AKLINI ALACAĞIM +21

1267 Words
ARAS İçeri girer girmez tekrar öpüşmeye başladık, bu kez daha ateşli, daha kontrolsüz. Ellerim onun ıslak elbisesine gitti, kumaşı sıyırıp yere attım. O da gömleğimi yırtarcasına çıkardı, pantolonumun kemerini çözdü. Koridorda, birbirimizin kıyafetlerini soyarak yatak odasına ulaştık. Yatağa vardığımızda, üzerimizde sadece iç çamaşırlarımız kalmıştı. Sıla’nın gözleri, ıslak baksırımın içinde dimdik duran aletime kaydı. Sertleştiğim o kadar belliydi ki, kumaş her detayı ortaya seriyordu. Sıla, baksırımın üzerinden aletimi okşadı, parmakları kararlı ve kışkırtıcıydı. Birden, beni yatağa itti. “Çok hızlısın,” dedim, gülerek. Onun bu kadar ateşli, bu kadar özgür olmasına inanamıyordum. Her şey o kadar hızlı ilerliyordu ki. Daha bu onu ikinci görüşümdü, birbirimizi tanımıyorduk. Tek bildiğim, onu deliler gibi arzuladığımdı. Sıla, baksırımı sıyırıp yere attı. Aletim özgür kaldığında, ona bakarken gözleri parladı. Kendi tangasını çıkardı, yavaşça ayak ucundan yatağa tırmandı. Ne yapacağını anlayınca hevesle yutkundum. Eğildi, dudaklarını aletime değdirdi. Önce şişmiş başını öptü. O an, tüm vücudumda bir elektrik dalgası hissettim. Sıla’nın sıcak ağzı, beni içine aldığında, zevkten inledim. Dilinin her hareketi, ritmik ve ustaca, beni çıldırma noktasına getiriyordu. Elimi aşağı uzattım, saçlarına dokundum, başını nazikçe tuttum. Onun ağzında gidip gelirken, inlemelerim odada yankılanıyordu. “Sıla,” dedim, sesim titriyordu, “dayanamıyorum.” Boşalma noktasına geldiğimden, onu üzerime çektim, ani bir hareketle altıma aldım. Dudaklarını şehvetle öptüm, öpüşümüz aç ve vahşiydi. Boynuna indim, tenini öperken onun inlemeleri kulağımda yankılanıyordu. Memelerine ulaştığımda, onları hafifçe ısırarak emdim. Meme uçları, dilimin altında dahada sertleşmişti, Sıla’nın vücudu her dokunuşuma titreyerek karşılık veriyordu. Aşağı kaydım, kadınlığına ulaştım. Dilimle onu keşfetmeye başladım, ıslaklığı ağzımda tatlı bir iz bırakıyordu. Parmağımı yavaşça vajinasına sokacakken Sıla bunu yapmama izin vermedi. Bileğimi tuttu. Gözlerinde vahşi bir arzu vardı. Bacaklarını ayırarak beni üzerine çekti. “Sok hadi,” dedi, sesi emreder gibiydi. “Bir an önce girmeni istiyorum” Bu kadar açık sözlü ve aceleci olmasına şaşırırken üzerine eğildim. Dudaklarını öperek aletimi birden içine köklediğimde dar bir direnç hissettim, sonra bir yırtılma. Sıla’nın yüzü acıyla buruştu, dudaklarımı öyle sert ısırdı ki, şaşkınlıktan canımın acısını umursamadım. Kızlık zarı… Sıla bakireydi. Bu nasıl olabilirdi? Onun cinsel anlamda bu kadar rahat, bu kadar tutkulu oluşu, aklımı karıştırmıştı. Şok olmuş halde “İlk mi?” dedim, onun acıdan buruşmuş yüzüne bakarak, sesim şaşkındı. Sıla, nefes nefese, “Ne önemi var? Devam et,” dedi. Geri çekilmeye yeltendim, ama Sıla omuzlarımı sıkıca tuttu. “Devam et. Sonra konuşuruz,” dedi, Birleştiğimiz noktaya baktım. Aletimi yavaşça çıkardığımda, üzerinde ve çarşafta kırmızı lekeler gördüm. Kan. Sıla’nın masumiyetinin ispatı, gözlerimin önündeydi. Ama neden. Bu kadar özel bir anı