-5-

2514 Words
Yemin ediyorum bu şansla fazla yaşamam ben. Onca ev varken Aras Bey'in yanına taşınmıştık! Hadi o da yetmezmiş gibi adamın odasına top atmıştım. Çüküne vurmam yetmemiş gibi... "Şey... özür dilerim. Ben attım ama-" "Sus küçük, sus."diye söylendi Aras Bey kaşlarını çatarak ve topu bize geri atıp camı kapattı. Ardından perdesini çekti.  "Şansa gel! Yani Murat da bu evde!"dedi Neşe sevinçli bir şekilde. Bakışlarımı camdan çekip Neşe'ye çevirdim. Eve doğru bakıyordu. Bir şeyler görme peşindeydi sanırım. "Koyun can derdinde kasap et."diye söylendim. ••••• "Emir!!!"diye seslendi Hülya merdivenlere doğru. "Eeemiiiirrr!!!"diye bağırdı Neşe de aynı şekilde. Hâlâ ses gelmeyince bende bağırdım. "Emiiir!" Bahçede kahvaltı yapacaktık ve Emiri bekliyorduk. Elini yüzünü yıkayacaktı yarım saat oldu! "Geldim be."dedi en sonunda Emir ve merdivenin başında dikildi.  "Napıyordun yukarıda?"diye sordu Hülya Emir'e. O sırada Neşe ve ben bahçeye yönelmiştik. Biz bahçe kapısından çıktığımızda onlar da bize yetişmişti. "Derin'in odasını kurcalıyordum."dedi Emir. Durup arkamı döndüm ve biraz gerimde dikilen Emir'e kaşlarım çatık bir şekilde baktım. "Pardon?"diye sordum ardından. Emir ise güldü ve yanımdan geçip masaya oturdu. Ruh hastası ya. Hep birlikte masaya oturup kahvaltıya başladık. Çok marifetli değiliz ama internet sağolsun çok güzel şeyler yapmıştık. Dikkatimi Hülya çekmişti, kahvaltı etmiyordu. "Diyettemisin kızım yesene?"diye sordu Emir Hülya ya. Onunda dikkatini çekmişti demek.  "Malesef, sevgilimi bekliyorum. Beraber kahvaltıya gideceğiz." yanıtladı yapmacık bir şekilde. Bunun üzerine gözlerimi devirip dolu bir çatal patates kızartmasını ağzıma tıktım. "Vay be satıldık demek."dedi Emir alaylı bir şekilde. "Sen bir de bize sor."dedi Neşe. "Bir tek Derin ve ben varız bu koca evde."diye ekledi ardından dudaklarını büzerek. Bunun üzerine gülmüştük. "Ya ne alakası var. Sizin de sevgiliniz olsun sizide görürüm."dedi Hülya kollarını göğsünün altında bağlayarak. "Bir dakika bir dakika."diye dikkatleri üzerine çekti Neşe ve bakışlarını Emir'de sabitledi." Ben bile yurttan yeni çıkmama rağmen kendime sevgili buldum ve iki yıldır dışarıda olan bu öküzün hayatında biri yok mu?"diye sordu ardından ve kaşlarını kaldırarak Emir'e bakmaya başladı. Bizimde odak noktamız artık Emir'di. "Benim kalbim sadece size ait."dedi Emir gururlu bir şekilde. Bunun üzerine güldük. "Ciddiyiz!"diye düzelttim gülerken.  "Var birisi ama-" "Var yani!"diye lafını kesti Emir'in Neşe heyacanla. "Evet ama olaylar karışık. Anlatırım sonra. Uzun hikaye. Hülya gidecek birazran."dedi Emir de.  "Anlatacaksın ama geçiştirmek yok."diye uyardı Hülya. "Tamam güzelim. Kaçmıyorum. Bir akşam yemeği daha yerim."dedi Emir ve sırıttı.  "Yersin tabii."dedim bende. Korna sesi gelince Hülya ayağa kalktı.  "Kaçtım ben."dedi ve öpücük atarak gitti. O gidince biz kahvaltıya devam ettik. "İyi biri dimi bu Önder?"diye sordu Emir. Bakışlarım ona kaydı. Çayını içiyordu. "Öyle uzun bir sohbetimiz olmadı."dedim ve omuz silktim. "Ama iyi birine benziyor."dedi Neşe de  "Önder ismi hoşuma gitmezde benim. Bir önyargım var . Soy adı ne bunun?"diye sordu Emir. Soyadımı? Harika bir soru. Tebrik ediyorum Emiri. Çalışmadığımız yerden sordu. "Bilmiyorum."dedim ve sırıttım. "Valla bende bilmiyorum."dedi Neşe de ve güldü. "Ne kadarda meraklısınız (!) Her şeyi öğrenmişsiniz maşallah(!)"dedi Emir ve o da güldü. Kahvaltı bitince masayı topladık ve Emir gitti. Bizde hazırlanmak için odalara yöneldik. Hiç de hazır değilim Aras Beyle karşılaşmaya da neyse. İş. 'Kalem etek yasak' Aras'ın kuralı aklıma gelince pantolonlarıma yöneldim. Lacivert yapışık kot pantolonla krem rengi kazak giydim. Rasgele bir kolye seçtim. Siyah rimel sürdüm. Saçımı da taradım. Ardından Çantamı alıp odadan çıktım.  Neşe benden önce hazırlanmış ve aşağı inmişti. Bende indim ve topuklu botlarımı giydim. Fazla yüksek değillerdi. Rahat ederdim. Üzerime montumuda alıp evden çıktım. Neşe sürücü koltuğuna geçerken bende yolcu koltuğuna geçtim.  "Murat yan evde oturuyor. Hâlâ şoktayım."dedi Neşe birden. Hâlâ sindirememiş belli. "İyice taktın kafayı sende."dedim ve kemerimi taktım. "Evlenicez biz."dedi gülerek. Ardından kemerini taktı. "Tabii tabii."diyerek geçiştirdim. "Aras'la aranı yaparım merak etme."dedi ve kahkaha attı. Ona ters bir bakış attım. "Çok komik. Adam öldürecek beni sen aşk diyorsun."dedim. Cidden adamla uğraşıyor gibiydim. "Ama..."dedi ve güldü. "Sende ki şans..."dedi ve yine güldü. "Kimsede yok."dedi ve gülmeye devam etti. Kaşlarımı çatıp elimdeki çantayı karnına doğru vurdum. "Neşe sinir etme beni! Çalıştır şu arabayı!"diye sitem ettim. Şansmış! Götüm! Şirkete gelince ben indim. Neşe arabayı park etmeye gitti. Bende şirketin önüne ilerledim ve onu beklemeye başladım. O sırada Aras Bey'in arabası geldi. Onun Arabası olduğunu sürücü koltuğunda oturuyor olmasından anlamıştım. Çok zekiyimdir... Aras Bey arabadan indi. O sırada şirketin güvenliklerinden biri koşarak Aras Bey'in yanına ilerledi. Aras da şirkete doğru yürümeye başladı. Yürürken arabanın anahtarını koşan güvenliğe attı. Güvenlikte tuttu. Tamam film sahnesi gibiydi. Kendi arabasını kendisi park etse incileri dökülürdü. Aras'a baktığımda bana doğru geldiğini gördüm. Oysa ben şirketin kenarında duruyordum. İçeri girmesi için diğer tarafa yürümesi gerekiyordu. Bir şey mi diyecekti bana? Bakışlarımı üzerinde gezdirdim. Üzerinde takım elbise yoktu. Siyah kot pantolon ve siyah tişört vardı. Gözlerine baktığımda göz göze geldik. Bakışları bacaklarıma kaydığında yüzünde bir tebessüm oluştu. Bunun üzerine miğdem kasıldı. Aras Bey İyice yaklaşıp tam önümde durdu. Kaşlarım çatıp diyeceği şeyi bekledim. Sabah sabah ne istiyordu benden? "Sözümü dinlemeyi iyice öğrendin küçük, afferim sana."dedi ciddi bir şekilde ve göz kırpıp şirketin kapısına ilerledi. Bense hangi ara tuttuğumu bilmediğim nefesimi verdim. Bu adam.... "Hey!" Neşenin bağırmasıyla yerimden sıçradım. "Ne bağırıyorsun kızım?"diye sordum Neşe'ye doğru dönerken. "10 kere seslendim, duymadın. Hem ne dedi sana Aras?"diye sordu kaşlarını çatmış bir şekilde. Elinide beline koymuştu. "Aras Bey."diye düzelttim onu. Tamam Murat Bey ile samimi olabilir ama Aras Bey çok farklı... "Sende varya. İnsan sevdiğine Bey der mi? Demez."dedi bilmiş bir tavırla. "Yani Aras Bey'i seviyorsun?"diye sordum dalga geçercesine. "Hee. Ondan."dedi kaşlarını çatarak. Ardından gülümsedi" Benim Muraaaaaad'ım var ne yapayım senin öküzünü? Hem eniştelerede Bey denmez." Gökyüzüne baktım ve dua edercesine ellerimi açtım.  "Allah'ım sana havale ediyorum. Sen işini bilirsin."dedim ve şirkete doğru yürümeye başladım. Neşe de bana yetişip koluma girdi. Şirkete girip asansöre ilerledik. O kendi katına bastı bende kendi katıma. "Sen 31. kata basınca bir tuhaf oluyorum."dedi ve kahkaha attı. "Ruhun Fesat."dedim ve güldük. Neşe benden önce iniyordu. O indikten sonra asansörün aynasından üstümü başımı düzelttim. Bakışlarım pantolonuma kaydı. Aklıma Aras'ı getirecekti bu Pantolon artık... Asansörün kapısı açıldığında indim. Sessizlik hakimdi bu kata. Masama ilerledim ve oturdum. Koskoca katta tek olmak güzel bir duygu değildi. Aras Bey odasında mıydı onu da bilmiyordum. İn, cin birde ben vardım bu katta. Aras Bey'in çıplak vücudu geldi birden gözümün önüne. O kadar inceleme şansım olmamıştı. Keşke baksaymışım. Bu düşünce gülümsememe neden oldu.  "Ben çıkıyorum küçük." Aras Beyin sesiyle başımı kaldırdım. Odasının kapısını önünde dikilmiş bana bakıyordu. Demek içerideymiş. "Sizi soranlara ne diyim? Bu gün toplantılarınız vardı."dedim ayağa kalktıktan sonra. Nereye gidiyorsa artık... "Yok de." dedi gayet ciddi bir şekilde ve asansöre ilerlemeye başladı. Şaka yapıyordu herhalde. Bende var diyecektim zaten. Ruh hastası adam... •••• "Yani Murat'ın hiç sevgilisi olmadı?"diye sordu Neşe kaşlarını kaldırarak Melek'e. "Hayır öyle değil. Yani yanında hiç kız görmedik."dedi Melek de ve dudaklarını birbirine bastırdı.Bir şey demedi Neşe ve yemeğini yemeye devam etti. Neşe iki kızla tanışmıştı. Tabii o katında tek değildi. Sohbet edeceği insanlar vardı. Bende tanışmıştım onun sayesinde. Hep beraber öğle yemeğine çıkmıştık. Yemek sırasında patronlarla ilgili konusuyorduk. Murat 23 yaşındaydı. Burak ve Aras da 24. Hepsi bizim yan evde kalıyorlardı birde Aras'ın babannesi varmış. Daha önce gördüğüm kadın.  Yemek sırasında birden bir kız geldi masaya. Kısa saçlı hafif kilolu bir kızdı. Kübra'nın yanına oturdu.  "Duydunuz mu Önder şahsiyeti çiçekçi dükkanını almış."dedi heyacanlı bir şekilde. Bunun üzerine Kübra kaşlarını çattı. "Ne? Nasıl?"diye sordu ardından. "Ciddi olamazsın."dedi şaşkınlıkla Melek. "Patronlara gelen çiçeklerde o dükkandanmış. Önder yollamış."diye açıkladı tanımadığım kız çiçek olayını. Neşe ile birlikte dikkatli bir şekilde onları dinliyorduk. "Bu adam kaşınıyor."dedi Kübra kaşlarını kaldırmış bir şekilde başını sağa sola sallayarak. "Şu olayı keşke baştan onlatsanızda bizde anlayabilsek..."diye araya girdim. Kafam allak bullak olmuştu. "Hemen başlıyorum."dedi Kübra ve öksürdü. Ardından devam etti. "Önder Bey bizim düşman şirketin sahibi. Düşman diyorum çünkü rekabet içindeyiz. Hani şu **** holding varya, onun sahibi işte Önder-." "Hülya!"dedik Neşe ile aynı anda ve birbirimize döndük. Sana mıydı