bc

BENİ SEVDİĞİNİ SÖYLE

book_age16+
1.1K
FOLLOW
5.8K
READ
possessive
HE
mystery
city
supernature earth
secrets
supernatural
special ability
spiritual
stubborn
like
intro-logo
Blurb

Küçük yaşta ruhlarla irtibata geçebileceğim söylenseydi hayatım mahvolur ne zaman ses duyacağım diye kendimi huzursuz ederdim…

( Yardım et bana ne olur)

Yine ses gelmişti, arkadaşlarım yanıma doğru gülüşerek yürüyorlardı. “Seni duyuyorum, şimdi cevap veremem dersten sonra gel…”

(Her zaman gelemiyorum)

“Bende her istediğinde seninle konuşamam”

(Vaktim çok azaldı, sana ihtiyacım var)

chap-preview
Free preview
1.BÖLÜM
BERRİN KARAPINAR                                               BENİ SEVDİĞİNİ SÖYLE   “Cihan Allah aşkına kızına bir şeyler söyle” “Vallahi Firuze yaşlandıkça aynı annene benzemeye başladın” “Kızına da laf söyletmezsin” Aşkım yine celallenmişti, uyandıktan sonra onunla geçirdiğim yirmi sene su gibi akıp geçmişti. Sevgim ilk günkü gibi devam ediyor onsuz bir an bile kalmak istemiyordum. Hastalandığında ödüm patlamış ona bir şey olacak diye çok korkmuştum. Ruh olarak bile gelmeyeceğini bilmek beni dehşet içinde bırakıyordu. Seneler kadınıma yaramış çok daha güzelleşmişti. İki çocuktan sonra kalçaları, göğüsleri daha da dolgunlaşmış kollarımı daha da güzel doldurur olmuştu. Oturduğum koltukta sinirle dolaşmasını izlerken kalçalarının hareketleriyle kendime göz ziyafeti çekiyordum. Yine kısa şortunu giymişti, dışarıda kar yağıyor ben hırkayla oturuyorken incecik kısacık kıyafetlerle dolaşıyordu. “Ne yapmış benim Hale’m” “Bu soğukta incecik hırkayla dışarıya çıkmaya çalışıyor, daha yeni gripten kurtuldu” “Sana çekmiş, kızıp durma. Biraz yanıma gel” Ruhum yine ateşli bakıyordu“Geldim ne istiyorsun… ”  Birden kucağına çekti boynumdan öpmeye başladı. “Ay Cihan bırak kız görecek” “Şarap gibisin Firuzem yıllandıkça güzelleşiyorsun” “Anne… Baba yeni ergenler gibi her fırsatta öpüşüp koklaşmanızdan gına geldi. Ne yapacaksanız odanızda yapın” diyen kızımın sesini duyunca Firuzemin boynundan dudaklarımı istemeyerekte olsa ayırdım… Hale ayni annesine benziyordu, Büyük meleğin ilk sözlerini duyup Firuze’nin hamile olduğunu öğrendiğim günden beri sevgisi içimde büyümüş, doğduktan sonra pembe beyaz yüzünü gördüğümde sevgim daha da fazlalaşmıştı. Her an ruhlarla bağlantıya geçeceğini düşünsekte, yıllar boyunca korktuğumuz olmamış. Huzurlu çocukluk geçirerek yirmi yaşına kadar gelmişti. Hah benim hayta oğlum Kerem’de koşturarak aşağıya inmiş, bizi kucak kucağa otururken görünce bir parmağını gırtlağına sokmuş öğürür gibi numara yapıyordu. “Ne var kucağımda ki anneniz, başka kadın değil ya” “Yaşlısınız siz, cilveleşmeniz hoş değil” “Hadi canım biz aşkımızın en güzel zamanlarını yaşıyoruz. Kıskanmayın bizi” Oğlum on yedi yaşına gelmiş benden daha uzun yakışıklı olmuştu. Sevgiyle çocuklarıma bana bu güzel mutluluğu yaşatan Firuzeme baktım… Kucağımda kıpır kıpırdı “Ya bıraksana beni çocuklara rezil olduk” “Bırakmıyorum, ikisi de küçük değiller evlendirsek neredeyse torunlarımız olacak” “Cihan beni hemen bırakırsan işe gitmeden istediğinin alasını yaşatacağım sana” dedim. Birden kollarını açınca popomun üzerine düşüverdim “Seni öldüreceğim canım acıdı” Utanmadan gülüyordu eğildi “Güzelim canın acıyan yerlerini gösterirsin ben öperek iyileştiririm” Diye fısıldayınca parmağımı gözüme