Story By AslimAk
author-avatar

AslimAk

ABOUTquote
Almanya\'da yaşayan, kendi halinde bir yazar... Bu zamana kadar basılmış 6 kitabım bulunmaktadır. 1) Çirkin Güzel 1 2) Çirkin Güzel 2 - Aşka Uyanış 3) Senden Bebek Istiyorum 4) Hasret Rüzgarları 5) Bir Yudum Sevgi 6) Dilbeste
bc
Ne Olacak Halim (Türkçe)
Updated at Feb 15, 2022, 12:48
An kadar kısa, ömür kadar uzun sayılabilecek bir süre bakmışlardı birbirlerinin gözlerinin içine. Yıllar boyunca özledikleri gözleri tekrar karşılarında bulmuştu her ikiside. Nazlı, Almanya’ya gittiğinden beri, ‘Bir daha kim bilir ne zaman göreceğim onu,' diyerek girmişti yatağına her gece. Kenan’ın evlilik haberini aldığındaysa, onu unutması gerektiğini söyleyip durmuştu kendisine. Dilinde sürekli, ‘Artık onu unutmalısın, çünkü o seni çoktan unutmuş.’sözleri dolanmış, ve her seferinde kahrolmuştu. Oysa şimdi tekrar bakabiliyordu o güzel yeşil gözlere. Seneler öncesinin Nazlı’sı olsaydı eğer, hiç düşünmeden gidip boynuna sarılırdı sevdiğinin. Hiçbir şey olmamış gibi, tüm sevgisiyle kucaklardı Kenan’ı. Kenan ise Nazlı’nın bakışlarının, onun yüzünün duru güzelliğinin etkisi altındaydı hâlâ. ‘İşte yine karşımdasın Nazlı, o tanıdık bakışlar yine karşımda. Bir tek farkla... O bakışlar artık çok soğuk bakıyor bana,’diye içinden geçirirken, Nazlı’nın hızla bakışlarını kendisinden kaçırdığını gördü. Genç kadın bulundukları ortamın tekrar farkına vararak, kaçırmıştı bakışlarını Kenan’dan ve kuru bir "Sağ ol.’’ demekle yetindi. Babasının mezarı başında, görmeyi istediği en son kişi şu an karşısındaydı. Onca yıldan sonra, hiçbir şey olmamış gibi, kendisinde karşısına çıkma cesaretini nasıl bulabilmişti? ‘Hiç mi değişmez bir insan Allah’ım? Niye hâlâ o gözlerde kaybolmak istiyorum? Niye kalbimdeki yara kanayıp duruyor hâlâ?’ diye sordu kendi kendine. Aynı zamanda hızlı adımlarla Kenan’ın yanından uzaklaşıp gitmeye çalışıyordu. ‘Nazlı sakın arkanı dönme! Onunla bir daha göz göze gelmemelisin!’ Nazlı bu duygularla boğuşurken, Kenan hâlâ onun gözlerinin etkisinden kurtulabilmiş değildi. Daha ne olup bittiğini anlamadan, Nazlı’nın yanından hızla uzaklaşmaya çalıştığını fark etti. Bunun üzerine kendisi de koşar adımlarla onun peşinden ilerledi ve kolundan nazikçe tutarak, durdurdu. Kenan’ın elini kolunda hissettiği an, olduğu yerde kalakalmıştı Nazlı. Sanki hareket etmeyi unutmuştu. Oradan uzaklaşmayı her şeyden çok istese de, buna bir türlü gücü yetmiyordu. Ayakları ona karşı çıkarak, ‘Kal’ diyordu sanki. Kendisini zorlayan bu durum karşısında, gözlerinde saklı tuttuğu öfkesiyle döndü Kenan’a doğru. Bakışlarını onun gözlerinin içine çevirerek, "Başka bir şey mi vardı?" diye sordu sertçe. ‘Hala nasıl gözlerime bakabiliyorsun? Hiç mi yaptığından utanmıyorsun?’ diye de içinden geçiriyordu o anda. Nazlı’nın bu haliyle ilk kez karşılaşıyordu Kenan. Karşısındaki kadın, kendi Nazlı’sı değildi. Onun gibi aşkla ve kıyamayarak bakmıyordu gözleri. O an ona öyle soğuk bakıyordu ki, bu durum canını yakmıştı genç adamın. Elini yavaşça Nazlı’nın kolundan çekerek, "Nasılsın?" diye sormayı başardı. Bu soru Nazlı’nın öfkesini gittikçe çoğaltmıştı. "Nasıl mıyım? Babam öldü! Sence nasıl olabilirim?!" diye cevap verdi. "Başka bir şey yoksa, artık gitmek istiyorum." "Başka bir şey yok. Sadece senin adına çok üzgün olduğumu söylemek istemiştim." Kenan son sözlerinden sonra, arkasını dönüp gitmeyi isterken, Nazlı’nın arkasından söylediklerini işiterek olduğu yerde kalakaldı. "Eminim öylesindir! Benim adıma üzgün olduğun için de, en yakın arkadaşımla evlendin zaten öyle değil mi?" Nazlı ağzından çıkanlara inanamıyordu. Kendini böylesine küçük düşürdüğü için, içten içe kendisine saymakla meşguldü. ‘Şimdi sırası mıydı Nazlı? Ne yaptın sen?’ Kenan karmakarışık bir halde Nazlı’ya doğru döndü. Ne yapması, ne söylemesi gerektiğini bilemiyordu. Nazlı’ya ‘Sen beni bırakıp gitmeyi bildin ama, şimdi ne değişti de döndün?’ diye sormamak adına kendisini zorlaması gerekmişti. Son kez onun gözlerinin içine bakarak, hızlı adımlarla uzaklaşmayı seçti.
