Kimseyle olmayacağına söz ver

1466 Words
Betül Yılmaz Duygu'lar gideli bir haftayı geçmişti. Eski düzenimde bir süre kitaplarımla vakit geçirdim. Yine bahçede ıhlamur ağacının altında kitap okuyorum. Ayşe ve Taha geliyorlardı. Beni görmediler sanırım o tarafa dikkat kesildim. Ayşe ve Taha kapının önünde durduklarında konuşmaya başladılar. Ayşe'nin hal ve hareketlerinden anladığım kadarıyla kızgındı. Ayak üstü konuşurlarken bizim eve baktı Ayşe, bir anlık refleksle hemen başımı geri çektim. Ne olup bitiyordu iyice merak etmeye başladım. Sessizce bahçe kapısının yanına çömelip dinlemeye başladım. " Abi ben söyleyeceğimi söyledim " dedikten sonra bir hışım evlerine girdi Ayşe. Ne demişti acaba? Sadece sonunu duyabilmiştim. Merakta ediyorum sorsam da olmazdı 'gizli gizli dinledim ama duyamadım' mı diyeceğim. 'Neyse bi ara Ayşe'nin ağzını ararım belki de yine Ayşe almak istediği birşeyde ısrar etti Taha da karşı çıktı' deyip yerime geçtim. Hâlâ Taha'ya ne diyeceğime karar veremedim zaten görmemek en iyisi şu an. Görüntülü arama: Duygum❣️ Duygu'nun aradığını görünce çok sevindim. Hemen aramayı cevapladım. " Canımm" " Betüüül " özlemle gülümsedik birbirimize. Şaka gibi daha bir haftada özleştik Duygu'yla. " Nasılsın? " diye sordum. Hiçbirşey söylemedin kulaklık taktı hemen, sanırım ortam uygun değildi. Kamerayı çevirdiğinde gördüğüm kişiyle büyük şaşkınlık yaşadım. " Aaaa Alp mi o?" " Evet, maalesef " Bahçede olmasam katıla katıla gülerdim bu duruma. " Eee nasıl gidiyor yayla? " " Aslında sakin geçiyordu ama ortam bi anda şenlendi. Bak burda kim var?" Görüntüye sarışın, renkli gözlü bi erkek girdi. Duygu'nun anlattıklarını hatırlayınca kim oldulunu anladım. " Selam Betül, Nasılsın? " Selam, iyiyim Furkan sen nasılsın? " " Nasıl olayım iki inatçı keçinin arasında kaldım " deyip bastı kahkahayı. Ortam uygun olsa ben bile kahkaha atacaktım dediğine. " Halini az çok tahmin edebiliyorum bende yaşadım çünkü " deyip gülümsedim. " Bak sen eski ve yeni kankam birlik oldu hemen" şakayla karışık yakındı Duygu. Biz konuşurken bahçe kapısının sesini duydum. Gelen Taha'ydı. Zamanlama süper gerçekten. " Duygu, daha sonra konuşsak olur mu kapatmam lazım benim" " Ne oldu birden hayırdır? " " Birşey yok Taha abi geldi ne diyor bakayım" " Betül ne diyceğimi biliyorsun değil mi? " " Biliyorum merak etme sen, hadi görüşürüz filiz teyzelere selam söyle " " Tamam canım görüşürüz dikkat et kendine." " Sende " deyip el sallayıp kapattık aramayı. Telefonumu masaya koydum. Taha gelip konuşmamın bitmesini beklemişti o anda. " Duygu'yla mı konuşuyordunuz? " " Evet, sen neden geldin Taha abi?" Yüzünde bir kaç kas seğirdi sanki ufaktan kızmıştı abi dememe anladım. " Abi deme dedim ya Betül hâlâ neden abi diyorsun?" Hayır ne diyecektim ki hem de şurada herkesin görüp duyabileceği bir ortamda. " Çünkü hâlâ abi sıfatındasın hayatımda o yüzden " " Bir haftadır düşünüyorsun karar veremedin mi? " " Hayır hâlâ karar vermedim." Gerçekten karar verememiştim. İçim tam anlamıyla mutmain olmuyordu bu konuda. " Karar veremediysen demek ki olumlu olan düşüncelerin var bu konuda?" Kalbime sorsarsan evet ama mantığım hayır diyor sürekli. " Okulum bitmeden böyle bir yola girmeyeceğimi