bc

Otostopçu Kız (Tamamlandı)

book_age12+
161
FOLLOW
1K
READ
HE
sensitive
drama
city
highschool
enimies to lovers
civilian
like
intro-logo
Blurb

Yağan şiddetli yağmurla yolda kalmış koşarak biraz da kaderime söverek bir benzinciye ulaşmıştım. Böyle bir güzellikle tanışacağımı bilsem kaderime sövmek yerine övgüler yağdırarak oraya giderdim. Velhasıl işte buradayım. Yağan yağmura inat otostop çekmeye çalışan o kıza bakıyorum merakla. Sahi adı neydi? Ece dedi sanırım. Ben Ece!

Barış içine sürüklendiği durumdan habersiz otostop yapmaya çalışan Ece'nin peşinden gider. Bunları planlayanın annesi olduğunu öğrenince kısa bir şok yaşar. Bu işin arkasında bir gizem vardır. Annesinin amacı nedir ve Ece bu işin neresindedir? Barış nasıl bir sonuca varacak ve  işin içinden nasıl çıkacaktır? Gelin hep beraber bu gizemi çözelim ve neler olup bitmiş  öğrenelim…

chap-preview
Free preview
Bölüm 1
Hava olabildiğince kararmıştı. Annemi dinlemeyip sinirle kendimi dışarı attığım için kendime ve şansıma lanetler okuyordum. Okumam için yurtdışına gitmemin daha iyi olacağını söyleyip duruyor bana fikrimi sormak aklının ucundan dahi geçmiyordu. Her zaman kendi dediği olacaktı zaten. Herkese her şeye hükmedeceğini düşünür bayan mükemmel. Ama değilim arkadaş! Ben mükemmel değilim ve olmak niyetinde de hiç değilim. Ben burada kendi küçük ailemle oldukça mutluyum bir kere. Arkadaş diyemiyorum çünkü ailem onlar benim. Ama annem bunu anlamak istemiyor hiç bir zaman da istemeyecek biliyorum. Telefonu elime aldım hay aksi şebeke de yok. Arayacaktım gerçek ailem dediğim insanları diyecektim yanınıza geliyorum diye ama yok çekmiyor lanet şey. Telefonu yan koltuğa sinirle fırlattım. O an önümden geçen bir şeyin olduğunu görünce ani bir fren yaptım. Şimşekler durmadan çakıyor yağmur göğe isyan edercesine yağıyor görüş alanımı kapatıyordu. Ahh ahh ben gece gece hangi akla hizmet erkeklik tasladım ki. Duracak sabah erkenden çıkacaktım. Dağ yolu bu in cin top oynuyor haliyle. Dağ yolu doğru duydunuz! Annemin mükemmelliyetçiliklerinden biri bu da. Neymiş herkesle aynı yerde yaşayamazmış. Daha çok insan içinden uzak bir yerde oturmalıymış. Mış mış mış işte... Sanırsın mısır prensesi. Haspam insanları da beğenmiyor. Balçık haline gelen yolda ışıklandırma olmadığı için arabanın farlarıyla idare etmek zorundaydım. Önümden geçen şeyin köpek olduğunu gördüğümde içim rahatladı. Ama onu öyle sırılsıklam görünce de içim acıdı. Ani bir frenle arabayı durdurdum. Yağmur olduğu için biraz kayarak durmuştum ama yolda tek olduğum için sıkıntı yoktu. Arabanın kapısını esen rüzgarla zar zor açtım ve yüzümü ellerimle siper yaparak arkaya doğru koşmaya başladım. Zar zor görüş alanıma giren köpeğe doğru yavaşça onu ürkütmemek için yürümeye başladım. Köpek benden kaçmıyor aksine bana doğru geliyordu. Sahipli bir köpek olduğu aldığı eğitimden belliydi çünkü direkt olarak yanıma geldi ve kucağıma çıkmaya çalıştı. Kim bilir kimin yavrucağı, ya kaçtı ya da kayboldu burada. Gel bakalım seni tatlı