like
bc
Mutluluğun Buruk Yanı
Updated at Apr 3, 2024, 13:04
Siz, mutlu sonlara inanır mısınız? Ben inanırdım... Henüz daha küçük bir kızken elbisemin eteklerini tutarak, 'Ben çok mutlu olacağım,' derdim herkese. Çünkü bana göre istedikten sonra mutluluğu bulmak çok kolaydı... Yıllar boyu bu düşünceyi savunup durmuştum hatta. Bu fikrim ancak liseden mezun olduğum sene babamı kaybettikten sonra değişti. O gün aslında mutluluğun tıpkı bir kuşa benzediğini düşündüğümü hatırlıyorum. Bir an seninleyken, diğer bir an ellerinin arasından uçup gidebiliyordu. Ona sürekli sahip olmanın asla mümkün olmayacağını anlıyordu insan. Ben de anladım... Mutluluk asla evimizim daimi üyesi olamamıştı. O bizde sadece misafirdi, fazlası değil...Babamın kaybına daha alışamamışken maddi zorluklarla boğuşmaya başladık annemle. Kapısını çalacağımız bir aile büyüğümüz de olmayınca, ana-kız çalışarak evimizi geçindirmeye çalışıyorduk. Ama uzun süre dört odalı bir dairenin kirasını karşılamaya gücümüz yetmemeye başladı. Bu sebeple bütçemize daha uygun olan bir daireye taşınma kararı aldık. Alışkın olduğumuz çevreden uzakta, şirin bir mahallede iki göz odadan oluşan bir daire bulduk. Ve benim için hayat o mahallede değişti.Tuğrul... İlk göz göze gelişimizde kalbimi hızla attırmayı başaran adam. On sekiz yaşındaydım onu tanıdığımda. Daha çok toy, ama bir o kadar aklı başında. Karşı apartmanda oturuyordu ailesiyle birlikte. Benimle yaşıt bir kız kardeşi vardı. Kendisi ise askerliğini bitirdikten sonra babasının bakkal dükkanında çalışmaya başlamıştı. Bakkala ne zaman gitsem onu görürdüm. Bana halimi hatırımı sorduktan sonra, istediklerimi özenle bir poşete koyar, elime verirdi. Her zaman saygılıydı. Bir gün olsun yanlış bir sözünü duymazdım. Bana ilgisi olduğunu bile anlamamıştım, ta ki yine bakkaldan alışveriş yaptığım bir gün poşetin içinde küçük bir not bulana kadar."Nursena... Gözümün nuru Sena'm...Daha fazla sevdamı içimde tutmama imkân yok. Eğer senin de bende gönlün varsa, hayırlı bir iş için en kısa zamanda kapınızı çalmayı istiyoruz. Haberini bekleyeceğim. -Tuğrul"Notu okuduğum akşam içim içime sığmamış, bunu annemden bile saklayamamıştım. Ona söylediğimde, hemen istemeye gelebileceklerini söyledi. Aileyi tanıyor, haklarında da devamlı iyi şeyler duyuyordu neticede. Ona göre iyi bir aileye kızını gelin verecekti. Benim için ise Tuğrul'dan başkası önemli değildi.Bir sonraki bakkal ziyaretimde yüzüme merakla bakan sevdiğime, kısık ve utangaç sesimle pazar günü gelebileceklerini söylemiştim. Sonrasında her şey çok hızlı gelişti. Aileler anlaştı, biz nişanlandık. Altı ayı bulmadan da evlendik. Size göre bu bir mutlu son, öyle değil mi?Oğlan kızı sevdi, kız da oğlanı sevdi. Evlendiler... Birlikte sonsuza dek mutlu yaşadılar...Ben de öyle düşünüyordum. Tuğrul'un yanındayken mutluluk misafirim değildi. O hep benimleydi... İlk aylarda hep buna inanıyordum. Ama işlerin hiç de masallardaki gibi olmadığını, yıllar geçmesine rağmen çocuğum olmadığında acı bir şekilde öğrendim.İnsanın kocasına duyduğu aşkın bile, mutlu olmak için yetmeyebileceğini kabullendim.Mutluluk hep oradaydı... Tuğrul hep benimleydi ama bir yanı hep buruktu. Çocuğum olmadan da mutluluğum asla tamamlanamazdı.