bu? Hülya'nın sevgilisi Önder miydi gerçekten? "Oha yani!"dedi Neşe. Ağzı açık kalmıştı. "İnanmıyorum gerçekten."dedim bende ve alt dudağımı ısırdım. "Ne oldu?"diye sordu Melek. Bakışlarımı ona çevirdim. Hülya'yla düşman şirketlerdemi çalışıyorduk? Şaka gibi ya. "Sen devam et, boşver bizi."dedi Neşe. "Peki, Aras Bey uzun zamandır bir alışveriş şirketi üzerinde çalışıyordu. Bir arazi planlanmıştı. O arazinin üzerindeki dükkanlar, mağazalar, evler alınıyordu. Çoğu alındı. Bir kaç tane kalmıştı. Sahiplerini ikna etmek kolay değildi. O dükkanlardan biri de çiçekçi dükkanıydı. Onu bir türlü ikna edememiştik. Anlaşılan Önder gereksizi ikna etmiş. Bütün iş yattı galiba. O dükkan alınmazsa planlanmış olan proje yapılamaz."dedi Kübra.  "O kadar da masraf yapılmıştı. Önder Bey'i net öldürür Aras Bey."dedi Melek ve güldü. "Bey deme şuna."dedi adını bilmediğim kız kasları çatık bir şekilde. O yüzden dün sinirlenip gitmişti. Önder'in yaptığıda iş değildi! Bir de çiçek yollamıştı. Tabii çöpteydi çiçek şu anda o ayrı. Acaba neden düşmanlardı? Düşman olmaları için bir sebep olmalıydı. Çok çocukça bir şeydi bu. "Bişey sorucam Önder ve Aras Bey neden düşman?"diye sordum Kübra ve Melek'e bakarak. "Bak onu bilmiyoruz işte."dedi Melek suratını asarak. "Hiç kimse bilmiyor."dedi adını bilmediğim kız da  Her neyse canım. Sormuştum sadece. ••••• Masamın arkasında dikilmiş camdan dışarıyı, manzarayı izliyordum. Çünkü sıkılmıştım. Aras Bey olmadığından işim de yoktu. Oturmaktan da götüm uyuşmuştu. Bu yüzden ayakta izliyordum manzarayı. Bir insan koca şirkette bu kadar sıkılamaz yani... Bu kadar yüksekten insanları görmek oldukça zordu. Karınca gibilerdi. Biraz da ürkütücü tabii. Buradan sahili görebiliyordum. O sahilde dolaşmak istiyordum.  "Çirkin?" Emir in sesiyle asansöre doğru döndüm.  "Öküz?"dedim gülerek. "Hayırdır?"diye ekledim ardından. Burada ne işi vardı. "Seni çok özledim."Dedi ve yanıma gelip sarıldı.  "Tabi tabi."dedim gülümseyerek ve sarılışına karşılık verdim. "Aras Bey'i görecektim ben."dedi geri çekilirken.  "Üzgünüm valla kalmadı."dedim kaşlarımı kaldırarak. Bunun üzerine güldü. "Hadi be!" "Neden ki?"diye sordum başımı iki yana sallayarak. "İşle ilgili görüşmem lazımdı da boşver sen."dedi ve yanağımdan makas aldı. Ardından masanın yanındaki tabureye oturdu. Bende kendi yerime geçip oturdum  "Bir kahve içerim valla."dedi Emir ardından masadaki kalemlerden birini alıp elinde çevirdi. "E ısmarlıyım bari..."diye mırıldandım sırıtarak. Ardından iş yerinin telefonuyla kafeteryayı aradım.  "İki kahve alabilir miyim? Biri sade biri orta olsun lütfen."dedim. Karşı taraftan onay aldığımda kapattım. Bakışlarımı Emir'e yönelttim. Onun bakışları da bendeydi. "Eee?"diye sordum. "Ne eee?"diye sordu Emir de kaşlarını kaldırarak. Sonra aklıma Önder geldi. "Hülya'nın sevgilisi varya?"dedim hızlı bir şekilde. "Hee var."dedi gülerek. Ama komik değildi. "Gülme durum ciddi."dedim kaşlarım çatık bir şekilde. O da Kaşlarını çattı. "Ne oldu?" "Mutlaka biliyorsundur. Aras Bey'lerin düşman şirketleri varmış."dedim kaşlarımı kaldırarak. "Evet, var." "İşte o