtına hafifçe vurarak utandığını belli ederken, çantasını alarak evden çıktı.
&&&&&
Defne’nin gergin ve heyecanlı bekleyişi saç-baş yapımı aşamasında oldukça hız kazanmıştı. Kalkıştığı şu işin üstesinden gelebilecek miydi , bilemiyordu. Şu an tek isteği sabah kendi yatağında uyanmış olmaktı. Hayatta aklına gelmezdi o evde uyanmak için dua edeceği.
Poyraz ise sahne hazırlığı kontrolünü bitirmiş sağa sola emirler yağdırmış gecenin kusursuz geçmesi için her alanı karış karış gezmişti. En son modellerin arasında dolaştıktan sonra kendisi de şık bir smokin giyinmiş, teker teker gelen konuklarını karşılıyordu. Herkese tek konuk oymuş hissini yaşatıyordu gösterdiği ilgisiyle. Önce annesi ile babası geldi bol ışıkla aydınlatılmış, gürültülü sayılabilecek müzikli ortama ardından da iki genç arkadaş giriş yaptılar tüm ihtişamlarıyla. Tabi kendilerince bir ihtişam. Poyraz onu kimseye bırakmazdı.
Kızları diğer konuklara göre daha samimi tavırlarla karşılarken ''hoş geldiniz güzel bayanlar modelleri kıskandıracaksınız güzelliğinizle'' Dedi. Yüzleri gülümsetti.
''Teşekkür ederiz, sizde çok şıksınız, organizasyon her zamanki gibi şahane! Tebrikler.''
Poyraz ''Tebriklerinizi sonra iletirsiniz. Gül sen yerleri biliyorsun geçin oraya uğrayacağım yanınıza ben sonra'' diyerek ileride bekleyen görevliye eşlik etmesi için işaret verdi.
Gül gülümseyerek, ''Tamam sen işlerinle uğraş benden sorulur buralar'' dedi.
Ahu arkadaşına sokuldu.
''Hep böyle midir bu adam?''
''Evet ya çok tatlı değil mi? Hoş fazla şakacıdır her neyse onu bırak, Devran beye resimleri atalım defile başlamadan, hangisi olsun sence?''
Heyecandan yanakları daha da allaşan Ahu, arkadaşının telefonuna başını eğerek fotoğraflara göz attı. Bu olmaz, bu hiç olmaz, bunu da gönderme diye mimikler yapınca. Gül, seçimi ona bıraktığı için pişman oldu alelade bir taneyi seçerek ağabeyine mesaj attı. Hepsi iyiydi ona göre. Ahu’nun kalbi güm güm diye atıyordu, heyecanla 'acaba Devran beğenecek mi?' diye düşünüyordu.
Devran hastane odasında derin düşüncelerle cebelleşirken telefonuna gelen bildirim sesleri ile heyecanlandı. Nihayet bu yalnız adamı hatırladılar.
''Eee bunlar çok güzel olmuş o kadar da yapmayın dedim'' dedi kendi kendine. Ahu'yu aramakta yarar vardı ne demek söz dinlememek? Kesin Gül’ün işi bunlar diyordu. Hoş bunların hepsi bahaneydi, konuşacak birine en çok da Ahu ile konuşmaya ihtiyacı vardı.
Ahu çalan telefonun heyecanıyla yerinden kıpırdadı. 'nereye gidiyorsun?' diyen Gül’ün sesini duymamıştı bile. Sesi rahat duyacağı nispeten tenha bir köşeye çekildi.
''Efendim.''
''Efendim aşkım diyecektin herhalde'' dedi sahte bir kızgınlıkla Devran.
''Evet öyle.’’
‘’Ne öyle?’’
‘’ Devran, lütfen.’’
‘’Ne diyorsun aşkım mı diyorsun?’’
‘’Hıhı! aşkım diyecektim zaten fakat defile başlamak üzere. Görüşürüz.''
Konuşmayı bitirip konuyu kapatmaya niyetliydi Ahu ama karşısındaki adamın hiçte öyle bir niyeti yoktu.
''Hesap vermeden mi telefonu kapatacaksın?''
Genç kız şaşkınlığını gizlemeden ''ne hesabı?'' dedi aynı zamanda ne yapmış olabilirim diye düşünceleriyle tüm gün yaptıklarını taradı.
''Nasıl öyle giyinirsin? Ben sana ne demiştim?''
''Neden çok mu kötü olmuş yani olmamış mı?'' derken rengi atmıştı resmen genç kızın.