götürüp pışık yaptım… Çocuklar bu rezilliğimize bakıyorlar mı diye arkamı döndüğümde Hale kaskatı kesilmiş boş gözlerle duvara bakıyordu. Hemen yanına gittim durumu fark eden Cihan da yerinden kalkmıştı… “Hale ne oluyor kızım, Hale diyorum cevap ver” Tepkisizdi, taş gibi donup kalmış hareket etmiyordu, Cihan sarılınca çırpınmaya başladı… “Söyle yavrum neyin var” “Baba… Babacığım sesler sesler var” Cihan’la birbirimize baktık, ikimizin de yüzü acı doluydu vakit gelmiş olmalıydı. Kızımız kendi kaderini yaşamaya başlıyordu. “Gel otur kızım korkma sakın” “Nasıl korkmam, dediklerimi duymadınız mı? Ya siz konuşma seslerini nasıl duymazsınız” “Ne gördün, sakin ol anlat” “Görmedim ya siz nasıl duymadınız biri yardım et diyordu” “Sadece ses mi, ışık veya görüntü görmedin mi?” “Ne oluyor size niye bu kadar rahatsınız, yardım et diye bağıran ses duydum diyorum. Deliriyor muyum bak yine yalvarıyor” “İlk sakinleş bak hepimiz yanındayız” Birden kulaklarını kapattı “Dayanamıyorum baba, yardım et anneciğim deliriyorum” Kızımın haline içim acıdı, Cihan’ı ilk duyduğum an geldi aklıma bende delirecek gibi olmuştum. Sıkıca sarıldım Kerem de korkuyla kalakalmıştı…   “Korkma yavrum” “Nasıl korkmam, sizde duyuyorsunuz değil mi?” “Sana her şeyi açıklama zamanımız geldi, gel Kerem sende otur. Bizi can kulağıyla dinlemelisiniz, anlatacaklarımız size imkânsız gelecek ama değil. Sen anlat Cihan” Kızım hala kollarımın arsındaydı, korkuyla çevresine bakınıyordu “Ses hala devam ediyor mu yavrum?” “Şimdi kesildi baba” “Erkek sesi mi?” “Ses boğuktu, kesin kadın sesiydi” İçimden Allaha şükür dedim, benim Firuze’yi seyrettiğim zamanlar aklıma gelmiş kendi kızımın ne idüğü belirsiz ruh tarafından seyredilecek olması içimi yakmıştı. İşte şimdi rahatlamıştım. Firuze bu soruyu neden sorduğumu anlamış alaycı gözlerle yüzüme bakıyordu… Dayanamadım “Ne yapayım o benim kızım” Deyip omzumu silktim… “Tabi ben onun bunun kızıydım san ki, benimde babam vardı. Kendi kızına gelince ruhun kadın olduğuna çok sevindin bakıyorum” “Yalan yok sevindim” “Ya ne anlatacaksınız anlatın, kim ruhtu? Kim değildi neler oluyor?” “Anneniz on yedi yaş doğum gününde bir ses duydu, çok korktu senin korktuğun gibi. Senelerce o ses rahatsızlık verdi. Hiç kimseyi ses duyduğuna inandıramadı, zaman geçince mecburen alıştı. Ses önce ışık oldu, sonrada şekillenmeye başladı.” “Kimdi şekillenen” “Bendim kızım” “Nasıl olur, imkânsız bu” diyen şok geçirmiş şekilde sözlerimizi dinleyen Kerem’di, “Biz imkânsızı yaşadık oğlum, yedi sene boyunca annenle her an birlikteydim. Sadece anneniz değil bende korku içindeydim. Neden burada olduğumu ve kim olduğumu bilmiyordum. Bilmediğim içinde çok korkuyordum. Sonra annenizle birlikte araştırma yapmaya başladık komada olduğumu öğrendik” “Of baba” “Bu arada şekillenmem bitmişti, korktuğumuz başımıza geldi ve ben birden yok oldum. Bundan sonrasını da anneniz anlatsın”   “Senelerin verdiği birliktelikle birbirimize âşık olmuştuk, babanızın birden yok olması beni kahretti. Sonrasında sekiz ay boyunca ona ulaşamadım. Bir haber alamadım, Zülfü dedenizi az çok hatırlarsınız o zamanlar şirketin başındaydı. Yanına asistan olarak girdim tek isteğim babanızdan haber alabilmekti. En sonunda babanız geldi ama beni hatırlamıyordu. Kısa sürede hatırlayınca ikimizde çok mutlu olduk. Bir sürü olaylar oldu ama