şirketin patronu bizim enişte."dedim ardından dudaklarımı birbirine bastırdım. "Hassiktir! O Önder o Önder mi?"diye sordu ardından elleriyle yüzünü kapattıp ağır bir şekilde geri açtı. "Malesef."dedim ve omuz silktim. "Nerden bulmuş bu kız iti?"diye sordu sinirle. "Ama iyi birine benziyor."dedim. Yani iş konusu beni bağlamıyor. Bir kötülüğünü görmedim. Tam tersi çok iyiydi. "Kimse göründüğü gibi değildir çirkin."dedi Emir ve derin bir nefes aldı. "Ne yani Önder kötü biri mi?"diye sordum kaşlarımı kaldırarak. O ne demekti? Önder Hülya'nın manitasıydı. O sırada kahvelerimiz geldi.  "Net bir şey diyemem. Adamı bire bir tanımıyorum. Bence bunu zaman içinde anlarız. Hülya şu anda mutlu gibi. Hiç bir şeye karışamam."dedi. Başımla onayladım bende. Saçmaydı zaten. İş konusunda sevmiyorlar belli ki, bizi ilgilendirmiyor bu durum. Kahvemden bir yudum aldım. "Peki öküzcüm sen bu Önder le ilgili birşeyler biliyor musun?"diye sordum meraklı bir şekilde. Bir şeyler biliyor muydu acaba? "Pek sayılmaz. Aras'la çalışan kimse sevmez onu. Bunu bil yeter."dedi ve kahvesinden bir yudum aldı. Neşe'yle ben dışında tabii. Eniştemizdi. Hem kimseyi tam anlamıyla tanımadan yargılamamak lazım. Gerçek hayatını biliyorlar mıydı? Biz kahvelerimizi içerken asansörün kapısı açıldı ve o tarafa baktık. Aras Bey gelmişti. Bende ayağa kalktım. Benle beraber Emir de kalktı. Aras yanımıza gelene kadar Bakışlarını bende sabitledi. Bu durum beni biraz germişti. Birinin bu denli bana bakması rahatsız ediciydi. Aras Bey Emir'in hemen yanında durunca bakışlarını Emir'e çevirdi. "Hayırdır Emir?"diye sordu kaşlarını kaldırarak. "Otelde ağırlanacak basket takımıyla ilgili konuşacaktım."dedi Emir de.  "Tamam gel."dedi Aras Bey ve odasına girdiler. Onlar içeri girince yerime oturdum. Düzenlemem gereken dosyayı döktüm önüme ve ona odaklandım. Bir süre sonra Kapı açılma sesi geldi. Bakışlarım kapıya kaydığında Emir'i gördüm. Çıkıyordu. "Çirkin ben gidiyorum. Akşam görüşürüz."dedi ve yanıma geldi. Ayağa kalktım ve sarıldık. "Görüşürüz."dedim bende ve Emir asansöre doğru yöneldi. Ben onun arkasından bakarken Aras Bey bana seslendi. "Derin!" Eüzübillahiminarşeydanirracimbismillahirrahmanirrahim! Kapısına ilerledim ve çaldım. "Gir." Dedi. Bunun üzerine kapıyı açıp içeri girdim. Arkamdan da kapıyı kapattım. Tam karşımda, masasında oturuyordu. Bakışları bendeydi. Ağır bir şekilde ayağa kalktı ve masanın etrafından dolaşarak yanıma geldi. Tam önümde durduğunda kaşlarım çatık bir şekilde suratına baktım. Ne yapıyordu? Mesafeden rahatsız olup bir adım geri gittim. O da bir adım geldi. Ben bir adım daha geri gittim ve sırtım duvarla buluştu. Aras Bey ise bir adım gelip mesafeyi kapattı. Tekrar tekrar başa sarıyorduk resmen. Başımı kaldırıp ona baktım. O da yüzüme doğru iyice eğildi. Nefesi yüzüme değmeye başlamıştı. Kalbim öyle atıyor ve karnımda acayip duygular oluyordu ki... Bunlar anlatılacak gibi değildi. Neler oluyordu bana. "Kapıyı kitle küçük."dedi Aras Bey yüzüme doğru. Nefesi daha çok tenime değerken yutkundum  "N-n-ne? N-n-neden?"diye sordum. Ya da sorduğumu sandım. O kadar karışık duygular içindeyim ki. Kalbim göğüs kafesimi parçalamak istercesine atıyordu. İlk defa böyle olmuştum. "Lafımı ikiletme ve kitle."dedi Aras Bey kaşlarını kaldırarak. Sessizce yutkundum ve başımı sağa çevirip kapının kilidine uzandım. Ardından kapıyı kitledim. Bakışlarımı Aras'a doğru çevirdim. Başımı kaldırıp yüzüne baktım.  