''Hayır aksine çok güzel olmuşsun ve oralarda yalnızsın. Keşke göndermeseydim seni. ''
Duydukları ile normal rengine bürünen Ahu, güldü. Devran bu defa gerçekten kıskançlığını belli edercesine sert ses tonu ile ''eğer böyle gülersen dikkatleri çekeceksin iyice. Tamam! şimdilik yeter, git sessizce defileni izle ve eve geç kalma lütfen '' dedi.
''Kardeşinde burada.''
''Ben sana diyorum ama!''
‘’O ne zaman dönerse bende dönerim. ‘After party’ diyordu Poyraz.’’
‘’Ahu, pişman etme!’’
Devran’ın ani çıkışına anlam veremeyen genç kızın gözleri doldu. Dönüp kısa düz siyah elbisesine baktı, sıradan herkeste olan bir şeydi. Hem o gelmeyi istememişti ki! Hiçbir şey demeden arkadaşının yanına geçip başlayan defileyi izlemeye koyuldu.
&&&&&
Poyraz, gecenin güzellerini birer birer podyuma geçirirken, heyecandan tırnaklarını kemiren Defne’ye takıldı gözleri. Hem de yeni yapılan tırnaklar!. Sıra ona geliyordu. 'umarım hata yapmaz ya geceyi mahvederse' diye düşündü. Tüm geceyi ona bağlamıştı aklında. Genç kızın yanına giderek, ağzındaki parmağını çıkardı.
''Yeter bu kadar kemirdiğin. Şimdi beni dinle sen özgüveni yüksek bir kadınsın istersen başarabilirsin!''
‘’Yapamam! Çok kalabalık.’’
‘’Carlıyordun bana az önceye kadar. Bir avuç insan mı korkutuyor seni? Hadi Defne yaparsın, güven kendine.’’
Defne, bunu yapamam dercesine başını sağa sola çevirdi usulca. Ama o da biliyordu isterse yapabilirdi. Bu gerginlik ve özgüven kırıklığı sadece ailesinden izinsiz iş çevirmenin doğurduğu sonuçtu. Poyraz ellerinden tutarak sahneye yakın bir yere getirdi onu.
''İzle bak hiçbiri senin kadar güzel değil üstelik sendeki beceri onlarda yok ve hemen hepsi sahne kazaları atmışlardır. Hiç izlemiş miydin ünlü mankenleri?''
Artık kızmanın yersiz olduğunu anlamıştı Poyraz. Şimdi yaptıkları ise olası bir skandala olanak vermemeye çalışmaktan başka bir şey değildi. Yavaş yavaş sonuna geliniyorlardı defilenin, organizatörün 'Defne sıra senin' diye seslenmesiyle irkildi genç kız. Poyraz elinden tutup sahne başına kadar getirdi. Ama Defne adım dahi atamıyordu artık. Tamamen heyecanına, korkusuna yenik düşmüştü. Yapacak bir şey kalmamış gibiydi.
Poyraz tekrar onun elini avucuna alarak ''biraz gülümse, beraber çıkalım. Bu defa farklı olsun bakalım, daha önce çalıştığımız gibi… '' dedi. Normalde ikinci tur da beraber çıkacaklardı fakat işi şansa bırakamadı genç adam. Defne tamam anlamında kafasını salladı ve uyumlu adımlarla podyumda boy göstermeye başladılar. Durumu soğuk kanlılığıyla ancak Poyraz toparlayabilirdi. Kalbi boğazında atıyordu genç kızın. Sonradan hayatının akışını tamamen değiştirecek olan yüzüne patlayan flaşları bile sorgulamak aklına gelmedi.
Ahu tatlı başlayıp kötü sonuçlanan telefon konuşmasına takılmıştı. Ne olmuştu da bir anda böyle davranmıştı acaba? Gül’ün onu dürtmesiyle kendine geldi. Ne oldu dercesine arkadaşına döndü Ahu.
''Sahneye baksana kim var? Nasıl ya… biliyor muydun?''
Ahu gözlerini kısıp fazla ışığı yok etmeye çalışarak sahnede parlayan kıza baktı.
''Defne mi o?''
''Evet o sanki.’’
‘’Sanki manki yok kesin o!’’
‘’Ne işi var acaba onun burada? Hemen soralım tamam mı Ahu?''
İlgilenmedi Ahu kendini üzmekle meşguldü.
''Canım ben daha fazla kalamayacağım istersen sen kal ve sor. Ben eve geçeceğim.''
''Deminden beri farkındayım sana bir şeyler oldu o telefondan sonra. Neyin var?''
''İyiyim eve gidersem daha iyi olacağım canım.''
Çantasını alıp çıkan Ahu, arkasından gelen arkadaşını görmeden çıkışa yöneldi. Arabaya binerken fark etti omzuna dokunan arkadaşını. Yol boyu sessizliğini korudu genç kız. Gül de o, kendisine anlatmak istese anlatır zaten diye düşünerek üstelemek istemedi.