like
bc
Naz'lı Sevgilim (Türkçe)
Updated at Nov 29, 2023, 08:04
Herkesin şaşkın bakışlarının eşliğinde piste doğru el ele ilerledik. Sezer elimi bırakıp yüzünü bana doğru döndüğünde ilk başta ne yapacağımı bilememiştim. Ama o biliyordu. Elinin birini belime sarıp beni kendisine doğru çekti. Diğer elim de elini bulmuştu. Birbirimize çok yakındık. Akıl sağlımı korumak adına kendimi biraz geri çekmeye çalışsam da buna izin vermedi. Tam tersi beni iyice bedenine yapıştırmıştı. Kulağımda nefesini hissettiğimde gözlerim kendiliğinden kapanıverdi. Solist yerine ben bir tek Sezer'in söylediklerini duyuyordum o anda. Şarkıyı kendi sesiyle benim için okuyordu. "Ben bal arısı gibiydim senden önceBak pervanelere döndum seni görünce"Sesi güzeldi Sezer'in. Eskiden okulun müzik grubunda yer alıp, okul programlarında şarkı bile söylerdi. Ama burada, bunu yapmasını hiç beklememiştim. Peki ya bana ne demeliydi? Resmen adamın büyüsüne kapılmış gidiyordum."Yana yana kül olsam her anYine de senden ayrılamamYoluna adadım ömrümü benSensiz olamamYana yana kül olsam her anYine de senden ayrılamamBin yıl yaşasam yine sana doyamam"Yutkundum. Gözlerimi bile açamayacak kadar aciz bir durumdaydım. Yanağımı Sezer'in yanağına yaslamış bir hâlde, onun kulağıma değen sesini duyuyordum sadece.'Bana ellerini ver', dediğinde elimi daha sıkı kavramıştı."Hayat seni sevince güzelSana gönlümü verdim nazlı güzel..."Müziğin sona ermesiyle bir rüyadan uyanırmışçasına göz kapaklarımı yavaşça araladım. Sezer de başını geri çekerek gözlerimin içine baktı. "Seni seviyorum Naz'lı sevgilim," diye fısıldadığında bir an için kalbim durdu sanki.
like
bc
Aşk: Kör Kuyu (Türkçe)
Updated at Apr 2, 2022, 04:32
Aynadaki görüntüsüne baktı derin bir iç çekerek... Evet, çok güzel olmuştu, ama güzel olan sadece dış görüntüsüydü. İçi... İçi ne haldeydi kimsenin bir haberi yoktu. Gözyaşları hâlâ akmak için göz pınarlarını zorlarken, nasıl sahte bir gülümseme takınacaktı yüzüne? Böyle bir şeyin olduğuna inanamıyordu... Üzerindeki krem rengi, oldukça pahalı elbiseyi elleriyle parçalamamak icin kendini zor tutuyordu genç kadın. O anda oda kapısının tıklatılmasıyla, arkasına doğru döndü. Işte oradaydı... Çocukluğundan beri tüm hayallerini süsleyen adam, tam karşısındaydı... "Abim sana bakmamı rica etti benden. Aşağıya inmenin zamanı geldi." Işte o an, hayal ettiklerinin ömür boyu hayal olarak kalacağından bir kez daha emin oldu, çünkü birazdan nişanlanacaktı. Sevdiği adamın ağabeyiyle nişanlanıyordu...
like