~1~
"Görüşürüz. Sizi özleyeceğim."dedim bana annemden daha iyi annelik yapan Debby, babamdan daha iyi babalık yapan Selim amcaya.
"Bizde seni özleyeceğiz."dedi Debby Teyze.
"Bizi unutma ve ziyarete gel."diye ekledi Selim amca. Gülümsedim. Gözümden akan yaşlara engel olamıyordum. Tamam 1 yıl. Tamam Sadece 1 yıldır onlarlayım ama çok alıştım.
"Rayn seni kapıda bekliyor. Havaalanına bırakacak."dedi Selim amca. Onu başımla onayladım.
"Tamam görüşürüz."dedim ve evden çıktım.
Gidiyordum.
Geçen sene bir yıllığına okumak için Amerika'ya, yani buraya geldim. Bir aile beni evinde ağırladı-ki onlarda Selim amca,Debby teyze ve Rayn'dı. Bu Amerika işi tamamen annemlerin kararıydı. Zaten sıklıkla seyahate çıkarlar ve evde tek kalırdım. Evde tek başıma durmaktansa Amerika da hem İngilizce mi geliştirmem hemde daha iyi eğitim almam için bu sekil bir karar almışlardı.
İyi ki de almışlardı. Burda çok güzel anılar biriktirip, yeni insanlarla tanışmıştım. İyileri olduğu kadar kötüleri de olmuştu gerçi ama...
Tanıdığıma en çok sevindiğim kişi Rayn'dı. Abim gibiydi. Üzerimde emeği çok. Bir sürü zamparadan korumuştur mesela beni. Zamparatoner gibi hepsini çekiyordum mübarek. O olmasa varya...
Kendi kız kardeşi annesinin karnında vefat etmişti. Bu yüzden beni kendi kız kardeşi gibi görüyor. Bende onu olmayan abim gibi. Ailemin tek çocuğuyumdum. Rayn'ın babası Selim amca Türk olduğu için ailesi Türkçeyi çok iyi biliyor. Hatta Türkiyede bir süre yaşamışlardı. Zaten bu yüzden alışmam kolay olmuştu. Bizim kültürlerimizi dilimizi bu kadar iyi bilen bir aileye denk gelmiş olmam harika olmuştu.
Arabaya gelip Rayn'ın yanında ki yolcu koltuğuna oturdum. Benim arabaya binmemle arabayı çalıştırmıştı. Rayn; mavi gözlü, sarışın, gamzeli, tatlı, kaslı, sempatik, yakışıklı ve ukala bir çocuktu. Yani şu hayalinizde ki çocuk. Tabii bazılarınızın. Mesela ben... ah boşver. O gereksizi hatırlamak istemiyorum.
"Bana bak küçük. Sevgili işi yok! Heryerde gözüm kulağım var ona göre. Üstelik adımı telefonda 'ukala'dan 'yakışıklı sevgilim'e çevirdim. Değiştirmek yok! Bir sorun olursa araman yeter."dedi ve yanağımdan makas aldı.
Başımı çevirip ona baktım. O da yola bakıyordu. Adını 'yakışıklı sevgilim'diye mi kaydetmişti? Cidden mi?
Sevgili konusunda kızmasına bir şey diyemiyordum çünkü burada iki tane sevgilim oldu. Zaten ondan sonra hiçbir erkekle 1 metre bile yakınlaştırmadı beni. Ilki beni bir bahiste ortaya koymuştu! Evet yanlış okumadınız! Bahiste ortaya koydu! Şaka gibi dimi? Birde sarhoştum diyo pis hayvan! Adı da Jacop'du.
Ikincisi Cody. O pislik bana saldırmıştı! Iki hafta çıkmıştık! Ve ben beni öpmesine hiç izin vermemiştim! Çünkü ilk öpücüğümü iki haftalık bir ilişki de veremezdim! Bir akşam bara gitmiştik ve bana tecavüz etmeye kalktı. Tabii yakışıklı sevgilim Rayn beni kurtardı.
"Rayn'cım abartma! Eski yaşantıma dönüyorum."dedim ve güldüm. Benle beraber o da güldü.