&&&&&
Poyraz bir işi daha yüzünün akı ile bitirmenin verdiği gururla başta ailesinden olmak üzere tüm tebrik ve iyi dilekleri kabul etti. Kıyafet kadar son çıkan modelin güzelliğinin de göz kamaştırdığı konuşuldu bütün gece. Defne ise, kıyafetten dolayı değil de yanındaki adamdan ötürü objektiflere yakalanmış olduğundan habersiz, partiye katılmadan kendi kıyafetlerini giyerek sessizce oradan ayrılmayı planlarken Poyraz'a yakalandı.
Gece görüşmek üzere konuklarını bir bir yolcu eden Poyraz, Defne'yi giderken görünce şaşırdı.
‘’Sen partiye katılmıyor musun?’’
‘’Hayır yeterince geç oldu.’’
‘’Kıyafeti sorun ediyorsan hazırlatmıştım sana.’’
‘’Yok artık eve gitmem gerekiyor.’’
Poyraz muhabbeti uzatmak için elinden geleni yaptı.
''Ve beni tebrik etmeden gidecektin demek neyse ben seni tebrik ederim ve teşekkür ederim beni, defilemi rezil etmediğin için.''
'' Övüyor musun sövüyor musun bir anlasam!! Rica ederim parasını peşin almıştım. ‘’
‘’Yeni bir işe var mısın benle?’’
‘’Almayayım alana da mani olmayayım. Başarılarınızın devamını dilerim.''
''Teşekkür ederim ama düşünmeni tavsiye etmeden duramayacağım. Eve bırakayım mı seni?''
Ev! Doğru ya Defne eve gidemeyecekti ki bu gece, peki nereye gidecekti? İşte bunun cevabı yoktu. Uzun süren sessizliğin ardından ‘’gitmiyorsun eve değil mi?’’ diye soran Poyraz onun eve gitmeyeceğini anladı.
‘’Defne? Senin bir evin var değil mi?’’
‘’Ne kadar saçma bir soru bu. Elbette var. Sokakta yaşamıyorum ya.’’
'' Benimle gel gideceğin yere bırakayım seni, gidecek bir yerin yoksa da bende kalır yarın gidersin.''
‘’Tek başına mı yaşıyorsun?’’
Poyraz gülüşüne engel olamadı.
‘’Annem babamla kalıyorum.’’
Defne kendisiyle kafa bulduğunu düşünse de üstelemedi. Telefonunu kontrol etti. Ahu aramıştı fakat şu saatte aramayı istemedi.
‘’Parti?’’
Körün istediği bir göz Allah vermişti iki göz. Sadece konuşmak isteyen Poyraz’a misafirdi bu gece Defne.
‘’Sorun yok eğlenirler onlar kendi kendilerine.’’
Defne, nasıl istersen der gibi omuz silkti. Battı balık yan gider modundaydı. Sokakta kalmaktan iyiydi herhalde bu adamın evinde bir gece geçirmek.
Poyraz ''hadi çok yoruldum'' diyerek elini Defne’nin beline koyup yürümeye başladı. Genç kız şaşırsa da tepki gösteremeyecek kadar yorulmuştu. Adamın kolunu çekti belinden. Aslında amaçsız yardımcı olmayı seven bir insan değildi Poyraz ama bu defa gerçekten masumca idi bu jesti.
Araba camından dışarıyı izleyen kıza ''Evet hadi bakalım geldik'' dedikten sonra yan koltuğa dönüp yüzünü inceledi.
Defne, kocaman eve baktı sonra mahcubiyetle yanındaki adama. Sanki çokta kötü biri değilmiş diye düşünüyordu. Sadece iş alanında yaklaşmasak yeterdi.
''Teşekkür ederim. Her şey için…''
Poyraz gülümseyerek yolu gösterdi. Gerçekten büyüleyici bir güzelliği vardı bu kızın ve Poyraz’ı çekim alanına almıştı iyice. Annesi ve babası dönmüşlerse de kendi odalarındalardır diye düşündü Poyraz. Rahatsız olmazlardı ki olacak bir şey de yoktu zaten evine gelen ilk kız arkadaşı değildi. Defne'yi en yakın oda olan, kendi odasına, yönlendirdikten sonra, kendisi de yorucu günün ardından üst kattaki odalardan birine çıktı. Kapıdan kendisine bakan annesine sessiz ol işareti yapıp iyi geceler dilerken ceketini üstünden çıkarıp evinden gizlice çıkıp gideceği parti için hazırlanıyordu.