LAÇİN

"Bir savaş patladığında insanlar, “Uzun sürmez bu, çok aptalca!” derler. Ve kuşkusuz bir savaş çok aptalcadır, ancak bu onun uzun sürmesini engellemez. Budalalık hep direnir, insan hep kendisini düşünmese bunun farkına varabilirdi." Karargahtaki odasından çıkıp bahçede toplanmış olan timinin yanına gitmeye başlayan adam; başını sağ tarafına çevirdiğinde bir kadın askerin elindeki geleneksel ok takımı ile bir şeyler yaptığını görür. Bulunduğu mesafe oldukça uzak olmasına rağmen; kadın askerin gözüken yan profilinden burada yeni olduğunu anlamıştır. Yayı gerip hedefe odaklandığını görünce emrindeki bir askerin yaralanabileceği endişesi ile hızlı adımlarla onun yanında bulur kendini. Asker; arkasından yaklaşan adım seslerini duyar ve başını hafif bir şekilde çevirip duyduğu adımların sahibine sesini ulaştıracak kadar bekler. - Başkomutanlar, yüzlerce silahtan çok, birkaç dakika içinde ordunun düzenini bozabilecek olan bir şaşırtmacadan korkarlar. Size hedefe kilitlenmiş bir nişancıyı rahatsız etmemeniz gerektiğini söyleyen olmadı mı? - Bu kışlada senin düşmanın yok asker! Hedefin kışla sınırlarının içinde. Hemen o elindekini indir ve kendini tanıt. ... - Sana diyorum asker! Rütbelin konuşuyor burada! - Allah'ım atacağım ok senin okundur. Onu düşmanına eriştir. Allah'ım sen okumu doğrult. - Ya sabır! - Ya hak! - Asker, derhal kendine gel! - Jandarma Üstteğmen Laçin Turan. Emir ve görüşlerinize hazırıdır komutanım. - Rahat Asker. - Bu kışlada benim bir düşmanım var komutanım. Doğu duvarı üçüncü klübedeki asker kışlasını koruyacağına elindeki telefonla uğraşıyor. Vatan nöbetinde uyuyan her asker benim düşmanımdır. İzninizle, 3 dakika sonra Yarbay Geredeli ile bir görüşmem var. Karargahta bugün ilk kez gördüğü asker, itaat konusunda ona oldukça güçlük çıkaracak gibi duruyordu. Timinin toplandığı noktaya giderken aklında hala; onun bu geleneksel ok takımıyla kışlada ne işi olduğu vardı. Kalabalığa karıştıkça kulağına dolan sesler dikkatini çekmeye başladı. Turgut : Kız manyağın teki birader, uzak durmak lazım. Yener : Lan oğlum bir daha anlatsana, ne oldu tam olarak? Serin : Çaylaklara parkuru öptürüyordum. Elimde elma vardı. Birkaç kez zıplattım, tam ağzıma götüreceğim, nereden geldiğini anlamadığım bir bıçak saplandı elmaya. Amel defterim oracıkta kapanıyor sandım. Baktım bu manyak. Gelmiş bana diyor ki; "Başkalarının öptüğü yerden öpmekten iğrenmem diyorsan, sabah ezanında bu parkuru tek başına öpmeye hazır ol asker. İçime içime sıçtım yemin ediyorum, ellerim hala titriyor. - Demek bu bok kokusu senin ağzından geliyor teğmen. Üsteğmen Turan, senin rütbelin olur. Vakit çıkmadan namazı da eda edersin inşallah. Yavuz : Siz tanıştınız mı komutanım? Serin teymenim sabahtan beri bir efsane gibi anlatıyor. - Akşam içtimasından sonra hangarda toplanın. Operasyon haberi bekleniyor. Herkesin on dakika telefon hakkı var. Şimdi herkes işinin başına. Üsteğmen henüz kendini kışlaya tanıtmadan adından söz ettirmeye başlamış diye düşündü. Pars, yenilerden pek hoşlanmazdı. Hele ki kurduğu otoriteye baş kaldıranlardan hiç! Haberci erlerden biri koşarak yanına geldi ve selamını verdi. - Yüzbaşım! Yarbay Geredeli sizi odasında bekliyor. Adımlarını karargah binasına yönlendirdiğinde üniformasının kıvrılan gömlek cebini düzeltmekle uğraşıyordu. Çakı gibi asker deyiminin kanıtı gibiydi Pars. Her şeyi ile örnek bir askerdi. Sadece kışla dışında timiyle bir araya geldiğinde rahat hissederdi. Bu da yaptıkları bu zor işin içinde insanlıklarını kaybetmek istemeyişlerinden kaynaklanıyordu. Yarbay Geredeli'nin odasının önüne geldiğinde haberci asker, bunu yarbaya bildirdi. - Yüzbaşı Tolun. Emir ve görüşlerinize hazırdır komutanım. - Rahat asker. Gel otur. - Operasyon ile ilgili bir gelişme mi var komutanım? - Her şey plana uygun ilerliyor. Seni bir aksilik olduğu için çağırmadım. Üsteğmen Laçin Turan ile tanış. Kendisi aynı zamanda bir psikiyatri uzmanı. İleri sorgu teknikleri konusunda da MSB'nin gözde askerlerinden. Üsteğmen Turan; sizi de Barkın Timi komutanı ile tanıştırayım. Yüzbaşı Pars Tolun. Bundan sonra birlikte çalışacaksınız. - Komutanım bir sonraki operasyonun eli kulağında. Tim hazırlığını çoktan yaptı. Son dakika bir değişiklik ne kadar doğru olur bilemedim. - Bunun doğru olup olmadığına üslerin karar verir asker. Her biriniz sayısız koşula uyum sağlamak için eğitildiniz. Yeni bir silah arkadaşı size yük değil, sadece destek olur. Önce üsteğmen ile özel olarak operasyon ayrıntılarını konuşmanı sonra da timini bilgilendirmeni istiyorum. Helikopter bu gece yarısı kalkacak. Belgrad'a indiğinizde sizi jandarma istihbarattan birileri yönlendirecek. İrtibatı onlarla sağlayacak ve paketi en kısa sürede alıp döneceksiniz. - Bu kısa süreli temiz bir görev olacak. Üsteğmen için eminim sıkıcı geçecektir. - Emirlerimi sorgulamayı kes asker! Derhal ikili toplantıyı tamamlayıp hazırlıkların başına geçin. - Emredersiniz komutanım! Yarbay Geredeli'nin odasından çıkıp odasına doğru sert ve baskın adımlarla ilerledi. Üstteğmen ile karşı karşıya geldiğinde yüzündeki sinir bozucu gülümsemeyi görmüş ve bu onu daha da öfkelendirmişti. Odasına girdikten sonra onun girip kapıyı kapamasını bekledi. Laçin bunun gibi durumlarla sıklıkla karşılaşıyordu. Her seferinde alıştığını düşünürken, biri çıkıyor ve onu zayıf halka olmakla itham ediyordu. Sadece bir kez onunla göreve çıkmayı bekleseler yeteneklerini fark edecek ve silah arkadaşı oldukları için memnun olacaklardı. Laçin iyi bir analist, sorgu uzmanı olmasına rağmen; konuşarak kendini anlatmayı değil, yeteneklerini göstererek tanınmayı yeğlerdi. Bu yüzden şimdi karşısında hazır olda beklediği tim komutanını kelimesi kelimesine dinleyecek ve emirlerine itaat edecekti. Övgülerini sonra dinlerdi artık. - Rahat asker! Otur. Operasyonun içeriği konusunda tam olarak ne bildiğini bilmiyorum. Anladığım kadarıyla iyi bir nişancısın. Bu nedenle silah arkadaşlarının arkasını kollasan yeter. - Yarbay Geredeli'nin bu operasyona katılmam için neden ısrar ettiğini biliyor musunuz yüzbaşım? Sırpça, Rusça, Almanca, İngilizce ve Flemenkçe'yi ana dilim gibi konuşuyorum. Fenotipim Sırp kadınlarınınkine oldukça yakın. Olur da sizin kurguladığınız operasyonda bir aksilik çıkarsa tek başıma dahi başımın çaresine bakar, Dadgar'ı etkisiz hale getirebilirim. - Dadgar hakkında ne biliyorsun? - 1957 Silvan doğumlu. Örgütün Balkan sorumlusu. Asıl ismi Zana Şexan. Bosna Savaşı sırasında bölgede görevli Türk askerlerine düzenlediği suikastlerle tanınıyor. Üst düzey bir elçilik yetkilisi ve ailesinin katledilmesinde büyük rol almış. Ama asıl paket o değil. Dadgar sadece ambalaj. Bizi paketin kendisine götürmesini istiyoruz. Hazar Bertan'a. - Dersine iyi çalışmışsın asker. Emre itaatsizlik etmek bana göre değil. Bu sebeple gidelim de tim ile bir an önce tanış. Benim kadar kolay kabullenmeyeceklerdir. Ancak şunu bilmeni isterim; operasyonda senden kaynaklı yaşanacak en ufak bir olumsuzlukta kendini bir kışlaya değil, bir cehenneme dönmeyi hazırla. Çünkü benim zebanisi olduğum bir cehennemden kolay kurtuluş yok. - İçinde cehennemi taşıyan birini cehennemle korkutamazsın yüzbaşı. Ben kendimden eminim. Umarım senin askerlerin beni görmezden gelip de operasyonu riske sokacak bir hamlede bulunmaz. Yoksa iki cehennem arasında kalırlar. Üsteğmen Laçin'in bu operasyondaki misyonunu kendisi ve iki üst düzey askeri yetkili haricinde kimse bilmiyordu. Laçin cehennemini asıl sahibine saklıyordu...