Kitapların kurgularına epey zaman harcıyorum. Hatta her daim hayal kurmaya meyilli, tam bir hayalperestim diyebilirim. Fantastiğe fazla takıntılıyım. Bu nedenle fantastik harici hiçbir şey okumuyorum. Göz gezdirdiğim her şeyde bir doğaüstülük arıyorum durmadan. Bazı insanlar fazla realist düşündüğü için bu dediğimden hoşlanmayabilirler tabii. Fakat bence fantastik, bir yazarın kendini tamamen ortaya koyabileceği tek türdür. Çünkü bir dünya yaratıyorsun, senin istediklerinle şekillenen. İnsanlar oraya zaten var olan dünyanın bir başka yansımasını okumaktan çok senin keşfedilmemiş dünyanda yolculuğa çıkmaya geliyor. Bilinenlerden uzak ve tamamen senin kurallarınla şekillenmiş bir kainat... Ne kadar harika, değil mi?
Dünyanın üzerine çökmüş uçsuz bucaksız bir karanlığın içinde kalmış yalnız bir asker... Kralların hatalarının bedelini ödeyen çürümeye yüz tutmuş topraklar... Bilinmez bir hiçliği beraberinde taşıyıp dipsiz bir çukur misali her şeyi yutan Kara Örtü... Ve soluk bir ruhun içinde kalan son umut parıltısı...
Savaş ve katliamlar, dökülen kan ve yitip giden hayatlar dünyanın lanetlenmesine sebep oldu. Artık savaşın da ölümün de bir getirisi yok. Kahramanlık hikayeleri geçmişin tozlu raflarına kaldırılalı uzun zaman oldu. Artık gecenin görkemi yerini karanlığın dehşetine bıraktı. Bilinmeyenin korkusu, insanların ruhlarını tüketiyor. Ama yine de, belki bir umut vardır... Belki bu bitmez tükenmez lanetin sonunda güneşin doğacağı aydınlık bir sabah vardır. Belki biri, en azından solmuş ruhunu gölgelere teslim etmek yerine karşı koyacaktır. Kim bilir? Cehennemin aynası dünyaya döndürülmüşken güneşin sıcaklığı yeniden tatlı gelebilir mi insana?
1200 yıl... Uyumak için oldukça uzun bir süre. Eskisi gibi bir dünyada uyanmadım. Dostlarım ve sevdiklerim... Hepsi benden alındı. Tanrılar beni bu dünyada yalnız bırakmak istedi. Ama O'nu onların isteklerinden kurtarmayı başardım.
Lilith...
Benimle kalan son insan... Her şey senin için... Mührünü kıracak ve seni tekrar özgür kılacağım. Ardından Kahin bana istediğim cevapları verecek. Gerekirse yıllarca korku hikayeleri olarak anlatılacak işkenceler yapacağım. Ondan sonra ise sıra size gelecek.
Beni duyuyor musunuz tanrılar? Sıranın size geleceğini söylüyorum. Şimdi yeterli güce sahip olmayabilirim ama güçlenmek zor bir şey değil. Hele ki şimdi... Oldukça kolay.
Bu dünya lanetlilerden oluşan ordularım tarafından yerle bir edilecek. O çok bağlandığınız insanların soyunu yok edeceğim. Neye dönüştüysem onun hakkını vermeliyim değil mi?
Sadece bekleyin. Kahin bu işin anahtarı. Sonu başlatacak anahtarı ele geçirdiğim zaman karşımda hiçbiriniz duramayacaksınız.
Ben Lanetli Kral Masamune'yim... Ve varlığınızı lanetliyorum...
Dünya üzerindeki yüzlerce lanetli ruh... Ve bir Ruh Avcısı...
İhanet, beni yok etmeye yetmedi. Tek yaptığı bir ders vermekti. Güven, herkese verilebilecek bir şey değildi. Ama gel gör ki ölüm, hepsine verilecek şey oldu.
Karanlıktan korkanların beni öldürmek istediğini biliyorum. Deneyeceklerinden de eminim. Ama bazı şeylere kalkışmamak gerekir. Onlar da bu dersi alacaklar. Lakin ölümde bir işlerine yaramayacak.
Havada... Katliamın baştan çıkarıcı kokusu var... Sadece biraz kan... Ve her şey başlayacak...
"Kara büyücü olmak ister misin?"
İşte bu cümleyle başlamıştı benim hikayem. Ormanda kazara karşılaştığım bir adam sunduğu bir teklifle. Sanırım on ya da on üç civarı bir yaştaydım. Diğerleri gibi olamadığı için hor görülen, aşağılanan bir çocuk... Günlük bir rutinmiş gibicesine aşağılanırdım. Hayatım berbattan biraz daha öteydi. Ama ustam...
Ustam Seth... O bana bir kurtuluş yolu sundu. İnsanların asla aşağılamaya cüret edemeyeceği biri olma şansı verdi. İşte o gün bir katile dönüştüm. Soğukkanlı ve acımasız...
Unutulmaya yüz tutmuş büyüler ve korkulan bir güç... Karanlığın gücü... Benim gücüm...
Kendini büyük görenler karşımda can çekişecek! Aşağılayanlar en acı yollardan geçip ölümle tanışacak! Sevdiklerime zarar verenler ise... Onlar ölmeyecek. Onlar ölmek için yalvaracak... Ama ölemeyecekler, öldürmeyeceğim...
Gücüm sürekli biraz daha artarken yolumda ilerlemeye devam ediyorum. Ustamın istekleri benim için emirdir. O, bu hayatta benim için çekinmeden bir şey yapan tek insan. Beni koruyan ve kendimi koruyabilmemi, karşımdakilerin ise kibrini yerle bir edebilmemi sağlayan yegane kişi. Onun yolu benim yolumdur.
Ben bu yolda kalplerini söktüğüm cesetlerin üzerinden yürümeye devam edeceğim...
Asla öldürdüklerim yüzünden pişmanlık duymadım. Ben seni öldürdüysem ölmeyi hak etmişsindir. İster kibrinde boğulan aşağılık bir pislik ol, istersen de yanlış zamanda yanlış yerde bulunan biri... Mutlaka bir suçun vardır.
Ben Masamune... Kara Büyücü ve vahşi, acımasız, soğukkanlı bir katil... Benim de içinde bulunduğum bir savaşta bana karşıysan, seni benden önce başkasının öldürmesi için dua et! Şayet ben geldiğim zaman, dua etmek için çok geç olacak...