söylemiştim sana" " Bende beklerim demiştim " " Süre çok uzun, yüzük takıp o kadar beklemek uygun olmaz " Bu bir bahane değildi benim için. Üç yıl gerçekten uzun bir süreydi. Ne kadar biz bekleriz desek te hem etraftan laf söz çekecektik hem de ateşle barut misali illa ki birbirimizden beklentilerimiz olacaktı. Ve ben belki ileride bana helal olacak şeyleri şimdiden harama bulaştırmak istemiyorum. " Başkaları ne der diye mi düşünüyorsun yoksa?" " Evet, bir kez bunu yaşadım bir daha yaşamak istemiyorum. Şu an bile burda yan yana olmamız ne kadar doğru?" " Hemen kestirip atma insanların ne diyeceğini boşver Betül, Okulum da bitti işe başlayacağım zaten hemen. Sen okulunu bitirene kadar nişanlı kalırız sonra sırasıyla her şeyi yaparız " Bu kadar ısrarcı olduğunu bilmiyordum. Bir yere kaçıyorum da haberim mi yok benim? " Dediğim gibi ne olumlu ne olumsuz karar vermedim. Şu an bunları da düşünmek istemiyorum açıkçası. Evet sana karşı uzun zamandır ilgim var yok demiyorum ama " Sözümü bitimeden arya girdi hemen. " Bak sende diyorsun sana ilgim var diye seni ne tutuyor evet dememek için ?" Bilmem ki ne tutuyor beni? " Dedim ya okulum var" Olduğu yerde arkasını dönüp nefesini bıraktı. Bir kaç saniye sonra yüzünde hiç görmediğim bir ifade, biraz alaycı biraz kızgın gibi... " Bence tek sebep okul değil gibi? " Ne diyor şimdi bu ne sebebim olabilir başka acaba? " Başka ne sebebim olabilir?" " O Oğuz aklını karıştırıyor senin" Dediğine karşılık şaşırdım kaldım. Ne alakası vardı Oğuz'un bizle. " Ne! Oğuzla ne alakası var bu konunun?" " Onlar geldiğinden beri bi değiştin sen " Tipik kıskançlık mı yani bu. Allah'ın bir günü Oğuz'un bana karşı yanlış bir hareketini bir sözünü bile duymamışken bunu söylemesine sinirlendim. Sakin kalmaya çalışarak; " Saçmalıyorsun şu an lütfen birbirimize daha kötü şeyler söylemeden gider misin?" " Giderim ama söz ver okul bitene kadar kimseyle olmayacağına" Kıskançlıktan başka açıklaması yoktu şu an bunun. " Böyle şeyleri sevmediğimi biliyorsun. kimseyle olmayacağımı da biliyorsun ve hâlâ neden buna devam ediyorsun? Söz falan vermeyeceğim. Bekleyeceksen bekle okulum bitince gelirsin çok istiyorsan " Masadan eşyalarımı alıp hızlıca eve geçtim. Kapıyı yüzüne çarptım resmen. Ne sanıyor bu beni? Onca yıl madem ilgimin farkındaydın neden sustun? Ayşe'den farkım yoktu senin yanında. Şimdi kalkmış şöyle böyle diyor bana, birde hiç suçu olmayan Oğuz'u katıyor işin içine. Kendince kıskançlık yapıyor. --------- Yazarın anlatımından Betül ve Taha bu konuşmayı yaparken hemen yanı başlarında, kapının dışında onları dinleyen bir çift kulaktan habersizdiler. Siyah şapkasını yüzüne indirmiş, sırtını duvara yaslamış bir halde. Bir eli cebinde diğer elinde telefonla ilgileniyormuş gibi bir görüntüyle öyle alalede biri gibi. Konuşmanın bittiğini anlayınca hızlıca mahallenin çıkışına adımladı iri adımlarıyla. Bir yandan telefonunu açıp tuşlarda hızlıca parmaklarını gezdirdi. Art arda sıraladı mesajlarını. # Taha ve Betülün konuşmasını duydum# # Kavga ediyor gibiydiler # # Betülle Taha evlenecek sanırım, bekle mekle diyordu taha# # Oğuz diye bir çocuktan bahsetti Taha kim olduğundan haberim yok onuda öğreneceğim# # Bugünlük yeter bu kadar bilgi