neden ikinci kez gördüğü bir adamla yaşıyordu. Beni tanımıyordu bile. Alkol yüzünden mi izin vermişti. Biraz suçlu biraz sorumlu hissettim kendimi. Devam etmek istemedim. Sıla aklımdan geçeni tahmin edermiş gibi “Kızlığın benim için bir önemi yok. Hadi… Durma” dedi. İlk defa böyle bir şey yaşıyordum. Kollarımı boynuna doladım, alnını öptüm, sonra tekrar içine girdim. Yavaşça gidip gelmeye başladım, her hareketimde Sıla’nın inlemeleri daha da yükseliyordu. Kan, çarşafta daha çok yayılmıştı, ama bu artık ikimizin de umurunda değildi. “Acın azaldı mı?” dedim, Sıla inlemeleri arasında başını salladı. Bu bana en güzel cevaptı. Onun tutkusu, istekliliği, her hareketinde hissediliyordu. Hızlandım, gidip gelmelerim daha ritmik, daha derin oldu. Sıla’nın vücudu bana uyum sağlıyordu, kalçaları ritmime eşlik ediyordu. Alışmıştı. Boşalma noktasına geldiğimde, aletimi çıkardım ve Sıla’nın karnına boşaldım. Ben boşalırken Sıla beni izliyordu. Gözlerinde hâlâ o vahşi arzu vardı “Sen… inanılmazsın,” dedim, sesim titriyordu. Sıla gülümsedi, “Sen de,” dedi ve doğruldu. Yatağın kenarındaki komodinden bir kutu peçete aldı. Gözlerim ona kilitlenmişti; yumuşak bir rahatlık vardı tavırlarında. Peçeteyle önce karnının üzerini sildi sonra peçeteyi vajinasına götürdü, nazikçe temizledi. Kan lekeleri peçetede kırmızı izler bırakıyordu, ama o bunu umursamaz bir doğallıkla yaptı. Sonra başka bir peçete aldı, bana döndü ve gülümseyerek aletime uzandı. Kan bulaşmış kasıklarımı ve aletimi yavaşça sildi, dokunuşları hem şefkatli hem de kendinden emindi. Ardından, beni ayağa kaldırdı. Yatağın üzerindeki kanlı çarşafı tuttu ve tek bir hareketle çekip yere attı. “Artık yatabiliriz,” dedi, sesi gayet neşeliydi. Yatağa tekrar uzandık, kollarımı ona doladım, çıplak bedenlerimiz birbirine değdikçe teninin sıcaklığı içimi ısıtıyordu. Ama aklımda hâlâ bir soru yankılanıyordu. Onun bakire olduğunu öğrenmek, gece boyunca sergilediği o özgür, tutkulu tavırlarla zihnimde çelişiyordu. Sessizliği bozdum, “Sıla,” dedim, sesimde merak ve bir parça şaşkınlık, “Neden ilkini benimle yaşadın?” Sıla omuz silkti, sanki bu sorunun cevabı onun için önemsizmiş gibi. “Bugüne kadar çok ilişkim oldu,” dedi, gözleri tavana dikilmişti. “Ama beni bu noktaya getirecek bir erkek olmadı.” Önceki erkek arkadaşlarıyla sadece ön sevişme yaşadığını, oral seks yaptığını ve yaptırdığını, daha fazlasına asla istek duymadığını anlattı. Sesi rahat, ama bir o kadar da samimiydi. “Ters ilişkiye bile girdiğim oldu ama bekaret konusunda neden bilmiyorum daha fazla ileri gidemedim. Mesele namus falan değil. Öyle evlendiğim adama kendimi saklayacağım gibi saçma bir düşüncem hiç olmadı. Bir şey beni durdurdu hep. Ama… Sen özel geldin. Kendimi kaptırdım. Diğerleri gibi değildin. İçimden sana vermek geldi.” Bu sözler, içimde bir gurur dalgası uyandırdı. Erkeklik gururum okşanıyordu; Sıla gibi bir kadının, bunca erkek arasında beni seçmiş olması, beni hem şaşırttı hem de kendime daha çok güvenmemi sağladı. “Ama seninle benim bir ilişkim yoktu ki,” dedim, hâlâ şaşkın. “Bu