sonunda evlendik… Balayına gittiğimiz de sadece sesini duyduğumuz ruh bizim ruhlarla olan bağlantımızın kesildiğini ana rahmine düşen kızımızın kaderinin başladığını yazdı. Bizim kanallarımız kapatılsa da Hale ruhlara açık durumdaydı… Doğduktan sonra her günümüz korkuyla geçti, her ruh babanız gibi çıkmayabilirdi. Seneler geçti hiçbir şey olmayınca rahatladık. Bu ana kadar…” “Daha önceden niye söylemediniz hazırlıklı olurdum” “Seni düşündüğümüzden söylemedik, korkuyla ne zaman nerden ses gelecek diyerek beklemeni istemedik. Her anında yanında olacağız. Ne duyarsan ne görürsen bize söylemeni istiyoruz” “Ya baba bende ablam gibi olacak mıyım?” “Hiç bilmiyorum oğlum, ruh ablan için söyledi” Çocuklarımızın ikisi de duyduklarını hazmetmeye çalışıyorlardı… Hale birden bağırdı “Ne istiyorsun benden, açıkça söyle nasıl yardım edeceğim” “Ne istiyormuş abla?” “Sesi çok boğuk geliyor, sadece anladığım sözler ne olur bana yardım et. Ne yapacağım baba, ne yapacağımı söyleyin” “Tek yapacağın ne istediğini öğrenmek, hadi okuluna bırakalım seni” “Bu halde nasıl okula giderim baba” “Günlük yaşamını asla sekteye uğratmayacaksın. Sesin ne zaman geleceğini bilemezsin, belki de hiç gelmez” “Haklısınız, hadi gidelim annem tek başına benden daha küçük yaşta uğraştıysa bende başa çıkabilirim. Her zaman çok sıkıcı bir aile olduğumuzu düşünürken geçmişimizde neler varmışta haberimiz yokmuş” “Sakın kimselere anlatmayın, inanmadıkları gibi hem dalga geçerler hem de deli aile diye adımız çıkar” Çocuklarımın ikisinin de yüzü asıktı Kerem ablasının elini tuttu, arada atışsalar da her zaman birbirlerini çok seven kardeşler olarak yetişmeleri bizi de mutlu ediyordu. Biliyorduk bizlerin zamanı geldiğinde ikisi de asla yalnız kalmayacak, birbirlerine destek olarak ömürlerinin sonuna kadar yaşayacaklardı. “Kızım ses zaman tanımaz her an duyabilirsin, tek olmadığın sürece cevap verme, ben babanın kışkırtıcı sözlerine dayanamayıp cevap veridim çoğunluk beni deli sanırdı” “Tamam anneciğim” *****  Arabadan inip okuluma doğru yürüdüğümde kalbim pır pır ediyordu, kulaklarımı açmış sesi bekliyordum. Annemle babamın düşüncesinin doğruluğuna bir kez daha inandım… Küçük yaşta ruhlarla irtibata geçebileceğim söylenseydi hayatım mahvolur ne zaman ses duyacağım diye kendimi huzursuz ederdim… ( Yardım et bana ne olur) Yine ses gelmişti, arkadaşlarım yanıma doğru gülüşerek yürüyorlardı. “Seni duyuyorum, şimdi cevap veremem dersten sonra gel…” (Her zaman gelemiyorum) “Bende her istediğinde seninle konuşamam” (Vaktim çok azaldı, sana ihtiyacım var) “Şimdi olmaz diyorum, hadi git” Arkadaşlarım burnumun ucuna kadar gelmişlerdi “Ne söylenip duruyorsun kendi kendine” Ne cevap verebilirdim ki, aklıma ilk geleni söyledim.“Sabahtan beri dilime dolanan şarkıyı söyleyip duruyorum” “Bazen bana da oluyor şekerim” Tuğçe en yakın arkadaşlarımdan biriydi, çocukluğumuzdan beri ayrılmamıştık. Aynı üniversiteyi seçince daha da ayrılmaz ikili haline gelmiştik. Yaman nerelerdeydi acaba? Okulun ilk açıldığı günden beri hoşlandığım tek erkek olmuştu. Hah yine çevresi kızlarla dolu halde geliyordu beyefendi… “Ne haber kızlar” Deyip çapkınca göz kırpıp gülümsedi…  Bir erkek bu kadar güzel gülebilir miydi? Ah bu kızların hepsinden nefret ediyordum. Bende onlar gibi peşinde dolaşmamak için Kendimi zor tutuyordum… “İyilik Yaman senden ne