hadi selametle# Taksiye binmeden son kez etrafı kolaçan etti. Bir kişinin bile görmesini istemiyordu. Emin olduktan sonra taksiye bindi ve oradan ayrıldı. -------- Betül Yılmaz Kim oluyor da böyle davranıyor bu ya? Yüz verince astarını istiyor dediklerine döndü. Lavaboya geçip hızlıca abdest alıp odama geri geldim, az önceye göre daha sakindim. Düşündükçe mantığım almıyor, hadi her şeyi geçtim beni de mi tanımıyor? Düşünme Betül düşünme, yoksa daha çok canın sıkılacak. Telefonum titredi, baktığımda Duygu mesaj atmış. # Ne oldu neden gelmiş Taha? # Tabi giderken beni sürekli tembihledi evlenme konusunda, Taha geldi deyince aklı bende kaldı kızın. Hızlıca olanları yazıp yatağa attım telefonu. Uzandım bir iki dakika, kapı tıklatılınca doğruldum. " Gel " Kardeşim başını uzattı kapıdan. " Abla, babam seni çağırıyor. " Saat daha erken babam ne ara işten geldi acaba? " Niye ne oldu ki? " " Kurban bakmaya gidecekmişiz babam senide çağırıyor " " Ben ne anlarım kurbandan Ömer ya " " Ne bileyim babam ablan öküzden anlıyor dedi " Gülmeye başladığını görünce anladım benimle dalga geçtiğini. Dibimdeki terliği alıp fırlattım kapıya. Hemen geri çekilip kurtuldu tabi terlikten. Bu sefer kapıyı açıp tümden içeriye geldi. Kollarımı bağlayıp yan döndüm. " Tamam tamam şaka yapıyorum abla kızma ya " " Nerden çıktı bu şaka böyle, kurban geldi diye mi?" " Sosyal medyada görmüştüm enişteye sokmak istediğim laf diye paylaşmış bi fenomen, demin camdan size kulak misafiri olmuş olabilirim birazcık denk gelince bende yapıştırdım hemen" " Demek duydun " " Abla salak bu çocuk varma buna " Gülümsedim. " Bunu biliyorum ama yemedim bu sefer " " Bu sefer şaka değildi ama cidden varma buna. Şu konuşmayı ben Zümra ya yapsam terk eder beni düşün o derce saçma" Başımı olumlu anlamda sallıyorken aydınlandım bi anda, Zümra mı dedi o? " Zümra mı dedin sen?" " Evet, bizim sınıfta kendisi" " Sevgili misiniz yoksa?" " Öyle de denebilir" " Yapmayın günah " " Of abla ya, ne yapıyoruz da sanki elini bile tutmuyorum sadece birbirimize olan hislerimizi biliyoruz uzaktan bakışıyoruz işte" Omzuna elimi koyup sıvazlarken; " En azından senin mutlu olmana sevindim ama dikkat edin iki dakikalık zevk için öbür dünyanızı mahfetmeyin sakın" Gerçi şu anki halleri bile muammaydı ama bende yaşadım biliyorum. " Abla cidden şu Taha'yı bırak artık. O olayda seni kurtardı diye ona aşıksın zannediyorsun bence sen, aslında değilsin olsan kabul ederdin koşulsuz şartsız " Haklılık payı vardı sanırım. Bu ne ara böyle olmuş? Büyümüş te haberim yok. " Bak sen laflara bak." Hızlıca başını koluma kıstırıp saçlarını karıştırdım. " Büyümüş te ablasına akıl veriyormuş" " Ya abla ya bırak bak canını yakacağım bir gün diyorum sana hâlâ aynı şeyler ya." Boş anıma getirip kurtuldu kolumdan. Hızlıca kapıya geçip; "Taha ya gidip bu daha büyümemiş çocuk diyeceğim alma bunu diyeceğim görürsün sen. O odunluk ve öküzlükle koşarak kaçar senden hemen. " " Bu dediklerinden sonra daha çok yapmaya karar verdim bunu ben " Deyip terliğin diğer eşini de attım arkasından. Söylenerek gitti odasına. Ah anne ah hep sen öğretiyorsun bunları, resmen aile içi şiddet aleti şu terlikler.
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD