Volkan
Eve geldiğimde gözüm Buket'in kapısına odaklanmıştı. 4 gün oldu, ne aramalarıma döndü ne de evin dışında göründü.
Bana haber vermeden nereye gider ki, belki de kendini naza çekmeye çalışıyordur.
Umursamıyordum hatta evde kendi haline geberse, vücuduna kurtlar düşse yine de... aynen umrumda değildi ama mesele o değil, ölmediğini biliyordum!
Yoksa, başka bir adam mı almıştı hayatına! Onu o kadar uyarmama rağmen! Eğer aramızdaki bu şeye son verdiyse de bana söylemesi gerekti.
Ne ara buraya gelmiştim, düşüncelerle boğulurken kendimi onun kapısının önünde buldum. Hatamı fark edip dönmek üzereyken kapı açıldı. İçeriden 60 yaşlarında bir adam elinde çanta ile çıktı, bir de Buket yaşlarında kadın.
Gerçekten mi öldü ? Sorun ne? Hani kimsesi yoktu yanında yöresinde isteyeceği ?
İçeriye baktığımı gören genç kız " Birisine mi bakmıştınız?" diye sorguladı haklı olarak.
" Yan komşuyum, Buket hanımı... "
" İyi merak etmeyin, doktor şimdi çıktı"
Doktor şimdi çıktı, ne oluyor lan! Şaşkınlıkla bakışımı gördüğünde " Siz bilmiyor muydunuz?"
" Hayır sorun ne ?" Bu hissettiğim ne, neden kalbim bu kadar hızlı attı aniden ki?
" Buket saldırıya uğradı!"
Saldırıya uğradı... Bu söz kulaklarımda yankılandı. Konuşmaya devam etti
" 4 gün oldu, saat 9 sıralarında..."
Saat 9 sıraları... Beni aramıştı! Neden beni aradı ki?
" Geçmiş olsun dediğimi iletirsiniz"
Sanırım daha fazla ilgi göstereceğimi düşündü, nasıl, yaralı mi? Hayati bir şeyi yok değil mi?
Açıkçası hiç birisi umrumda değildi. Ölebilir, dediğim gibi ben sadece merak ettiğim için sormuştum. Yoksa bana ne o minik şeytandan!
Yardım istemek için mi aradı acaba? Peki ya açsaydım, yardım eder miydim? Elbette etmezdim.
Eve geçip kendime bir kahve yaptım, gözüm nedensizce sürekli bahçeye, karşı evin penceresine takılıyordu.
Kim saldırmış olabilir ki? Güvenlikli bir yer, az ileride karargah var, biraz ileride emniyet amirliği... Kızım var benim... Ne olduğunu öğrenmem gerek. Eğer hırsız falansa önlem almalı... Kesinlikle!
Bir anlık kararla kalktığımda bahçe kapısından benimle konuşan genç kızın gittiğini gördüm. Evde başkası var mıydı acaba?
Kapıyı açabilecek durumda mıydı? Bunu öğrenmenin bir yolu vardı. Kapıyı çaldım, çok sürmeden açıldığında başımı dönmemle 2. şoku yaşamıştım. Selim?
" Selim? "
" Komutanım!? "
Tamam, sakin ol Volkan. Hasta ziyaretine gelmiştir. " Buket için mi geldiniz?"
Buket için mi geldiniz???
Cevap vermek yerine başımı aşağı yukarı salladım. " Buyurun komtanım " deyip önümden çekildi.
Odaya girdiğimde koltukta kendinde olmadan uyuyan Buket'i gördüm. Selim bana oturacağım koltuğu gösterdi, evin sahibi gibi...
Evin beyi gibi...
Ya sabır!
Oturdum, gözüm koltukta uyuyan kızdaydı. Kolu sargıdaydı ama açıkta bir yarası görünmüyordu başka.
Derin bir nefes verdim " Nedir durum? "
" Komtanım saldırganı yakalayamadılar, ben de baya kovaladım ama.."
" Kovaladım derken aslanım? "
" Buket beni aramıştı da ! "
Kaşımın birisini kaldırabildiğim kadar kaldırıp sormuştum " Seni aramıştı!?"
Tekrar uyuyan kıza döndüm. Bakıyorum listen kabarık minik şeytan! Erkekleri kendine koruma yapmakta iyisin! Bu salağı da kendine çekmişsin!
" Tabi ben de arar aramaz geldim "
" Aferin sana!" Kahretsin, bağırdım mı ben?
Sesimde öfke vardı evet, çünkü bu gerizekalı bacak kadar kızın kendini kullandığını anlayamayacak kadar salaktı!
" Polisi arasaymış ya!" diye toparladım cümleyi. Bana olan şaşkın bakışı düzelmiş
" Sanırım güvendiği birisinden destek almak istedi" dedi.
Güvendiği birisi, Selim ve güvendiği birisi! Ne zamandır?
Seni minik şeytan! demek uyarılarımı dikkate almak yerine kendine başka adaylar da aramaya kalktın! Bunun bedelini sana ödetirim. Sözümü dinlememek neymiş öğreneceksin.
Ayağa kalıp gitmeye hazırlandığımda Selim de benimle kalktı " Hayırdır, sen de mi gidiyorsun?"
" Yok komtanım ben burada kalıyorum?"
" Ne zamandır? Neden haberim yok?"
Bu soru çok yersizdi ama sordum işte. Evet sordum çünkü Selim bana emanetti. Başına iş gelsin istemem. Gazi abisinin amenati sonuçta.
" 4 gündür"
Sabır, sabır... Gözümü sinirle kapatıp derin bir nefes çektim. Benim olan bir kadının evinde ... Benim emrimdeki subay 4 gündür aynı evde...
" Sebep?"
" Komtanım... " sessizdi. Ne demek şimdi bu?
" Komşuyuz..."
O kadar mı? Umarım o kadardır Selim. Umarım benim yatağıma aldığım kadının yakınına yaklaşmamış bırak yaklaşmayı aklına bile getirmemişsindir.
" Sen bu gün nöbetçi değil miydin?"
" Nöbeti Hakan' a.. "
" Siktir git çabuk görev yerine, göt herif! "
" Ama Volkan abi!"
Kalan son sabır kırıntım da toz olup gitmişti.
" Siktirtme lan Volkan abini, yürü çabuk! önemli bir şeyi yok baksana kendine bakar eşek kadar insan sonuçta!"
Bana ses çıkartamıyor ama öfke dolu gözlerle bana bakıyordu, Kardeşim dediğim adam. Aramızdaki yüksek tansiyonu onun sesi bozdu
" Git lütfen Selim, iyiyim ben!"
O kadar bağırmıştım ki uyanmış, uyansın da zaten! Daha bana hesap verecek.
" Emin misin?"
Le havle, emin olmasa ne olacak acaba, komtanın emir vermiş ne olacak ?
" Eminim " dedi ustalıkla çıkarttığı titreyen sesi ile.
O numaralar bize geçmez kızım, ancak bu veletleri kandırırsın!
" İzninizle komtanım"
Ayakları yeri döve döve gitti piç. Kapının sertçe kapanışı ile yüzüme çarpıldığını anlayacak zekadaydım. Derin bir nefes alıp tekrar tekli koltuğa oturduğumda yattığı yerden doğrulmaya çalışan Buket'e odaklandı bakışlarım.
Acı çekiyor numarası yapıyordu, evet numaraydı, hiç bir şeyine inancım yoktu bu kızın!
" Yanına adam çekme çabası mı? Ne oldu küçük hanım yetemedik mi sana?"
Gözlerime kaşını çatıp kınarcasına bir bakış attı
" Neden bahsediyorsunuz?"
" Sana benimle yatıp kalkarken başkaları ile o işi yapamazsın demedim mi?"
Gözleri titrek bir hal aldıktan sonra yüksek sesle bağırmaya başladı
" Siz aklınızı mı kaçırdınız, halimi görmüyor musunuz? Ya ne yatması ne kalkması"
" Olmadı yani bir şey? "
" Siz çıldırmışsınız! Bu halimle mi? kaldı ki ben sizin düşündüğünüz gibi birisi değilim, eğer başka birisini istesem ayrılırım sizden"
Şaka mı yapıyordu bu kız? Benimle alay mı ediyordu?
" Benden ayrılıp benim kardeşim dediğim adamla düşüp kalkabileceğini sana düşündüren ne ? Benden ayrıldığında ki kendini bana peşkeş çekişine bakılırsa hiç böyle bir niyetin yok ama öyle bir durum olsa bile seni etrafımdaki herhangi bir adamla ilişki içinde görmeyeceğim, eğer görürsem..? "
" Eğer görürseniz ne? Ne olur, öldürür müsünüz? "
Bana meydan mı okuyordu o! Her ne yapıyorsa sadece beni kızdırıyordu
" Saçmalama seni öldürüp elimi kirletmem. Selim'e benimle yatmak için neler yaptığını anlatırım, sonuçta yalan değil"
Gözleri kocaman açılmıştı, evet işte şimdi canını acıtmıştım minik şeytan, gözleri dolmuştu!
" Bana dokunurken kirlenmiyorsunuz ama ! " dedi gözlerinden yaşlar akarak. Ne yani bu söylediğime mi takılmıştı.
Yutkundum, bekledim. Verecek bir cevabım yoktu. Doğru söylüyordu. Ayağa kalkıp " Yat dinlen " deyip giderken arkamdan sesini duydum " İlk sizi aradım!"
Biliyordum, açmamıştım! Üstelik evdeydim, üstelik hiç bir işim yoktu! Açmamıştım işte, nedeni yok!
" Bir daha aklını kullan polisi ara" deyip çıktım.
Ona hiç iyi davranmadım, aksine gururunu kırdım, canını acıttım ve o başı derde girince ilk beni mi aramıştı? Bu nasıl bir yalnızlıktı böyle!
Bir müddet evinin önünde durdum, bir sigara çıkartıp yaktım. Yürüyebiliyor muydu acaba tek başına? Bana ne!
Serumu bitince kapatır nasılsa salak değil ya. Boynunda da kızarıklık vardı... Her kimse boğmaya mı çalışmış?
Neyse ne!