Ağaya TutsakUpdated at Apr 15, 2025, 03:02
❗️Yetişkin içeriklidir, sahneler detaylıdır 🔞
''Ben yapmadım!'' diyerek feryat figan ağlayan kıza baktım, ''Azad bey yemin ederim ben yapmadım, o yüzüğü yemin ederim ben çalmadım!''
Öfkeyle ona bakarken ayaklarıma kapandı, tiksintiyle onu böcek gibi ittirirken başını hiddetle sağa sola sallıyordu.
Ona neden bu işi sunduğumun bile farkında değildim, bir anlık acıma duygusuyla fahişenin tekine iş fırsatı vermiştim.
Dakikalardır ayaklarıma kapanmış ağlayarak, kendini acındırmaya çalışıyordu. Üstü başı yırtık , teni kirden dolayı pislik içindeydi.
''O yüzük kimindi biliyor musun sen?!'' diye öfkeyle bağırıp kollarını sıktım, bedenini sarsarken yağlı saçlarına baktım.
Karşımda gördükçe gerçekten midemi bulandırıyordu, bu nasıl bir kadındı böyle? Kendine doğru düzgün kıyafet almıyor muydu veya hiç duşa girmiyor muydu?
Ama hata bendeydi! Yoldan geçeni acıyıp işe aldığım için suç benimdi!
Neyine güveniyorsun Azad sen neyine?!
''B-Ben... Yemin ederim bilmiyorum! Ben almadım, gerçekten almadım!''
''Kes sesini!'' diye haykırdım yüzüne karşı, ''Bana hemen çaldığın yüzüğü ver!''
''Çalmadım...'' dedi fısıldayarak, ''Çocuklarımın üzerine yemin ederim ki çalmadım!''
''Küçücük çocukların üzerine yemin etme kadın! Nereden geldiğin belli değil, kocan kim belli değil, çocuklarının babası belli değil!''
Ağlamaktan nefesi kesilirken başını kaldırıp gözlerime, kızarmış kahvelerini odakladı. Dudaklarından bir hıçkırık çıktı.
Kasamın şifresini duyduğunu bilmesem, onun bu masum rollerine inanırdım. Yemin ederim ki inanırdım fakat o şifreyi sadece o ve sekreterim biliyordu!
Sekreterim asla yapmazdı, yıllardır bu şirkette hakkıyla çalışır namusuyla parasını kazanırdı.
Ona güvenim sonsuzdu lakin, günler öncesinde işe başlayan bu ne olduğu belirsiz soysuz kadına asla güvenmiyordum!
Evsizin tekiydi, iki çocuğu olduğunu ve bir kömürlükte yaşadığını öğrenmiştim. Sırf o çocuklar aç kalmasın diye yaptığım iyiliğe nankörlük etti!
O yüzük benim değerlimdi.
Değerlimden kalan, en değerli hatıralardan biriydi.
Yıllardır kalbimde taşıdığım kadının hatırasına nasıl olurda sahip çıkamazdım?
Kalbime düşen közle elimi göğsümün üzerine yerleştirdim, bu çok can yakıcı bir şeydi. Kalbimin cayır cayır yanıyordu.
Hızlı nefesler alıp verirken bana bakmaya devam eden kadına baktım, 'Bana o yüzüğü getireceksin!'' dedim hırıltıyla.
''Bende değil, çocuklarımın üzerine yemin ettim ki bende değil!''
Çıldırmak üzereydim lan! Hala inkar ediyordu.
''Ya bana o yüzüğü bulursun ya da canından olursun!''
Öfkeyle yüzüne tısladığımda kolundan tutup ayağa kaldırdım, ''O yüzük neredeyse bana getireceksin duydun mu?! Hangi kuyumcuya gidip sattıysan, geri alacaksın!''
Kapıyı açıp hızla bedenini savurduğumda yere düştü, kapıyı tekmeleyerek kapattığım an elimi yumruk yapıp duvara vurmaya başladım.
Ulan sırf çocukları için maaşını bile az vermemiştim, o çocukların hatırına bunu yapmıştım ama o nankör kadın benim yüzüğümü çalmıştı!
Bana o yüzüğü ya verecekti ya da verecekti!
Asla kaçamazdı!