şey. Köpeği kaptığım gibi arabaya koştum içeri girdim ve hemen kapıyı kapattım. Yağmur hız kesmeden yağmaya devam ediyordu. Mübarek nasılda güzel yağıyordu. Tabi bu yağmurda dışarıda olmasaydık iyiydi. Yanımdaki koltuğa baktım ufaklık halinden memnun görünüyordu. O da benimle karşılaştığı için kendini şanslı hissediyordu anlaşılan. "Merhaba arabama hoş geldin ufaklık. Senin bu soğukta buralarda ne işin vardı bakalım? Sende benim gibi sahibine isyan edip evden mi kaçtın yoksa? O zaman çok doğru kişiye rastladın seni ancak ben anlarım çünkü. Adın var mı senin bakayım. Dur dur tamam boynundakine bakacağım korkma. " dedim uzandım isim yazılı olan tasmaya. "Şeker. Adın şekermiş. Demek ki sahibin bir kız bu ismi ancak öyle biri koyar çünkü yani bence. Neyse memnun oldum Şeker kız benim adım da Barış yolculuğumuz birlikte devam edecek, söz ama sahibini bulacağım." dedim başını okşadım. Havladı ve kendini sevdirdi. Yağan şiddetli yağmur eşliğinde yanımda ki arkadaşımla birlikte yeniden yola devam ediyorduk. Şehir merkezine az bir mesafem kalmıştı sabretmem lazımdı yani sabretmemiz. Hay dilimi eşşek arıları soksun emi! Araba bozuldu şimdide iyi mi? Dumanlar çıkıyor yağan yağmur onları savuruyordu. Bugün şans benden yana değildi o kesin. Yanındakine baktım. "Şans senden yana da değil ufaklık" dedim. El mahkum indim arabadan benzinci vardı tam şehir merkezine girişte oradan artık bir hal çaresine bakacaktım. Nasıl gideceksem oraya kadar perişan olacaktım. Ah Şeker üzgünüm sende bana uymak zorundasın artık ama seni tek bırakamam burada. Hadi gel bakalım kucağıma diyerek Şeker'i kucağıma aldım. Sanki beni yıllardır tanıyormuş gibi her sözümü dinliyordu şaşırdım. Gecenin karanlığında etraf bir aydınlanıyor bir kararıyordu. İçimi saran korkulara inat ederek ufaklığı da kucağımda sararak yürümeye başladım. Islanmakta şu an umurumda değildi tek istediğim şu lanet yerden çıkıp huzur bulduğum yere gidebilmekti. Zar zor görüş alanıma giren yere baktım yağmur ne kadar izin verirse işte. Evet evet doğru görüyordum hedefime ulaşmıştım benzinciye gelmiştim. Bak cici kız geldik işte. Koşarak açık kapıdan içeri girdim aynı şekilde koşarak gelen ne olduğu belli olmayan başka birisi daha peşimden içeri girdi. Ben daha ne olduğunu anlamadan beni kenara itti. Başında ki şapkayı çıkardığında kızıl saçları dört bir yana döküldü. Şeker kucağımdan inip ısınmak için yanan küçük ısıtıcının yanına koştu. Ben ise beni itekleyen kıza bakıyordum. Donmuştum ama soğuktan değil güzellikten. Bu gelen bir melek miydi acaba? Öldüm de cennete mi düştüm ben? Nereden çıktı ki karşıma bu kör karanlıkta melek gibi bir kız? Allah'ım bunların hepsi bir işaret mi? ...

editor-pick
Dreame-Editor's pick

bc

GECE GÜNEŞİ

read
2.1K
bc

PRENSİN KORUMASI

read
8.7K
bc

Zor Ajanlar

read
1K
bc

O KIZA ŞİMDİ BAK

read
4.0K
bc

KIRIK ANILAR MAHZENİ

read
1.7K
bc

KARANLIĞIN GÖLGESİ

read
2.5K
bc

GİZ

read
6.8K

Scan code to download app

download_iosApp Store
google icon
Google Play
Facebook