"Bak şimdi zaman farkı var. Burada sabah orada akşam. Yine de ben aradım mı açacaksın! Bak tekrar diyorum! Sakın sevgili yapma! Hee bana söylersin. Onay veririm öyle. Şu hayatta bir tanecik kardeşim var."dedi ve gözünü yoldan ayırıp bana bakıp sırıttı ardından tekrar yola odaklandı.
Kırmızı Işıkta yanağını öptüm. Seviyordum bu çocuğu ve cidden özleyecektim. Hem de çok. Sevgili babında anlamayın yada birbirimize karşı birseyler hissettiğimizi! Raynın aşık olduğu kız var. Tabii bir türlü aralarını yapamadım!
Saçma sapan bir şey. Kızda seviyor ama yakınlaşmıyor! Manyak mıdır nedir anlamadım!
Havaalanına gelince Rayn valizimi çıkardı ve görevliye verdi. Sonra bana sıkıca sarıldı bende ona.
"Özleyeceğim küçük."dedi. Bana küçük demesinin nedeni benden iki yaş büyük olması. Bu sene mezun oldu. Bir sene sınıfta kalmış da zeki(!)
"Bende seni yakışıklı sevgilim (!)"dedim.
Ondan ayrıldım ve uçağa ilerledim. Yerime oturdum ve yolculuğun başlamasını beklemeye koyuldum.
Buradan ayrılmak ölüm gibi geliyordu. Çünkü sadece kötü şeyler yaşamadım! Bir sürü arkadaş edinmiştim. Ve onlarıda Özleyecektim.
Elime damlayan damlayla ağladığımı fark ettim. Sonra daha fazla ağlamaya başladım. Buraları Özleyecektim ve bu acıyı içimde tutmak istemiyorum. Camdan dışarıya baktım. Buralardan gidiyordum...
Aslında bir sene daha kalacaktım. Yani herkes öyle biliyor. Neşe, Annem ve babam dışında tabi.
Özledim ama napıyım. Tamam buradakilerden ayrılmak çok zordu. Ama geride bırakmış oldukları mı çok fazla özlemiştim.
Tabii annem ve babamdan çok Neşe ve Burak'ı. Ikiside çocukluk arkadaşım. Anaokulundan beri aynı sınıfta okumuştuk. Şu an ki özel üniversitede de birlikte okuyorduk. Hem okulumu hem onları deli gibi özlemiştim.
×××××
Evet İstanbul Geri Döndüm!
Uçak inişe geçerken camdan dışarıyı izledim. Cidden harika bir manzara vardı. Bir de yaz olunca... özledim güzel şehrimi!
Havaalanından çıktıktan sonra annemle babamı gördüm. Beni almaya gelmelerine hem sevinmiş hem şaşırmıştım. Seyehatlerden zaman kalması ne kadar da güzel öyle? Bavulumu çekiştire çekiştire yanlarına gittim. Yarı yola gelmeden şoförümüz Mustafa abi yanıma gelip Bavulu aldı.
"Hoşgeldiniz küçük hanım."dedi.
"Hoşbuldum Mustafa abi."dedim ve annemle babamın yanına gidip sıkıca sarıldım. Onlar da bana sarıldı.
"Çok özledim kızım."dedi annem.
"Bende çok özledim tatlım."dedi babamda. Gülümsedim ve arabaya geçtik. Babam Mustafa abinin yanına oturdu ben ve annem ise arkaya.
Etrafa bakınırken aklıma Neşe geldi ve telefonu uçak modundan çıkardım. Anında telefon çalmaya başladı.
Neşeydi.
Iyi insan işte.
"Buyrunuz benim."diyerek açtım telefonu.
"Geldin mi bebek?"diye sordu.
"Geldim tabiki ve biran önce buluşmak istiyorum."dedim özlemiştim sürtüğü.
"Tamam bekle randevu defterime bakayım..." güldüm. Harbi alem ya! Bir kere Neşe bu asla düzenli değildir. Defter tutmak ve o...
"Şanslı kızsın. Boşum. Bir saat sonra bizim oradaki parkta."dedi.
"Tamamdır. Bu arada çok yazıyor kızım. Kapat!"dedim.
"Gerizekalı bana yazıyor sana nolu- lan bana yazıyor salak kapat kapat!"dedi ve yüzüme kapattı. Sesli bir kahkaha attım. Seviyorum bu kızı be.
Mahalleye girince telefonu cebime tıktım. Evime gelmiştim. Annemlerin evi ayrıydı. Onlar villada kalıyor. Oralar bana göre değil. Benim büyüdüğüm ev bu mahallede ki binanın 4.katındaydı. Zaten o ayı gibi evde tek kalmaktansa bu evde kalmak daha mantıklı. Aslında tekte kalmıyordum. Asiye Teyze benle kalıyordu yanlız iki yıl önce vefat etti. 7 yaşımdan beri benimleydi ve ölmesi beni derinden yaralamıştı. Bana annelik yapardı. Açıkçası onun gösterdiği sevginin yarısını annemden görmedim. Dediğim gibi sürekli iş seyehatindeler. Yılda en fazla iki kez görüşürdük. O da bir hafta. Bu nasıl bir işse hiç durmadan ülkenin her yerine toplantılara giderlerdi.
Araba durunca hızla arabadan indim. Demir kapı herzamanki gibi açıktı. Önüne taş koymuşlardı. Bavulu onlar alır nasıl olsa diyip hızla koşmaya başladım. O değil de hâlâ asansör yapmamışlar buraya ya!
Hayır yani Doğa Güçlü geliyor dimi? İnsan asansör yaptırır!
Kapının önüne gelince nefes nefese kalmıştım. Kapıyı çalacağım sırada evde kimsenin olmadığı ve anahtarın da bende olmadığını hatırladım ve iç çekerek yere oturdum.
Bir kaç dakikaya annemler geldi. Kapıyı açtılar ve içeri girdik. Ben direk odama geçtim. Çift Kişilik ortadaki yatağım, çalışma masam-ki çoğunlukla kullanmam, dolabım, yatağın köşesinde ki küçük masam ve balkonumun önünde ki puflarım! Hepsini özlemiştim. İnsanın evi gibisi asla yoktu.
"Anne..."diyerek kapıya doğru döndüm.
"Efendim tatlım?"diye sordu kapının önünden.
"Ben Neşe'yle buluşacağım."dedim. Başıyla onayladı ve içeri geçti. Bende dolabıma ilerledim.
Yarın da okula gidecektim. İlk dersim için heyacanlıydım. Burayı özlemiştim.
Üzerimdekileri çıkarıp kot şort ve yarım kollu ince tişört giydim. Ayağıma sporlarımı giydim ve saçımı at kuyruğu yaptım. Telefonu mu anahtarımı ve paramı cebime tıktıktan sonra odadan çıktım.
Odamın karşısında ki odaya- ki orası Neşe'nin gelince orada kalıyor- ilerledim ve kapıyı açtım. Daha doğrusu açamadım. Kitliydi. Acaba niye kitlenmişti? Neşe mi gitlemişti? Gerçi ben yokken burada kalmazdı ki... Herneyse bununla uğraşamam şimdi.
××××××
Parka varmamla Neşe'yi görmem bir oldu. Koştum ve sıkıca sarıldım. Oda bana sarıldı. Etraftaki küçük çocuklar ise bize şaşkın şaşkın bakıyordu.
"Çok özledim pis orospu!"diye çıkıştı.
"Bende."dedim.
Cidden çok özlemiştim. Çok tatlı bir kızdı. Sarışındı bir kere. Bu güzel olması için bir nedendi!
"Salıncaklara!"dedi ve kolumdan tutarak beni o tarafa çekiştirdi. Ben ne olduğunu anlamadan sallanan çocukları indirdi ve biz oturduk.
"Anlat dinliyorum!"dedi. Başımla onayladım ve anlatmaya başladım.
×××××
Baya bir sohbet etmiştik! Öyleki hava kararmaya başlamıştı.
"Bu arada Uygar senin seneye geleceğini biliyor."dedi Neşe.
Uygar? Uygar! Uygar. Uygar... İşte bu isim bütün vücudumu ısıya boğan, kalp atışımı hızlandıran, gülümsememe neden olan isimdi. Uygar kim mi? Unutma kararı aldığım platonik aşkım!