KIRMIZI TOZ & ALTIN KAN 1. KİTAP (Tamamlandı)Updated at Jun 17, 2023, 06:45
KIRMIZI TOZ & ALTIN KAN
Labirentin içinde koşan fare gibiyim, ne yöne koşsam önüme duvarlar çıkıyor. Yalanların suyla karıştırılıp, aldatmaca harcı katılıp beton haline getirilerek örüldüğü duvarlar.
****
Aniden başım döndü, zorlukla duvara tutunduğum an yere düştüm. Kayıyordum çığlık atmaya başladım kolumdan sertçe tutuldum. “Sıkı tutun deprem”
Adam can simidimdi, yanımdan savrularak yürümeye çalışan kadın bir anda gözden kayboldu, camlar kırılıyor, taş bloklar üzerimize yağıyordu. Elektrikler birkaç yanıp sönmeden sonra tamamen kesilirken paniğim daha çok büyüdü, elim adamın kolundan kayıyordu. Son bir hamleyle koluna sıkıca sarıldım, birlikte kaymaya başladık kendimle birlikte adamı da sürüklüyordum. Sertçe bir yere vurdum omzum çok fazla yandı, adam üzerime yuvarlanınca acım daha da fazlalaştı, çığlıklarım diğer seslere karışıp duyulmaz oldu. Acıdan nefes alamıyordum, içim kayıyordu. Hiçliğe karışırken son düşündüğüm daha hiç yaşamadım ki oldu… Can acısıyla kendime geldim. Bir saniyemi, beş dakikamı veya saatler mi ne kadar baygın kaldığımı bilemiyordum. Gözlerimi açtım, zifiri karanlık çevremde koza gibiydi.
*****
“Nida hadi aç gözlerini- Nabzı çok hafif- Çabuk olun kadın ölüyor- Dikkat edin- Boyunluk takacak yer mi var- Birazcık gayret et Nida, çok hafifçe başını kaldırmalıyım- Biliyorum canın yanıyor, sağlıkçılar giremiyorlar-Bana yardım etmelisin- Kendine gel, ölemezsin buna izin vermem”
*****
Aşk istemiştim, bir erkek hayatıma girip beni severse dünya güllük gülistanlık olacak sanmıştım. Hiçbir şey hayallerdeki gibi olmuyordu…
*****
Ruhumun yorulduğunu hissediyordum, yine eski ruh haline dönmem hoşuma gitmiyordu. Önceden bir amacım vardı onu bulmak, şimdi o amaç kalmamıştı.
*****
“Bir erkeği nasıl çıldırtacağını çok iyi biliyorsun”
“Bırak”
Yüz ifadesinde hiçbir değişiklik yoktu, tokatlamak elimi kaldırdım bileğimden yakaladı. Öyle sıkı sarıldı ki nefes alamıyordum dudaklarını hissettim, hırsla öpüyordu… Sertti canımı yakıyordu, dudaklarımın acısı umurumda değildi hoşuma gidiyordu, daha fazlasını çok daha fazlasını istiyordum. Kollarımı boynuna doladım yeterli değildi. Saçlarına parmaklarımı geçirdim başını daha çok kendime çektim. Birden kucakladı, bacaklarımı beline doladım. Dudaklarımdan ayrılıp boynuma yapıştı, değişik bir ateş kasıklarımda başlayıp tüm vücudumu eline geçirdi. Başını tekrar kendime çektim… Birden bıraktı, bir adım uzaklaştı, dalgalı denizde ortada kalmış boş bir sandal gibiydim başım dönüyordu.
“Şimdi git hayallerinde ki adamın teklifini kabul et”
*****