" Bir çocuğun ölüşü ve ruhu yaralı bir adamın doğuş hikayesi..." GEÇMİŞİN İZLERİ/ 18 YIL ÖNCE YİĞİT ALPARSLAN Işıltılarıyla dünyayı aydınlatan bir güneş gibiydi her çocuk... Her çocuk masumiyet ve sevgi dolu kalpleriyle küçük birer mucizeydi... En çokta sevgiyle beslenen bir çiçek gibiydi her çocuk... O da bir çocuktu... Ama o, gözlerinden mutluluk yerine yaşlar ve dudaklarından kahkahalar yerine sessiz hıçkırıklar dökülen bir çocuktu..! Yine küçük bedeni titriyor, hıçkırıkları soğuk ve karanlık odasının duvarlarında yankılanıyordu. Henüz çok küçüktü, bu kadar acıyı kaldıracak kadar değil... Oysa çocukların dünyaları oyunlardan ve kahkahalardan ibaretti ama onun dünyası bambaşkaydı. Annesinin gördüğü şiddete her gün tanık olup annesini o caninin darbelerinden koruyamadığı içi

