Uzun zaman önce, insanlığın gökyüzü ile yeryüzü arasındaki dengeyi bozmaya çalıştığı kadim bir çağda, teknolojik ve biyolojik olarak üstün bir ırk olan Voranlar ve Zemutlar yeryüzünden kovulmuş ve derin bir boyutsal bariyere hapsedilmiştir. Bu bariyerin anahtarı, kayıp bir element olan Krono-Silis'tir. Günümüzde, büyük bir küresel enerji şirketi, dünyanın derinliklerinde yaptığı kazılarla bu elementin son kalıntılarını bulur ve yanlışlıkla bariyeri zayıflatmaya başlar. Voranlar ve Zemutlar, yeniden yüzeye çıkıp insanlığı köleleştirmek ve dünyayı yeniden biçimlendirmek için harekete geçer. İnsanlığın tek umudu, bu kadim bilginin mirasçısı olan bir grup arkeolog ve teknoloji uzmanıdır.

Gündüzleri sıradan bir kadın…Geceleri ise arzunun, saplantının ve ölümün ta kendisi.“Gecenin Diğer Yüzü”, tutkularının karanlığına hapsolmuş bir kadının, her bölümde farklı bir adamı avladığı ölümcül bir oyunu konu alıyor. Onun için aşk yalnızca bir maske, yakınlık ise bir tuzaktan ibaret. Her karşılaşma yeni bir fantezi, her dokunuş biraz daha yaklaşan bir son.Ama bu kez karşısındaki erkek farklı.Soğukkanlı, mesafeli ve çözülmesi zor.Av mı?Avcı mı?Arzu ile korku arasında sıkışan bu ölümcül hikâye, insan ruhunun en karanlık köşelerine ışık tutuyor. Ve finalde tek bir soru kalıyor:Asıl canavar kim?

İstanbul’un arka sokaklarında, duvarları rutubet kokan eski bir apartmanda bir adam esrarengiz bir şekilde ölür…Ama ölümüyle birlikte her şey bitmez.Adem, artık ne hayattadır ne de ölü. Ruhu sıkışıp kaldığı evde, kendi ölümünün ardındaki karanlık gerçeği çözmek zorundadır.Eşi Leyla’nın kırılgan zihni, büyüyle uğraşan amca Mehmet, mahallede geceleri dolaşan Salih, uğursuz komşu Hasan ve sürekli tuhaf imalar eden Ayşe…Herkes bir şey saklamaktadır.Ve bu ölüm… Bir kaza değildir.Bu hikâyede hiç kimse masum değildir.Ve bazı kapılardan girenin artık çıkış yolu yoktur.