haber, gerçi sormama gerek yok halinden çok iyi olduğun belli” “Lafını da hiç esirgemezsin güzelim, istersen onlardan biri olmana engel yok” İşte bu dünyayı ben yarattım halinden tiksindiğim için, beğensem de açık vermiyordum. Erkeklerin önüne gelen kızı haremlerine katma çabalarına sinir oluyordum. Bu çocukta fazla olmaya başlamıştı, bir an önce ona karşı olan ilgimi yok etmeliydim. “Hadi Tuğçe gidelim, ders başlayacak” Tuğçe’nin yüzü allak bullak olmuştu “Neyin var senin” kız niye durup dururken bu hale gelmişti. “Yok bir şeyim, yürü gecikeceğiz” Arkamı döndüm, Yaman bize bakıyordu benim baktığımı görünce yine göz kırptı. Yanında ki kızın beline sarıldı. Bir an önce bu herifin etkisinden kurtulmalıydım… *****  Ders bitene kadar ruh hiç gelmedi, okuldan çıkma saatim de annem arayıp, nasıl olduğumu sorunca bir kez geldiğini söyledim. “Korkmuyorsun değil mi kızım” “Tedirginim anne, siz başınıza gelenleri söyleyince korkum geçti. Ben eve geçiyorum, siz ne zaman gelirsiniz?” Kızım korkmuyorum dese de, içten içe korktuğunu biliyordum. “Babanla bende tam çıkmak üzereydik, birlikte yemek yaparız” “Tamam, anneciğim. Ben arabama bakmaya gidiyorum” Of annemin sözleriyle içime su serpilmişti, evde tek başıma olmayacaktım, şu arabamda bir türlü tamir olmamıştı.  ***** “Hale nasılmış? Ruh gelmiş mi?” “Bir kez gelmiş, tamirciye gidip oradan eve geçecek” “Şu yakışıklı tamirciden de senelerdir kurtulamadık, ailemizin tamircisi oldu” “Halamı kıskanıyorsun, hayret ediyorum sana… Seneler geçti alışamadın adamcağıza” “Kıskanıyorum işte kıskanıyorum, sana benim gözümle bakan her erkeği kıskanıyorum” “Kimse bana senin baktığın gibi bakamaz, hiç kimse kalbimin içine dokunamaz. Tek sen oldun, tek de sen olacaksın. Hem uzunca süredir yakışıklı tamirciyi görmedin herhalde, bir göbek salmış sorma gitsin” “Ha göbeklendiği için artık ilgimi çekmiyor diyorsun” “Of Cihan of, ömrümü yedin ömrümü” “Ben senin her yerini yerim, her yerini. Hadi dosyaları kilitle de çıkalım, çocuklar tek başlarına kalıpta korkmasınlar”  ****** Kar atıştırıyordu, annemin ısrarıyla aldığım mont gerçekten işime yaramıştı. “Hoş geldin Hale” “Hoş buldum Timuçin amca, hala arabam hazır değil mi?” “Sen olmasaydın bu tamirhaneyi kapamak zorunda kalırdım” “Ya dalga geçme, vallahi bu sefer benim suçum yoktu kedi fırlayınca aniden durmak zorunda kaldım. Durunca da arkamdaki gelip çarptı” “Kaçıncı kazan, yepyeni arabayı hurdaya çevirdin” “Sen yine ilk günkü gibi yapmışsındır, değil mi Timuçin amcacığım” “Sana kıyamam, tabi yaptım eskisinden iyi oldu da… Faturayı görünce babanın gözleri ne hale gelir bilmem. Kendi ücretimi içine koymadan bile oldukça çok tuttu haberin olsun” “İyi bir azar yiyeceğim desene” (Bana yardım edecek misin artık) “Timuçin amca acil işim var, arabamı alıp gideyim” Arabamı tamirhaneden çıkartıp getirdiler, hemen içine bindim. Heyecanlanmamaya çalışıyordum… “Buradamısın?” (Evet, tam yanında oturuyorum) Heyecandan ellerim titriyordu, yine kaza yapmam an meselesiydi. Deniz kenarında durdum… “Ne istediğini söyle ve tabi ismini ve kaç yaşında olduğunu” (On yedi yaşımdayım, ismim Damla… Eee nasıl söylesem) “Sen konuşmak istedin, söylesen iyi olur” (Ağabeyimi kendine âşık etmen gerek) Resmen şok olmuş vaziyetteydim “Ne dedin sen?” (Doğru duydun ağabeyimi kendine âşık etmelisin) “Neden ben, seni veya ağabeyini tanıyor muyum?” (Tanımıyorsun, çok yakın oturmamıza rağmen hiç tanışmamız kısmet olmadı) “Aynı sitede mi oturuyoruz?” (Oturduğunuz siteyi dedem yapmış, biz biraz arkanızdaki özel evde oturuyoruz) “Drakula’nın evi dediğimiz yerde oturan siz miydiniz?” (Ha ha bununu bende duyunca çok gülmüştüm, evet o dediğin ev) “Ne giren gözükür ne de çıkan” (Haklısın, tamamıyla tecrit edilmiş gibi yapmışlar. Ama bir görsen bahçesi de, içi de çok güzeldir) “Evinizin güzelliğini konuşmak için durmadık herhalde, sana ne olduğunu anlatsan” ( Ben dört aydır yoğun bakımda tutuluyorum) “Ölü değilsin yani” (Daha değilim ama abim birine âşık olmazsa öleceğim) “Nasıl oluyormuş bu dediğin?” (Ağabeyim kadınlar konusunda çok acımasızdır, kadınlar kendi ayaklarıyla gelirler birkaç gün onlarla yatar kalkar… Sonra da hadi güle güle der hatta ikinci kez yattığı kadın sayısı bir veya ikidir. Tabi bu kadar çabuk sepetlenmeyi beklemeyen kadınların giderken söyledikleri Allah belanı versin deyip lanet okumak oluyor. Ağabeyimin lanet edilme kotasını doldurmuş. Bir gece canım öyle çok sıkıldı ki, gizlice arabasının arkasına gizlendim ve arkadan gelen kamyon arabaya vurdu. Ve ben komaya girdim, ışıkların içinde şaşkınlıkla dururken ses bana yanlışlıkla alındığımı o arabada olmamam gerektiğini, aslında ağabeyimin edilen lanetler yüzünden ölmesi gerektiğini söyledi. Ağabeyimi çok seviyorum nasılsa geldim deyince. Yaptıkları yanlışlıktan ve ağabeyimin ölümünü hazırlamaktan kurtulmak için bir şansımın daha olduğunu söylediler. Ne olduğunu sordum) “Sesin zayıflıyor, seni zor duyuyorum” (Başıboş gezmemize izin verilmiyor, yanında çok bile kaldım. Hemen anlatayım… Ağabeyin bir kıza âşık olursa… Geçmişte yaptıklarından pişmanlık duyarsa işte o zaman senin hayatın geri verilecek ve ağabeyinin hayatı da Allah’ın ona biçtiği süre kadar olacak. Yani normale döneceksiniz dedi…) “Niye ben? Ağabeyini hiç tanımıyorum, bir sürü kadını olduğunu söyledin git onlardan biriyle konuş sevinerek kabul edeceklerdir” (Hepsine gittim, hiç biri beni duymadı) “Neden beni seçtiğini soruyorum?” (Ağabeyim bir kez seni koşu yaparken görmüş ne güzel kadın demişti, aklıma geldin en son çarem sen kalmıştın. Konuşunca beni duydun, Lütfen Hale hem benim hem de ağabeyimin hayatı senin ellerinde) “Kadınları oyuncak gibi gören erkeklerle işim olmaz. En nefret ettiğim erkek tipidir” (Ne olur Hale, sen âşık ol demiyorum, ağabeyimi kendine âşık et yeter) “Düşünmem gerekli” (Benim çok vaktim yok, iki kişinin hayatı senin ellerinde) “Böyle bir sorumluluğu istemiyorum, başka kadınlara da git” ( Gittim inan gittim, ağabeyimin çevresinde onunla birlikte olmuş, olmamış her kadına sesimi duyurmaya çalıştım. Senden başka hiç kimse duymadı beni… Şimdi gitmeliyim sürem bitti) “Nerede yatıyorsun?” (……………) Ses kesilmişti, biraz konuştuklarımızı düşündüm… İki kişinin hayatı nasıl benim ellerimin arasına verilebilirdi. Ve ben bunu nasıl görmezden gelebilecektim.                                                           

editor-pick
Dreame-Editor's pick

bc

MARDİN KIZILI [+18]

read
519.7K
bc

HÜKÜM

read
223.1K
bc

ÇINAR AĞACI

read
5.7K
bc

AŞKLA BERDEL

read
78.9K
bc

Ne Olacak Halim (Türkçe)

read
14.3K
bc

PERİ MASALI

read
9.5K
bc

Siyah Ve Beyaz

read
2.9K

Scan code to download app

download_iosApp Store
google icon
Google Play
Facebook