13.Bölüm Devamı
588 Words
Ece."
"Değilsin de yengoş ne olur. Annem beni parçalar Rüzgar beni öldürür ne olur."
"Üzgünüm."
Gözünden yaş aktı. Kollarını boynuma sardı.
"Allah kahretsin şimdi ne yapacağım?"
"Sakin ol tamam halledeceğiz sakin ol."
O sıra odanın kapısı açıldı. Rüzgar'ın
"Beste." Demesi ile telaşla testi lavaboya doğru attım. Kapı kapalı değildi bizi görünce.
"Ne yapıyorsunuz siz?"
Ece kendini toparlayıp neşeli sesi ile.
"Hiç yengoş makyaj malzemelerini gösteriyordu."
Rüzgar banyoya girecekti hemen çıktık. Elinden tuttum. Tek elimle yüzüne dokundum.
"Günaydın bitanem. Sen neredeydin bakalım sabah uyandığımda yoktun?"
"Sabah yürüyüşü . Özledin mi beni yoksa?"
Ece yanımızda olduğu için çaktırmamak için.
"Özledim tabi sensiz uyandım ya."
Yüzüme öpücük kondurdu.
"Telafi ederiz hayatım."
"Olur hadi inelim epey acıktım.” Dedim ve aşağı indik.
Salondaydık Nebahat Annenin inmesini bekliyorduk kahvaltı için on dakikalık beklemenin ardından Nebahat Anne gelince geçtik masaya. Kafam Ece'deydi ne olacak şimdi aldırsa bir dert aldırmasa bir dert. Rüzgar öğrenirse benim bilip söylemediğimi anlarsa of varya burnumdan getirir. Nereden öğrendim ben ya lanet olmasın emi. Of! Neden böyle olaylar içinde oluyorum ben.
"Yesene hayatım."
Rüzgar'a dönüp baktım.
"Efendim."
"Önündekilere bakıp duruyorsun. Simit severim dedin ye biraz."
Kafa salladım. Ben şuan yediğimden içtiğimden mi anlarım ah ah.
"Dünden midem kötü aslında canım çok istemiyor."
Nebahat Anne karı koca sohbetin arasına daldı.
"Aman kızım içkide içmezsin artık dikkat et. Dün niye öyle çok içtin ki sen tüh."
"Ederim. Eğlenmek için gittik birkaç kadehten ne olur."
"Olmaz yavrum içilmez öyle."
"Neden günahlarımın çetelesini mi tutmaya başladınız ben anlamadım?"
Güldü.
"Yok yavrum sağlığın için."
"Sağolun. Alkolik değilim çok şükür."
"Yemekte ye öyle olmaz ama dikkat et. Peynir al bakalım tabağına.”
Tamam alla alla bu kadın neden devamlı dikkat et dikkat et diyor. Gülümsedim sadece.
"Yumurta ye sen iyi olur."
Kafamı kaldırdım Nebahat Anneye baktım. Kaşlarım çatıktı. Sık boğaz edilmekten hoşlanmadığımı biip bunu yapmaya devam etmesi bu ironi bu kadının kendi içinde çelişmesi beni delirtiyor.
"Yumurta yemeyeceğim."
Kahvemden bir yudum alıyordum.
"Sen kahvede içme bence artık meyve suyu daha iyi senin için ya da süt Asiye süt kaynatsana Beste'ye"
"Ben süt içmem sabahları kahve içiyorum."
"Kızım iç senin için daha iyi ama güzel kızım."
Derin bir nefes aldım sakin ol Beste kadın iyimse seni düşünüyor.
"Pardon da o neden? Deminden beri yediğim içtiğim şeylerle neden yakından ilgilisiniz?"
Masadaki herkes bize bakıyordu bu bir gelin kaynana atışması mıydı? Sanmam daha çok yine onun beni sıkboğaz etmesiydi. Rüzgar koluma dokundu annesine döndü.
"Anne rahat bıraksana istediğini yer içer. Çocuk değil. Ayrıca burada senin oğlun duruyor benden ilgiyi çok çektin bozuluyorum ona göre"
Güldü Nebahat Anne.
"Oda kızım benim kıskanma hepiniz yavrularımsınız. Sen, gelinim, torunlarım."
Torunlar ha torunlar canım bekle sen eğer bir torunun olursa... Benden önce Rüzgar atıldı.
"Ne torunu anne daha evleneli ne oldu başlama Allah aşkına."
Rüzgar'ı onaylar şekilde kafamı salladım. Gülümsedi Nebahat Anne.
"Ay kızım ben dayanamayacağım. Biliyorum ben."
"Neyi?"
Allah allah bu evde de herkes bir tuhaf kadın bugün beni anasınıfında beslenme yapan çocukmuşum gibi onu ye bunu ye onu içme. Onun bilip benim bilmediğim ne var acaba yine? Vallahi daraldım yeter!
"Şeyi işte." Deyip kaş göz yapıyor.
Masadaki herkes Nebahat Anneye odaklanmıştı. Ara ara bana bakıp bu kadın ne biliyor bakışları atıyorlar ama bende anlamadım ne biliyorç Cidden neyi biliyorsa bende merak ettim. Ekrem Baba
"Neyi biliyormuşsun hanım söyle bakalım?"
"Torun geliyor torun. Beste hamile."
O sıra Rüzgar içtiği çayı az miktarda püskürtüpöksürmeye başladı Ece ona su verirken ben şaşkınlıktan donakaldım. Torun mugeliyor? Beste mi hamile? Beste hamile mi? Hangi Beste hamile. Ben olan Bestemi? Ne zaman hamile kalmışım. Tövbe tövbe. Ben yani bu kadın beni kast ediyoriyi de nereden uydurdu bunu.
- Writer