birbirimizi ikinci görüşümüz.” Sıla gülümsedi, başını çevirip dudaklarımı öptü, öpücüğü kısa ama ateşliydi. “Bu geceden sonra bir ilişkimiz olmalı,” dedi, gözlerinde yaramaz bir ışıltı vardı. Kaşlarımı kaldırdım, “Belki sevgilim vardır. Bunu düşünmedin mi?” dedim, yarı ciddi, yarı alaycı. Sıla, ciddi bir ifadeyle “Olsaydı benimle seks yapmazdın,” dedi, kendinden emin. Elimi tuttu, beni yatağın kenarına çekti. “Hadi duşa,” dedi, vücudumuzdaki tam temizlenmemiş kan izlerine bakarak. “İkimiz de kirlendik.” Banyoya doğru yürürken, Sıla’nın çıplak bedeninin her hareketi içimi yeniden ateşlendiriyordu. Duş kabinine girdik, sıcak su başımızdan aşağı akarken tenlerimiz birbirine değdi. Sıla’nın ıslak saçları omuzlarına yapışmıştı, su damlaları göğsünden aşağı süzülüyordu. Ona bakarken, aletim yeniden sertleşmeye başladı. Sıla bunu fark etti, gülümseyerek elini aletime götürdü, parmakları kaygan ve kararlıydı. “Bu çok hoşuma gitti?” dedi, “kendimi ilk defa bir kadın gibi hissettim.” Cevap vermeme fırsat vermeden dudaklarıma yapıştı. Bu kez öpüşümüz daha yavaş, ama bir o kadar derin ve şehvetliydi. Sırtını duş kabininin seramik duvarına yasladım, su başımızdan aşağı akarken boynunu öptüm, sonra memelerine indim. Meme uçlarını ağzıma aldım, hafifçe emdim, Sıla’nın inlemeleri suyun şırıltısına karışıyordu. Bacaklarını hafifçe ayırdım, elimi vajinasına götürdüm. Kadınlığının dudakları arasında elime aşağı yukarı hareket ederek okşadım. Parmağımı yavaşça içine kaydırdım, Bu defa itiraz etmedi. Parmağımı sonuna kadar içine alınca kalçaları istemsizce hareket etti. “Canın acıyor mu?” dedim. “Hayır” dedi. Normalde ilk olduğu için canının acıması lazımdı. Önemsemedim. Önünde diz çöktüm, dudaklarımı kadınlığına değdirdim, dilimle onu keşfettim. Onun tadı, suyla karışsa da, beni çıldırttı. Sıla’nın elleri saçlarımı kavradı, “Aras,” dedi, sesi titriyordu, “hadi.” Ayağa kalktım, bacaklarını aralayıp dizlerimi büktüm. Aletimi vajinasına dayadım. İçine girince kalçalarından tutup onu havaya kaldırdım. Sıla bacaklarını belime doladı, duş kabininin duvarına daha sıkı yaslandı. Yavaşça kendimi çekip tekrar içine gömdüm. Gidip gelmeye başladım, her hareketimde Sıla’nın inlemeleri daha da yükseliyordu. Su, tenlerimizde kayarken, ritmimiz hızlandı. Sıla’nın tırnakları omuzlarıma batıyordu, dudakları boynuma gömülmüştü. “Daha hızlı,” diye fısıldadı, sesi arzudan boğuktu. Hızlandım, her hareketimde suyun şırıltısı ve Sıla’nın inlemeleri banyoda yankılanıyordu. Onun tutkusu, istekliliği, her anında hissediliyordu. Vücudum zevkten titriyordu, aletim onun içinde zonkluyordu. Boşalma noktasına geldiğimde, Sıla’nın gözlerine baktım. “Geliyorum,” dedim, nefes nefese. Sıla gülümsedi, “Gel,” dedi, sesi emreder gibiydi. Birkaç derin hareketten sonra, aletimi çıkardım ve boşaldım. Su, anında her şeyi yıkayıp götürdü. Sıla’ya sarıldım, nefeslerimiz hâlâ düzensizdi. “Sen…Bana ne yapıyorsun,” dedim, soluk soluğayken. Sıla dudaklarımı öptü, “Bu sadece başlangıç, aklını alacağım” dedi.
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD