EYHEMAN +18 (Türkçe/Türkish)

Saate baktım. Gecenin içinde, geceyi yaracak derin zaman dilimindeydim. Parmaklarımın arasında küçülen sigarayı dudağımın kenarına sıkıştırırken avcumdaki kurşunları silahımın şarjörüne teker teker basmaya başladım. Odanın sıcaklığı üstümü terletiyordu. Biraz önce kazağı sıyırmış diğer koltuğa atmıştım ama hâlâ içimdeki sıcağı söndürmeye yetmemişti. Bu ateşin söndüreceği tek yol vardı: yatak. Sigaranın dumanı gözlerimi kısmama neden oldu. Silahın son kurşununu şarjöre takarken cebime sıkıştırdığım telefon titremeye başladı. Arayanı az çok tahmin ederken gerinerek cebimde sıkışam telefonu aldım ve açtım. "Ne var lan?" "Silahı temizledin mi?" diye sordu Kırat. "Bizimkiler soruyor." "He," dedim dik dik. "Başka soru?" "Tamam ya. Sen yine cinsel gerilim içindesin." "Dikkat et, atmayayım üstünde." Lafı uzatmaya başlamadan yüzüne kapattığımda odaya dolan zil sesiyle silahı ortadaki siyah masanın üzerine doğru fırlattım. Üstümde sadece baksırımın olduğunu umursamadan kapıyı açtığımda karşımda ihtiyaç duyduğum tek şey vardı: partner. Kızıl saçlarını yana atarak beni incelemeye başladığında gözleri baksırımın üzerinde duraksadı. Yavaşça yutkunduğunda diliyle dudaklarını ıslattı. Bu beni güldürdü. Biraz önce bir seks sitesinde tanışmıştık. Adresimi attığım andan itibaren beklenti içinde olduğunu biliyordum ama gözlerindeki ifade beklentisinin üzerinde biriyle karşılaştığından ötürü iri iri açılmıştı. Gözlerini baksırımın önünden çekip yüzüme çevirdiğinde, "Afran?" diye sordu doğrulamak isteyerek. Alt dudağımı yaladım. "Afran." Bana doğru bir adım attı. Kırmızı ruj yedirdiği dudaklarında gülümseme belirdiğinde hiç beklemediğim bir şey yaparak elini göğsümün üzerine yapıştırdı. Kapı ağzında, arkasında kalan mahalleyi umursamadan elini göğsümden aşağı doğru kaydırdığında dişlerimi sıkarak yutkundum. "Memnun olup olmadığını öğrenmek ister misin?" diye sordu. Baksırımın üzerinde durduğu an bakışlarım ıssız, karanlık mahalleye düştü. Yönetimi elimde olan mahallede sessizlik baskı gibi çökmüştü. "Bunu sana göstermek isterim." Eli baksırımın üzerinden aletimi avuçladığı an hırlayarak onu belinden tutup kendime çektim. Kapıyı sertçe kapatıp sırtını kapıya yaslarken kendimi ona bastırdım. "Oyun severim," dedim benimle oyun oynamak isteyen tavrına karşılık. Sertleşmiş aletimi tutam elinin üzerine elimi koyarak bastırdım. "Bu benim alanım." Kafasını kapıdan çekti. Aletimi sıktığında nefessiz kalarak dudaklarını ağzımın içine çektim. Dilimi ağzının içine itip aletimi kadınlığına bastırdığımda sıcak ıslaklıklar seziyordum. Alt dudağını ısırıp emerek geri çekildiğimde ellerim elbisesini bacaklarından sıyırıp kalçalarını avuçladı. Külotuna bulaşmış ıslaklığı hissediyordum. Adını bilmediğim kızıl saçlı kız yutkunarak boynumu öptü. Ağzının içine çekip emerken iki eli birden baksırımın altına girdi ve sertleşip büyüyüyen aletimi avuçlayıp ovmaya başladı. Göğsümü ıslak ıslak öperek emerken, "Oyununda kurallar var mıdır peki?" diye sordu. Aşağı doğru indikçe dizlerinin üzerine çöküyordu. Aletimin altındaki taşşaklarımı yavaşça okşadığında ellerim kızıl saçlarını kavradı. Sertçe çekiştirip kafamı arkaya atarak nefesimi verdiğimde, "Kurallar sikimde değil," diye hırladım boğukça. Islak dilini kasığımın üzerinde hissettim. Baksırımı yavaşça aşağı doğru indirirken sıcak nefesi tenime yayılıyor, sikimi patlatacak kadar ağrıtıyordu. Baksırımı tamamen indirdiğinde kafamı indirip ona baktım. Gözleri şevhetle açılmış, sık nefsler alarak aletimi izliyordu. Ellerinin arasına aldığı büyümüş aletimi. "Korktun mu yoksa?" diye sordum eğlenen ifademle. "Ağzına sığmazsa sıkıntı değil." Benim eğlenerek söylediklerime yalan bir tavırla homurdandı. Dikleşmiş aletimin ucunu okşadıktan sonra dilini değdirdiğinde, "Siktir!" diye hırladım. Ellerim duvara tutundu. "Hassiktir, amını sikeyim!" Bir elim duvarı tutmaya devam ederken diğer elim yine saçlarını sertçe kavradı ve aletimi yüzünün hizasına getirdim. Ucunu dudaklarına sürttüğüm an ucundan gelen zevk sıvılarım dudaklarına bulaştı. Terlemekten saçlarım alnıma yapıştığında kafamı eğip oyunu başlatan sözümü söyledim. "Ağzını dolduracağım yavrum." ~ Duvara tutunan parmaklarım büküldü. Sırtım gerilirken aletimi yutan sıcak bir mağara keşfettim. Kızıl güzel ıslak ağzının içine aletimi aldığı an zevkle inledim. Kendimi ağzına iterek daha fazlasını istedim. Kızın saçlarını tek bir tarafta avcumun içine topladım. Çenesinden tutup yüzüme bakması için kafasını kaldırdığımda aletimi ağzının içine ittirip geri çektim. "Yala onu," direktifini verdim. Aletimin ucunu emip yarısını ancak ağzının içine aldığında saçına daha çok asıldım. "Sikeyim seni," dedim boğuk sesle. Hoşuna gitti. Gülümseyip hızlanmaya başladı. Aletimi ağzının içine çekip yalıyor, tükürüp ıslatarak eliyle ovuyordu. Dudakları taşşaklarıma doğru geldiğinde kafam bir kez daha aşağı düştü. En hassas noktalarımdan birine ağzının içine alıp emdi. Öyle bir emdi ki aletimin ucunda biraz menilerim aktı. "Devam et," diye fısıldadım nefes nefese. "Güzel." İtaatkâr bir oyuncu olup dediklerimi uyguluyordu. Taşşaklarımı yalamayı bitirip tekrar aletime geldiğinde onu geriye ittirip oturur çekilde sırtını duvara yasladım. Aletimi hızlı hızlı ağzına ittirirken gözyaşları akıyordu. Sonunda kendimi sıkmayı bırakıp ağzına boşaldığımda alnımı duvara yaslayıp derin nefesleri almaya başladım. O da sesli nefesler alıyordu. Kafasını kaldırıp yüzüme baktığında ağzına bulaşan menilerimi görüp kafamı iki yana sallayarak güldüm. Baş parmağımla dudaklarını silip ağzının içine ittim ve emmesini sağladım. O kadar ateşliydi ki ağzının içine ittiğim parmağımı bile hazla emmeye, dilini değdirip ağzından inlemeler çıkararak benimle oynamaya devam ediyordu. Alnımı duvardan çekip parmağımı ağzından kurtardım. Ensemi ovarken kafamı sağa ve sola yatırdım. "Kapı ağzında ancak oyunu başlatırız güzelim," diyerek elimi ona doğru uzattım. "Gel de aslı neymiş göstereyim sana." Uzattığım elimi tuttuğu an kendime çekerek çıplak göğsüme yapışmasını sağladım. Elbisesinin ip askılarına baktım. "Eşit şartlarda yarışmamız gerekir," diye fısıldadım dilim alt dudağımda gezinirken. "Adaletçi bir adamımdır." Kafamı omzuna doğru eğdim. Elbisesinin ipini dişlerimin arasına alıp omzumdan sıyırdım. Nefesini tuttu. Aynı işlemi diğer omzunda yaptığımda elbise hafif bir rüzgar oluşturarak yeri boyladı. İçine sütyen giymemişti. Büyük göğüsleri göğsüme yapıştığında uçlarının sertleştiğini hissettim. "Ağzımın içinde eritmem için mi sertleşti bu kadar?" diye alayla konuştum. Çenemi öptü. "Belki de." Ellerim belinden kayarak kalçasının üzerinde durdu. Kalçasını avuçlayıp sıktıktan sonra külotunu çıkardım. Artık ikimiz de anadan üryandık. Kalçasının arasına elimi kaydırıp deliğine dokunduğumda kendini bana bastırdı ve aletim sıcak kadınlığının arasına gömüldü. Islaklığından memnun kalarak kendini kadınlığının iki dudağı arasındaki yarığa sürttüğümde, "Iımmhh Afran," diye inledi. "Ahh...mmh." "Afran sert sert," dedim arasındaki deliğine bir parmağımı ittiğimde. Kalçası kavislendi. Kadınlığının dudakları arasında aletimi sürttüm. "İnlete inlete vuruşsun mu duvarlarınla?" "Ahh! Afran lütfen..." Parmağımı kalçasındaki delikten çekip öne doğru kaydım. Kadınlığının dilini parmağımla ezip aletimi deliğine sürttüm. "Bacaklarını bana dola." Dediğime uydu. Bacaklarını kaldırıp belime doladığında kadınlığı çiçek gibi aralanıp aletime daha çok yer açtı. "Yavrum amına koyayım, sıcacıksın." Kollarını boynuma doladı. Dudağımı öperken, "Koy artık," diye inledi yalvarırcasına. "İçime gir, dayanamıyorum." Aletime kendini sürttü. Yoğunluktan zorlanarak odama geçerken, "Aletimi patlatacaksın," diye hırladım. "Sıcacıksın." Odama girip yatağa oturduğumda onu kucağımdan indirmedim. Birden ters döndürüp onun yatağa sırtı yapışık hale getirdiğimde üzerindeydim. Dolgun göğsünün üstünü öpüp ağzının içine çekerken, "Ahh!" diye bağırdı. Bacağını beline dolayıp ayak topuklarını kalçama yasladı. "Afran içine sok şunu!" "Neyi?" diye sordum ağzımın içinde eriyen göğsünü ısırdığıma. "Onu," diyerek aletime sürtündü. "Deliğine neyi sokayım?" "Aletini." Sırıttım. Yavaşça bedeninden aşağı kayarken göbek deliğine dilini sokup çekildim. Kasıklarına küçük öpücükler kondurup mahrem yerine geldiğimde sıcak nefesimi oraya üfledim. İki parmağımla kadınlığının dudaklarını araladım. Klitorisi gözlerimin önüne serildiğinde ilk dil darbemi vurdum ve inledi. Yavaşça ağzımın içine alıp emdiğimde, "Ahh, evet öyle!" diye inliyordu. "Klitorisin nasıl da şişti," dedim tutkudan kesilen nefesimle. "Aç bacaklarını." Bacaklarını daha çok iyi yana ayırdığında yüzümü iki bacağının arasına gömdüm. Nabız gini atan kadınlığını ağzımın içine çekip küçük tepesini dilimle darbelere maruz bırakırken, "Off!" diye inledi. "Afran, lütfen!" Saçlarımı kavrayıp çekiştirdiğinde yüzümü iki bacağının arasından çekip yutkundum. Dilim alt dudağımı yaladığında üzerine doğru bedenimi çıkarttım. Bir yandan da elim dimdik olmuş aletimi tuttu. Ucunu kadınlığının ıslak dudakları arasına bırakıp sürttüğümde, "Daha fazlasını istiyorum," diye inledi terden sırılsıklam olan kızıl güzel. "Hepsini içime almak istiyorum." Kasığımı onunlüne vurup ıslak sesler çıkarırken, "Sana bu zevki yaşatacağım," dedim hırlayarak. Aletimin ucunu deliğine sokup çıkardığımda kalçası havalandı. "Seni hoplata hoplata boşaltacağım yavrum." Ellerimi beyaz teninde gezdirmeye başladım. Bacaklarının üzerinden gezinip kalçalarını avuçladığımda inledi ve kalçasını havalandırıp kadınlığını aletime sürttü. "Immh..." Dudağımın kenarı yukarı kıvrıldı. Kalçalarını aniden bırakıp ellerini tutarak kafasının üzerinde birleştirdiğimde bedenine doğru eğilip sol göğsünü ağzımın içine çektim. Yalayarak emerken, "Sikeyim böyle işi," diye boğukça fısıldadım. "Ağzıma ağzıma geliyorsun." "Aklımı kaybettireceksin bana," dediğinde nefesi kulağıma çarptı. "Söndür şu yangınımı." Göğsünün ucunu dişlerimin arasına alıp ısırdığım an aletimi sertçe deliğinden içeri iterek rahminin duvarlarında yankılar uyandırdım. İnleme sesi kuvvetle odayı doldururken ellerini serbest bırakıp belini tuttum ve kendimi tüm hükmümle içine ittim. "Hassiktir, daracıksın. Sımsıkı sarıyorsun penisimi." "Genişlet o zaman," dedi kızıl güzel kesik nefeslerinin arasından. "Afran..." "Ben seni deldikçe," diyerek aletimle içine hızlı vuruşlar yaparken kasılıyordu. "...kadınlığının dudakları beni sarıp sarmalıyor, içine vakumluyor." Elimi kasığından göbeğine doğru sürterek çıkarmaya başladım. Göğüslerini gelişigüzel avuçlayıp sıkarken o kadar inliyordu ki ses mahalleye taşıyordu, emindim. Belki yine Ramon'dan fırça bile yerdim. Her gece mahalleye porno belgeseli yaşatıyor gibiydim. Utanç duygum olmadığından bunları önemsemiyordum, arada dozu fazla kaçırdığımdan kafa ütülüyordu. Sikimde değildi. Hiç de olmadı. Altımdaki kadının duvarlarına sert vuruşlarımu yapmaya devam ederken elim boynuna sarıldı ve onu kendime çektim. Hazla dudaklarını ağzımın içine alıp emmeye başladığımda bacaklarını belime doladı ve kadınlığı daha çok açılarak aletimin içine oturmasını sağladı. Dilimi ağzının içine itip içeriyi talan ederken kasıklarım sızlıyordu. O da boşalma noktasına gelmişti, belliydi. Şiddetle kasılıp titriyor, ağzımın içine içine inliyordu. Dili ağzının içindeki dilimle çarpıştığında tırnakları sırtıma battı ve aletimin içinde sert vuruşları en hassas noktasına değdiği an inlemeleri ard arda ağzımın içine düştü. Aletim içindeyken boşaldığında kızı omuzlarından tutup birden ittirdiğim ve aletimin içinden çıkmasını sağladığım an ellerimle kavrayıp kadınlığının üzerine boşalmaya başladım. Sıvılarım penisimin ucundan akıyorken kız zevkten yaşaran gözleriyle bana baktı ve dizlerinin üzerine durup ağzının içine penisimi aldı. Sıvılarımın ağzının içine akmasını kabullenip kenarlarını yaladığında yorgunlukla kendimi sırt üstü yatağa bıraktım. "Gece gece iskeletimi siktin amına koyayım." Nefes nefese, gülerek söylediğim sözler onun da gülmesine neden oldu. Kendini hemen yanıma devirdiğinde, "Aletine haksızlık ediyorsun," diye alay etti. "Tükettin beni Afran." "Böyle tüketmeye can feda der gibi bakıyorsun yavrum." Göz kırparak burnumu çektim. Yatağın yanındaki komodine doğru kolumu uzatıp çekmecedeki zuladan bir paket sigara ve çakmak çıkardım. İçinden bir dal alıp dudaklarımın arasına yerleştirerek yaktığımda, "Bunun bir geceyle sınırlı kalmasını istemem," diye konuştu. Bedenini yüz üstü çevirip gözlerini yüzüme dokundurduğunda dağılmış olan kızıl saçlarını tek omzuna attı. "Tekrar edebiliriz." "Bakarız," dedim dudak bükerek. Sigaradan büyük bir nefes çektiğimde gözlerim tavandaydı. Yorgunluğumu seksle atmayı seviyordum. İçimde bastıramadığım ne varsa seksle kusmak vücudumu rahatlatıyordu. "Seks sitesinde tanıştığın her kızı evine çağırıyor musun?" Sorduğu soruyla gözlerimi ona indirdiğimde parmakları çıplak göğsümün üzerinde geziniyordu. Haylaz bakışları olan bir kadındı. Oyunbaz insanları sevdiğimden dudağımı bükerek dudağımın kenarını yukarı kıvırdım. "Benim çağırmam önemli değil. Cesareti olan geliyor." "Beni cesaretli mi buluyorsun?" Yavaşça dilini alt dudağına değdiri yalamaya başladığında üzerime doğru çıktı. "Salaklıkla cesareti karıştırmamak gerekir tabi güzelim." Gülümsemesi genişledi. Kalçasını kasığıma sürterek aletimin üzerine oturduğunda hâlâ ıslak ve sıcak olan kadınlığının arasına aldı. "Bence beni salak bulmuyorsun," dedi düşünür gibi yaparak. "Aksine cesaretim hoşuna gitti." "Bilmem," dediğimde ağzımdaki sigarayı parmaklarımın arasına alıp elimi kafamın altına yerleştirdim. "Belki de." Kızıl saçları dolgun, ucu dikleşmiş göğüslerine dökülürken kalçasını havalandırdı ve sikimi kadınlığına sürterek üzerinde oturdu. Beni yine sertleştirmeye başlıyordu. Sessiz kalarak buna müsaade ettim. Kucağımda kalçasını hareket ettirmeye devam ederken, "Ah," mırıltısı döküldü dudaklarından. "Beni anında sırılsıklam yapıyorsun." "Sen de beni ıslat yavrum," dedim kaşlarımla aletimi işaret ettiğimde. "Benimleyken gecen sabah olmaz. Bunu bilmelisin." Nefesi kesilir gibi oldu. İstediği tam olarak buymuş gibi yutkunurken saçlarını bileğindeki toka ile at kuyruğu yaptı. Sonra elleri çıplak göğsümün üzerinde durduğunda eğilip diliyle boynumun üzerinde gezinmeye başladı. O an hassas noktamı yaladı. "Amına koyayım senin," diye hazla hırladığımda kafamın altındaki elimi oradan çekip kalçasına attım. Dolgun kalçalarını avuçladığımda dili göğsüme doğru indi. Ağzının içine alıp emdikçe, "O ağzına aletimi sokayım," diye fısıldadım boğukça. Elim kalçasının arasına kayıp deliğini bulduğunda iki parmağımı içine ittirdim ve ağzının içine çektiği etimi ısırarak inledi. Parmaklarım ritim tutturarak içine girip çıkarken kasığıma geldiğinde deliğini serbest bıraktım. "Al onu ağzına," dedim kısık bir sesle. Kadınlığındaki ıslaklıklar aletime bulaşmıştı. Aletim ise karnıma doğru uzanmış, dimdik olmuştu. Kafasını sallayıp yüzünü aletime doğru yaklaştırırken içeriden yükselen telefonumun sesiyle duraksadı. "Yarrağı yedik," diye ağzımın içine küfrettiğimde yatakta kendimi aniden oturur pozisyona getirdim. Kucağımdaki kızılı kollarımın arasına alıp dudağına ıslak bir öpücük bıraktım. "Benim telefonum çalarsa açmayana karar susmaz." "Ama Afran..." Onu kucağımdan çekip ayağa kalktığımda yerdeki baksırı alıp üzerime çektim. "İllaki ağzını sikimle dolduracağım. Kaçışın yok, merak etme." Göz kırpıp odadan çıkarken elimle dağılmış olan saçlarımı daha da dağıttım. "Eğer sensen siktim belanı Kırat," dedim kendi kendime. "Façanı sikeyim senin." Salonda, koltuğun üzerinde durmadan çalan telefonu elime aldığımda Katre'nin aradığını gördüm. Bu saatte beni aramasının iyi bir nedeni olmayacağını biliyordum. Kaşlarımı çatarak aramayı cevaplandırdığımda, "Afran," diyen sesini duydum. "Katre," dedim boğazımı temizleyerek. "Seni de bu saatte rahatsız ediyorum ama şu aşağı mahalleden Taşkın mıdır nedir, olay çıkardı. Bugün çalışmıyoruz dedik, ortalığı birbirine kattı." "Yavşak." "Bir gelip baksan mı?" "Tamam geliyorum ben. Siz çıkmayın dışarı." Telefonu kapattığım gibi köşedeki pantolonu alıp giyinmeye başladım. Katre semtin girişindeki genelevin sahibiydi. Hemen karşısında da müzikol vardı. Zaten olaysız geçen bir gün yoktu. Sinirle kazağı kafamdan geçirdiğim sırada, "Gidiyor musun?" diyen sesle arkamı döndüm. Adını hâlâ bilmediğim kızıl saçlı güzel çırılçıplak şekilde kapıda durmuş bana bakıyordu. "Acil bir işim çıktı. Gitmem lazım." "Ama biz..." "Sonra da halledilir." Hızlı hareketlerle üzerime çeki düzen verip dış kapıya giderken, "Beni burada yalnız mı bırakıyorsun?" diye sordu şaşkınlıkla. "Evinde?" "Kovmamı mı istersin?" "Bana güveniyor musun ki?" "Yok," diye kestirip atarken askıdaki ceketimi sırtıma geçirdim. "O zaman? Hadi bir şey çalıp kaçsam?" Ceketimin yakalarını düzeltirken tam karşıma kadar gelip durmuştu. Özgüvenle çıplak şekilde karşımda durup haylazca konuşması dudağımın kenarını yukarı kıvırırken, "İnan bana, beni tanısan aklından böyle bir şey geçirmezdin," diye konuştum. Kapıyı açarken yüzümü ondan çekiyordum ki bir anda kolumu tuttu. Kaşlarım çatıldığında parmaklarının üzerine yükselip elini enseme attı ve dudaklarıma yapıştı. Dilini bana teslim olarak ağzımın içine bırakıp dilime dolanmasını sağladıktan sonra geriye çekilip gülümsedi. "Dikkatli ol." •