OFLAZ “Seni domuz!” Dış kapıyı açamadan başıma yediğim darbeyle elim kapı kolunda kaldı. Başıma attığı terlik yere düşerken, yavaşça arkama doğru döndüm ve Deniz'in öfkeden parlayan gözleriyle karşı karşıya geldim. Çıplak bir şekilde yanıma kadar yürüyüp elimi kapı kolundan çekerek beni olanca gücüyle içeriye doğru ittirdi. “Sen ne sanıyorsun be kendini?” Soğuk sesi öfkeden titriyordu. Dişlerimi sıkarken sakinleşmeye çalıştım. Ama olmuyordu. Bir türlü sakinleşemiyordum. “Ne yalanı ya? Ne yalanı? Ne yalan söylemişim ben? Konuştun konuştun. Saydırdın. Kuyruğunu kıstıran köpek gibi kaçıyorsun.” Bir kez daha göğsüme doğru sert bir darbe vurdu. Kadının eğitimlisi de nereye vuracağını iyi biliyordu. “Bakire değilim mi dedim de yalan söyledin diyorsun!” “Gerçeği sakladın.” “Eee nolmuş?