Beni öldürecek miydi?  Aras birden ellerini kalçama koydu ve beni kucağına aldı. Ben daha ne olduğunu anlamadan ellerimi hızlı bir şekilde Aras'ın boynuna sararak kendimi düşmemek için güvence altına almıştım. Ne yaptığını sanıyordu? Ya da ne yapmayı planlıyordu ki kucağındaydım?  "Aras Bey napı-" "Konuş dedim mi küçük?"dedi sert bir şekilde ve kapının yanında ki ikili koltuğa ilerledi. Ben kucağıydım resmen. Kalcamdan tutmuş bir şekilde havaya kaldırmıştı beni. Yüzümü eğerek yüzüne baktım. Ama o bana bakmıyordu. Koltuğa oturdu. Tabii bende onun kucağına oturmuş oldum. Elleriyle bacaklarımı iki yana açmamı sağladı. Kucağından kalkmaya çalıştım. Ama Aras Bey elini belime koyarak buna engel oldu. Beni kucağında sabitlemişti. Kaşlarımı çatarak suratına baktım. Onun bakışları yüzümde geziniyordu. "Aras-" "Bir daha söylemeyeceğim. Konuş demedim."dedi ciddi bir ses tonuyla. Bu adam ruh hastası olabilir miydi?  Kalbim peki... Delirmiş gibiydi. Vücudumun dengesi bozulmuştu. Aras Bey yüzünü yüzüme yaklaştırdı. Kucağında olduğumdan o bana bakmak için başını hafif kaldırıyordu. Aras Bey'in bakışları dudaklarıma kaydı. Siktir. Barda öpememişti. Şimdi mi öpecekti?  Aras Beyin dudaklarına baktığımda iyice dudaklarıma yaklaşmıştı. Öpücekti galiba. Dudaklarımı hafifçe araladım. Çok gerilmiştim. Burunlarımız birbirine değdiğinde karnım kasıldı. Ardından Aras Beyin dudaklarını dudaklarımda hissettim. Gözlerim yavaş bir şekilde kapandı. Kalbim duracaktı. Bu doğru muydu bilmiyorum ama beni öpmesini gerçekten istiyordum. Aras Bey alt dudağımı dudaklarının arasına alıp emdiğinde karnımda bir şeyler olmaya başladı. Güzel şeyler oluyordu... Lanet olsun! Aras Bey alt dudağımı bir kez daha emdi ve ellerini kalçama koydu. Dudağımı emmesi çok güzel hissettirmişti.  Birden Kapının çalınmasıyla hızla Aras Beyin kucağından kalktım. Kapıyı kitlemiş olabilirdik ama bizi içeride ve kapıyı kitlemiş olarak görenler kim bilir neler düşüneceklerdi.  Kapı bir kere daha çaldı ama Aras Bey sesini çıkarmadı. Aras Bey'e baktığımda bana baktığını gördüm. Neden ses çıkarmamıştı? Birden elimden tutup beni kendine doğru çekti. Düşmemek için uğraşırken Aras beni kucağına geri otutturmuştu. Aras Bey birden dudağıma yapıştı ve ellerinin birini enseme birini yanağıma koydu. Sert bir şekilde öpmeye başladı. Çok hızlı ve sert öpüyordu. Dudaklarım acıyordu. Ellerimi göğsüne koyup onu itmeye çalıştığım da ensemde ki elini belime koyup beni kendine çekti. Başımı zorda olsa sağa çevirip dudaklarımızı ayırdım. Bakışlarım gözlerine kaydığında göz göze geldik  "Çık."dedi birden Aras Bey sinirle. Bunun üzerine affadım. Hiçbir şey demedim ve kucağından kalkıp kapıya ilerledim. Kilidi açıp çıktım odadan.
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD